Yıl boyunca kötü şeyler yaşayan bireyin serzenişi.
*Tezimi bitirmemem için hocam her şeyi yaptı.
*Eski sevgilim beni yeniden terketti.
*Köpek gibi çalıştığım ama elde var sıfır bir yıl oldu.
*Kandırıldım, aldatıldım, arkadaşlarım sırtımdan vurdu.
*Maddi kaybın, manevi kaybın hesabı yok.
* Defalarca alkolden hastanelik oldum, komaya girdim.
*7 yaşında küçük bir kızı lösemiden kaybettik, iki ayım hastanede onun acısını paylaşmaya çalışarak geçti.
*Seren Serengil'in donlarını topladığım bir işte çalıştım.
*Yeni bir sevgilim oldu. Beni bıraktı mı ne oldu anlamadım. Oysa bu kötü şeylerin hiçbirinden bahsetmedim bile. SÖmürü sanmasın diye.
*Şimdi yine içki ve sigaradan başka kimsem kalmadı.
2019'un biraz huzur, biraz iyilik, biraz mutluluk getirmesi dileği ile.
Kamyoncu zat, aracını sürme meselesini iştirak ederken sigarasını içmeyi unutur ve kül eşek gibi uzar, akademisyen zat, makalesini veyahut tezini yazarken kül tablasında unuttuğu sigaranın uzamış külü ile karşılaşır. işte kamyoncu ve akademisyenin en büyük ortak özelliği budur.
Eğer ki bulunduğunuz yerde bi tarafınız buz tutuyor ise, yaz mevsimi ve güzelliğini düşünmekten başka bir şey yapamaz oluyor insan. Şimdi şuraya dönmek vardı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1376806/+
Bir gece önce de Bach parçalarının çalındığı klasik müzik konserinden gelmişsinizdir. Sabah uyanıp, güzel bir duş alır tazelenirsiniz. SOnrasında sabahlığınız üstünüzde, taze bir kahve hazırlar içine dört tatlı kaşığı viskiyi ve double cream i eklersiniz. Sonra bütün bu elitizm içerisinde sabah sözlüğe girersiniz. O sırada aklınızda akşama gideceğiniz opera vardır.
Gerçek elitizm bu işte sevgili sözlük.
Edit: ooooww fakir ve elit olmayanlar eksiledi. Senin için de bir yudum alıyorum.
Hayatımda tanıştığım en itici, en iğrenç insanla takılmak zorunda kaldım. Üstüne bir de aynı geziye bizim için bilet aldı. O kadar nefret ediyorum ki gerçekten anlayamazsınız. Bir kere vıcık vıcık her yeri kıl dolu, yağlı saçlı,yılışık osuruktan dev gibi göbekli bir tip. Ama öyle bir denk geliyor ki sürekli karşılaşıyoruz ya da bu salak karşılaşmak için bahane yatratıyor. Ulan ben kimim sen kimsin. Şimdi de geldi zorla kahve yaptırttı kendine amkduğmun aptalı. Tiksiniyorum arkadaş.
Iskocya' nin Glasgow sehrinde yer alan ozellikle muhendislik, siyaset ve isletme bolumleri dunyaca basarilara imza atmis universitedir. Konaklama imkanlari ve ogrencilere sunmus oldugu imkanlar oldukca iyidir. Daha iyisi icin Glasgow Universitesi'ne bakabilirsiniz.
Yurt disindaki universitelerde tabiki bizde degil, boyle birimler bulunuyor ve sadece doktora ogrencileri buralara girip calisma yapabiliyor. Icerisinde butun pclerin bagli oldugu bir fotokopi, yazici vs ozellikleri bulunan bir makine de bulunuyor. Ayrica buraya doktora ogrencileri disinda kimsecikler giremiyor. Esya dolaplari, toplanti odalari, isteyene sessiz calisma odalari, mutfak, dinlenme alani gibi yerler sunuyor. Bu arada bunlarin hicbiri icin odeme yapmiyorsunuz. Her fakulteninki ayri oluyor. En cok da sonsuz makale ciktisi alabilme ozelligini seviyorum.
Pijamayla gelebilmeyi, sabahlara kadar kendi denklerimle ayni calisma ortaminda bulunarak birbirimizi motive etme olayini da cok seviyorum. Elimden gelse Turkiye' ye donmeyecegim. Su universitelerin sagladigi olanaklarin binde biri yok bizimkilerde ve bu aslinda bir hic daha neler var bilseniz. O kadar mutsuzum ki Turk olarak dogdugum ve bu yoklugun icinde kendini bir halt zanneden universitelerde dirsek curuttugum icin. Her zaman hakettigim degeri yurt disinda mi gorecegim diye bir soru geliyor aklima zaman zaman. Bizde surekli kostek olma birbiine bok atma olaylarindan sonra bu gercekten ilac gibi geldi aslinda, For further details, do not hesitate to contact me babes.
insanın sabah saatlerinde ekstrem şekilde gerilmesi, korkması durumudur. lan sabah uyandım. hava kaç derece diye bakmak için telefonu aldım elime. biri sayfamda bi şey paylaşmak istemiş. o biri de lisede bana psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamaya kalkmış, onun yüzünden evimizi satıp başka bir muhite taşındığımız bir akıl hastası. korktum. çünkü yıllardır engelliydi ve o isimden başka biri olsa bile eklemem mümkün değil. asla. listemde bu isimli biri. engelledim hemen. aynı isimli iki engellemem oldu. ne paranoyalar kurdum. dün gece tam yatmadan önce telefonum çıldırdı. hiçbir şeye basamadım. bütün simgeler yanıp sönüyor filan. bu it bana erişebilmek için virüs filan mı kullandı diyeceğim ama aklım almıyor. bilen vakıf olan varsa bana bi bilgi versin. ödüm bokuma karıştı. ya da benim arkadaşlarımdan birinden rica etti isim vs değiştirdi. bilemiyorum. profil resmi bile yoktu ama ortak arkadaşlar filan vardı.
