gladier
612 (asilzade)
beşinci nesil yazar 0 takipçi 52.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ben bu yazıyı sana yazdım

    9053.
  1. yalnız kaldım bugün; seni arayacaktım.

    hep hazırdın, arayınca gelirdin, hiçbişey demeye gerek kalmazdı, anlardın, anlardın, anlardın.

    elim telefona gitti aramak için; sonra gülümsedim... hüngür hngür.

    nasıl... yok musun şimdi sen yani?

    seni meydana getiren onca iyilik, güzellik, onca sevgi nerede şimdi? ulaşamıyorum??

    bildiğin yalnızım abi, bilardo oynamamız lazım bi ne bileyim, at yarışı oynamamız lazım.

    yüzünü görmem lazım.

    ölmem mi lazım yani benşm de?

    ne büyük kötülük yaptın bana...

    ne büyük...
    6 ...
  2. yalnızlık

    2532.
  3. david suchet

    1.
  4. hercule poirot karakterine can veren başarılı aktör. şimdiye kadar hakkında entry girilmemiş olması da ayrıca ilginçtir.
    1 ...
  5. hercule poirot

    31.
  6. david suchet'in, agatha christie'nin beyninden fırlayıp kamera karşısına geçmişçesine hayat verdiği ufak tefek, belçikalı, takıntılı ve yumurta kafalı dedektif.
    4 ...
  7. pirinç pilavınının üstüne ketçap döken kişi

    26.
  8. yemrec

    28.
  9. tebrik eder uzun bir yazarlık kariyeri dilerim.
    1 ...
  10. gladier

    63.
  11. şu yazılanları okuyup da çocuk gibi mutlu olan beşinci nesil yazar. o kadar destek ruh yani.. ne biliym.. aaağğğ.. * ) cidden cümle kuramadım ama, cümleye de çok gerek olmaz bazen; yalnız olmadığını bilmek gibi pozitif bi cümlesizlik hali. milyonlarca cümle yazmışım gibi kabul edin, eksik olmayın...
    9 ...
  12. teknosa

    171.
  13. amerikalı, ingiliz, japon icat ettiklerini gururla anlatırken türk'ün o icatları nasıl her üç saniyede bir (yine türklere) sattığını şebek gibi sırıtarak "gururla" anlattığı son reklamı utanç vericidir.
    1 ...
  14. 19 mayıs 2011 sözlük depremi

    6.
  15. istanbul beylikdüzü sallanmıştır, bu satırların yazarı hissetmiştir..
    1 ...
  16. sözlük yazarlarının itirafları

    26969.
  17. aşkı yakalamaya çalışırken, hayatımda ilk defa, bir ilişkimde, "aşk"ı geçtim sözlük. daha ötesindeki o "sakin" evrene dokundum bugün. bir ömür mutluluk için gereken "o şey"e dokundum. çook güzelmiş ama. aşkın hiddeti yokmuş onda. aşkın kırılganlığı yokmuş. aşkın her-an-bitebilir'liği yokmuş. aşkın başını-alıp-gitme'leri yokmuş. korkuları yokmuş. ağlamaları yokmuş. kavgaları yokmuş.

    dokundum ama anlamadım. yarın anlarım da belki; bilemem.

    ama "sıfır"ın çok güzel bi sayı olduğunu söyleyebilirim..
    4 ...
  18. tadelle

    40.
  19. bitteri de ayrı güzel olmuş eski dost.
    1 ...
  20. sözlük yazarlarının itirafları

    23977.
  21. galiba aşık oluyorum sözlük. yıllar sonra. evet...
    4 ...
  22. sözlük yazarlarının meslekleri

    1105.
  23. işim gücüm budur benim,
    Gökyüzünü boyarım her sabah,
    Hepiniz uykudayken.
    Uyanır bakarsınız ki mavi.

    Deniz yırtılır kimi zaman,
    Bilmezsiniz kim diker;
    Ben dikerim.

    Dalga geçerim kimi zaman da,
    O da benim vazifem;
    Bir baş düşünürüm başımda,
    Bir mide düşünürüm midemde,
    Bir ayak düşünürüm ayağımda,
    Ne haltedeceğimi bilemem.

