Şu an Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı filmini gösteren, gösterirmiş gibi yapan kanal.
ruh emici, esrar dairesi'ndeki esrar.. her şeyi sansurlemisler bir de fantastik film sevenler ekran başına diye tweet atiyorlar. Mükemmel.
Tam bir yil once siktir olmadan duzgunce gerceklestirdigim eylemdir.
Bir sirketin sponsorlugunda yazilimci olarak calisiyorum.
Ne ikinci sinif vatandas muamelesi gordum ne irkcilik gordum. Gidilen yere de bagli sanirim.
Turkiye'de kadin olmak ne kadar zordur. Rahatsiz ederler cevap vermeye korkarsin ama hep rahatsiz ederler. O huzursuzlukla yasamamak guzel.
Ingilizcem coh iyi ya diye gecinirken, hic bilmedigimi farkettim. Kendini ifade edememenin ne kadar zor oldugunu, ne kadar kotu hissettirdigini ogrendim. Sonra bunun dunyanin sonu olmadigini, elbet ogrenecegimi anladim. Hala cok iyi konusamiyorum ama kimseyle konusmaktan kacmiyorum en azindan.
Calisma aliskanliklarimiz arasinda fark beni dumura ugratti ilk bir kac ay. Turkiye'de ne cok somuruldugumuzu anladim. Burada bir is yetismemisse sorun planlamadadir calisanda degil. Turkiye'de neden gun 36 saat degil diye calisana yuklenilir. Oradakinin 1/4 u kadar is aliyoruz uzerimize ama her seyiyle emin olarak canliya aliyoruz, hata cikarsa duzeltiriz dusturuyla degil.
Gereksiz araba, kiyafet, ayakkabi, spor salonu gosteris silsilesinden uzak olmak beni cok mutlu ediyor. Seni tanimlayan bunlarin hic biri degil. Herkes gidiyor diye spora gitmiyor kimse ornegin. Herkes tek tip degil. Cunku kendini baska sekillerde ifade edebiliyorsun, bu bastirilanlarin sucu degil. Kadin kiyafeti giymis bir erkek ol, ozel gunlerde sutyen tak hatta kimse seni otekilestirmez.
Her seyin luks olmamasi, ihtiyacin olan ne ise bilmem kac aylik maasini yatirmadan alabilmek cok guzel bir his.
Su siralar kufur ettigimiz globallesmenin sayesinde, 2-3 ayda bir sevdiklerimi gorebilirken her sey cok guzeldi. Artik oyle degil, istesen de donemezsin -donus ucaklarina binemedik, patililerimizi almiyorlardi.
sosyal medyada gosteri yapmadan, annesini en cok kim seviyor yarismasina katilmadan kutlanilmasi gereken gundur.
boyle gunlere asiri anlam yuklemem, ama bu dunya halinde annemden binlerce km uzakta olmak, ikimizin de yalniz olmasi ve bunun belirsiz bir sure daha boyle devam edecek olmasi beni uzdu. Ruyamda Turkiye'ye bilet aliyordum ve heyecanla kalktim. Uzak bir ruya iste.
eğer suçluysa o gece meclise yakın evimde sabaha kadar titrerken küfrettiğim, lanet ettiklerimden biridir.
Ancak, gözaltına alındığı o fotoğrafları gördüğümde hemen kapattım sayfayı niçin bilmiyorum içim kaldırmadı, darbe almış yüzünü eline verdikleri kulağını gördüğümde acıdığım için değil, sadece bakışları işledi. Lan dedim keşke suçlu olmasa keşke bize, bu ülkeye bunları yaşatanların başı bu olmasa..
Kendisi ile ilgili haberleri takip ediyorum o zamandır, diliyorum şahit gösterdikleri -genelkurmay başkanı ve mit müsteşarı- bir an önce konuşur.
siz de bir gün yardıma muhtaç kalırsınız diyerek umarsızlıklarına hayret ettiğim yazarların sallamadığı kampanyadır.
