inci sözlük olma yolunda hızlı ve emin adımlar atan eski saygı ve kalitesinden eser kalmamış olan sözlüktür.son yazar alımlarında adam gibi entry girenler postalanmış yerine küfür ve sövme içeren entryler giren inci sözlük özentisi liseli ergenler alınmıştır.kondüktor olayı siteyi yerin dibine sokmuştur velhasıl.hala ekşi'de yazmanın karizma unsuru olduğunu düşünenler bir kere de bu alımlardan sonra düşünsünler.sırf televizyonda bir takım programlarda ' sen de ekşi sözlükçüymüşün hee' diyen üç beş mankafa sunucu yorumundan dolayı bu site gündemdedir.
bir israil klasiği.konvoy yola çıkarken bu tür bir katliam olacağını tahmin ediyordum ve ne üzücüdür ki haklı çıktım.bizim kanallarımız hala 2. dünya savaşında yahudilere katliam yapıldı yaygaralarını pompalayan filmleri yayınlayıp yahudi milletini toplum bilinçaltında mazlum göstersinler.hitler 1,5 milyon yahudi öldurdu biz hala 1 milyon filistinli öldüremedik diye hayıflanıyordur israil.merak edilmesin,hemen 2. dünya savaşı ile ilgili bir film çekilip yahudi mazlumluğu pompalanır.insanlıktan nasibini almamış bu mantar devlet, devlet terörünün nasıl yapılacağını bütün dünyaya göstermiş oldu.
yapılan katliamı şiddetle ve nefretle kınıyor,israil terörist devletini lanetliyorum.
sabah akşam 'türkiyenin interneti' diye reklam yapıp milleti soyan kurum.başıma gelen olayı anlatayım.askere gideceğim için evime bağlattığım interneti kapattırmak istedim.türk telekoma başvurup bir yıldır kullandığım ttnet interneti kapattırmak istediğimi söyledim. tam üç saat sıra bekledikten sonra asabi bir memura derdimi anlattım.memur bir kaç işlem yaptıktan sonra bana kol gibi bir fatura çıkardı.fatura ve gerekçeleri şöyle;
1.150 tl kablosuz modem için:piyasada en fazla 70-80 tl arasında değişen fiyatta.
2.46 tl kampanyadan yaptıkları indirim fiyatı
3.49 tl normal dönem için ödemem gereken fatura
4.49 tl fatura kesim tarihini geçtiği için eklenen fatura
toplam: 264tl
modem ücreti ve 46 tl lik ücret kampanyanın iki yıllık olduğu ve ben bir yıl kullandığım içinmiş.iyi de başvururken böyle bir durum belirtilmiş değil.hadi diyelim hata bende o minnacık yazılı 30 sayfalık metni tek tek okumam gerekirdi ki o maddeleri göreyim lakin 70 liralık modem için 150 lira almakta neyin nesi oluyor.bunu asabi memura söylediğimde aldığım cevapta şudur:
-uygulama böyle kardeşim bağlatmasaydın sende
sonunda asabi memurun dediğinin doğru olduğuna,bütün suçun benim ttnet'e yakayı kaptırmış olmamda olduğuna inanarak parayı bayıldım.sokağa çıktım dilimde hep aynı nakaratla dolaştım:
'ttnet tür-ki-ye'nin interneti'
bu yarışmada seslendirmeyi yapan adam dünyanın en uyuz sesli insanı yarışmasına girse kazanır heralde zira gırtlağına kadar bir şey sokulmuşda zorla konuşturuluyormuş gibi konuşuyor.
türksel faydalı iş yapmaz diyenler yanılıyor. bu şirketin türkiye de ki moron istihdamında en önde gittinden eminim.yoksa yıllardır bu kadar iğrenç reklamları kim ,ne diye hangi mantıkla çeker.
