başarıya giden yolda her şey mübahtır düşüncesine sahip bir top olabilir. ama direği yeterince tatmin edememiş ki değil filelere, kornere bile gidememiş. buna da dikkat etmek gerek tabi. insan her taviz verdiğinde bir başarı elde edecek diye bir kaide de yokmuş demek ki.
girer girmez insanı kaos ortamıyla karşılayan site. sağda haber bandı sürekli akıyor, altından çevrim içi arkadaşlar sıralanıyor, ortada zaten öne çıkan haberler var, üstte arkadaşlık isteklerini, mesajları filan belirten sayılar, solda listelerin yanında 100'lü, 200'lü sayılar... sayılar sayılar...
öncelikle, bu sözlükte yazar olmak için değil iki sene, iki ay bile beklenmez. orada anlaşalım. bekleyen varsa saygı duyarım elbet ama içimden geldiği için değil, mecburiyetten.
ikinci ve daha önemli konu ise buraya açılacağı rivayet edilen dava. şayet böyle bir dava açılırsa sözlüğün kendini kurtarmak için, daha doğrusu hisse sahiplerini kurtarmak için, mevzubahis entryi yazan yazarı ortaya atarak aradan sıyrılmaya çalışacağı gün gibi aşikarken nasıl olur da bu sözlüğün yazarları 'ekşisözlüğedokunma' gibi bir kampanya başlatırlar benim havsalam almıyor. ifade özgürlüğüme dokunma filan demiyor dikkat edersen, ekşi sözlük'e dokunma diyor.
sen hem "özgür bir platform oluşturuyoruz." diyerek gaz veriyorsun, hem "götümüze girebilir" diye bazen çok masum entryleri bile silebiliyorsun, hem istendiğinde yazarların bilgilerini paylaşıyorsun ve en önemlisi bunları aynı anda yapabiliyorsun ve seni kimse sorgulamıyor "bu nasıl özgürlüktür? hani özgür platform?" diye.
inciciler için özet geçiyorum. zaten ifade özgürlüğünün olmadığı bir ortamı sansüre karşı savunamam kardeşim. önce sözlük gerektiğinde yazarlarının ifade özgürlüğünü savunmayı öğrensin, sonra benden arkasında olmamı beklesin.
her şeyimizi başkaları görsün diye yaptığımız bir platformda elbette ki bir miktar gösteriş barındırıyordur. amma velakin bence hiçbir şey yapmayıp bu büyük öneme haiz milli günümüzü büsbütüm bir umursamazlıkla karşılamaktan daha iyi olduğu da su götürmez bir gerçektir.
hatta biraz daha ileri götürmek gerekirse, milli bayramlarda profil resmi değiştirmek değil halkın ritüellerini kolpa anarşik tavırlarla hor görmeye çalışmak ergenlik göstergesidir.
bugüne kadar cumhuriyet bayramını sadece tatil olarak görmüş, okul vb bir zorunluluk olmadığı sürece hiçbir zaman cumhuriyet bayram törenine katılmamış, töreni angarya olarak görmüş bir nesli cumhuriyet bayram törenleriyle barıştırıyor. kötü adam olmak pahasına gençlerin atatürk ilke ve inkılapları üzerinde kenetlenmesine önayak oluyor.
evrim teorisi darwin'den sonra ne kadar mesafe aldı bilmiyor olabilir. darwin'e kişisel bir antipati duyuyor da olabilir. zira evrim teorisi öylesine güzel bir teoridir ki, çürütmek için bile en azından birkaç yüz bin, belki birkaç milyon yıla ihtiyacınız var. tarihin en fazla 10.000 yıl kadarını, onu da yarım yamalak bilen bir canlının 2 milyar yıllık bir süreci açıklamaya çalışan bir teoriyi çıkıp da "olmaz abi. koskoca dinazor birden kanatlanamaz." gibi argümanlarla çürütmesi mümkün değildir. daha iyi bir teorin varsa sürersin, biz de bunu çürümüş kabul ederiz.
ayrıca biz çürümesin diye buzdolabında saklıyoruz onu.
bugün cumhuriyet bayram töreninin iptal edilmesiyle ilgili (d)okunaklı bir yazı yazar mı? kesin yazar. sonra da facebook'ta çılgınca paylaşılır mı? paylaşılır. ertesi hafta unutulur mu? kesin unutulur.
gaz verme, gaz alma konusundaki tecrübesi nedeniyle yıldızımın hiç barışmayacağı yazar diyeyim. kendisiyle ilgili ilk tanımımı da böylece yapmış olayım.
