şuan dünyadaki en hızlı cup stacker. Kendisine ait bir başlığı hak ediyor.
ekşi sözlüğün günün viedosu özelliği sayesinde 'cycle'da resmi bir yarışmada 5.000 derece yaptığı şu videoya denk gelmiş olabilirsiniz; https://www.youtube.com/watch?v=q_1GTVrYdts zira kendisiyle ve icra ettiği sporla ben de aynı şekilde tanıştım. Sonrasında o bardakların bir görünüp bir kaybolmalarıyla hipnotize olmuş şekilde kendisini araştırdım ve turnuva dışı özel rekorunun 4.683 olduğunu öğrendim. merak edenler bu rekoru da şu videodan izleyebilirler; https://www.youtube.com/watch?v=b0TVi3LXCzw
yabancı kanalların hobisi haline gelmiş eylem. konusu ilgi çekici bir diziye başlıyorlar, reklamlarla ya da ilgi çekici oyuncularla insanları diziye çekiyorlar, konuyu derinleştirerek aynı insanları diziye bağlıyorlar sonraaa bir sezon finali sonrası "elimizde çok fazla yeni dizi var biz yola şunlarla devam edeceğiz. gerisini iptal ediyoruz" diyorlar. * Sonrasında bu iptal kararını verenlerin evlerine gidip gizli kameralardan dizi takipçilerinin tepkilerini izleyip deli gibi eğlendiklerini düşünüyorum.
bir kanalın takipçilerine yapabileceği en büyük hakaretin sezon finaliyle bir diziyi iptal etmek olduğunu düşünüyorum. Yaptıkları işe saygıları olmadığını gösteren bir hareket bu. en azından tek bir bölüm daha çekerek olayları biraz toparlayıp final yapabilirler.
şimdiye kadar takip ettiğim ve bu şekilde iptal edilen diziler *;
kyle xy
alphas
star crossed
legend of the sekeer
looking
the carry diaries
90210
carol rifka brunt'a ait, bir zamanlar gerçekten yaşanmış olduğunu düşünebileceğiniz sıcaklıkta kaleme alınmış bir roman.
sebepsiz bir şekilde içerisindeki finn karakterini okuduğum ilk sayfadan itibaren tom odell olarak hayal etmeye başladım. kitap bitene kadar another love, i know, sirens, grow old with me gibi tom odell şarkılarından başka bir şey dinleyemedim bir türlü.
not: evet benim vizem var yarın. bi' de evet ben muhtemelen büte kalacak bir malım.
başrollerinde charlie hunnam, lizzy caplan ve chris o'dowd'ın yer aldığı çok tatlı bir film. tam bir "sınavlar bitti!!!", "hiçbir şey düşünmek istemiyorum" ve "sadece gülmek istiyorum" tarzı bir film. çocukluktan beri kardeşinin başına bela olmuş bruce'un kardeşini de içeren ve sex tape olup olmadığı üzerinde fikir birliği bulunmayan bir video çekmesiyle olaylar başlıyor. daha ilk sahneden itibaren bütün filmi yüzünüzde bir gülümsemeyle izleyebilirsiniz. *
sadece charlie hunnam a.k.a. jax teller ve ron perlman a.k.a. clay morrow'u şu hallerde görebilecek olmanız bile bu filmi izlemek için yeterli bir neden bence*:
bu saatten sonra çalışsam da olmaz zaten şeklinde bir düşünceyle gerçekleştirilememesi muhtemel sınav haftası fiili.
yarın ceza genel vizem var. hala çalışmam gereken 100 sayfa var ve şuan düşündüğüm tek şey "hadi o 100 sayfayı çalıştım diyelim. ee yine pratik çözemicem ki. pratik bakmayınca konu çalışsam n'olacak? en iyisi çalışmamak ya..."
5 farklı şehrin 8 farklı kalabalık mekanında yaptığım gözlemler sonucunda ulaştığım, bilimsel bir dayanağı olmayan ancak doğruluğuna gönülden inandığım bir tespittir.
kendilerince "biz onun iyiliğini istiyoruz. kendini biraz sıksa daha iyilerini başarabilir." şeklinde savunma yaparlar. ancak çocuk tarafından düşündüklerini, düşünebildiklerini ya da düşünmek istediklerini hiç sanmıyorum.
bu tür ailelerin çocukların eğitim hayatı boyunca verdikleri bazı tepkiler:
çocuk ortaokuldan sonra Anadolu öğretmen lisesini kazanır. Neden diploma notuyla okulda derece yapamadın diye sorarlar.kazanılan lise öğrenildiği zaman da surat asarlar.
lisenin ilk yılı boyunca çocuk tm istemesine karşın "senin sayısalın çok iyi, sayısal seç" diye diye bütün yıl beyin yıkarlar. hatta zaman zaman büyük kavgalar edilir bu konuda. sonra seçim için dilekçe doldurulacağı gün karşıda öğretmen varken "senin tercihin yavrum, istediğini seç" derler. sizin zorunuzla oldu deyince asla kabullenmezler.
