13 Ağustos yazısını görünce direk atladım. Londra buluşmasını daha şimdi okudum. Doğum günümde ne oluyormuş diye merak ettim de ( saçma biliyorum ama boşverin)
3. sınıftan beri hayalini kurduğum, "Tam puan çıkaramam ben, illa ki hata yaparım" dediğim, 7. sınıfta okulu görmek için istanbul'a gittiğim, 8. sınıfta büyük bir heyecanla girdiğim TEOG da 3. sınıfta düşündüğümün tam aksine soruların hepsini doğru çıkarttığım için kabul gördüğüm, en iyi lisedir. Lise 2 de Amerika - ingiltere bacaklarına ayrılıyor eğitim. Ailemin 5 günlüğüne 53.560 TL vermeye razı olduğu okuldur.
Ona neden sevdiğimi söylemedim acısını tadacak, hele bir de onu her gün görüyorsa gözünün önünce sevdiğinin eriyip bittiğini gören insandır. Bizzat yaşamak daha fazla koyuyor insana.
Anne: Kızım yüzünü yıkadın mı?
Ben: Evet anne.
Anne: Doğruyu söyle yıkadın mı?
Ben: Evet anne! Neden ki?
Anne: Ben duymadım da.
Ben: Neyi?
Anne: Suyun sesini!
iç ses: Banyo koridorun öbür ucunda, annem de mutfağın kapısı kapalı işleniyordur. Mutfak ile banyo arası 4 oda olduğuna göre: Nereden duyacaksın o zaman?
Ben: Anne n'olur bak yıkadım duymamışsın ama.
Anne: Hıhı tabii öyledir.
iç ses: Bıktım! Tamam dediğin olsun, bir daha yıkıyorum.
Denerek gidilir ve yıkanılır. Her sabah olan çatışma.
Sınava çalışmanıza engel olan, iğrenç, tırnak yedirten, "acaba sınavsız bir dünya var mıdır?" dedirten, her yıl, her ay, her hafta duyduğum histir. Sınavdan sonra da ne kadar gereksiz bir şey olduğunu hatırlatır insana.