gormion
0 (düz adam)
onuncu nesil yazar 3 takipçi 44.23 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    hellveto

    3.
  1. gecenin metal şarkısı

    520.
  2. gecenin metal şarkısı

    519.
  3. nejdet sançar

    38.
  4. Düşmanlığın kaynağı yurdumuzun dışında, onu Türkiye’ye bin bir kalıba sokmak suretiyle sinsi sinsi yürütmeye çalışanlar ise içimizdedir. Kızılı, masonu, nurcusu, K*rtçüsü gibileri başta olmak üzere bunların çoğunu biliyorsunuz. Ancak, bunlarla birlikte bilmeniz gerekli bir grup daha vardır. En belirsiz ve sinsileri oldukları için, Türklük düşmanlığını en rahat yapabilen bu grup, son imparatorluğumuzun Türkiye Cumhuriyeti’ne en kötü mirası olan “imparatorluk artıkları” dır. Türkçü Gençlere / Nejdet Sançar
    1 ...
  5. gecenin metal şarkısı

    509.
  6. emil michel cioran

    46.
  7. ironi, yaşamın ciddiyetten yoksun olduğunu gösteren bir iştir. ben, dünyayı hiçliğe dönüştürür çünkü ironi 'güç duyumu'nu ancak her şey yok olduğunda sağlar. ironik bakış, büyüklük sayıklamaları için bir kurnazlık. ben, yokluğunu teselli etmek için her şey olur. ironi hiçin acımasız bir hiç vizyonuna yükseldiğinde ciddiyeti yakalar. trajik, ironinin son safhasıdır. / gözyaşları ve azizler / cioran
    0 ...
  8. sözlük yazarlarından aforizmalar

    11409.
  9. ölümü unutmak, işte ölüm budur!.
    2 ...
  10. kitap alıntıları

    2380.
  11. 'Bu sabah yalnızlığın kocaman elleri var. Bir hayalet gibi imge. Bir var 1 yok, biraz var biraz yok. Hiç bilinmiyor, hiç bilmiyor, hiçbir şeyi... Sorulara hep soru ile yanıt veriliyor. Belki de imgenin hiç olmadığı sonucuna varıyorum.

    Bu yağmur bugün boşuna yağıyor. Yanıtsızlıklar ve anksiyete sadece yaşamın kuşatmasını güçlendiriyor. Oysa benim tek işim hayata karşı direnmek. Hiçliğin de bir ezgisi var, her rastlantının biraz zorunluluğu varsa. işaretler kayıp.

    Sana çok kötü şeyler söyleyebilirim. Ama söylemeyeceğim. Anlamsızlığa anlam aramak haddim değil. Şu evrenin koskoca yasaları var, hepsinin amına koyayım... / Ziggurat Terbiyecisi / Rafet Arslan
    3 ...
  12. esat oktay yıldıran

    100.
  13. ali fuat taşkesenlioğlu

    2.
  14. Sermaye piyasası kurulu başkanlığına atanmıştır. 16 yıl bank Asya müdürlüğü yapmış bir adamı SPK başkanlığına atamak, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtir. sizin vicdanınızı s*keyim.
    0 ...
  15. kamil koç un namaz kılan yolcuyu bırakıp gitmesi

    48.
  16. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1663215/+
    Kamil Koç, Metro turizm'in en büyük rakibidir. Hani şu yolcu döven, kadın yolcuları taciz eden, iktidar yalakası Galip Öztürk'ün metrosunun en büyük rakibidir. iktidar yalakaları ve siyasal islamcılar tacizci metroyla yolculuğuna devam etsinler.
    2 ...
  17. iki buçuk tl ile yapılabilecek kahvaltı

    10.
  18. vatandaş k*rt böreği demiş. öyle bir börek yok! dogrusu küt böreğidir.
    3 ...
  19. dolar 4 06 olunca suspus olan akapeli

    4.
  20. gazi osman paşa

    43.
  21. Plevne kahramanı Osman Nuri Paşa'nın ölüm yıldönümü bugün. Kut'lu tini şad olsun!
    1 ...
  22. unutulmaz replikler

    189.
  23. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1660435/+
    - Sen kimsin?
    * Ben Ölüm’üm.
    - Benim için mi geldin?
    * Çok uzun süredir senin tarafındaydım.
    - Biliyorum.
    * Hazır mısın?
    - Bedenim korkuyor, ama ben korkmuyorum. Bekle biraz.
    * Herkes aynı şeyi söyler. AMA BEN ASLA DURMAM! / Yedinci Mühür - Ingmar Bergman
    0 ...
  24. saul kripke

    2.
  25. Belli olaylarda uzlaşımımızı açıklayan –yani ‘artı’ ile hepimizin toplamayı kastettiği veya hatta belli bir kişinin bunu kastettiği hiçbir nesnel olgu yoktur. Aksine, birbirimiz hakkında ‘artı’ ile toplamayı kastettiğimiz söyleme ruhsatımız, yalnızca genellikle uzlaştığımız şeklindeki kaba olgudan dolayı kendine destek olan ‘dil-oyunu’nun bir parçasıdır. … Çözüm bir kurala uyduğunu savunan her kişinin başkalarınca denetlenebileceği düşüncesine bağlıdır. Cemiyetteki diğerleri, kurala uyduğu farzedilen kişinin onların onayladıkları, kendi cevaplarıyla uzlaşan belli cevaplar verip vermediğini denetleyebilir.
    Onların bunu denetleme şekli, genelde, dil oyununun ilkel bir parçasıdır. / Kripke
    0 ...
  26. nagehan alçı ve hilal kaplanın asker ziyareti