eşi, bir kızı ve bir oğluyla sıradan hayatı olan bir psikoloğun hayatının oğlunun ölmesiyle birden bire değişmesini konu alan film. psikolog oğlu öldükten sonra hastalarından birini oğlunun ölmesinde suçlu olarak görür.aslında kendisi benzer durumlarda hastalara gerçeği kabul etmeleri gerektiğini söyler fakat olayı yaşayan kişi olunca bir konu hakkında gerekli bilgileri biliyor olmanın o durumla başedebilmede yeterli olmadığını görürüz filmde.ailenin erkek cocuğun ölümünü anlamlandırma süreci ve aile bireylerinin tek tek bu olaya farklı tepkiler göstermeside iyi işlenmiş.psikoloğun kendisi ölüm olayının şokunu tam olarak üzerinden atamadan hasta kabul etmesinin yanlışlığıda iyi vurgulanmış.
ahmet maranki'nin sonsuz sayıda saçma laflarından birisi.bu sözü son zamanlarda kendi taklitlerinin çok fazla sayıda ortalıkta dolaştığından yakınırken onları tehdit etmek için kullanıyor.yani diyor ki foton seni bulacak; yaptığın kötülük evrende bilmem ne dalga etkisi yaratacak iş bu dalganın fotonları belirli bir zaman içinde seni bulup cezalandıracak.
son yönetmeliklerle büro işerinden sekreter kıvamına gelmiş meslek grubu.kamuoyunda öğretmenler yan gelip yatıyor algısından bıkan bir öğretmen neler yapıldıpını listelemiş.
ALINTIDIR..........
ÖĞRETMENLER ÇOK TEMBEL
BiZ ÖĞRETMENLERE NE GÜZEL iŞiNiZ VAR BOL TATiLiNiZ VAR, YATA YATA PARA KAZANIYORSUNUZ DiYENLER HAKLI.
AŞAGIDA ÖĞRETMENLERiN YAPTIKLARI iŞLERi OKUYUNCA ÖĞRETMENLiĞiN GAYET BASiT BiR MESLEK OLDUĞUNU SiZ DE GÖRECEKSiNiZ.
> 1- Toplantılara katılınacak,
> 2- Yıllık plan yapılacak
> 3- Günlük plan yapılacak
> 4- OGYE çalışmasına katılınacak
> 5-TKY çalışmalarında bulunulacak
> 6- Nöbet tutulacak
> 7- Sınıflar düzenlenip panolar hazırlanacak
> 8- Toplantılar hafta sonları veya ders saatleri dışında yapılacak
> 9- Kurumların açtığı sınavlara ucuz iş gücü olarak gidilecek,
> 10- Seçimlerde zorunlu olarak sandık başkanı olunacak
> 11- Envai çeşit tören, kutlama vb. proğrama katılınacak.
12- Her hafta tüm öğrenciler için ve tüm derslerde değerlendirme
formları doldurulacak.
> 13- Kişisel dosyalar her dönem sonunda doldurulacak.
> 14- Öğrenci tanıma fişleri doldurulacak.
> 15- Portfolyo dosyalarına hiçbir çalışma getirmeyen öğrencilere
> çalışmalarını getirmeleri için yalvarılacak.
> 16- Öğretmenliği öğretmenlerden iyi bilen velilere dert anlatılacak.
> 17- Sosyal kulüp çalışmaları ve toplantıları yapılacak.
> 18- Rehberlik çalışmaları, anketleri yapılacak ve raporları tutulacak
> 19-Ders işlemek yerine internetteki ve kitaplardaki bilgileri bize okuyarak bak okuyan toplumuz' imajı veren insanların zorunlu seminerlerine > katılınacak.
> 20- Pansiyonda nöbet esnasında öğrencilerin yemek etüt, uyku, banyo,
> hastalık, can sıkıntısı, aileden
> ayrılık sendromu, koğuş ve oda düzeni durumlarına bire-bir müdahil
> olunacak.
> 21- Sınırsız sorumluluk, öğrenci takılıp düştüğünde polise ifade verilecek.
> Hiçbir dayanağı olmaksızın dayakçı öğretmen olmakla suçlanılacak.