çocuk lise hayatı boyunca yalnızca 2 kez takdir belgesi yerine teşekkür belgesi alır. koskoca 4 yıldan hatırlanan sadece bunlar olur.
çocuk son yıl büyük bir kararlılık gösterip tmye geçmeyi başarır. 2 yıldır adam gibi coğrafya edebiyat görmemesine rağmen alan değiştirme sınavlarından 70in üstünde notlar alır. neden 80-90 olmadı derler.
çocuk ygs de ilk 13 bine girer. neden ilk 10 bin değil derler.
çocuk gazi hukuku kazanır. neden ankara hukuk değil derler.
çocuk medeni hukuk dersinden 70 ortalama ile geçer. "sen iyice zıvanadan çıktın zaten!" derler.
bir çeşit kitap takası yöntemi. bir kitap getiriyorsun ama karşılığında alacağın kitap hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. kendi fakültemde böyle bir etkinlik yapmak için kolları sıvamış bulunmaktayım. *
edit: çok istememe rağmen gerçekleştirme şansı bulamadım. fakülte sekreterimiz bu etkinliğin "fakültenin ruhuna" uygun olmadığını bildirdiler. o günden beri kitap okumanın hangi fakültenin ruhuna uygun olduğunu düşünür oldum, bizim ülkemiz adına hala bir cevaba ulaşamadım. *
siyasi ve dini konulardaki bilgisiyle bir konuşma esnasında, duruşundaki ağırlıkla her ortamda ilgi çeken bir kimse olan fakülte reisine bir geleceği olmayacağı belli olsa dahi aşık olma eylemidir. zira genel olarak baktığımızda reislerin kızlarla çok fazla iletişim halinde olmadıkları görülür. asenalarla dahi ancak gerekli durumlarda konuşurlar. dolayısıyla bu eylemin ileri safhalarında kişiyi orta okul yıllarına kadar götürüp bırakıverdiği gözlemlenebilir. her mekanda gözler onu arar, her tartışma esnasında acaba o ne düşünürdü diye merak edilir, göz göze gelindiğinde bakışlar kaçırılır ve yüz hafiften kızarır...
hem rowling hem medya hem de potterheadler tarafından defalarca sözü edilmiş, gerçekleştirilmesi milyonlarca kişi tarafından heyecanla beklenen bir harry potter projesidir. rowling tarafından ilk olarak 2000 yılında resmi olmayan bir konuşma esnasında dile getirilmiştir. daha sonrasındaysa neredeyse her yıl ya gazetelerde ya da fan sayfalarında en az bir kez konusu açılan bir efsaneye dönüşmüştür. son haber 25 mayıs 2012 yılında yayınlanan emrah güler'in bir yazısındaki yine tarihi belirsiz bir "çalışmalar başladı" haberidir.
bu ansiklopedinin basılması halinde birçok kişi bir süredir koptuğu dünyaya kısa bir yolculuk daha yapacak belki ama durum bazılarımız için daha farklı. bazılarımız için o büyülü dünyanın kapısı hala aralık. bu ansiklopedi o kapıyı kapatıp hogwarts dünyasını yaşanmış güzel anılar bölmesine kardırmamızı engelliyor. dolayısıyla şimdi yazacaklarımla potterheadlerin düşüncelerine tercüman olacağımı düşünüyorum: "çocukluğumuza/gençliğimize renk katan bu muhteşem dünyayı yarattığın için sana saygımız sonsuz Rowling. ancak bu ansiklopedi için olumsuz olsa dahi kesin bir bilgi versen de bizi bu sonu belirsiz bekleyişten kurtarsan fena olmaz hani..."
özellikle popüler yabancı dizilerin tam da yarıyıl tatili dolaylarında verdikleri amacını hiçbir şekilde anlamadığım ve anlamakta istemediğim gereksiz ve fazla uzun tatillerdir. her birinin "dexter" ekibinden öğrenecek çoook şeyleri vardır.
harry potter serisinin yazarı j.k rowling, nam-ı diğer queen'imize saygım sonsuz olsa da son kitapta karakterler arasındaki ilişkileri son derece yanlış bağlamış olması durumudur.
2003 yapımı uptown girls filminde jesse spencer tarafından seslendirilen son derece dinlendirici bir parça.
işte sözleri:
The lights beam down from the stars
and it takes my breath away
And the reats of glee in my heart,
end up voicing words to say
All I feel is invested in this
Reach to me, her thoughts reply
Clinging still, her love awaiks,
and she's opened up my eyes
I can't see you clear
And I can hear you leave
And I can't deny that its a night of love
As the night now frozen shoots flames and she craves to my call of love
Then she'll rise with love
Though tonight our love is so real despite fears in my eyes,
I can still feel you near.... lie la lie
Ooooh...... lie la lie
All I need's a little time
To embrace what I must face
You have chosen to decide
That we're better off this way
All I feel is invested in this
Reach to me, her thoughts reply
Clinging still, her love awaiks
And she's opened up my eyes
I can't see you clear
And I can hear you leave
And I can't deny, I can't deny,
No I can't deny, no I can't deny,
We can't deny that its a night of love
As the now frozen shoots flames and she craves to my call of love
Then she'll rise with love Though tonight our love is so real despite fears in my eyes,
I can still feel you near.... lie la lie
göz kuruluğuna neden olabilecek sağlıksız eylem. vize haftasında gerçekleştiriliyorsa zarar vereceği tek şey gözleriniz de olmayacaktır muhtemelen. ama eğer house m.d. ye yeni başladıysanız ve piç görünümlü zamanında acı çekmiş vicdan ve mavi göz sahibi sarışın erkeklere karşı bir meyliniz varsa yapmaktan kaçınamayacağınız eylemdir aynı zamanda.
