içerisinde bulunduğum ruh halini ifade eden söylem. evet dostlar, kime satacağım ben bu vatanı? biliyorum, amerikalılara, batılılara falan satacağım; o kadarını biliyorum ama nerede bu batı, amerika, bir türlü bulamıyorum. burada bir tek bakkal, manav, gima falan var, yardım edin, bir el atın.
öznenin, bir istemeyi kendinde barındırarak kendi için ona ulaşmaklığını kendine dert edindiği bir isteme-nesnesine ulaşamama halinin zamansallık içerisinde kendini an ve an hiçlemesinden sonra edimin zaman ve mekan sınırlarını aşarak sürreel bir muhite kaymasını ve bu muhit içerisinde varoluşundan duyduğu bulantının hazin ve ironik dile getirilişini ve -özneden bağımsız, birtakım koşu hayvanlarının çoğulluğunu imleyen kelimeler bütünlüğü.
bir özne vasıtasıyla, öyle olmaklığından ıstırap duyma halini öyleliğini bir olgusallaştırmaya tabi tutarak, nedensellik unsuruyla bağdaştırararak ifade ediş biçimi.
bir soyut mevcudiyet formunu soruşturma malzemesi haline getirerek kendinde-hiçleme edimine maruz bıraktıktan sonra o mevcudiyet formunun bu soruşturma neticesinde soruşturma anında hiçlediği kendini soruşturma sonrasında var etmesi beklentisine karşın varoluşun absürtlüğünü imlemek üzere bu soruşturmaya bambaşka bir ad ile yanıt vererek soruşturma takibini zorlaştırma ereğini de kendinde barındıran bir söylemin ve söylemin absürt cevabının sentetik birliğinden oluşan bir gösterge.
terörle mücadele imlemini özneleştirmek bir a-priori-saf-sezgi-yetisi kabul edildiğinde -bu imlemi kendinde imlenecek olacak öznede tabii, öznenin gerçekliğinden ortaya çıkabilecek önerme: terörle mücadele şahsı, giyinmeklik bakımından iyi olarak niteleniyor ayrıca. sanskritçe.
"ısparta" ideasını(spinozacı manada) maddi bir ıstırapla temsil etmeklik neticesinde öznede meydana gelen bir huzursuzluk halini ifşa eden söylem -ki incelenmesi lazım ruhbilim(sel) -açıdan.
menşei herakleitos, gorgias gibi "oluş, bilgiyi dışlar" tarzı ilkel-epistemolojiler üzerine kurulu pre-sokratiklere dayansa da -hatta berkeley ve locke ve hume gibi empirist öznelciler tarafından dillendirilese de modern manada kant'tan beridir tartışma mevzu olan duyumun, saf sezginin a-priori ilkeleri tarafından yeniden üretimi neticesinde, duyumun eşyayı "kendinde" olarak algılayamaması hadisesinin ortaya çıkması ve bu sebeple insanın hiçbir zaman bir doyuma ulaşamayacağı tarzı karamsarlığın, insanlığın başına musallat olmasından sonra ort. çık. (an) teorilere reddiyenin "tüp"ün olumlanması(nedir kastedilen?) ile temellendirilm.
beni birazcık takip edenler insanlar bilir. (çok manalı bak: "leblebimiyedinevet" çok manalı bak). hem içtenlik hem de ciddiyet barındırıyor içinde. (hafiften karizmatik sırıtarak). bravo.
kelimeler bütünlüğünü oluşturan ve bu bütünlük içerisinde muğlak bir yer icra eden -ki mana bakımından, "canım" ünlemi sebebiyle, göstergenin imleyen-imlenen bütünlüğünü yitirmesiyle mana bakımından tahribata uğraması sonucu çiçek gibi post-yapısalcı söylem "metnin insansızlaştırılması" kavramsallığına işaret iden bütünlüğü kelimelerin.
kavram içerisinde yer alan "devşirme" fiilinin işaret ettiği bab üzere: bir varlık minvalinden o varlık minvaline ait olan ancak "ne"liği tam olarak belirlenmemiş bir "kısalık", "kıllılık" gibi nitelikleri bünyesinde barındıran "fil" bütünlüğünü sorunsallaştırarak "ne"leştirmek ediminin imlenmesi.
hız mefhumunun bizatihi kendiyle ilgilenmek yerine hız sınırı ile ilgilenmek suretiyle bir şeyin, o şeyliğini belirten yegane ölçütü soruşturmaklığın zamansallık içerisindeki tavırlaşmalarının derlenmesi neticesinde meydana gelebilecek soruşturmaların bir tarihi.
"ağabey üzülmüş, yıldırımlar yemiş onu" gibi bir devamı ile bizleri şaşkınlıklardan şaşkınlıklara, aşkınlıklardan da kantlara sürükleyebilecek bir bir beyan. lakin devamı yok ise, şaşkınlık ve aşkınlık da yok: kapsıyor.