ilk akla gelenlerden biri 27 mayıs darbesinden sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde necmettin erbakan-süleyman demirel ve turgut özal ın üçlüsünün adayı olan ali fuad başgil in seçim günü sabaha karşı askerler tarafından tehdit edilerek adaylıktan çekildiği gecedir.
mezunlarının gezi parkını bahane edip tıpkı o günlerdeki gibi müslümanlara yaşam hakkı dahi tanımaz biçimde bugün sokaklarda, gazetelerde, sosyal medyada fink attığı üniversitedir.
(bkz: ya allah bismillah aziz istifa) diye bağıranlara teslim olmamasını beklediğimiz, kuvay-ı milliyeci, atatürkçü, cumhuriyetin son kalesinin başkumandanı ulu bilge yüce insandır.
mamafih bu işlerin sonu yoktur. yarın çıkar müjdat gezen bir "ayar" verir, bunu duyanlar yine mest olur. kısır kavgadır.
memleketin bir sanatçısı, değeri çıkar yılmaz özdil okumayanlara bu şekilde hakaret ederse, memleketin bir gazetecisi, milletvekili çıkar böyle bir ayar vermeye kalkar. memleketin insanlarının seviyeside, bilgiside, sağduyusu da yerlerde sürünür.
göreceli ve nispi bir yargıdır. fazla mühim bir meselede değildir ayrıca. bak bu da görecelidir.
akp lilik gibi ucuz ve basit bir "suçlamaya" maruz bırakılmış birilerince.
karikatürleri dışında söyleşilerini, konferanslarını takip etseniz ne kadar komik, sempatik ve ehil olduğunu görürsünüz. mesela meşhur dansöz kılıçdaroğlu karikatürü için;
"karikatürde belli şeyler vardır. bir adam inatçıysa keçi, kurnazsa tilki gibi argümanlarla karikatürize edersiniz. eğer bir adam sürekli söylediklerini değiştiriyorsa onu da dansöz olarak çizersiniz." demişti. ne kada da haklı.
ayrıca akp nin yaşının 3-4 katı kadar bu memlekette kamuoyu önünde fikir irad etmiş olanları akp li diye ucuz bir yaftaya gömmek nereden baksan sığlıktır, beceriksizliktir.
provakasyon ve biraz istihza barındırsa da ciddiyetle incelenmesi gereken durumdur.
şöyle ki; bugün yaşananlara halkın nasıl bir tepki verdiği, bu "kutlayamama" meselesine karşı milletin duruşunun gözlemlenmesi gerekir. ak parti hükümetleri geçmiş dönemlerde de buna benzer değişiklikler ve tepkiler vermiştir. diğer yandan ise katıldığı tüm seçimlerde oylarını artırmıştır. bu yıl bayramda yaşananları da bu yönde ele alırsak halkın istidadının ak parti nin bayrak taşıyıcılığını yaptığı değişime doğru olduğu görülmektedir.
en nihayetinde millet, intelijensiya, siyaset, bürokrasi cumhuriyetle hesaplaşma, cumhuriyetin getirdiklerini ve götürdüklerini muhasebe etme noktasına gelmişlerdir. bu hareketlenmenin osmanlıcılığa mı gideceği yoksa tekrar 30 lu yıllardaki cumhuriyet algısına mı götüreceği tartışmalıdır. fakat dediğimiz gibi halkın ekseriyeti osmanlıcılık, islamcılık, muhafazakarlık, cumhuriyeti de aşacak daha yüce değerlere karşı muhabbet besleme yolundadır.
edepsizliktir, hayasızlıktır, görgüsüzlüktür.
kimedir bu tepkiniz?
oradaki organizasyonla ilgisi nedir?
kime, ne mesaj verilmeye çalışıyorsunuz?
türkiye de bir dikta var, demokrasi askıya alınmış veya bir istibdad yönetimi var da dünyaya sesinizi mi duyurmaya uğraşıyorsunuz?
sandıkla götüremediklerinizi, eylemlerle, yuhalamalarla, yürüyüşlerle mi indirecekseniz yahut darbeyle?
yoksa o emperyalistlerin oyunu dediğiniz arap baharına mı özendiniz?
meclise girmeden önce gençler ölmesin derken, meclise girdikten sonra vicdanını kaybetmiş, kendini laf cambazı sanan, tam olarak nerede konumlanması gerektiği konusunda karar veremeyen, onu önemseyen kitleyi sükutu hayale uğratmış bdp milletvekilidir.
ayrıca dindar olmayıpta dindarlara din üzerinden ders vermeye kalkan bunun gibi bir adam daha görmedim.
bugünkü konuşmasından ve ak parti kongresine karşılık yapılan eleştirelerden anlaşılacağı üzere kronik muhalefetlerin asla anlayamayacağı liderdir.
çünkü bugün gördük ki ak parti ve muhalifleri arasında müthiş bir vizyon, feraset ve siyaset tarzı farklılıkları var. o muhalefet ki dünyanın nereye gittiğini, milletin ne istediğini, milletin aslına dönmekteki kararlılığını, ak partinin ve hükümetin kadim ortaklarıyla kurmaya çalıştığı ilişkinin karşı taraftanda gördüğü teveccühü hiç bir zaman anlayamayacaklar.
işte bu sayede muhalefet hiç bir zaman ak partiyi anlayamayacak ve esaslı bir muhalefet yapamayacak. ancak milletin kararı bellidir. bugünkü kongrede tayyip erdoğan ın dışında diğer konuşmacıların söyledikleri yeni bir dirilişin resmidir.
türk halkına, memlekete ve dahi daha da önemlisi ümmeti muhammed e hayırlara vesile olsun. allah mısırla, filistinle, libya ile tunus ile, inşaallah suriye ile ve daha başka hakkı savunanlarla yapılan kardeşliği bozmasın. allah hiçbirini utandırmasın.
kerbala olayının yanı sıra mekke ve medine ye yaptığı hücum sonrası bir çok sahabinin hayatını kaybetmesine, şehirlerin yakılıp yıkılmasına ve hatta kabeye bile zarar vermiş islam ın saltanatla iş başına gelmiş ilk halifesidir.
ilk sezondan itibaren aşağıya doğru inen bir grafik var ki bu da türk dizileri için klasik durumdur. fakat kaybetmiş, hayatta tutacağı dal kalmayan, üzerindeki kıyafetle yatıp hiç değiştirmeden sabah büroya gidecek kadar vazgeçmiş adamları kullanarak siyasetle hesaplaşma yarışlarına sokan bir senaryoya dönülerek dizi maksatlı hale getirilmiştir.
siyasal iktidara, hükümete dizi üzerinden eleştiri getirmeleriyle alakalı bir sıkıntımız yok. elbette sanat bunun içindir çokça. fakat bu karakterlere, bu diziye gitmedi bu işler.
organizasyonu gencebay da yapmış olsa ben onun şarkılarını başkalarından dinleyip taa 5-6 yaşlarımdan beri büyüttüğüm orhan gencebay tılsımını bozmam, buna müsaade edemem.
eski kadroyla karşılaştırılması doğru olmayacaktır ki bu kıyas programı hiç anlamamaya sebep olacaktır. tekrar ismail kılıçarslan ı tekrar meksika sınırı nı görmek pek güzel. allah bozmasın. vites düşmesin.