-dostum senin ki kaç santim?
-14 cm.
-heheh yapma ya benim ki bile 17 cm ulen, ahaha ezik!
-hadi ya ereksiyon halindeyken kaç peki?
-...gurck(yutkunma)....
üniversite biteli 1 sene olmuşken ve ben hayatımı düzene sokmak isterken, yalnız kaldım... çok sevdiğim dostlarımdan biri izmir e taşındı diğeri ise muş a gitti askerlik sebebi ile. ve tam ben gelmişken okulum bitip yeni isteklere yol alacakken, bunların gazına getircek arkadaşlarım uzun zamandır yanım yoklar.
zamanında yemin etmiştik, ölürsek mezarlar yanyana olsun diye, görüyoruz ki dirimiz bile ayrı düşmüşken bunu düşünmek... neyse...
kız arkadaşımla ayrılma raddesine geldik, mesafeden ötürü, birşeyler ters gidiyor aslında ve ben adını koymaktan acizim. ama kararlı konuşurken, hani bir yere isteksiz gidersiniz ya "ayaklarım gitmiyor" dersiniz işte benim bırakıp gitmeye de yüreğim elvermiyor.
kendimi işime adadım, yükselmek düşüncesindeyim ama bir yerde bir boşluk var ve o giderek büyüyor... yalnızlık. sevgilim ile barışsam bile gene ayrıyız, ama herkesin yeri ayrı, omuzlarında ağladığım adamları arıyor gözlerim, zil zurna sarhoş olduğumuz yerler geliyor bazen eve giderken, göğüs kafesim o an yüreğime dar geliyor, göz kapaklarıma sıcak birşeyler iniyor ama tam nedir anlayamadım onu da.
hiç bir kimse yokken hayatımda onlar vardı, sevdiğim kadının yeri de apayrı ama ikisi de yok bakıyorum boş bir oda ve ara sıra onu ıslattığım yastık bana şahitlik ediyor. içip içip çok özlediğimi söylüyorum içimden sessizce ağlıyorum kimi zaman ama birşeyi değil birçok şeyi özlediğimi biliyorum. köşeye mi sıkıştım yoksa köşelere mi sığınıyorum bilmiyorum, ama yokluklar içimi sızlatıyor.
paranın satın alamadığı şeyler var biliyorum, ama en çok koyan da kazandığın parayı beraber harcayabileceğim hiçbir kimsenin olmaması, çok zoruma gidiyor aslında zamanın boşa akıp gittiğine şahit olmak, dolu dolu yaşamayadığımı düşünmek beni yıpratıyor, mayam da meğilli zaten az bir hüzün atıldı mı hemen tutuyor...
neyse en iyisi gidip yatayım, uykuda unutuyorum herşeyi...
belki çok banel, sıradan, gereksiz bir konudur; ama insanın aklına geliyor yahu, hem de neler neler.
brad pitt in etek traşı(belki lazerle kurtulmuştur) megan fox un belki de şu an ıkınıyor olması madonna nın kıçını kaşıması tarkan ın elizabeth e sarması eva angelina nın edeple oturuşu josh holloway in malafatı sıvazlıyor oluşu
ve de en önemlisi...
şahin k nın sevişebiliyor olması, en çok aklım onu almaz.
tamam onlar da insan ama düşününce insan bir tuhaf oluyor. *
önyargıyla basacaklar eskiye inadına ama biliyorum, çok gereksiz düşünümler bunlar, işine bak pamuk!
sözlükte ciddi cidi bahsi geçen konuşmadır efendim,
hayır islamiyet bu adamlara ulaştı da "yok aq biz zik kafalı hallerimiz ile barışığız, gerek yok dönmeye" diye beyanat mı verdiler kardeşim.
ulan sözde çok inanan bir milletin aynı dönem içinde 2 tane 3,5 attıran 7 üzeri depremler nedir, richter ölçeğiyle islamiyeti kıyaslamak diye başlık mı açalım illa ki;
"cheng!, 9 u gördük level ne alemde?
-abi kâfir derecesine nail olduk."
eh o zaman bizlerde richter ölçeğine göre 7 de ihtar aldık iyi mi?
ilahiyat fakültesinde yaşanmış olaydır; (ilahiyat fakültesiyle doğrudan bir ilgim yok)
konuşmada bahsi geçen erkeklerin cennete girdiklerinde, huriler tarafından karşılanacağı idi;
yapılan bir konuşmada söz alan bayan,
"erkeklere böyle peki biz bayanlara ödül nedir" diye sorar.
profesöre sorduğu soru karşısında aldığı yanıt hayli ilginçtir:
"sene hele bi git de seni yapan bulunur"