bir glee karakteridir. 2. sezonda diziye katıldığından beri anlamsızca geri planda bırakılmaktadır. oysa sesi de tipi de o allahın belası finn'e bin basar. 4. sezon da finn ve kurt gidince ortalık durulur bu yakışıklı da hak ettiği yeri alır sanmıştım. ama unique'in gelmesi ve kurt ile finn in diziye kazık çakması ile işler daha da sarpa sardı.
edit: finn kendisi yetmezmiş gibi bir de Ryder'ı sardı başımıza... ahh sam ne zaman yüzün gülecek, şansın yaver gidecek senin???
hocanın önermiş olduğu yardımcı kitaptan bir sonraki dersin konusunu aşağı yukarı tahmin edip bir de bu konuya çalışan üniversite öğrencisidir. ayrıca sabah 8.30 daki ders için 7.00 da fakülte kapısında hazır bekler. amaç yer tutmaktır tabi ki. hocanın ağzından çıkan her kelimeyi anında not eder. benim gibi "normal" standartlarda * çalışan bir öğrenci için baş düşmandır. zira okunulan üniversitede çan eğrisi sistemi uygulanmaktadır.
edit: başlıkta adı geçen şahısla benzer psikolojide yazarlar var sınırım sözlükte. hmmm, garip... *
odaya soda stoğu yaptığı halde açacağa para ayıramayan yurt öğrencisidir. ilk denemesinde sodanın yarısını ziyan eder bir de odayı temizlemek durumunda kalır. lakin ilerleyen zamanlarda bu alanda parmakla gösterilen kişilerden biri olur.
footloose (2011) ve center stage: turn it up filmlerinin başrol oyuncusu/ dansçısı. izlediğim müzikal/dans filmleri içinde en yetenekli oyuncu diyebilirim. ** özellikle center stage: turn it up filminin sonunda külkedisi gösterisinin bir bölümünü canlandırdıkları muhteşem dansı izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
bir diyalog içerisinde taraflardan birinin gerçekten kötü bir konuya giriş yapmasıyla ya da bir başkasının sırrını ifşa etmesiyle diğer tarafın verdiği ani tepki cümlesidir. konuşmanın gittiği yerden hoşlanmadığını açıkça belli edebilen bir cümledir ayrıca.
erkeklerden bir ricam olacak. bu cümleyi nerede kullandığınıza dikkat edin lütfen. kesinlikle size aşkını sunan bir kıza karşı telaffuz etmek için uygun bir cümle değil.
üniversiteye yeni başlayan öğrencileri iyice cahil yerine koyup bir üniversite içinde bulunabilecek her türlü terimi **** 1 saat boyunca açıklayan profesördür. ikinci saat hızını alamayıp vakıf üniversitesiyle devlet üniversitesi arasındaki finansal farkı anlatmıştır. biraz da yök hakkında konuştuktan sonra başka açıklayacak konu kalmayınca "baba sıcaklığında" nasihat vermeye girişmiştir.
peki bu hoca öğrenciyi, konuşmasının hangi aşamasında kaybetmiştir? kendi adıma konuşursam; ben en son şu cümleleri hatırlıyorum "biz bu kurumda avukat, savcı, müfettiş, kaymakam, hakim yetiştirmiyoruz. biz hukukçu yetiştiriyoruz. sizin elinize her kapıyı açacak bir maymuncuk veriyoruz" ki bu da konuşmanın yaklaşık olarak 15. dakikasına denk geliyor.
glee' ye 3. sezonda dahil olan karakter. başlarda new dirention' ın başına bela bir warblers olasa da sonradan hizaya gelmiştir. ama bu akıllanmanın ardından dizide bir daha boy göstermeyince beni ve benim gibi nicelerini epey üzmüştür. neden mi? çünkü öyle bir smooth criminal söyledi ki yankısı günlerce kulaklardan silinmedi. *
şimdi, eyy ilgili kişi. sana sesleniyorum, 4. sezonda sebastian'ı geri istiyoruz!!!
büyük bir saç sihirbazıdır. videolarını izlerken "aman kolay bu ya" diye düşünürsünüz. uygulamaya kalkınca bu ablamızın 5 dakikada yaptığı mükemmel saç için 1 saat uğraşır ayrıca onun mükemmelliğinin yakınından bile geçemezsiniz. *