> 22- Öğrencilere çalışma kâğıdı hazırlanacak
> 23- Öğrencilere yarın ne gibi etkinlikler yaptırabilirim diye düşünülecek
> 24- Velilerle görüşülecek
> 25- Teneffüslerde çocukların şikâyetleri dinlenecek
> 26- Panolara asılan şeyler belli aralıklarla dosyalanacak
> 27- Her hafta rehberlik ve sosyal etkinlikler dersi için tutanak tutulacak
> 28- Toplum hizmeti için zaman yaratılacak
> 29- 40 dk içinde yüz kere öğretmenim diyen bücürlere efendim denilecek
> 30- Kavga edenler ayırt edilecek, kafası gözü yarılanlara pansuman
> yapılacak,
> 31- Değerlendirme testleri hazırlanacak
> 32- Değerlendirme testleri evde değerlendirilecek,
> 33- Üstüne saldıran veliler ikna edilecek,
> 34- Bilgi yarışmalarına öğrenci hazırlanacak,,
> 35- Öğrencilerin evlerine gidilip hal hatırı sorulacak,
> 36- Saha çalışması yapıp okula gelmeyen öğrencileri toplayacak ve
> okulagetirecek,,
> 37- Temizlik, spor, fotokopi, demirbaş, sabun, tuvalet kağıdı için
> paratoplanılacak,
> 38- Taşımalı öğrencileri sabah servisten inerken sayıp kontrol edilecek,,
> 39- Öğle yemeğinde listeden çağırıp sıraya koyulacak,
> 40- Okul çıkışı öğrenciler servislerine bindirilecek.
> 41- Belirli Gün ve Haftalarla ilgili program hazırlanacak,
> 42- Öğrencilere katılım için yalvarılacak,
> 43- Belirli günler ile ilgili pano hazırlanacak,
> 44- Panolar için yazı ve şiirler, bulunacak ya da kontrol edilecek.
> 45- Veliler okulda bilgilendirilip, eğitilecek
> 46-Kanuni hak olan sevk ve izin istenirken mahcup, hafif ve ince bir sesle
> rica edilecek ve sevk dersin olmadığı bir zamana denk getirilecek,hasta
> hasta derslere girilecek, bazı yerlerde muayene saati sevkeyazdırılacak
> (diğer çalışanlara da mesai dışında mı sevk alın deniliyoracaba).
> 47- Veli toplantıları yapılacak.
> 48- Okul aile birliği toplantılarına katılınıp velilerin
> kahırlarıdinlenecek.
> 49- Her dönem ve gerektiğinde zümre toplantıları yapılıp
> tutanakhazırlanacak.50 - Yeni müfredat konusunda veliler bilgilendirilecek.
> 51- Gözlem dosyaları tutulacak
> 52- Etkinlik yaptırılacak(yapmayanlara bir şey yapılmayacak)
> 53- Sınıf başkanı, kitaplık görevlisi, temizlik başkanı seçilip görevlerini
> yapıp yapmadıkları günlük olarak takip edilecek. 54- Hizmetlilere ya da
> idareye bildirilen temizlik, tamirat ve görüşler bukişiler tarafından
> dikkate alınmayacak.
> 55- Gelen giden evrak defteri doldurulacak
> 56- Laboratuar düzenlenecek, temizlenecek
> 57- Müdür ve müdür yardımcılarının yapmak istemedikleri görevler yapılacak
> 58- Çocukların elbise, saç, tırnak temizliği ile ilgilenilecek.
> 59- Deneyler, gözlemler, etkinlikler için hazırlık yapılacak.
> 60- Beslenme saatinde beslenme yaptırılacak.
> 61- Başarısızlığın sebebi araştırılacak.
> 62- Mahallede kavga edenlerin aileleri okulda dinlenecek.
> 63- Müdür Beye hesap verilecek.
> 65- Dersi boş olan, derslerine branş öğretmenleri giren (özellikle sınıf
> öğretmenleri) öğretmenler,''işlerim var şu boş sınıfa derse giriver'' diyen
> idarecilerin derslerine girilecek.
