nasıl bir rahatlık hissidir yağmurun sesi.hafifte dertliyseniz eğer; hayatı anlamaya çalışıyorsanız , karşılaşılan güçlükleri görüyorsanız , yalan dünyası sizi üzüyorsa , bulunduğunuz ortamda yalakalık yapmadan yükselemeyeceğinizi biliyorsanız..
bu içinde bulunduğunuz karamsar düşünceler bir tarafa , yağmurun bulunduğunuz evin çatısındaki tenekeyi dövmesi ve çıkardığı o müthiş ses , fırtınanın beraberinde getirdiği içinizi biraz ürperten ıslığı , burnunuza gelen çimen kokusu nasıl bir terapidir , nasıl bir rahatlıktır..
bir anda untursunuz hayatın acı gerçeklerini , ve o gerçeklerin tenekenin çıkardığı o muazzam ses kadar değersiz şeyler olduğunu anlarsınız.
öncelikle şampiyonanın ülkemizde düzenlenme ihtimali oldukça yüksektir. çünkü fransanın çok yakın tarihte turnuvayı düzenlemiş olması , italyanın bu işi çokta önemsememesi , türkiyenin daha önce bu çapta bir organizasyon düzenlememiş olması ülkemizin en büyük avantajlarıdır. birde buna yakın tarihte düzenlediğimiz birkaç küçük ama başarılı organizasyonuda eklersek ne kadar avantajlı olduğumuzu daha açık bir şekilde görmüş oluruz.
ancak aday gösterilen kentlerin bir bölgeye yoğunlaştırılmış olması son derece anlamsızdır.çünkü böyle konularda kentler yurdun değişik bölgelerinden seçilmelidirki ülke geneli itibariyle turnuva atmosferini yaşasın.özelliklede kara , hava , deniz ulaşımının olduğu , otel sayısının en az belirlenen kentler kadar olduğu bilinen futbol aşığı trabzon kentinin alınmaması federasyon yetkililerinin ne kadar iş bilmez olduğunun en önemli göstergesidir.burada amaç aday kentlere söz söylemek değildir. çünkü o kentlerde oldukça güzel illerimizdendir. ama neden bir doğu ili yok , (erzurum , g.antep , diyarbakır , ş.urfa ) neden karadenizdden hiçbir il seçilmedi. (samsun , trabzon )
turnuvayı alırız ya da alamayız bu çokta önemli değil. asıl anlatmak istediğim ülke futbolunu yönlendiren bazı isimlerin geniş vizyona sahip olamamaları , işi bilmemeleri ve doğu ile batı arasındaki eşitliğin sadece sözde olduğunu düşündüren eylemler yapmış olmasıdır. özellikle doğu ve batı arasındaki ekonomik uçurumların olduğunu bilmemize rağmen bu seçimleri yapmak ne derece akıl karıdır anlayabilmiş değilim. bilmem anlatabildim mi...
bursa-trabzon maçında sercanın yaklaşık iki metrelik ofsaytını göremeyen , trabzon-galatasaray maçında serkanın ceza sahasında düşürülmesine göz yuman , diyarbakır-trabzon maçında yine trabzonun bir penaltısını vermeyen ama önemli maçlara tekrar tekrar atanan bulunmaz hint kumaşı olan hakem . bu liste daha uzardı ama şimdilik hatırladıklarım bunlar. ne diyelim türk futbolunun senden ve senin gibi zihniyetlerden çok çekeceği var.
kişi artık etrafındaki nesneleri karşı cinsin cinsel organına benzetiyorsa abazandır.örn (kalorifer boruları)
henüz yakın zamanda asya ülkelerinden birinde bankla cinsel ilişkiye girerken şeyinden olan birinin haberini okudum.
düşünün artık abazanlık derecesini.
ilk aşklar , beslenme dersinin genelde ikinci dersin teneffüsünde olması , teneffüs zili çaldığında ilk bahçeye çıkmanın verdiği kahramanlık duygusu , evden plastik top getirip sınıf maçı yapmalar (tabi sınıf takımını topu getiren çocuğun oluşturması birinci şarttır.) top olmadığı zaman kutu kola şişelerinin ya da top şekline uygun taşların top niyetine tepiştirilmesi , öğretmenlerden yenilen ilk dayaklar.
