çok baydı son zamanlarda atatürk yaşasaydı fenerli olurdu, ak parti'ci olur mitinglerde bayrak sallardı, yok efendim metallica dinlerdi filan kolpaları.
biraz dünyaya açılmak lazım, aynı zamanda da kendi kültürümüzü, kendi ögelerimizi dünyayla harmanlamak lazım.
işte!
marx bugün kalksa, türkiye'ye gelse, ilk ziyaret edeceği adam suavi'dir. ben kendime bu kadar benzeyen bir adamın varlığını bilsem iki dakika durmam yerimde, hemen giderim kanka olurum.
bu noktadan hareketle diyorum ki marx yaşasaydı suavi'yle kanka olurdu. hem de erzincanspor u tutardı.
bugün yazdığı yazıyla iyiden iyiye kendi gazetesi ve okurlarıyla t.şak geçtiğini anladığım şahsiyet.
bu adam bunu yazıp bir de para alıyor üstüne.
bir yayın yönetmeni de sorgulamaz mı lan? taşşak mı geçiyon kardeşim bizle diye?
ve silivri hakiminden bir atak daha geldi; ''internet denen şahsın en yakın sürede bulunup kolluk kuvvetlerine teslimine ve işkence sonrası 3 yıl 2 ay 17 gün hapsine karar verimiştir.''
''T.C. Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 14.03.2008 tarih ve 2008/15 Nolu kararı geregi bu siteye erişim engellenmiştir.''
türk hukuk sisteminin içler acısı durumunun bir yansıması daha coştu. kim bilir ne için engellediler buraya erişimi de?
kanayan yere pansuman yapmak yerine parçayı toptan kesip atıyor mu bu savcılar, hakimler onu da sormak lazım?
kardeş, parmağın kanayınca kolu mu kopartıp atıyorsun?
artık eski kalın kağıdını değiştirmiştir, normal gazete kağıdına dönmüştür. fiyatını 40 kuruşa düşürünce doğal olarak kağıt kalitesini de düşürmek zorunda kaldı.
ama bize kağıt lazım değil, tuvalet kağıdına yazsanız yine okuruz, dürüst medya lazım bize.
daha çok taraf gazetesi lazım bu ülkeye.
bir gün istiklal'de yürürken her daim sırtında dolu çanta taşıyan gotik başlığında da anlattığım üzere bir gotik arkadaşla karşılaştım.
'kafam bok gibi, götüm girsin'' yazıyordu çantada.
aslansın dedim, kaplansın.
beni 98 günlük çaylaklık dönemimde yalnız bırakmayan kadim dostum. gerek don getirdi, gerek atlet, gerekse cinsel ihtiyaçlarımızı giderdik.
öyle ya da böyle bu günleri de atlattık.
demiştim sana! demiştim, bir gün özgürlük kucaklarımıza dolacak diye.
ağlama hadi, siz gözyaşlarını. buradayım ben!
herkes yazsın, ortalık durulsun da yazayım dedim. benim için bir anlamı olan yazar. ahahha ne demek lan o? anlamın var bende, nickinin anlamını anladıysam beni te buracıkta s.ksinler, v for vendetta neyine yetmedi?
neyse, g string savaşlarının yaşandığı, mavi donların havalarda uçuştuğu günlerden çıktı geldi, o kadar az entryle en fazla karmaya sahip oldu.
sözlükteki tek t.şaklı yazardı, şimdi iki t.şağı oldu. aehhaea.
ama ben bu adamın yansız davranacağından şüpheliyim, yanlar bu adam. beni uçurmaz mesela kesin. naper lan hipne moderatör desem gıkını çıkartmaz.
cidden lan.
bir gün parkta saçları dikilmiş ve dört beş farklı renkte boyanmış, küpeli, sakallı hippi bir genç oturmaktadır.
arkasında da ona doğru bakan bir adam vardır.
genç adama dönüp; ''hey dostum neden bakıyorsun öyle? gençliğinde sen hiç çılgınlık yapmadın mı?'' diye sorar.
adam da cevap verir; ''ben de tam onu düşünüyordum evladım, gençliğimde bir papağan s.kmiştim, acaba benim çocuğum musun diye düşünüyorum.''
espri mi? ben götümü yırttım burda bi mod olayım en azından olmadı bi gammaz olayım, kız arkadaşıma bir şekil yapayım.
yazı bile yazmayan adamı mod yapmışınız.
pü allaa belanızı.
siktiğimin demokrasisini yalnızca kendilerine bir şey olunca akıllarına getirenler için çalışmayan grup. maalesef gakkoşlar, canlar, cananlar. ilhan selçuk bu ülkenin atığıdır, yarasıdır, onun gözaltına alınması demokrasiye aykırı değildir, demokrasinin temeline dinamit koymak isteyen birisinin egale edilmesidir. demokrasidir.
nası bi yazar bu kardeşim yau?
vay abura koyim, bir insan bu kadar mı akıcı olur bu kadar mı okutturur kendini?
gönüllerin selebritisi. altına osbeş sayfa yazdırcam senin, belki yarın belki yarından da yakın.
ehaeha ara sıra zirvelere takıl da çiki çiki dansıyla gönüllerde taht kuran yazar entryleriynen dolsun altın.
hayda bre.