> 66- Birilerine ek ders ücreti verebilmek için açılan seminer, hizmet içi
> eğitim vb. şeylere gerçekten ihtiyacı olup
> olmadığını bilmeden, sormadan zorunlu olarak ders saatleri dışında
> katılmak zorunda kalınacak.
> 67- Sorumluluğu çok yüksek olan nöbetçilikler yapılacak
> 68- Son zamanlarda artık iyice raydan çıkan eğitim sisteminde
> öğretmenlikten çok dadılık yapılacak.
> 69- Müdür ve müdür yardımcılarının imalı ve iğneli sözlerine kulak
> asılmayacak, duymazlıktan gelinecek.
> 70- Spor parası toplanacak.
> 71- Yakacak ve ihtiyaçlar için aidat toplanacak hatta vermeleri için
> yalvarılacak
> 72- Onur kurulu ve disiplin kurulu toplantılarına katılınacak
> 73- Nöbet günü ve diğer günler öğrencilerin kılık kıyafet kontrolü
> yapılacak
> 74- Nöbet defterine gelmeyen öğretmen yazılacak ve sınıf defteri
> imzalanacak.
> 75- Zaman zaman öğrenci çantalarına arama yapılacak
> 76- Okula getirilmesi yasak olan eşyalar için tutanak tutulacak ve bu
> eşyalar ailelerine teslim edilecek.
> 77- Aidat toplanacak hatta vermeleri için yalvarılacak
> 78- Nöbetlerde mıntıka temizliği yaptırılacak.
> 79- Ünitelendirilmiş Yıllık Plan Yapılan Açıklamalar
> 80- iş Günü Takvimi
> 81- Ünite Süre Çizelgesi
> 82- Yıllık Çalışma Programı
> 83- Haftalık Ders Programı
> 84- Ünite Çalışma Dosyası
> 85- Sınıf Ders Defteri
> 86- Deney defteri Raporu
> 87- Gezi Planı
> 88- Öğrenci Kişisel Robşayanı
> 89- Öğretmen Not Defter
> 90- Kitaplık ve Defteri
> 91- Çevre incelemesi
> 92- Tebliğler Dergisi Fihrist
> i93- Sınıf Demirbaş Listesi
> 94- Ders Dışı Etkinlik Dosyası
> 95- Yazılı Kağıt ve Cevapları
> 96- Ödev Listesi-Ödevler
> 97- Dershane Araçları
> 98- Koordinasyon Kurulu Kararı
> a. Cümle Listesi
> b. Metin Defteri
> c. Metinler
> d. Kontrol Tablosu
> BiR DE BiZ ÖĞRETMENLER ÇOK YORULUYORUZ DERiZ. ŞUNCACIK iŞ YAPMAKLA HiÇ
> iNSAN YORULURMU
biraz bilim, biraz din, biraz kadim şifacılardan alıntı ile ortalama türk insanını ümüğünden yakalayan, son yılların yükselen yeni dini sağlıklı yaşam konusunda yazdığı kitap yüz binler satan insan.bu adam şimdi kanaltürkt e saba tümer e astroloji,din,antiageing,spor,tıp,fizik, mistizm gibi sayısız konuda birşeyler anlatmakta.kendisi bir iktisat profesörü olmasına rağmen bu konuda pek birşey yapamamış anlaşılanki nasıl para kazanırım diyerek bu işe girişmiş.söylediklerim tamamen bilimseldir diyerekte kuyruklu yalanlar atmaktadır.
işte maranki'den bazı inciler;
saba tümer'e
sesi benden alıp size taşıyan canlılar var.(heralde sesin dalgalarla yayıldığından haberisiz)
görüntüyü taşıyan canlılar var.(optik bilmini çökerten cümle)
virüs ve bakteriler var, doktorlar ben bunu söyledim diye karşı çıkıyorlar.(artık buna ne denir bilmiyorum)
bir kişi sizin resiminize çok dikkatli bakarak sizin dünyanıza girebilir.(film artistleri yandı heralde.şimdi sormak lazım bilgisayar ekranındanda bu giriş mümkün müdür?)
tamam bazı bitkilerin ne işe yaradığını araştırdın.kitabını yazdın çokta sattı cebini doldurdunda birazda cümle kurarken aklı başında kelam et be adam.fotoğrafa bakarak birinin dünyasına girmek ne demek?millette prof deyip sarılıyor kitaplarına.ne günlere kaldık.