    5.
  27. bu kevaşelerin iki ortak özelliği var:
    1- çokluk kişilik sendromu yaşamaları.
    2- cinsel açlık çekiyor olmaları.
    3 ...
  28. erdoğan ın kamuflaj giymesi

    33.
  29. Askerlik öldü general.!
    Sinsi siyasetçilere sırf üniformalı oldukları için asker diyemem! / H.Nihâl ATSIZ
    0 ...
  30. oportünist

    17.
  31. kitap alıntıları

    2245.
  32. (Hikaye) ... 'nesillerdir kör oldukları için görme kavramını yitiren insanların olduğu bir ülkede sıkışıp, kalmış bir adamla ilgili. Adamımız sonunda aklını kaçırır.
    "iyi de anlamıyor musunuz? Ben görebiliyorum.' yage mektupları / w.s. burroughs
    1 ...
  33. atasözü

    44.
  34. Bugün göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır. / Doğu Türkistan Atasözü
    0 ...
  35. kitap alıntıları

    2239.
  36. "insan ortaya çıkar çıkmaz, çiçekler de ortaya çıktı." Bana kalırsa, çiçekler insandan çok daha önce vardı ve insanın gelişiyle hâlâ içinden çıkamadıkları bir şaşkınlığa gömüldüler... / Cioran
    0 ...
  37. kürt

    2240.
  38. vakti zamanında bu başlığa yazdığım ve silinen entryi aynen ekliyorum. Atatürk'e hakarete dahi ses çıkarmayan sözlük yönetimine inat ekliyorum.

    k*rtler ortadoğu coğrafyasındaki en geri ve şuursuz topluluktur. kafatasları çok kalın ama içinde beyin yoktur. / lübnanlı profesör ammar el-haddad.
    6 ...
  39. black bart

    1.
  40. 1829-1888 yılları arasında yaşamış, gerçek adı charles earl boles olan ingiltere doğumlu bir soyguncu. icraatlarını californiada gerçekleştirmiş abimizi özel kılan, yaptığı her soygundan sonra bir şiir bırakmasıdır.
    0 ...
  41. kitap alıntıları

    1657.
  42. 'Nesnellik' denen öte-beriye zaten hiç ulaşamadığımız, ulaşamayacağımız gibi, tutsağı olduğumuz (sözümona) 'öznellik' de kendi elimizde değildir zaten -- ancak 'nesnel' bir biçimde 'öznel'izdir!
    2 ...
  43. jacques rigaut

    3.
  44. dadaist - sürrealist yazar.
    1929 yılında intihar etmiş arıza bir beyin. istiridye kumsal'ındaki ayna adlı kitabı 2015 yılında kült neşriyat tarafından yayımlanmıştır.

    'Oda ve duvar tutulacak gibi değiller. Hareket etmek lazım. Hangi sokaklardan kaçınılmalı bilemiyoruz artık; bildiğimiz için bildiğimiz sokaklardan mı, aynı sebepten dolayı bilmediklerimizden mi? Ayaklarımın bu kaldırımlara göre, bacaklarımın bu pantolonlara ve de sabrımın bu beklentiye göre yapılmadığından kuşkulanıyordum. Yüksek olaylar, alçak olaylar, cambazlıklar, rekorlar, nefes almaktır en zor olan. Bütün tutkular yüzeyseldir.
    ...

    Küçülmek, körelmek -azar azar- nasıl bir sarhoşluktur.'
    0 ...
  45. notre dame vaazı

    1.
  46. nietzsche'nin 'tanrı öldü' sözüne atıfta bulunarak yapılmış dadaist eylem.

    9 Nisan 1950 Paskalya Günü’nde Michel Mourre, Serge Berna, Ghislain de Marbaix, Jean Rullier Notre-Dame Katedralinde düzenlenen ayine katılan on bin civarında insan tarafından linç edilmeyi göze alarak -ki Katedral Muhafızları tarafından öldürülmekten polisin tutuklamasıyla kurtulmuşlardır- gerçekleştirdikleri eylemde; rahip gibi giyinen, sahte rahip Mourre’un okuduğu vaaz:

    Bugün bu kutsal Paskalya Günü’nde
    burada
    Paris’in Notre-Dame kilisesinin çatısı altında
    evrensel Katolik Kilisesi’ni
    Yaşama gücümüzü içi boş bir cennet hayaliyle ikiye ayırarak yok etmekle
    Suçluyorum
    Katolik Kilisesi’ni dolandırıcılıkla
    Suçluyorum
    Katolik Kilisesi’ni Batı’nın çürümüş bedeni üzerinde yayılan bir irine benzeyen köhne ahlakıyla dünyayı zehirlediği için
    Suçluyorum

