caylaksiniz, yeni üye olmuş yazar adaylarının ünvanı ve login olduklarında sag menüde gördükleri bir başlıktır.
1. çaylaklık süreci yeni yazar adaylarının sözlüğe ve sozluk formatina alışma dönemidir.
2. bu dönemde en az 20 bilgi içeren entry girmiş adayların entryleri incelenir ve uygun görülenler yazar olarak sözlüğe alınırlar. her 20 entry giren çaylağın yazarın olması söz konusu değildir. yazar olmak için girilmiş entryler önemlidir.
3. anket doldurarak, sadece bakınızlar vererek yazar olamazsınız. hatta çaylaklık döneminde sadece bakınız vermemeye özen gösterin.
4. çaylakların yazar olması için sozluk formatini kavramaları en önemli şarttır.
5. çaylaklar tarafından girilen entryler, sol frame de ve başlık altlarında görünmezler.
6. entryler yalnızca entry sahibi ve moderatörler tarafından görülür.
7. üyelik çaylaktan yazara çevrildiğinde, yazılmış olan entryler herkes tarafından görünür hale gelir.
önemli : çaylaklık döneminin uzadığını düşünen bir üye sözlük formatını ve daha sonra girdiği entryleri gözden geçirip, aynı zamanda yeni entryler de girmeye devam etmelidir.
daha da önemli : entrynin içeriği ne kadar dolu olursa olsun, entryde noktalama işaretleri kullanılmamış veya yanlış kullanılmışsa, entrynin sahibinin yazar olarak kabul edilmesi imkansızdır!
***nick değişikliği***
sözlüğe üye olduğunuzda seçmiş olduğunuz nicki değiştirme hakkına sahipsiniz. ama unutmayın ki yazar olmanızın üzerinden 1 ay geçtikten sonra böyle bir hakkınız bulunmamaktadır ve değişiklik talepleriniz reddedilecektir. bu yüzden değişiklik isteklerinizi çaylakken dahi bir derdim var bölümünden iletebilirsiniz.
hatırlayın şimdi sawyer'ın neler yaptığını. kate'i ve jack'i kurtarmak için kendi hayatını riske attığını, aldo raine'in zalim nazilere nasıl dersini verdiğini.. hatırladınız dimi lan!?
güzel şimdi de ingilizlerin neler yaptığını hatırlayın. ne yaptılar? 90 yıl önce bu ülkeyi işgal ettiler. :O
başlarım böyle dizinin ızdırabına ulan! bi kıçını kesemediler şu jack'in!
--spoilerré de la séason 7--
hayır seviyorum da kıyamıyorum ama son anda kızın hop diye gelmesi ve kök hücre için gönüllü olması ne ayak ulan? doktor da diyo ki ağır semptomları hafifletsin diye ilaç verdik uyuttuk. kök hücre bam diye iyileştirmez ki lan adamı! en az bikaç gün sürer yani.
--spoilerré de la séason 7--
sözlüğün her iki savaşçı için saf tutmalarını istemekteyim.
dövüş 5 eylül ctesi günü milli maçtan hemen önce taksim meydanında gerçekleşecektir.
ben kazanırsam bütün herkese bira benden lan.
ryu vs ken, scorpion vs sub-zero tadında bir savaş..
herşey ezergeçerus'un goliath'ın başlığının altına "sözlüğün karizmasını yerle bir ediyor" demesiyle başladı. ne zaman biter bilinmez ama bir sonraki taş ve sopalarla yapılacak.
kimse bana karizmasız diyemez ulan! ağzınızı burnunuzu döverim...
ben gittim izledim bu filmi. taramalı action o kadar çok yok ama olanlar da baya sağlam.
italyanca konuşma sahnesinde brad pitt'in yüzünü görmek için bile gidilir.
öncelikle söz konusu metafor -afedersiniz- tarrak gibidir. muhtemelen bir sohbet evindeki hocalardan birinin (yada her ne deniyorsa) uydurmasıdır.
kaptan gemiye binmediği sürece de gemi var olmaya devam eder. içinde 9 yaşındaki bir çocuk dümeni çevirdiği sürece gemi hareket edecektir.
geminin suyun üzerinde kalması fizik kuralıdır.
aynı fikirle yola çıkarsak, bir binanın çatısından bırakılan taşın yere düşmesinden kim sorumludur?
ben de diyorum ki, eğer dünyayı yaratan bir güç varsa, muhtemelen senin beyninin tasavvur edemeyeceği biçimdedir.
öyle uğruna kurban kesmekle, içki içmemekle, ibnelik yapmamakla; vaadettiği cennete giremezsin.
bütün bu kainatı yaratan varlık, senin midene ne soktuğunla ilgilenecek kadar alçak birşey olamaz.
engellileri karşıdan karşıya geçirip, acımayla karışık yalandan sevgi dolu sözcükler söyleyen tırtoların anlayamayacağı sözlerdir.
eğer bugün bir fiziksel engelli olsaydım, insanların benimle dalga geçmesini, bana sırf engelli olduğum için farklı davranmamasını isterdim. ama kızların yanında dalga geçmeyin olm, karizma gider yoksa vala.
kimi gururlu insan için, başkalarının acıması, bacağının kopmasından daha fazla acı verebilir.
bird's eye* adlı şarkıda harika bir performans göstermiştir.
politik görüşlerini bir kenara bırakırsak, doğunun şarkı kültürünü, batı şarkılarının içine kusursuzca entegre etmektedir.
"i believe that pride is an ego-based self-fooling technique." * diyen birisi için fazla piç olurdu, eğer koşulsuz türk düşmanı olduğu gerçeğini doğru kabul edersek.