Merve> Merhaba * Ben Merve, bakalım beni tavlayabilecek misin...
<gourmont> böyle inat edersen nerdee
<Merve> sohbet fazla ilerlemeden söyleyeyim, beni web sitene eklemek istersen buraya, kendi botunu yaratmak istersen buraya tıkla
<gourmont> geç bunları saadete gel
<Merve> bu tip konuların üzerinde biraz daha duralım.
<gourmont> hangi konu dedin
<Merve> sence hangileri olabilir?
<gourmont> kafan güzel sanırım
<Merve> kendinden emin olmanı tercih ederim
<gourmont> kafan güzel
<Merve> her şeyi güzel olarak nitelendirmemek lazım
<gourmont> öyle diyorsan
<Merve> merak ettim de benden nasıl haberdar oldun?
<gourmont> seni bilmeyen yok bu şehirde
<Merve> bir kadını etkilemek için neler yaparsın?
<gourmont> kadına göre değişir
<Merve> kadınlara karşı nezaket gösterileri çok seyrek oluyor bu devirde cici
<gourmont> kadın ruhundan anlamak lazım elbet
<Merve> kadın ruhundan anlayan erkekler hep bir adım öndedir.
<gourmont> öne geçtik o zaman
<Merve> biraz tez canlı gibisin
<gourmont> nerden çıkardın bunu
<Merve> her yerden
<gourmont> sanırım zeka hak getire
<Merve> kendinden emin olmanı tercih ederim
<gourmont> kesinlikle zekan hak getire
<Merve> Kesinlik belirtmek bazen bizi yanlış sonuca götürüyor.
<gourmont> zekan hak getire
<Merve> sen de zekaya önem veriyorsundur sanırım.
<gourmont> sen pek vermiyorsun anlaşılan
<Merve> böyle internet üzerinden mi yüzyüze mi tanışmak iyi sence?
<gourmont> dam üstünde saksağan vur beline kazmayı
bursa samsun arası sefer yapan--ya da en azından sefer yaptığı farz edilen--otobüs firması.
kurban bayramı arefesinde hiçbir firmada yer kalmayınca zorunlu olarak adını sanını daha önce duymadığım bu firmadan bilet almak zorunda kaldım.düşüncem adı sanı duyulmasada sonuçta bir otobüs firmasıdır, en kötü ihtimalle bir koltuğu bir kaç kişiye satan türden firmalardandır diye düşünerekten bileti aldım.otobüs geldiğinde ben ve otobüsü bekleyen diğer zorunlu yolcular şoka girdi.otobüs o kadar eski görünümlüydü ki, bu otobüsün hareket edeceğine inanmazdık eğer perona girdiğini görmeseydik.yolculardan bir kaçı isyan edip bileti satanlarla kavgaya tutuştu, bir kaçı da otobüse binmediler.biriside :
--abi bu otobüs samsun a kadar gider mi ?
diye sorunca, şöförün cevabı :
--bir hafta önce gitmiştik, şimdide gider heralde oldu.
bu diyalogdan sonra iyice kıllandık ama yapacak fazlaca bişey yok.neticede otobüse bindik.otobüs o kadar eski ki koltuk önlerinde hala küllükler var ve küllüklerde de izmarit var.kafamı kaldırınca birde ne göreyim bildiğimiz 37 ekran televizyonu iple tavana bağlamışlar.*gülme krizine girdik haliyle.otobüs hareket edince acaip bir rüzgar sesi geliyor, nerden geliyor bu diye bakınca şöförün yanındaki kapının camının 15 cm aşağıda olduğunu gördüm. muavine:
--pardon,şu camı kapatabilir misiniz?