genelde maçı radyodan dinleyip birde evde izleyince aslında dinlerken heyecanlandığımız pozisyonların çokta heyecan verici olmadığını anlarız. radyoda maç anlatımının klasikleşmiş bazı kuralları vardır. özellikle yayında birkaç tane maç varsa ve maçı anlatan spikerin sesi yavaşça azalmaya başlıyorsa o zaman diğer stadlarda gol olmuş demektir. ses giderek azalırken içimizdeki heyecan giderek artar. acaba bizim maçtamı gol var diye düşünülür. zevklidir radyoda maç dinlemek , tabi bazı terimleri anlayabiliyorsanız...örn(rakip yarı alana bakan dairenin sol iç boşluğu)
''aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur'' antoine bret
''aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır'' balley
aşkla ilgili söylenmiş çok güzel sözler olmasına rağmen bana göre aşk zihnin tutsaklığıdır . çünkü aşık olduğumuz zaman birşeye tam konsantre olamayız , aklımız hep ondadır . sağlıklı düşünemeyiz , onu görünce heyecanlanırız , kalp atışları yükselir . bu semptomları tanımadığımız biri devamlı olarak yaparsa salak damgası yapıştırırız . işte bu yüzden aşk zihin tutulmasıdır , kısacası salaklaşma durumudur.
ikisini birbiriyle kıyaslamak son derece yanlıştır . biri liderlerin lideri , ülkemizin kurucusu , büyük önder atatürk . diğeride dinimizin yayılmasını sağlayan peygamberimiz . ülkemizi savaşarak bölemeyeceğini çok iyi bilen dış güçler eskiden sol-sağ çatışması çıkarıp ülkeyi bölmeye çalışmışlardı . başaramayınca şimdide ulu önder ile müslümanlığı birbirine tezatmış gibi göstermeye çalışıyorlar . ama maalesef ülkemiz insanının genel eğitim seviyesi düşük olduğundan bunu fark edemiyoruz . biri çıkıyor dine bağlı olduğunu söyleyip , ataya küfrediyor . öbürü çıkıyor atayı sevdiğini söyleyip dine sövüyor . sonra sözlükte buna benzer konular açıldımı herkes karşıt gruba sallıyor .
genellikle kurtulabilmek için bir ya da birkaç uzvun kaybedilmesi gereken mühendislik harikası aletlerdir . çoğu zaman kurbanımız makineden kurtulmaya çalışsada süre bittiği için ya içinde patlayan bombalarla , ya kesici aletlerin kişiyi ikiye bölmesiyle , ya da asitin derisini eritmesinden dolayı hayata gözlerini yumar.
çocukluğumuzun piskopat sorularındandır . bu soruyu soran kişinin sanki izafiyet teorisini yeni çözmüş gibi havalara bürünmesi , yanlış cevap verildiğinde sinir bozan iğrenç sırıtmalar beraberinde gelir .
çocuğunun ödevini kendisinin yapması gerektiğini bilmesine rağmen, evladının düştüğü çaresiz durumdan sonra vazgeçip ödevlere yardımcı olmaktır. ödevi yapma durumunda velinin duyguları epey karışıktır. mantık ödeve yardımcı olunmaması gerektiğini söylerken, duygular buna izin vermemektedir. ne yapsın ana yüreği işte..
kart gösterme konusunda korkak davranmış olan hakemdir . muhtemelen maçta tekme tokat oyuncular birbirine girmiş olup ; ana , bacı , teyze vb. kelimeler havada uçuşmuştur . dört kırmızı , yedi sarı kart çıkması gerekirken sıfır kartla maç bitmiştir.
böyle bir savaşın olması ihtimali çok az . ama olması durumunda her iki ülkeyide onlarca yıl geri götürür . ama yinede hayal gücü engel tanımaz felsefesinden yola çıkarsak savaş şu şekilde cereyan eder .
itilaf devletleri:abd , israil, hindistan , ingiltere , güney kore
ittifak devletleri:türkiye , pakistan , çin ,rusya , küba , venezuella , kuzey kore , iran
italya önce ittifak devletlerinin yanında yer almasına rağmen savaşın ilerlemesiyle itilaf devletlerinin safına geçmiştir .