Gerçek bir genellemedir. Aksini iddia eden, kendisine en yakın üniversitenin herhangi bir bölümünün sekreterine gidip tecrübe edebilir. Herkes işi birbirine paslar ama öğrenci hiçbir şekilde sonuç alamaz. Öğrenci işleri, bölüm sekreterine, bölüm sekreteri danışmana. herkes işini layıkıyle yapsa şu ülkede hiçbir sorun çıkmayacak.
Akşamüstü güneş batmaya yüz tuttuğunda, hafif bir meltem yalar yüzünüzü uzaktan, küçük adayı aşıp da gelmiştir teninize dokunmaya. O sırada muhteşem bir çiçek kokusu alır eline sazı, başlar tellere dokunmaya, insanın sevgi teline, aşk teline, derin bir nefesle içine çekip orada tutmak istersin ama daha büyük bir tutkuyla verir deniz kokusunu o tuzlu, o mavi kendine has kokusunu. ikisinin oluşturduğu cümbüş bir cinsel birleşme gibidir adeta. Bir bütünleşme, tekleşme. Girer burun deliklerinden insanın. Bütün damarlarına, bütün hücrelerine etki eder o koku. Aşktır bu, ilkyaz kokusu...
Un paketinin arkasında gördüğüm tarifi denedim. Muhteşem oldu. içine sadece un, tereyağı, vanilya, pudra şekeri, üzüm, badem, vanilya giriyor. Çok pratik.
DÜn bakarsınız göbeği ayrı bir cumhuriyettir, ertesi gün bir bakarsınız dümdüz olmuş. insan hayret ediyor bu neyin şişkinliği, bu nasıl bir bok stoklama davranışıdır. Baktılar darbe tehlikesi geçti. Saldılar stokları.
Marmara mezunu değerli bir müzisyen idi. Sarı saçlı, tombik yanaklı. Çaldı mı bağlamayı içiniz titrer, türküyü söyledi mi içiniz cız ederdi..
çok sevdiğim ve çok başarılı müzik öğretmenimin oğlu idi. lise yılları. okulumuza nakil getirdi oğlunu. bizden bir yaş küçüktü ama çok sevdik. her teneffüsümüz aynı grupla geçerdi. akşamları içmeye, gezmeye beraber giderdik. hatta öğretmenim bir gün bizim çıktığımızı düşünüp "oğlumu üzme" diye uyarmıştı da beni bunu anlatmıştım çılgınlar gibi gülmüştük. sonra ne oldu... altı yıllık bir kopukluk girdi aramıza lise bittikten sonra. en son ramazan bayramından sonra gecenin ikisinde telefonum çaldı. numarayı tanımıyordum. çapaklı gözümle açıp açmamakta kararsız kaldım ve açtım. gurbuz tam bir canavar beni tanıdın mı dedi karşıdaki ses. tanıyordum ama çıkaramadım. çok tanıdıktı sesi. ozan ben dedi.. o zaman dank etti. uyuyor muydun dedi. evet dedim. yarın ararım seni o zaman hadi devam et sen uykuna dedi. kapattı.aramadım ben. bekledim. o da aramadı. geçenlerde arkadaşlarımızdan biriyle bira içmeye çıktık. bahsi geçti. çağıralım dedim. başka zaman diye karar verdik saat baya geç oldu diye. ve bugün.. hiç aklıma gelmezdi. telefonun ucundaki arkadaşım nolur burada ol dedi. ağlıyordu. ne oldu dedim. döküldü dudaklarından o acı cümle. "ozan ölmüş." idrak edemedim. ciddiye alamadım ama gerçekti. onca yılım, lise günlerim, arkadaşım, canım.. gitmişti. kanım dondu sanki. ne yapacağımı bilemedim. kardeşten öte olur ya kimisi. araya zaman girse de kaldığı yerden devam eder hiçbir şey olmamış gibi. o da öyleydi işte. marmara' da müzik okumuştu. çok da başarılıydı ama işte. insan hep çevresindekiler sonsuza kadar yanında olacak sanıyor. yanında olmasa da orada bir yerlerde bir hayatının olduğunu biliyor ve içi hep rahat oluyor. zaman varken kucaklaşmıyor. erteliyor.. şu gün görürüm, bugün ararım.. ama o gün ne zaman gelecek. bilinmiyor. bir evin bir oğlu.. 23 yaşında dağ gibi ozan.. yitip gitti dün gece bir trafik kazasında.
onun anısına yazdım bu yazıyı. belki pişmanlıktan yapma ihtiyacı hissettim. onu görebilmek için fırsat varken hep erteledim ama iyi ki gece yarısı o telefonu açmışım.. iyi ki sesini son kez duyduğumu bilmeden dinlemişim onu.
nur içinde yat ozan. hep kalbimizde olacaksın...
Açtığı gereksiz başlıkların başına afedersin kelimesini eklemiş insan tipidir. Bir aralar buna kahkahalarla gülüyordum. Her şeyin başında afedersin görünce komik geliyordu ama artık suyu çıktı. Benim için iticilik seviyesi o napıcan capsleri var ya onlarla eşit şu anda.