    Samimiyetle itiraf ediyorum: Tanrı öldü.
    Dualarınızın insana işkence eden o yavanlığının üzerine kusuyoruz
    zira dualarınız bugüne kadar Avrupamızın savaş alanları üzerinde hiç eksik olmayan o isli dumanlardan başka bir şey olmadılar hiç

    Gidin öyleyse, Tanrısı ölü bir dünyanın acıklı ve insanı pohpohlayan çöllerine
    bu yeryüzü elleriniz boş o mübarek elleriniz bomboş kalacak
    ve dua edemez hale gelecek şekilde değişene dek gidin
    hadi gidin

    Bugün, bu kutsal Paskalya Günü’nde
    Burada Fransa’nın Notre-Dame kilisesinin çatısı altında
    nihayet insan rahat bir nefes alarak yaşayabilsin diye isa-tanrının öldüğünü ilan ederiz.
    0 ...
  47. oruç aruoba

    156.
  48. oruç aruoba, wittgenstein'ın özel dilin olanaklılığı sorgulaması konusunda haklı olduğunu kanıtlarcasına başarılı yazıyor. hakkında epeyce şey söylenmiş, kişisel bir anıyla-acıyla katkıda bulunayım. bir zamanlar kız arkadaşım, doğum günümde aruoba'nın 'ile' kitabını hediye etmişti. okurken dikkatini çeken cümlelerin altını çizip bana geri ver, ben de aynı şeyi yapıp sana geri vereceğim, demişti. okuyanlar bilir, 'ile' bir anlamda ilişki defteridir. şimdi o kız yok ve kitap başucumda 'o' nun altını çizdiği cümlelerle bir acı olarak duruyor.

    oruç aruoba – ile’ (den)

    biliyor musun, kalemimi sen açtın- -

    - hayır, bilmiyorsun: –gitmiştin.

    hani,birgün, benim için bir kolonya almıştın, ya:
    eyüp sabri tuncer(miş); dükkana girip bir karışım yaptırmışsın:
    lavanta ağırlıklı- başka bir şeyler de katmış tezgahtar. (benim boyuna rebul kullanmama tepkin mi vardı, bilmiyorum.) adam, ”bu bin kat iyidir” demiş – öyle dedin, bana verirken. (belki, yalnızca, benim kokumu bana getirmek – onun, senin getirdiğin bir koku olmasını – istemiştin — o sırada kavrayamamıştım bunu.) karışım bana fazlaca ‘tatlı’ ve ‘keskin’ gelmişti; kullanmamıştım onu – sen de, biraz küsmüş, ama birşey demeden koymuştun şişeyi bir kenara.

    sonra, gittin.

    ben de, uzun bir süre, birşey yazamadım; kalemim, masanın üstünde, kış güneşi altında, durdu. kurumuş. mürekkebin uçuşkan yanı yitince, uç ile hazne arasında kalan çökücü madde, katılaşmış, geçişi tıkamış; haznenin mürekkep çekme mekanizması işlemez olmuş.

    bunun üzerine, aseton falan gibi bir inceltici gerektiğine karar verip; ama bu türden sıvıların (tiner?), yılların lastik haznesine zarar verebileceğini de düşünerek, mahalledeki eczacıya danıştım. kadın, aseton’un ‘reaksiyona girebileceği’ kuşkumu haklı bularak, ‘kolonya deneseniz?’ dedi.

    birden kafamda ‘çaktı’ : kalemimi, benim için aldığın o kolonyayla, sen açacaktın–

    hemen eve gittim, işe giriştim: şişeyi bulup çıkardım, kolonyayı, yavaş yavaş, uçtan içeri, hazneye damlattım – başarılı oldu: geçiş açıldı; mekanizma çalıştı; hokkadan mürekkep çekti; hazne doldu. kalemim yazıyordu yeniden – ucu da, kokuluydu. sen kokuyordu.

    artık, her yazdığımda, hep öyle, kokuyor–

    sonradan, hokkaya da koydum biraz, mürekkep eklerken – ne olur, ne olmaz…

    - şimdi kokladım, yeniden:-

    kokuyor.

    hep, öyle kalacak–

    yazdığım sürece,

    hep…
    3 ...
  49. en sevilen şiirler

    195.
  50. perşembe

    bir rüya gördüm ben de -başkaları gibi-
    ve hiçbir şeye varmadı sonu, yani
    öylece duruyorum şimdi
    ayaklarım yere dayalı
    ve göğe bakıyorum -
    hissederek üzerimdeki giysileri,
    kunduralarımın içindeki bedenimin ağırlığını,
    şapkamın kenarını, burnumdan girip çıkan
    havayı - ve rüya görmemeye karar veriyorum artık.

    william carlos williams
    1 ...
  51. susan neiman

    1.
  52. 27 Mart 1955 doğumlu amerikalı yazar-filozof. modern düşüncede kötülük kitabında lizbon depremi ve auschwitz toplama kampı örnekleri üzerinden, kötülük problemini doğal ve ahlaki kötülük olarak ikiye ayırarak inceliyor.
    1 ...
  53. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük