mutluluğumu döven film. normalde pis iğrenç filmlerden hoşlanan ben bi çılgınlık yapıp izledim. yahu bu kadar üzen bi film yok. aşkın en sert halini gösteriyor. grinin elli tonundan soğutur.
şu an bu konuda çok sorun yaşamaktayım. güzel görünmeyi makyaj yapmayı dar kıyafetlerimi açık saçlarımı çok seviyorum. dinime bağlıyım gereklerini yerine getirmek için çabalıyorum. fakat çoğu kişi bu çok sevdiğim şeylerin dinen yanlış olduğunu söylüyor. bunlardan vazgeçersem hiçbir zevkim kalmayacak ve mutsuz olacağım. ama yine de yapmam gerekiyor mu bilmiyorum. araştırmaya devam edeceğim.
hayatın dışladığı kişilerin hayattan aldığı intikamdır. giremeyecekleri entel barlar, sahip olmayacakları hoş kızlar onlarındır. beni en çok etkileyen türk filmlerinden biridir. nejat işlerin oynadığı karakteri bile delice sevdim. gerçekte olması çok kötü ama iyi film.
herkesin kendi düşüncesi. benim gözümde kitapların yeri bambaşka. ne zaman bi kitap okusam oradaki karakter gibi davranıyorum. o olmak istiyorum. tabi kişiliği tam anlamıyla oturmuş kişileri hiçbir kitap etkileyemez. onlar için haklı bir beyan.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?