internet aleminde komiklik olsun diye kullanılan resim, özlü söz, deyim, eylem, kavram, kalıp cümle(espriler, alıntılar vs.) ve videolardan oluşan geyik öğeleridir.
Sözlük klişeleri, facebook paylaşımları, Nihat Doğan, Sabri Sarıoğlu, bobiler, Cübbeli Hoca, Adnan Oktar ister istemez bizim internet memelerimize yön veren unsurlardır.
(bkz: yapma demiyorum hobi olarak yine yap)
(bkz: bi siktir git cay koy ya)
(bkz: Liseli detected)
(bkz: Napak panpa inanak mı)
(bkz: Kedi canını senin)
(bkz: filz sevişelimmi)
(bkz: Bahçeli'nin 40. yıl hesabı)
.
.
.
Tabi biz batının biraz gerisinden takip ediyoruz bu internet meme hedesini. Bunun en temel sebebinin bobiler dışında bu işle direk olarak veya hobi olarak pek ilgilenen olmaması, bloglarda(tumblr internet meme denilince akla gelendir bloglar arasında) görsellerin pek döndürülmemesi. yine de kalıplaşmış internet klişeleri diye çevirebileceğimiz(aslında tam yerini tutmayan) memelerin günümüzde bariz bir şekilde dizi senaristlerimiz, spikerlerimiz, yazarlarımız tarafından kullanıldığı görülmektedir.inci sözlük* ve alkışlarla yaşıyorum bu akımın diğer sağlayıcıları olmuşlardır.
listen to music!* mottolu gayet hoş ve basit arayüzlü bi müzik dinleme sitesi. Sol framedeki benzer müzik yapan dayıları tavsiye sekmesi ise ayrı bi tatlılık katmış. Kapanmaması dileğiyle... http://www.vupas.com/
ibret alınası, gerçek bir hikayedir! gastroenteroloji bölümüne arkasındaki bir sıkıntıdan kontrole giden bir facebook kullanıcısı, o esnada poposundan bir şeyler kapmaya* çalışan stajyer tıp öğrencisi kızı görür ve beğenir. Muayeneden sonra pantolonunu toplayan *hasta hastamız, odadan çıktıktan sonra dışarıdaki panodan listeye bakar, staj listesinden kızımızın ismini bulur ve onu bi güzel ekler.
Arkadaş kolonoskopiden çıktıktan sonra olayın devamını buradan editle anlatırım...
öncelikle şuradan slovenya zaferi sonrası hidayet türkoğlu'nun verdiği röportajını bu entryi daha iyi anlamak ve kaptanlığın nasıl bir şey olduğunu görmek için izleyiniz efenim:
bana kafalarının güzel olduğunu hissettiren kaptan açıklamasıdır. içip içip sahaya çıkmışlar gibi geldi bana ya da maçtan sonra çok sert bişey yuvarladılar. bi ortada toplandılar zaten maçtan sonra. baya kıllanmıştım ben orada.
-kerem getirdin mi lan?
-al abi al. çaktırma ama götürüver.
-siyah poşete neden koydun şişeyi abi?
-bitirme olm hepsini. 11 adam daha içecek onu!
-eee bu hiç çarpmıyomuş lan!
bir kaç dakika sonra ntv kameraları önünde:
--spoiler--
-bir dakika hooop bir şey söylücem, hocam, bir şey söylücem "takım kaptanı olarak"; bu gençler "bunu herkese söylüyorum, herkes duysun" maddi manevi her türlü destekleniyorlar.
-hoppaaaa!
-ooo türkler uçuyooo!
--spoiler--
p.s. başlık aslında "hidayet türkoğlu nun kaptan olarak bir şey söylemesi" olacaktı ama malumunuz 50 karakter sorunsalı... ama neyse ki sözlük yazarlarımız bu sorunsalı anlayışla karşılayan insanlardır. kusura bakmasınlar.
maalesef moderasyonumuz o kadar anlayışlı karşılamadı...
http://galeri.uludagsozluk.com/ adresli siteyi açtığınızda karşınıza çıkan renk uyumsuzlukları bütünüdür(?). zaten görsel açıdan pek bir albenisi olmayan sitenin renkleri en azından uyumlu olup durum biraz olsun kotarilabilirdi ama sanki yapılıp atılmış bir site gibi bu renklerle. nasıl bir uyumsuzluktur bu diye insan içinden geçirmeden edemiyor. siteye Giresim gelmiyor inan sevgili sözlük.
bir takıma transfer yapıldığını görünce oyuncuya bir de fm den bakan veya önceden bu transferle aynı takımda top koşturduğu(?) için çoktan o futbolcuyu tanıyan fm insanıdır. Bu insanlardan şöyle yorumlar duyarsanız şaşırmayın:
-bu adam alınır mı ya? Hiç mi FM oynamıyorsunuz kardeşim?
