efendim yönetimin özel bir günüdür lakin şu kadınların özel gününden.
sen ramazan bayramı kurban bayramını kutlama,sonra efendime söyleyeyim kandilleri hep unut. üstüne üstlük zafer bayramını felan hiç söylemeyeceğim. böyle çarparlar adamı işte şimdi pms sendromu gibi çek. başın ağrısın belin çatlasın bacakların uyuşsun daha nelerin oluyorsa... sana bunca şeyden sonra bir şey de demeyeceğim ne de olsa özel günündesin.
yazarların her hangi bir yarışmaya girip aldığı madalyalardır. nasılda açılmamış bu başlık şaşırdım. neyse madalyaları geçip size bir anımı anlatacağım.
günlerden bir gün bir güreş musabakasına cidden hazırlanmışım. kilom az çıksın diye uğraştım ama benden fazla olanlara düştüm o gün. küçüğümde en fazla 13 yaşımdayım neyse işte çıktık mindere o salak güreş mayosuyla yandan küçük pipim fırtlamış. karşıma bizim okuldan bir arkadaşım çıktı. böyle diğer sporlardada var sanırım elinle selam edersin rakibine. bu it oğlu it elime yapıştı çekti beni bende o an boş bulunmuştum nasıl düştüysem yere dizim yamuldu. hiç hareket edemiyorum. karate kid gibi yılmadım ama öyle filmlerde ki gibi de olmuyor. birde yalnışlıkla ah dizim diye inlemedim mi çocuk oranın acıdığını anlayınca oraya yüklendi. ucunda satsan bi lira etmez bir madalya için o kadar direndim ki anlatamam ama olmadı olamadı adam yendi beni.
bu benim aklıma nereden geldi. bu şerefsiz gitmiş facebook'a fotoğraf koymuş mal mal oradan. koskoca olimpiyatlar geldi geçti aklıma gelmedi ama o iti görünce direk aklımda bunlar canlandı.
ama ey bu ve bunun gibi şerefsizler hayatta hep siz kazandınız. hep böyle bizim gibi saflardan yararlandınız ama gün geliyor devran dönüyor. bak şimdi sen mühendislikte taşak koklarken ben psikolojide buram buram am kokluyorum.
aldığım madalyalara gelirsekte bir torba madalyam var güreşten. birde basketboldan var.
en azından benim vicudumda kolayca gerçekleşen olaydır. son yarım saatte yaşadığım iki örnekle kanıtlayayım.
sevgilim amerika da skype felan konuşurduk her gün bir aydır kısır bir döngüdeydik. aramıyor sormuyor yazdıklarıma cevap vermiyor whats app ten felan. en son yeter dedim, meğersem 9 tane ayrı sınava hazırlanıyormuş. hemen süt dökmüş kediye döndüm oysaki kudurmuştum dün geceden beri. parçalamak istiyordum her yanı.
medyanın yönlendirmesine zaten çok açığız. burada bundan etkilendiğim doğru.
unutmadan son bir örnek daha: "aşk tesadüfleri sever" . yahu arkadaş orospuluk aldatmak bu kadar mı güzel bir şekilde örtülür tesadüf kelimesiyle. filmde öyle müzikler öyle sahneler kullanmışlar ki sanarsın , orada ki kızın sözlüsü mü ne var ya bunlara erol taş tadında kahreden bir hayat kurmuş bunları da tesadüfler birleştirmiş. gayet çocuk delikanlıca seviyor ne dese yapıyor, hatta son sahnede adamı hastahaneye götürürken birde telefonu açıyor ki meğerse sevgilisinin aldattığı adamı kurtarıyormuş. hiç sesini çıkartmıyor taşıyor. ama biz o müziklerin bilmem neyin etkisinde ayy tesadüflere bak romantik felan filan. yerim sizin tesadüflerinizi.
ben bunları daha bilimsel bir şekilde de yazacağım okul bir bitsin... (bkz: psikoloji öğrencisi)
bir ve ya daha fazla deprem geçirmiş bazı insanlarda olur bu durum. ne olsa deprem sanar. hayat çoğu zaman çekilmez haldedir. insan gibi oturup film izleyemezsin, sıçamazsın bile ağız tadıyla. hep çevrendekilere deprem olmuyor değil mi sallanmadık deyip garip bakışlarıyla karşılaşırsın. bir hayat devam edecektir üstelik. allah sabır versin...
erkeklerin üstünde ki yüklerden birinin daha kadınlarda olmaması durumudur. güldürmek,sosyal olmak efendim ne bileyim cahil olmamak felan gibi gibi. hepinizi kadın erkek sorgulamaya davet ediyorum kendi zihnimizi hayatımızı tecrübelerimizi anılarımızı bir tane dahi romantik bir kadın bulabiliyor muyuz? hiç eve elinde gülle gelen kadın var mı mesela ? kaç tane kadın erkekten beklemeden bir ilişkide seni seviyorum der daha o hiç söylememişken? kadın şair sayımız ne ? örnekleri çoğaltabiliriz sonsuza dek...
şimdi kadınlara sesleniyorum. nedir sizde ki bu kendini beğenmişlik? utanmadan o biskolota reklamlarında bizim türklerde oynuyor arkadaki ağaçlar masalar var ya hep o bizimkiler diyorsunuz. sizin aslında ne kadar odun olduğunuzu sanırım bir kaç cümleyle özetledim.kırkından sonra da hepiniz aynısınız. ee ?
düzeltme: söylediklerim, verdiğim örnekler sadece sembolikti. romantizmi bir güle sıkıştırdığım felan yok. sadece kelime israfı yapmak istemedim. istediğim tek şey ana konuya odaklanmak böyle kaç tane kadın tanıyoruz ?
an itibariyle farkettiğim durumdur. öncelikle biricik uludağım senden özür diliyorum çünkü sol frame de cinsel içerikli başlık görünce burasıda bitiyor derdim, beterin beteri varmış. evet efendim, sözlüğümüze sahip çıkalım gayet iyi durumdayız. hatta bizde fena şekilde bireyin iç dünyasına yönelik entryler başlıklar var. seviyorum seni uludağ.
şu gece vakti aklıma gelen dişisiyle erkeğiyle çektiğimiz cinsellik sorunun bence bir etkeni. öncelikle şöyle diyeyim ki düşünmeden yazıyorum,hiç derinlemesine gitmedim olayın sadece gördüğüm eğilimlerden getireceğim bir yorum olacak.kısacası çürütülebilirde. lakin dinci minci yaftası yemek istemiyorum.
gel gelelim konumuza. biraz önce okuduğum bir entry de kızcağımızın bir tanesi evlenmeden önce cinsel ilişki yaşamak istemediğini söylüyor ve erkek arkadaşının kendisi dışında bu ihtiyacını karşılamasından şikayetçi. genel türk kızı profilimiz böyle. böyle bir evlenmeden olmaz düşüncesi o kadar şeyi çıkmaza sokuyor ki aslında. öncelikle bunu söyleyen kız sürekli bastırılmış bir cinsel hayatla devam ediyor. zihinsel ve bedensel olarak böyle bir bastırılmışlık çok ağır bir şey diye tahmin ediyorum ki gayet de öyle. hele bir de özgürce cinsel hayatlarını yaşayan kızların yanında. ilk olarak bu bastırılmışlığı bir kere o çok beklediği evlilikte yaşamıyor mu diye sormak istiyorum ısrarla bekleyen kıza. vajinusmus sorunu almış başını gidiyor, birde işin yoksa o kadar terapilerle uğraş bütün hayatını danışmanına anlat ki dökeceğin paralarıda söylemiyorum bu sorunu aşalım. hoş önceden gelen tabularla çoğu kız bu sorunu atlatıyorsa yine iyi evliliği beklemek belki sadece süreyi uzatır. o kadar beklediğime deysin isterim ben. onuda geçtim bir sorun da erkek tarafında başlayacak ee sen beklettin çocuğu başka kadınların kucağına atmadın ama adam birleşme yaşıyamıyor ne haber ? sonra bu beni aldatıyor mu havaları başlayacak vs. vs . hiç uzatmadan bir de erkekler tarafından bakacağım olaya.
erkek olarakta bastırılmış bir cinsel hayatımız var bu kesin. ergenlikten başlıyan masturbasyon dönemi,aman biri mi gelcek o mu görcek bu mu görcek derken erken boşalmayı vicuda öğretiyoruz. gençlik mençlik üniversite derken artık bir şeylerin cinsel bir hayatın olmasını istediğimiz de hayatımız da evlilik sorunu çıkıyor malesef. ne kadar üzücü bir malesef kullanımıydı biliyor musun o malesef. evlilik daha üst duygulara hitap etmesini isterim ben bir erkek olarak. ne için evlendin diye sorduğumda kendime zihnimde vermiyordu ne yapayım diyeceksem koyayım öyle ilişkinin bir tarafına ben. evlenmeyi bekleten kız da maşallah nasıl bir aşk istiyorsa bu devirde böyle sürsüüüün gitsin, belki akasya durağı gibi olsun bir milyoncu kez bankayı soyalım ama o laz çaycı yine kurtulsun bölüm yine mutlu bitsin bu çocuk bende kalsın. bir erkek olarak bir kıza ne kadar da aşık oluram olayım (kendi üstümden gidiyorum artık) cinsel dürtüleri hiç durmaz böyle yaratılmışız yapacak bir şey yok. ama yine biz evlenelim öyle olsun tamam artık kaçına dayamışsam yaşımıda bilemiyorum. o hep beklediğim cinsel ilişkiden ne alacağımı çok merak ediyorum. ki sanırım çoğu türk erkeği gibi olayın ortasında kopacağım.yıllardır bunun için mi bekledim muhabbetini daha zihnimde döndüremeden gururum devreye girecek yeni bir hikaye başlayacak. kısacası belkide hayatımıza çok güzel şeyler katacak cinsellik hikayesi bu uzun bekleyişin ardından hüzünlü bitecek.
gelmek istediğim nokta, it gibi bu sorunu çektiğimiz ortada evlenmeden olmaz muhabbetide ortada ee madem evlenin kurtulun diyorum ben. bakıyorum dedeme ohh olayı çözmüşler. demesi kolay tabi.ama şuna kesin inanıyorum ki bu sorunun tam olarak olmasada net çözümlerinden biriside daha erken yaşta evlenmek. (bkz: ben nesli) adlı kitapta da yazarın bundan yakındığını görmüştüm. lakin gel gör ki bu dediğim şeye ister katılalım ister katılmayalım hayat şartları müsade etmeyecek. sadece bir teori .
yazarın bu yazıda tek istediği şey: tamam cinsellik bir hayat amacı değil ama erkeğiyle kadınıyla her cinsel eğilimi itin götüne sokmayın. bu bir ihtiyaç!