diye sorunca,muavinden cevap:
--cam otobüs hareket ederken kapanmıyor, durmammız lazım.
otobüs biraz gittikten sonra duruyor.muavinle şöför camı elle yukarı kaldırıyorlar!hala bu işi nasıl yaptıklarınıda çözemedim.otobüsün ön kapısı ise zorla kapanıyor.kapanıncada açılmamam gibi bir huyu var.
böyle bir otobüsle samsun a varınca şöförü tebrik edip arkama bakmadan kaçtım.
ıssız adam'a gidip ağlayalım , recep ivedik ve arog'da gülelim diyen güdük seyirci zihniyetine sahip değilseniz izlemenizi tavsiye edeceğim güzel bir film.
filmin hikayesi konu olarak çok çarpıcı olmasada iyi işlenmiş.film uzun fakat bu uzunluğu çokta farkettirmeycek kadar akıcı.filmdeki şifacı karekterin olumlanması çok sık rastlanan birşey değil.Cate Blanchett'a araba çarpması sahnesi ise bana amelie'yi anımsattı.oyunculuk olarak brad pitt vasat cate blanchett iyi sayılır.
evinizin herşeyi sloganı ile milleti soyan firmadır.5 parçadan fazla ürünler için kargo ücretini siz ödemek zorundasınızdır.taksitli satışlarda ise taksit miktarına göre vade farkı uygularlar.ucuz satıyoruz dedikleri ürünleri dışarda rahatlıkla daha ucuza bulabilirsiniz.
ana haber bülteninden adam katliamina bir örnek daha.koca koca puntolar' bu adamı görevden alın' yazısı.galeyana gelen duygularla alın tabii tepkileri.haberin dayandırıldığı gerekçe ise şudur: neden üst kata doğalgaz kontrolüne gelen ekipler atlkata bakmadılar.moron muhabir böyle söylüyor kapının önünde durup.biraz beyni çalışan insan ihbar olmayan yere ekibin neden gideceğini kendisine sorsun.şimdi bu vaka alt katta değilde başka mahallede olsaydı böyle bir teori ortaya atıla bilirmiydi.sorun olan yere ve çağrılan yere gider ekipler.sorun olmayan yere nediye gitsinler.bu mantıkla bütün apartmana sormaları gerekirdi hatta mahalleyede sormak gerekir, e bu aşamadan sonra başkentte bütün evlerin kapısnı çalıp herkese sormalılar' biz geldik doğalgazda sorun varmı diye'.olay üzücü ama illada bir kurban aramanın ne alemi var.sorun borunun delik olmasıysa saçma mantıkla boruyu yapan şirket müdürüde istifa etsin derim ben.
bir an için şöyle bir senaryo geldi aklıma.bu yedi öğrencinin evinde hiçbir sorun yoktur,ölme vakasıda olmamıştır. üst kata doğalgaz kontrolüne gelen ekipler haber muhabiri zekasındadırlar.madem üstkata geldik altkatada soralım sorun varmı diye derler.kapıyı çalarlar açan yok.o zaman kırıp girelim kesin sorun var derler.kapıyı kırıp içeri girerler.içerde sarhoşluktan sızmış halde yedi genci görürler.olay uğur dündara intikal eder şimdi haber başlığı koca koca puntolarla şudur 'başkent doğalgaz ekipleri ahlak polisliğine soyundu','üniveristeli gençlerin evini basıp sözde doğalgaz sorunu varmı diye ahlak polisliği yapıyorlar, alın bu adamı görevden'.
işte farklı bir olay farklı bir senaryo.ne olursa olsun alın bu adamı görevden(!)