-takımıma almıştım ben bu genci. çok gelişecek göreceksiniz.
-hiç izlemedim ama kanatlarda çok etkili. tazi gibi koşar durduramazlar.
vs vs...
kıskananlar çatlasınçok da fifi diye direk türkçeye çevirebileceğimiz zorlarsak sevmeyenler sevmemeye devam edeceklerdir, ben çizgimi bozmam arkadaş, benim bi duruşum var demeye getiren internet memeleriyle meşhur söz
--spoiler--
Barney'le Robin'in çift olduğu, marshall ve lily'le çiftler buluşması yaptıkları döneme rast gelir. Şok edici bir şekilde sevgili kıvamına gelen Barney'nin irkilmeden önceki son anlarını anlatır bu bölüm. Barney iğrenç çiftler buluşmalarına katılırken Ted tabiri caizse* prof. taktiğiyle genç çıtırları götürmektedir.
--spoiler--
Buraya kadar her şey iyi hoş. Yine nacizane, süper ötesi bir bölümdür. 4 kişilik bisiklet, abazan hancı gibi koparıcı faktörlerle döşelidir. Fakat bölümün son üç cümlesi "Lan!" dememe vesile olmuştur.
--spoiler--
Genç bayan odadan Ted'i yatağa davet eder.
Ted: God, I love being single.(Yüce Rabbim, yarsiz olmayı seviyorum.)
Robin: Barney, you ready for brunch with Lily and Marshall?(Barney, Lily ve Marshall'la yapacağımız köy kahvaltısı için hazır mısın?)*
Barney: What have I done? (Naptım ben?)
--spoiler--
Konserlerde, maçlarda, organizasyonlarda vs. giriş(geçiş) serbest manasına gelen yaka kartında yazan hede.
Ayrıca NBA TV'nin ve nba.com'un böyle bir programı var. NBA TV'de NTVSPOR'da falan denk gelebilirsiniz. Böyle röportajlar, haberler, ilginç videolar, oyunlar ve bilimum fan işi şeyleri bulabilirsiniz.
dijital fikir fabrikası sloganıyla yola çıkan web tabanlı her konuda 2007'den bu yana içerik üreten, yaratıcı kadrosuyla çalışan bir yeni medya platformudur. Kendilerini alkışlarla yaşıyorum gibi başarılı bir işten tanıyoruz birazcık.
apple ın kendi politikası olan gündemde kalmak için haber salma taktiğini çatır çatır yerine getirmektir. Siteyi ne zaman açsam bir apple haberi oluyor efendim. Ki kendileri de söylemiştir sitelerinde böyle bir taktiği var apple ın diye. http://yahoyt.com/h/6505/cok-cakalsin-apple
yeni akımın öncüleridir. facebook duvarlarına yazıp cümle aleme kendi sütyen renklerini duyururlar. ilginç olan bu olayın birden globalleşmesidir. brezilya, tayvan, gürcistan, bursa ve istanbul'daki kız arkadaşlarımda denk geldim şimdiye kadar. insanın görmeden inanmam diyesi geliyor.
Hatta bazı erkek arkadaşlarım da duvarında paylaşmış. insanın görmesem de olur diyesi geliyor.
1916'da ilk yaşam ve spor ayakkabısı olarak lanse edilen markadır. O zamanlar sert ve rugan ayakkabılar giyiliyormuş. Taa ki Charles Goodyear kauçuğu sertleştirene kadar. Yani anlayacağınız ilk lastik ayakkabı Keds'dir. Bir de Vikipedi'den biraz bilgi aktarıyım.:
Ilk sneakerlerin çikmasından bu yana epeyce zaman geçti. 1917'de Keds markası tarafından ilk lastik tabanlı ayakkabılar yapıldığında, o zamanın ünlü reklamcılarından Henry Nelson McKinney, bu yeni tarz ses çıkartmayan ayakkabıya sneaker adını vermişti (Ingilizcede to sneak sözcüğü sessizce gitmek demek). Tabii o ilk sneakerler ve şu anda herkesin ayağında olan sneakerlerin arasında pek benzerlik kalmadı.