10. Nesil yazar adayı.. Hoş gelmiş, sefalar getirmiş.. Koştursun sözlükte alabildiğine.. Hatta hoplasın zıplasın.. dahi anlamındaki de'leri ayrı yazsın.. smiley kullanmasın.. Siyaset ve din konularına bulaşmasın.. adam olsun, akıllı olsun ulen!
--spoiler--
Tebrikler!!
Değerli müşterimiz 4 büyük takımın taraftar formasından birini hediye olarak kazandınız. Hediye formanızı almak için hemen arayın. 0216 383 43 43
--spoiler--
ingiliz prodüktör Pete Brown tarafından keşfedilmiş efsane sesli hatun kişi..
ilk albümü Derrière le Miroiri 1997'de piyasa çıkmış.
Onu takiben;
Le creux des fées - Le cliot di tserafouin -1999-
Le creux des fées - The remixes -2000-
Laurence Revey -2006-
Sözlükte daha önce başlığının açılmamış olması da ayrı bir kayıpmış yıllardır..
ileride sözlükte yazar olacağından bihaber, 10 yaşında bir çocuğun başından geçen olaydır.
çocuk ailesiyle birlikte dede ve babaanne ziyaretine köye gitmiştir. bahçede onarken dedesi çağırır ve eline para tutuşturur.
dede - "kahveye git bana bir paket sigara al, kendine de bir sulu göz al"
çocuk sulu göz'ü çok sevmektedir ve bunu tüm ev ahalisi bilmektedir. çocuk parayı aldığı gibi koşarak kahveye gider.(köyde, kahve ve bakkal aynı kişinin olduğu için bakkal kahvenin içindedir.)
çocuk kahveye girer, kahvenin içindeki 7-8 masanın arasından sıyrılarak bakkal tezgahının önüne gelir.
çocuk - "mustafa amca, dedem bir paket *** istedi, bir tane de sulu göz."
mustafa amca sigarayı ve sulu gözü verdikten sonra paranın üstünü de verir. çocuk elindeki sulu göz'ü bir an önce açmak için paranın üstünü arka cebine sokuşturur ve masaların arasından yavaşça kapıya doğru yürürken sulu göz'ün paketini açmaktadır. tam bir masanın yanından geçerken ve henüz sakızı çıkarmış tam ağzına atacakken, masadakilerden yaşlı bir amca koluna yapışır
yaşlı amca - "şerefsize bak türk parasını göt cebine koyuyor."
neye uğradığını şaşıran çocuk amcanın ne dediğini anlamaya çalışırken,
yaşlı amca: utanmıyor musun ulan üstünde atatürk resmi olan parayı göt cebine koymaya?!!
kimin oğlusun sen? söyleyeyimde baban dövsün bir seni!
çocuk hala şoku atlatamamıştır, elindeki sulu göz yere düşer. ve arka cebinden çıkardığı parayı elinde sıkı sıkı tutarak evin yolunu tutar.
eve gidince bu olaydan kimseye bahsetmez, çünkü kahvede yediği fırçadan sonra, çok büyük bir suç işlediğini düşünmektedir ve evdekiler de duyarsa, onların da kızmasından korkar.
o çocuk 26 yaşına gelmiştir ve hala arka cebine para koyarken tereddütle etrafına bakar.
din siyaset ve cinsel içerikli, provoke edici başlıklar açarak, saçma sapan entry'ler yazan yazarlardır.
bu konuda sözlük yazarlarının bilinçli davranması çok önemlidir. zira, aldığı eksi oylar, açtığı başlık altına girilen tepki entry'leri ve başlık altlarına girilen aşağılayıcı entry'ler bu tip karakterleri mutlu eder.
ve istedikleri de budur. hiç bir troll yazdıklarının artılanıp kabul görmesi için yazmaz zaten. istedikleri insanları kışkırtmak ve kargaşa çıkartmaktır.
onlara tepki verip, bu imkanı onlara sağlayarak onları ödüllendiriyoruz aslında.
evet, bilinçlenmemiz gerekiyor;
siz eksiyi basarken onlar koltuklarına yayılmış verdiğiniz eksilere bakarak otuzbir çekerler.
yapılması gereken başlık'ın yanındaki çarpı işaretine tıklamaktır.
gün geçmiyorki bu gerçekle yüz yüze kalmayalım..
gün geçmiyor ki, sabah yüzümüzü yıkadıktan sonra, henüz havluya uzanmamışken, burnumuzdan ve çenemizden henüz sular damladığı esnada, ellerimizi lavabo'nun kenarlarına dayayıp bu cümleyi kurmayalım..