ölü sayısının 195, yaralı sayısının 1000 i bulduğu katliamdır bu.hala bizim tv kanallarımız hollwood yapımı yahudi soykırımı konu alan sinema filmlerini yayınlayıp 'vay be yahudilere neler çektirmişler ,nasılda soykırım yapılmış adamlara' dedirtiyor hepimize.adamlar sürekli bu filmleri pompalayıp dünyaya 'yahudiler her zaman mazlumdur,her zaman ezilmiş olan taraftır mesajı vererek asıl soykırımı filistinde gerçekleştiriyorlar.bütün bunları yapmalarına rağmen bütün dünyanın bilinç altına sürekli bitmek tükenmek bilmeyen yahudi soykırımı konulu filmleri belli aralıklarla dayayıp hep 'evet yahudiler soykırıma uğramıştır,mazlumdur' imajını sürdürmeye devam ediyorlar.bu orospu çocukları dünyanın başına hep bela olmuştur olmayada devam edeceklerdir.binlerce insan öldürüp 'ühüüü ühüüü ,soykırım ,hitler,sabun fabrikası
deyip yine mazlumu oynarlar.20 yıl sonra filistinlilerin israilde yahudi soykırımı yaptığı konulu filmler çekilirse hiç şaşırmam.
hiç düşünmeden dünyanın en rezil en aşağılık insan grubu hangisidir sorusuna vereceğiniz doğru cevaptır.hiç bir iş yapmadan iki sandalye bir masa birde büromsu bir yer bulduğunuzda bu yerin başına tanıdığınız en uyuz insanı getirin bu şekilde çok güzel bir emlakçı dükkanınız olur artık.bulduğuz kişi her şartta yalan söylemeye yeteneğine de sahip olmalıdır ayrıca.
emlakçının size anlattığı evde her özellik için 1/2 kuralını kullanmanız gerekir.mesela ev 100 metre kare dediyse elliden fazla çıkmaz.iki artı bir, ev bir artı bir çıkar ama emlakçıya göre odalar çok geniş olduğundan iki artı bir gibi düşünülmelidir.emlakçı türleri genelde kira bedeli kadar komisyon isterler.kira,komisyon ve depozito mutlaka peşin verilmedir ama siz evden çıkmaya karar verdiğinizde asla verdiğiniz depozitoyu tek seferde ve tam olarak alamazsınız.size hemen yeni kiracı gelecek ondan alıp sana verecez derler.taşındığnız evi her yönüyle mutlaka incelemelisiniz(musluklar,lambalar,varsa kombi,nem olayı,ışık alma durumu,varsa eşyaların çalışıp çalışmamması vb) aksi halde taşındıktan bir saniye sonra farkettiğinz her hasarı siz yapmış olarak muamele görürsünüz.
emlakçı türleri ev kiralar yada satarken (özellikle satarken) kıç yalama konusunda da master degree sahibidirler.her insanı gözünden tanırlar ve hiç tanımadığnız bu insan bir kaç dakika içinde size kırk yıllık dost muhabbeti yapmaya başlar.iyi insan olduğunuzun her halinizden belli olduğundan falan bahseder.
diyeceğim şudur ki bu asalak türün yaşmasına olanak vermemek için sahibinden ev bakın.ayrıca inernetten de bir çok siteden işinizi görebilirsiniz.bu adres işinize yarar.
yıllar önce arkadaşımın telefonla arayıp posta gazetesini al ilk sayfasına bak dediğinde gazetenin ilk sayfasında gördüğüm ingilizce hocamın resmi üstündeki başlıktır.hocam yıllarını vermiştir bu mesleğe, kendisi üniversitede tanıdığım, dersleri en sıradışı yöntemlerle eğlenceli şekilde anlatan insandır.yaşam doludur enerjisi bitmeyen insandır güzel insandır.bu ülkede yıllarını bu mesleğe vermiş insanların hazin durumlarından birini yaşamıştır bu şekilde.çadırda uyandığı sabahın ertesinde öğrencilerine ders anlatmaya çalışmak ne demektir?insana, öğretmene bilime verilen değer bu mudur?
hep beraber söyleyelim hocam!
cows in the cornfield
what'll ı do?
cows in the cornfield
what'll ı do?
cows in the cornfield
what'll ı do?
skip to my lou, my darling
ben nasıl program yaparsam yapayım hatta çıkarıp stüdyoda işeyeyim olmadı mastürbasyon yapayım *bunu izleyen zeki geçinir üniveristeli gençlik mutlaka bunlardan bile bir zeka prıltısı bir orjinallik çıkarır diye düşünen,artık dalga geçtiği magazin ve tv kültüründen bile aşağı seviyede ürünler sunan bir insanın kusmuğudur bu program.
