Bir cok film izlersin cok azi akilda kalir. Iste bu film hicbir zaman unutmayacagim filmler listesine giriyor. Mükemmel bir yapit. Insanin icini isitan, cocukluguna götürüp getiren bir saheser.
Bir yönetmenin cocuklugundaki gencligindeki cok deger verdigi bir adamin Alfredo nun öldügünü duymasiyla tüm gece uyumayip cocuklugunu hatirlamasini anlatiyor film. Toto nun sinemaya olan merakinin cocuklugunda yasadigi yerdeki tek sinemada yani Cinema Paradiso da calisan Alfredo nun basina üsüsmesiyle basliyor. Mükemmel bir iliski kuruyorlar aralarinda. Toto icin bir baba rolü, Alfredo icin bir ogul rolü...
Tek kelimeyle mükemmel bir film. Giuseppe Tornatore un ellerinden öpüyorum.
Idoldür. Büyük insan benim icin. Coluk Cocuk adli kitabi okuyunca asik olursun patti ile robert in o dünyasina. Sanata bakis acilari, yasam tarzlari, birbirlerine duyduklari o muhtesem sevgi, sahip olduklari mükemmel bir dostluk. Hayatimdaki tek amacim böyle bir iliski. Patti ve Robert in o mükemmel uyumu.
Bu filmi bilen insan pek cikmaz. Cikmasin zaten böyle güzel bu.
1922 yapimidir. Bugüne kadar yapilmis tüm vampir filmlerinin en iyisidir. Bir klasiktir. Alman sinemasi kendini bir kez daha göstermistir bu yapitta.
twilight i tekrar tekrar okudugum zamanlarda bella ugultulu tepeleri okuyor diye merak edip aldigim muhtesem bi romandir. Emily Bronte nin tek romanidir. Büyülemistir beni.
Kitabin filme en iyi uyarlanmasi ise 1992 yapimi basrolde Juilette Binoche nin oynadigi Wuthering Heights (kitabiyla tabiki de ayni ismi) idir. Aglatir film. En cok etkilendigim yer ise Cathy öldükten sonra Heathcliff in huzur icinde yatmasin yatmasin ki ruhu huzur bulmayip bana dadansin beni delirtsin ki yeter ki sensiz kalmayayim demesidir.