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
birçoğumuzun düştüğü hatadır.. aslında hata da değil, kabullenilemeyen bir gerçek..
ne kadar çok sevsek de, kendimizden çok sevemiyoruz annemizi, kimseyi..
o'nun ölümünü görmek daha acı geliyor ölümden..
bu yüzden ölüm'ü tercih ediyoruz aslında, yani kolay olanı seçiyoruz..
kendimizi ölüm denen korkuya atıyormuş gibi göstererek vicdanımızı rahatlatıyoruz belkide.. ama sonuçta zor olanı, "o" sevdiğimize bırakıyoruz..
ne kadar çok sevsek de birisini, bencilliğimizi yenemiyoruz işte.. o ölsün diyemiyoruz çekeceğimiz acının korkusundan..
uludağ sözlükteki hatun yazarların nick altlarıdır.
bir çoğu, nick altını dolduran abazan yazarlardan ötürü koltuk altı kokar.
(bkz: koltuk altı kokan nick altları)
henüz 1 saat 59 dakika geçmişken, 5 kişinin bugün doğum günü olduğunu ilan etmesi üzerine,
ufak bir oran orantı hesabıyla sözlükteki 60 kişinin bugün doğduğu sonucu çıkartılabilir.
60 sayısı sözlük nüfusunun yarısı mıdır? hayır.
ama birazcık abartılabilir.
bir kaç yıl önce, öğrenciyken okuldan arkadaşlarımla hayvanat bahçesine gitmiştik, bütün olay orada gelişti:
bir nühendis olmama rağmen biyoloji topluluğuna da üyeydim ve biyoloji bölümünden öğrenci arkadaşlarımla birlikte hayvanat bahçesinde geziyorduk. bir maymun kafesinin önüne gelince, her zaman olduğu gibi evrim teorisi konusu açıldı ve ufak çaplı bir tartışma başladı evrimle ilgili.
hemen yanımızda bir kadın ve 4-5 yaşlarındaki çocuğu vardı. belli ki kadın çocuğunu hayvanları tanıması için hayvanat bahçesini gezdirmeye getirmişti. ben kadının bizim gruptaki tartışmaya kulak kabarttığını farkettim ama bir yandan da, yerden aldığı taşları kafesteki maymunlara atan çocuğuna engel olmaya çalışıyordu.
tartışma başlayalı henüz bir kaç dakika olmuştu ve artık kadın bariz bir şekilde bize dönmüş, bizi dinliyordu. bu dikkatli dinleyiş tartışma içersindeki arkadaşların dikkatini de çekmişti ve tartışmaya kısa bir duraklama girmişti.
tam o esnada kadın bizden gözlerini çekti ve çocuğunun elini tutup, elindeki taşı aldı;
"aman oğlum taş atma, burda evrim'e inananlar var, belki birinin akrabasıdır." dedi ve çocuğunu çekiştirerek başka bir kafese doğru yürümeye başladı. *
her alışverş merkezine bir play station cafe yaptırılması gerektiğini savunan kampanya.
her avm'de bir çocuk oyun alanı var, böylece insanlar çocuklarını oraya bırakıp rahat rahat alışverişlerini yapabiliyorlar. çocuklar da hem eziyetten kurtuluyor, hem eğleniyor.
aynı şeyin erkekler için de yapılması gerekir. avm'de bir ps cafe olsa, kadınlar eşlerini, sevgililerini oraya bırakıp rahat rahat alışveriş yaparken, erkekler de doyasıya pes oynayabilirler.