şefik can'ı yetiştirmiş üstaddır. şefik can askeri mektebde öğrenciyken danışman hocalığını yapan tahir efendi'den bir kitabını ister. tahir efendi kitabı ödünç vermez, istersen evimde inceleyebilirsin der. buna çok bozulan şefik can yıllar sonra kendisiyle bir araya geldiğinde hocaya bu durumu sorar. tahir efendi, kitaplığının üzerindeki arapça beyiti gösterir. beyitin anlamı: kitaplar benim sevgilimdir, hangi insan sevgilisini bir başkasına ödünç verebilir? olaydan sonra şefik can ile baba oğul gibi olurlar.
başka bir anekdot:
sadık isimli bir arkadaşı bir gün hocaya nef'i'nin "tahir efendi bana kelp demiş, iltifatı bu sözde zâhirdir. malikî mezhebim benim, zira itikadımca kelp tahirdir." şiirini okuyup,
-hocam kelp tahir midir? diye sorar. hoca ise şu cevabı vererek ağzının cevabını verir.
-kelpin mezheplere göre tahir olup olmadığı değişir ancak sadık olduğu kesindir.
belli ortamlarda, belli insanların zorundaymış gibi hissetikleri davranış biçimi.
ne var yani? niye izlememiş ayağına yatıyorsun? izlememiş gibi davranınca bir bok mu olacağını sanıyorsun? ya da izleyenle izlemeyen arasındaki fark ne? izlemeyen daha kültürlü imajı mı çiziyor?
izlediğini cümle alem biliyor. genellemelerden kaçınmama rağmen bu konuyu genelliyorum, iddia ediyorum fetocu gençlik içerisindeki en sofu geçinen türk evladı bile bir dönem porno izlemiştir. izlenilsin bu sektör gelişsin demiyorum ama izleniliyor yani bu da yadsınamaz.