2004 senesinde üniversite sıralarınadayken biraz para kazanıp fazladan bir kaç şişe bira içelim hesabıyla benzer düşüncedeki bir arkadaşla yanadöne iş ararken telefon kulubesinin üstüne yapıştırılmış ,parttime ,ayda en az ikibin bilmem kaç lira kazanma imkanı gibilerinden bir ilanla karşılaştık.adresi alıp bursa da bir işhanının altında bulunan salona gittik.salon girişinde yaşlı bir teyze ile kızı,tesbih çeken bir bıçkın ,takım elbise giymeye çalışmış bir kaç kişi,yaşı elliyi geçmiş bir amca ,bizim gibi öğenciye benzeyen bir kaç tip ve aklınıza gelebilecek bir çok çeşitte sayısı yüzü bulan bir kalabalık vardı.salon kapısı kapalıydı lakin içerden garip şekilde alkış bağırış çağırış sesleri geliyordu.hani amca teyze görmesem sakat yerdeyiz diye düşünecektim.salon kapısının önünde elinde biberona benzeyen bir şişeyi ikidebir sallayıp içen bir kızla bir erkek vardı.bunlar içerden gelen sesleri duydukça oldukları yerde zıplayıp el kol işaretleri yapıyor sonra gene o garip şişeden bişeyler içiyorlardı.salon dışında ki bu iki şişeci haricinde herkes aval aval birbirine bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.haliyle bizde öyleydik.derken salon açıldı kalabalığı içeri aldılar.bizde geçip oturduk.kürsüye sırasıyla bir ev hanımı ,bir bacağı olmayan bir adam,konuşmasından hiçbirşey anlamayacak kadar bozuk konuşan bir özürlü * ve utangaçlıktan zorla konuşan bir kızcağız çıkarak ayda bilem ne kadar para kazandıklarını ,bilmem kaç kilo verdiklerini anlattılar.* hepsi konuşmasını bitirdiğinde ilk iki sırada oturan yirmi otuz civarında insan ayağı kalkıp bağrışıp çağrışarak alkışı koparıyor ve disko müziğini andıran bir müziklede dans ediyorlardı.alkışlayan zevat dışında salona gelenler ve biz şaşkınlıkla olup biteni izlerken sonunda ulusalarası üne sahip olduğu söylenen biri anons edildi öndekiler kıyameti kopardılar.kürsüye top sakallı ,takım elbiseli yarıtanrı edesıyla yürüyen birisi çıkıp herbalife ürünlerinden ,faydalarından ne kadar para kazandırdığından bahsetti.sonunda da bizim bu ürünü alıp önce kullanmamız etkisini görmemiz sonra başkalarına satmamız gerektiğinden bahsetti.iş bulalım derken canlı reklamın içine düştüğümüzü anladık sonunda.o zamanlar 80 milyon olan seti anlatmaya başyayınca zıvanadan çıkıp salonu terk ettim.beni gören bir kaç kişide dışarı çıktı.
netice olarak aklı başında insanların uğraşacağını zannetmediğim bir tür titan sitemidir bu ,yani sen malı al başkasını getir o alsın sen hem onun sattıklarından hemde kendi sattıklarından kazan metodu var.bu ilaçlar sözde zayıflamayı ve kilon azsa kilo almayı garanti eden doğal ürünlermiş.kısa vadede olumlu sonuçlar versede uzun zaman diliminde metabolizmanın içine edecek olan bu ilaç yüzünden bunu alıp satan bazı tanıdıklarım şimdi hastaneden çıkamıyorlar.
