bir an insanın içinde bir korku yükselmiyor değil hani başlığın ilk kısmını okurken. korktum bakımsız kızlar yüzünden gay olmak gibi bir şey görür müyüm diye. aman gençler sakin.
arkadaşlarıyla "ay şu çocuk bana aşık galibaaaa" tarzı sohbetleri bolca yapar. arkadaşları da onun bir cacık olmadığını bilirler ama genelde yüzüne vuramazlar. vurun efendim, valla bak, vurun sevap olsa gerek**.
modifiye edilmiş asus a6jc. core 2 duo t7400, 4gb ram, western digital 500gb ide harddisk takmıştım geçen sene. güzel çalışıyor kerata ama ekran ışığı falan titremeye başladı. yakın zamanda bir de inverter'ını değiştirmem gerekecek sanıyorum ki.
edit: niye eksilendim acaba? kötü işlemci mi takmışım nedir yani olay?
msnde arkadaşın iletisi: Sevgi neydi? Sevgi iyilikti dostluktu, sevgi emekti...
okunan: Sevgi neydi? Sevgi iyilikti dostluktu, sevgi emmekti...
ilk düşünülen: Evet, kız işi çözmüş.
modern zamanlarda "sana mı inanayım gözüme mi?" sözünün yerini alması muhtemeldir. kişi duyduğuna ve gördüğüne inanmak yerine; götünden uydurduğu safsatalara inanır. artık insanların gözle gördüğüne bile inanmadığı zamanlardayız anasını satayım.
vodka ile kafayı bulduktan sonra içilen biradır kastedilen. vodka - bira midede karıştığında oluşacak saatli bombanın farkındadır kişi. kusma, baş ağrısı, rezil durumlara düşme gibi yan etkiler oluşur. ertesi sabaha hiç girmeyeyim.
"ortamda vajina, penis var diye sevişilmesi mi lazım ki?" diye saf saf sorayım önce.
işin aslı bence de hata etmektedirler, sevişmelidirler; ama ne diyeyim kendi kararları. zorunlu değiller sonuçta.
söylendiğinde söyleyen kişinin boku yemesine neden olacak cümle. "sensiz yaşayamam." lafını duyduğunda "ne iyi insan. ben bunu hiç üzmeyeyim." diye düşünecek kız varsa varımı yoğumu, tüm hayatımı vermeye hazırım. "haha ne yapsam yine de benden vazgeçmez bu. çektireyim ben buna." diye düşünmeyecek, hatta aklının ucundan bile geçirmeyecek bunu hiçbir zaman. ütopya oldu bu. pardon, vaktinizi çaldım.
en kolay ilişki bitirme yoludur. karşıdaki insan görülemediği, duyulamadığı için duygusallığa yer olmaması daha da kolaylaşır ayrılmak isteyen taraf için. adamım, bu kaçmaktır ve bu korkmaktır. sorunlarını konuşarak değil, unutarak halleden insanlar için biçilmiş kaftandır bu ayrılık.
- sevgilim ben seni hiç aldatmam ki. sen bu durumu tamamen yanlış anlamışsın. yani, ortada öyle aldatma gibi bir durum kesinlikle yok. ayrıca, sen beni şerefsiz, onun bunun çocuğu, dönek bir pezevenk mi sanıyorsun ki ben seni aldatma gibi bir hata yapayım? (allah ne dedim ben kendime! hayır de lan, hayır de)
- osman hayatım boyunca sadece bir kadınla yattım. sevgiyi, aşkı, hüznü, yalnızlığı, korkuyu, sevinci, paylaşmayı, yaşamayı onunla öğrendim. sadece bir kadınla yattım osman, sadece bir. havayı, suyu, toprağı, hayatı, mutluluğu onunla tekrar tekrar keşfettim her uyanışımda.
- vay be abi, ne büyük aşk yaşamışsın. adı neydi yengenin?
- adı... adı bende saklı osman.
- yapma abi, biz seninle kardeş sayılırız.
- adı... adı elizabeth..
beyoğlu'nda çöpe atılmak üzere olan cansız mankenin* sadece üst kısmının taksim metrosuna binilerek eve getirilmesi. bu mankeni de araya alarak kart oynanması. evde yalnız kalınca bu mankenle dertleşilmesi. bir tarafın mankene sürekli kendi t-shirtlerini giydirirken, diğer tarafın sürekli mankeni soyması.
efes world cup 8'de süperstarlığını çok da fazla gösterememiş oyuncu. sanırım sezonun yorgunluğundan ileri geliyor bu durum. ancak, polonya'da da böyle oynarsa takımdan çok fazla bir şey beklememek lazım.
ayrıca biraz kendini beğenmiş gibi geldi bana. o kadar tezahurat yaptık hido hido diye. bir dönüp bakmadı bile seyircilere. adamım bi bak, bi el salla ya ne olacak. alıp götürecek miyiz seni iki güleryüz gösterince milli takımı desteklemeye gelenlere.
sabri arkadaş arasındaki sohbetlerin vazgeçilmezidir, candır sabri. maçtaki gerilimi bir anda alır götürür. kontra atak mı var; hiç stres olmaya gerek yok. sabri topu taca atar ve böylece izleyiciyi germez; hatta sakinleştirir. sabri orta yapsa içeride 2 kişi boş mu; dur stres olma. top basın tribününe gider ve sabri heyecanımızı alır götürür. o yüzden sabri yaşamalıdır, sabri oynamalıdır.
cem garipoğlu ise zengin piçidir, muhtemelen katildir. kurtarmaya gerek yoktur.
bir arkadaşı ile sırt sırta verip gıcık olduğu şahısa pusu kuramayacak insandır.
sevdiği insan ile sırt sırta verip hayatın güçlüklerine karşı koyamayacak insandır.
ailesi ile sırt sırta verip bir ölümün üzüntüsünü paylaşamayacak insandır.
sırt üstü yatıp televizyon izleyemeyecek insandır.
duvara yaslanıp sevişemeyecek insandır.
kendi etrafında rahat rahat dönemeyecek insandır.
yakında,
- hehe başlığa entry girdin, topsun top.
- ayna, ayna!
- sonsuz ayna.
- kendi diyen kendi olur, sonra allah'ından bulur.
gibi diyaloglarla karşılaşıldığında daha iyi tahmin edilecektir bu ortalama.
25 ağustos tarihli yazısından;
"Hatta, o "TBMM" yazılı kırmızı plaka bunları destekleyenlerin götüne takılmalı ki, bunları desteklemeyenler de bilsin, kimin sayesinde sağlanıyor bu geçiş üstünlüğü."
böyle diyerek, biraz haber altı yorumcuları gibi davranmıştır kendileri kanaatimce. ama, çok da haksız değildir.