megalomdanca bir cümle. "gelip gelip bu yazıları sözlüğe yazmana sebep benim. ben olmasaydım ruhunda o hareketlenmeler, kıpraşımlar, debelenmeler olmayacaktı, o ilham seni sittin sene bulamayacaktı. ben olmasaydım bu yazı da olmayacaktı ama sen olmasaydın da ben bunu başka birilerine yazdırırdım." anlamı taşır. bir nevi (ne bir nevisi, resmen) karşıdakini bir hiç mertebesine indirmeye kasteden, can alıcı bir cümle.
baskın olan dinlerde başgösterir bu sıkıntı. hristiyanlık, müslümanlık, budistlik gibi. din aslında 18 yaşına gelmiş, hatta belki o kadar bile olmamış adamın pek derdi değildir. 18-25 arası radikal dinci örneğiyle çok karşılaşıyor olsak da insanlar o yaşlardayken din üzerine fazla kafa yormaz. dine (ya da dinsizliğe) bakışları yüzeyseldir. o yüzden de baskın bir dini tercih etmeleri yüksek olasılıktır.
aksi durumda ise tamamen geçersiz bir hipotezdir. örneğin alevilerin çocukları dinsizliğe meyillidir. ya da adını sanını bilmediğimiz bazı dinlerde çocuk belli bir yaşa gelene kadar herhangi bir dine mensup olmaz. gencin kendi kararını kendisi verecek olgunluğa erişmesi beklenir.
pkk başlığına "sözlüğümüzde bir gün "orospu çocuğu" şeklinde entry girilmediği takdirde kendini feshedeceğini açıklamışlar." yazaraktan çözümsüzlüğümüzü yüzümüze vuruyor. bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. adeta.
bizim memlekette bu entelektüel duruş, cool bakış moda olalı epey oluyor. kendisi de bu akımın temsilcilerinden sanıyorum. şu moda da artık azalarak bitse de orospu çocuğuna orospu çocuğusun diyebilsek. en azından bunu yapabilsek.
özel mesaj vasıtasıyla yapılan reklamlara ve spam olaylarına dikkat edilmeli. örneğin yazarların "aralarına virgül koyarak" birden fazla kişiye mesaj atmasına izin verilmemeli. bir yazar neden birden fazla kişiye mesaj atma ihtiyacı hisseder?
en azından "birden fazla alıcısı olan mesajlar bana ulaşmasın" gibi bir seçeneğimiz olmalı.
kontenjanı doludur. muhtemelen 4-5 kişiyle mesajlaştığı için yeni bir mesajlaşma trafiğine daha girmek istemiyordur. o yüzden mesajlaşmayı sevmiyorum yalanını uydurur.
haddi hesabı yok. cebimizde 10 kuruş varsa 8'ini vergi diye devlete veriyoruz. yediğimiz ekmeğe bile 9 lira veriyorsak 1 lira da devlete vergisini veriyoruz. en önemlisi de nereye gittiğini de hiç sormuyoruz. cömertliğin sınırlarını zorluyoruz bence.
ekşi sözlük'ten alınan kurallar bir kenara bırakılıp sözlük kuralları üzerinde biraz kafa yorulsa ekşi sözlük'e çok sıkı rakip olur. ayrıca şirket bünyesine iki - üç moderatör alınsa, maaşları verilip bu işle profesyonelce uğraşmaları için gerekli şartlar neyse (ofis vs.) sağlansa şahane olur bence.
iyiden iyiye kabak tadı veren site. ne eski radikalliği, ne eski anarşikliği var. eski ruhu yok. sahiplerinin gözü paradan başka bir şey görmüyor. depremzedeler için ne yapabiliriz ne yapabiliriz diye düşünüp düşünüp en sonunda ne sike faydası olacağı meçhul bir site yapmışlar. depremi bile reklam için bir fırsat olarak gördükleri aşikar.
şimdi öyle futbolcular var ki bir yerlere erişmesi için bile bir fırın ekmek yemesi gerekiyor. ben bilmem, haşmet, erman, rıdvan filan öyle söylüyor. haftada bir fırın ekmek yiyen adama da epey bir ekmek parası lazım olur netcede.
bence o stüdyoda bu teklifi evinde hazırlayıp elini oya başar'dan çabuk tutamayanlar da vardı. o yüzden biraz pişmanlık, biraz hayıflanmayı da içeren bir havadır.
nur cemaatinin toplama konusunda çığır açtığının göstergesi. ayrıca reklam yapmaya da başlamışlar ki bu benim bildiğim islam'ın öğretilerine pek uygun değil. yani bir doğan grubu bas bas bağırsa "1 milyon yardım yaptık." diye sorun teşkil etmez benim için ama hayrın gizlisinin makbul olduğunu kabul ettiğini söyleyen bir kurumun bunu yapması beni kıllandırır.