israilin filistine yaptığı zulümler artmaya başlar.bunun üzerine acilen toplanan türk hükümeti israilin soykırımına karşı savaş kararı alır . tüm dünya olan biteni şaşkınlıkla izlerken dünyanın en büyük f-16 filolarına sahip türkiyeden kalkan savaş uçakları israili bombalar . bunu fırsat bekleyen iranın da katkısı ile israil kısa sürede çok büyük zararlar görür . asker sayısınında azlığı sebebiyle israil savaş gücünün büyük bir kısmı yok olur . abd ise kankası israile destek vermek amacıyla akdenizdeki uçak gemilerinden kalkan uçaklarla türkiyenin önemli üslerini bombalar . bu durumda rusyanın karadeniz filosundaki savaş gemileri akdenize akar . abd ve rus gemileri birbirini bombalarken türk ve iran uçaklarıda rusyaya yardım eder . rus mig-29 , türk f-16 ve iran saikaları abd f-16 ve f-22 larına terör estirirken , asya grubunda ise çin , pakistan ,k.kore güney koreyi haritadan siler . ancak hindistan müthiş bir direniş içindedir . akdenizde rus ,türk ,iran güçlerine karşı yenik durumda olan abd nin imdadına ingiliz güçleri yetişir ve güç dengesi değişir . bu arada bm genel sekreteri banki-moon taraflara ateşkes çağrısı yapmaktaysada çok tınlanmamaktadır . italya ise venezuella ve küba ile büyük uğraş verdiğinden ortadoğua abd ve ingilizlere yardım gönderememektedir . aynı şekilde küba ve venezuella da türk ve rus güçlerine yardım yapamaz .kısacası bu ülkeler o bölgede birbirlerini kilitlemişlerdir . artık savaş son periyoda girmiştir . asya grubunda ise çin hindistana atom bombası fırlatmıştır . bir atomda pakistandan gelince hint direnişi kırılmıştır . keşmir bölgesi pakistanın olmuştur .
asyadaki güç dengelerini değiştiren çin halk cumhuriyeti güçlerinin önemli bir kısmını ortadoğuya rus ve türklere yardım için kaydırmıştır . artık türk , rus , çin ve iran güçlerine abd ve ingiliz güçleri akdenizde dayanamamaktadır . artık itilaf devletleri ağır yenilgiye uğrayarak antlaşma teklif etmişlerdir .
sonuç olarak her iki tarafta çok insan kabetmiştir . dünya nüfusu 1/4 oranında azalmıştır . itilaf devletleri 1.120.456.975 insan kaybetmiştir . ittifak devletleri ise 821.992.124 insanı kaybeder . atılan atom bombaları yüzünden ozon tabakasında çok büyük bir delik açılmıştır . x ışınlarının zararlı etkileri 8 kat artmıştır . artık süper güç kavramı kalmamıştır . türk devleti diğer ülkelerle aynı oranda gerilemesine rağmen savaşı kazanmış olmanın haklı gururunu yaşamaktadır . obama alınan yenilginin ardından intihar etmiştir . nato denilen bir örgüt artık yoktur.
nadiren avrupa ve dünya şampiyonalarına katılıyor olsada , gittiği zaman turnuvanın hakkını veren , taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanmayı başaran takımımız.
içlerinde her an biri görecek korkusu olan , bu tatlı heyecanında aslında olaya renk kattığı birlikteliklerdir . dozunda olması halinde kesinlikle yaşanılması gereken anlardır . ancak doz aşıldığında sabahlara kadar mesajlaşıldığı için göz altı torbalarının oluşması , derslerden kaçıp sinemaya gitmeler yüzünden notlardaki bariz düşmeler... gibi yan etkiler görülür.
her insan oğlunun hayatında birkaç kez karşılaştığı durumdur. bu anı yaşayan kişi ya sevgiliden ayrılmıştır, ya da bulamıyordur.ya istediği mevkiiye ulaşamamıştır. ya da çok isteyip ulaştığı mevkii onu yeterince tatmin etmemiştir. sonunda ne yediği yemek eskisi kadar lezzetli, nede aldığı hava eskisi kadar hayatidir.
önemli olanın maçın keyifli geçmesi olduğunu unutan oyuncuların takımın birlik ve bütünlüğüne vurgu yapmak için söylediği klasik cümle.biz taraftarlar için pek bir önemi yoktur.