Evet, doğru. Bazen insanlar kendi hatalarını örtmek ya da sadece sizi sinirlendirmek için sizin bazı basit şeyleri bile yapamadığınızı zanneder,iddia ederler. Halbuki o dedikleri alanda aslında başarılısınızdır. Bir çok kişi de bunu biliyordur. Ancak o insanlar, sadece moralinizi bozmak için aksini iddia ediyorlardır. Aldırmayın, kimseye kendinizi kanıtlamak zorunda değilsiniz.
Zordur ama takınca da pek bir şey değişmiyor, hayat kısa. En iyisi kendini hayat akışına bırakmak ve olanları gülümseyerek karşılamak; bazı şeyler ne yaparsan yap değişmez, zorlamamak gerektiğini erken yaşta öğrenmelisiniz.
Eskiden bir ara bir kızla çıkmıştım, sonra kafede saçıma zorla kendi tokasını takıp gülmüştü. Ben de ayrılmıştım. Ayrılırken haliyle bir şey bulamadı ve ‘sen eğlenmelik erkeksin.’ Dedi, güya beni incitmek istemişti. Ben de; ‘ ben en azından eğlendiriyorum.’ Dedim. Kız ağlayarak yanımdan uzaklaştı.
O zaman kendimi haklı bulmuştum ama şimdi fark ettim ki hayvanlık yapmışım.
Şimdi arkadaşlar, çekim yasası diye bir olgu var. Bu istediğiniz şeyleri kendinize çekmekle ilgili ama sürekli olmasını istediğiniz şeyin yokluğuna odaklandığımızda, evrene o şeyle ilgili bir yokluk frekansı yaymış oluyorsunuz ve bu yokluk durumunu sürekli düşünüp üstüne düştüğünüzde, gerçekleşmiyor. Fakat çoğumuzun başına gelmiştir, çocukken bir şeyin olmasını çok istiyorsunuz. Hayatın akışı gereği o durumu unutuyorsunuz, sonra bir bakıyorsunuz ki o istediğiniz ama aslında unuttuğunuz şey gerçekleşmiş. işte, olayın püf noktası bu! Vazgeçince de artık o durumu pek düşünmüyorsunuz, eskisi gibi üstüne düşmüyorsunuz, yani enerjinizi çekiyorsunuz. Bu yüzden hiç beklemediğiniz bir şekilde ve zamanda gerçekleşiyor. Nedeninin bu durumla çok ilgili olduğunu düşünüyorum.
Yani bilemiyorum, üniversiteye başlayan kızlara kayıt yaptırınca bedava boya mı dağıtılıyor ya da bedava kuaför hizmeti mi veriliyor, bilinmez. Ancak bir çok kız da böyle sosyolojik bir durum var. Geneli fen edebiyat ya da iibf de okur. Saçının bir kısmını boyatan ya da boyatmaya hiç cesaret edemeyenler tarafından ‘boya güzelleri’ diye adlandırılırlar. Erkeklerin bir kısmı buna inanır, bir kısmı da ‘zaten güzeldi, saçını boyatmasına gerek yoktu.’ Diye düşünür. Önceki hallerini bilmeyenler de doğal sarışın ya da doğal kızıl zanneder. Ama neden böyle bir durum olduğunu kızların kendisi bile muhtemelen bilmiyordur.
Brad pitt i falan biraz anlarım da bizimki tuttu Koray candemir e ‘yakışıklı’ dedi. Hızımı alamadım, onun şimdiki halini gösterdim. Muhtemelen yıllardır hiç bakmamış, “ AA çok değişmiş.” Dedi de sinirim bir nebze geçti.
Edit: kadın eş
Üniversite sınavında isteği bölümü ilk yıl kazanıp ilk aşık olduğu kişiyle evlenen kişidir. Saygım sonsuzdur. Belki size sade biri gibi gelebilir ama bence hayatı en iyi şekilde yaşayacak kişidir. Ben değilimdir. Bir de sevdiği şehirde ömrü boyunca yaşarsa yeme de yanında yat insanıdır.
Ne kadar çok karşılaştım ya böyleleriyle. Bazıları yalan üstüne yalan atar yalan üstüne yalan atar, neye inanacağını şaşırırsın. Bazıları dediklerini abartıp eksik anlatarak ve sen o anda ne haldesin bilmeden zırvalar. Bazılarıyla da kendini benzer sanıp tamamen farklı bir bakış açısıyla hayata baktığınızı çok geç anlarsın. Hayat bu ya işte, yaşaya yaşaya öğreniyorsun.
Zamanında bir kezo vardı güya bana aşıkmış. Peh sen kim ben kimim ulan tipine de bakmıyor! Neyse belki verir diye bir süre aşık taklidi yaptım. Baktım verecek gibi durmuyor. Bir de kıskanıyor ki sorma. Onla mı konuştun? Yok bunla mı konuştun? Eee yeter dedim. Çektim s*ktiri, gitti. Sonra sinirim geçmedi arkadaşıyla işi pişirdim. Ooooh çirkin kezo, canıma değsin, hıh!
Kimse birbirine saygı duymuyor. Adalet ve ahlak yerlerde. Yönetenler kendi ceplerini doldurmaya bakıyorlar. Hangi parti ya da kim gelirse gelsin. Sanatla uzaktan yakından alakamız yok. Müziğimiz de artık berbat bir hale geldi. Neyse ki eski şarkılar var. Birinin kötü bir hale düşmesi için her şeyi yapanlar ortada. Bilimden anlamıyoruz. Biraz anlayan, ilgilenen bir çocuk olursa eğitimle hooop eliyoruz. Hayır çocuğum, sadece bu derslerle ilgilenebilir, bu alanlara yönelebilir, bu okullara gidebilir, bu kişilerle arkadaş olabilirsin, demesek de bir şekilde beynine kazıyoruz. Gelenekleri saçma ve çağ dışı gibi gösteriyoruz. Büyüğüne küçüğüne saygısı olmayan, önüne gelene söven, ahlaksız ve nikahsız bir şekilde yaşamayı aşk sanan, hep kendine adil bireyler yetiştirdiğimiz bu ülkede ne kaldı geriye? Evet, insanları çıkarsak çok güzel bir ülke değil mi? Doğru. Söylenebilecek söz bile yok artık.
Bir gün eşim eve gelmiş üfleyip püflüyor. ‘Ne oldu?’ Dedim, ‘kuaför dip boyamı çok kötü yaptı. Baksana arada bariz bir fark var.’ dedi. Bir süre geçti, ‘başka bir yere gidip tekrar mı boyatsam?’ Deyince benim şalterler attı. ‘Gel gidiyoruz oraya,’ dedim. ‘ ne yaparsa yapar, tekrar mı boyuyor artık?’ Eşim‘ yok, tamam ya önemli değil,’ falan dediyse de bir kere sinirlenmiştim. Gidip konuştum bir de inkar ediyor,’ kör müsün?’dedim, bayağı bir çıkıştım en sonunda parayı geri vermek zorunda kaldı. insanı aptal yerine koymaya utanmıyor da.