Ne varsa ekşide var derlerdi de inanmazdım, en azından insan varmış.
akılları götlerinde olduğu ve onu da sıçtıkları için anca nereye pisleyeceklerini beraber düşünen yazar topluluğunun açtığı başlıklar arasında maalesef kaybolan kampanyadır.
çoğu yazar bozuntusunun gözünden kaçmadığına emin olduğum, sağ eli kalplerinde değil hala malum yerleriyle sıkı ilişkide bulunduğu için umursanmayan kampanyadır.
Takibinde kalacağım, bir insan izine rastlayana kadar up'layacağım kampanyadır aynı zamanda.
ekşi sözlüğün başlattığı hala da yardırdığı kampanyadır.
Yüce devlet suriyeli gardaşlarımıza altımızdaki donu verirken biz toplumca kenetlenmeliyiz.
up.
gazeteci kimliğinden öte, abidir.
Hugo'nun tolga abisinden 2-0 öndedir. onca işinin, ailesinin arasında bir lafınıza size hafta sonunun yarım gününü ayırabilecek insandır.
Pazar günü satın aldığım kitapları hala kargoya vermemiş sitedir.
Ayrıca hiç bir yerde bulamadığım bir kitabın stoklarında olduğunu görünce inceden işkillenmedim değil.
Edit: stoklarında olmayan kitabı varmış gibi göstererek müşteri memnuniyetine ne kadar önem verdiğini göstermiş sitedir.
facebook'da kadın ismi yazıp sıradan "slm tanışabilirmyiz" yazan her malın gezi olaylarından sonra bok varmış gibi twitter'a koşmasıdır.
Bok var çünkü twitterda, adam sokakta kadın görünce eve gidip sağ eliyle samimi oluyor ama twitter'da dinden imandan dem vuruyor.
Sözde lideri methiyeler düzüp, atatürk'e laf ediyor.
Ulan orospu çocuğu, ulan babasının annesine tecavüz edercesine dölünü bıraktıktan sonra maalesef dünyaya gelen sen kimsin islam fedaisi misin
Ulan şerefsizler hepiniz yüzünden dinden soğuduk ya, sizin sözde imanınızı sikiyim.
"bu ülkenin hor görülen imam hatip mezunlarına, başörtülü bacılarına cenneti vaat etmiş ve onlara yapılanların öcünü o veya bu şekilde almış hükümettir" zira bilirsiniz bizde siyaset de kan davası gibidir.
Bu başörtülü bacısının gözünden diye düşündüğüm nacizane görüşümdür. şimdi birazda sandığa gömülen %50'nin, benim de içinde bulunduğum başbakansız güruhun bakış açısına bakalım:
"adeta bir kültür mozaiği olarak nitelendirilen bu ülkeyi mümkün olan bütün kombinasyonları deneyerek bölmeye çalışan, başörtülü bacısının amacı sadelik ve iman olan örtüsünü kendi diline ve başkalarınınkine pelesenk ederek -onun veya bunun genelde pis- siyasetine alet eden, ezelden beridir islamı yaşam biçimi olarak benimsemiş ve bunun doğrultusunda yönetilmeyi içten içe arzu eden ancak bunun atatürk'den itibaren baskılandığını ve bu yüzden nice acılar çektiğini düşünen halkın bu güdüsünden yola çıkıp dini adeta bir sömürü haline getirip bunu yine kendi siyasetine ve emellerine alet eden, yalnızca ona oy veren kesimin hükümeti olduğunu açıkça beyan eden hükümettir"
yok imam hatipliler neler çekmiş, yok ikna odalarıymış, yok baş örtülü kadınlar çocuklarının yemin törenine alınmamış. haklılık payları var mı? tabii ki yok değil. bu noktada şu aralar tartışma konusu olan her durumu bünyesinde barındıran istisnaların kralı rahmetli babam geliyor aklıma.
doğulu ve alevi kökenli bir ailenin çocuğu olarak ilk imam hatip mezunlarından biri olmuş, başka bir meslek edinmek isterken başka bir şehirde eczacılığı kazandığı halde maddi yetersizlikten gidemeyip bulunduğu ilde eğitim enstitüsüne devam ederken bir yandan müezzinlik yapan, kutsal kitabı ezberinden okuyabilecek, hatta ilgili alanlarda çeşitli dereceleri olan babam , bu ülkenin temeli olan belli ilkelere bağlı, düşünceleri ve reformlarına minnet duyduğumuz atatürk'e saygılı ve bir o kadar sevgi dolu, islamı hiç bir zaman yobazlığa alet etmeyecek kadar aydın ve islamın hoşgörü, saygı, iyi niyet, şükür, yaradılanı yaradandan ötürü sevmek gibi temel ahlaklarını edinerek yetiştirmeye çalıştı hepimizi.
şimdi gelmiş bazı densizler, ben laiğim diye bana dinsiz diyor; bir onların zannettikleri ve köşe bucak kendilerine sakladıkları allah'a şirk koşuyorlar.
küçücük kız çocuğu elini öpmek isterken, tahrik olmaktan korkup kendilerini geri çeken, hatta bazen öğrencisi kendisine selam verip iyi dersler dilediğinde bir kenara çekip "benim inançlarıma göre bir kadının bir erkeğe böyle selam vermesi yanlıştır" diyen, kısaca bir tarafları ellerinde gezen sözde dindarlar gelip bana dinsiz diyebiliyorlar.
din hiç bu kadar göz önünde olmamış ve hiç bu kadar ayaklar altına alınmaya çalışılmamıştı.
altın vuruş her günün olduğu gibi bugünün de kahramanı olan babamdan gelsin, kısaca:
"daha dün götünü yıkamayı bilmeyen bugün abdestliyim diye geziyor"
edit: bu ülkede imam hatipliler, başörtülüler engellerle karşılaştıysa onlar tarafından mağdur bırakılanlar da oldu.
şeker komasına girmiş bir adamı ben muayene edemem bu erkek diyen şerefsiz, sözde dindar, ruhu orospu kadın doktorları da gördü bu bünye.
daha güzel eksile yavrum.
Ne gündü diyeceğim çocuklarıma..
Öyle bir gündü ki; insanın babasına bile güvenmediği o devirde herkes ihtiyacı olana evini açtı diyeceğim!
insanlar Daha önce tanımadığı, varlığından bile haberdar olmadığı bir diğeri için endişelendiler diyeceğim!
Öyle bir gündü ki 'siz biz' ile ayıklandığımız o devirde; kürdü lazı alevisi çerkezi hepsi bir idi, aslı gibi 'kardeş' idi diyeceğim!
Güzel günler göreceğiz çocuklar, güzel günler.
yaklaşık 4 gün önce, 17 derecelik güzel antalyadan çıkıp -6 derecelik ankaraya gelmemden dolayı nükseden ve hali hazırda devam eden hastalığım sürece en yakınımdır, beni yalnız bırakmayandır.buna karşın; 2 hafta sürecek o kokuya katlanmama rağmen hala bir etki göstermeyendir.
vickse bir insan, bilhassa karşı cins muamelesi yapıyor olabilirim şu an zira çok sıkı fıkıyız bahsettiğim üzere ama burdan ona seslenmek istiyorum
sen benim gözümde çok farklıydın, çok büyüktün görüyorum ki ben yine çok değer vermişim. ah şu hüsran duygusu...
ehem sustum.
iyi ki doğdun nazım hikmet!
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
i̇yisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım.
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
i̇çimden bir şey :
belki diyor
ankarada olduğunuzu, genel olarak ankaradaki; aynı statüdeki mekanlarda rastlamadığınız saygısız davranışlarla unutturan; hırpani, kartınızı itin önüne kemik atarmışçasına size veren, gözünü para bürümüş garsonlarına rağmen ambiyansına diyecek lafımız olmayan cafe*
bir kız arkadaşımın * annesinin ona belletmeye çalıştığı kurallar bütünü
rengini bilemem
1 bir erkegin evine gitme
2 bir erkekle sinemaya gitme
3 bir erkegin arabasina binme
sevgilin olmasa bile
yaparsan o* oluyomuşun benden soylemesi