    (bkz: dalgacı mahmut)
    (bkz: orhan veli)
    3 ...
  24. ben bu yazıyı sana yazdım

    5279.
  25. tek bakışa saatlerce ağlamayı sığdırma çabasıydı seninle geçirdiğim bir dakika, o nedenle çok komikti gözlerim.
    7 ...
  26. panta rei

    17.
  27. meditasyonla ciddi ciddi ilgilenen ve olumlu etkilerini de kişiliğinde rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz pozitif bir beşinci nesil enerjidir.

    olumsuz olayları hafızasından tamamen silebilmesi de buna delalet etmektedir.

    not: yıllar öncesinden verdiği, gladier kişisine şeb-i arus törenlerinde eşlik etmekle ilgili bir sözü vardır; bu söz hafısazından silinmesindir.
    0 ...
  28. ali taran

    116.
  29. "kendimi komik sandığımı nereden biliyorsunuz" diye uzaylılara sorması gereken muhabbeti güzel insan evladıdır.
    0 ...
  30. ryu murakami

    3.
  31. ülkemde hep dillendirilen "ulan bi de japonlara bakın, ne kadar da kültürlerine bağlılar, demek ki neymiş? kültürüne bağlı kalarak gelişebiliyor muşsun" önermesinin ne derece kof ve gerçeklikten uzak olduğunu romanlarıyla başarılı bir şekilde ortaya koyan yazar.

    murakami'yi okuduğunuzda yoz bir toplumun mide bulandırıcı; aynı zamanda da üzücü iğrençliğini beş duyunuzla birden duyumsarsınız.
    1 ...
  32. alerjik rinit

    14.
  33. bir işkence türü olarak para üstü beklemek

    1.
  34. daha beteri kalabalık dolmuşta ya da otobüste bozukluk düşürmektir. senler arasında çatışma yaşarsın:

    1. sen = olum elli kuruş da elli kuruştur, buradaki insanları bidaha ne zaman görürsün ki zaten? eğil al anasını satıym! eğil yaa! kolay kazanılmıyo o kuruşlar! hadi bakiym, hop! şimdi eğiliyosun..

    2. sen = yok olum dur.. köşedeki kız bakıyo mu ya? vallahi bakıyo! hasstr.. saçtık bissürü paraları da ama. aha baktı! aq yüzüme ifade veremiyorum yaa!

    1. sen = baksa nolcak ki, en fazla bakıcak, sevgilin olmiycak yani. eğil al lan, giden gider yani, öküzlük yapma.

    2. sen = ya dur sürükliyim iyice ayağımın altına sonra çaktırmadan.. çok biliyosun. belki sevgilim oldu! eee.. çok şeker bişeymiş bu yaa.

    1. sen = bildiğin malsın öküz, karıya kıza para yedirebilitem var diyosun yani, helal olsun sana!

    2. sen = ya ne diyosun sen be!! sktir git! tamam.. aee. aa.. alırım ya para ne yaa!

    kız indikten sonra...

    1. ve 2. senler = 80 kuruş düşürmüşüm ya, az da değilmiş, iyi ki bi cesaret eğilip topladım aq. kimi tanıyorum ki zaten burda? kaldı ki cesaret örneği dimi? jackass gibi bi durum oluştu iç dünyamda. mutluyum ben evet..
    3 ...
  35. ankara

    1428.
  36. ömrümün büyük bölümünü geçirdiğim ve yakın zamanda istanbul için kendisini terk edeceğim şehir.

    sevdim ben bu şehri ya. yeri geldi kaldırımlarına, yollarını şiirler/öyküler yazdım; yeri geldi o şiirleri/öyküleri bilfiil yaşadım.

    "bi de denizi olsa" dedim hep, "nasıl olurdu acaba.."

    denize gidiyorum şimdi, 'denizli ankara'yı tatmak için.

    taşıyacağım içimde istanbul'a.

    çıkarıp yayacağım denizin kenarına.

    yapabilirim...
    1 ...
  37. hugo almeida

    109.
  38. 17 şubat 2011 günkü hezimette ikinci yarı oyuna girmiş ve yaşayan ölülerin günü modeli sahada gezinmiş portekiz'e yakışmayan portekizli (soz konusu maç için söylüyorum).

    iber yarımadasından gelen diğerlerine bi bak, guti'ye bak, quaresma'ya bak, oldu mu şimdi böyle?

    ha hugo?
    0 ...
  39. aşk diyalogları

    1.
  40. + ya her şekilde sahip çıkarım ben sana merak etme..
    - ?? neden sahip çıkıyomuşsun ki bana, ben çıkabilirim kendime gayet de.
    + aşığım ya sana
    - ee?
    + aşık olduğum için böyle bişey işte, koltuğumun altında ol sen hep
    - oldu, sen nerede olcaksın o ara?
    + hangi ara?
    - ben koltuğunun altındayım ya, sen neredesin?
    + seninleyim
    - ok.
    + ya niye böyle yaaaa
    - ne niye böyle?
    + eskiden ne güzelmiş ya kızlar safmış fln, aşık bile olunmuyo şimdi size bee...
    1 ...
  41. fotoğraf çektirirken cheese yerine peynir demek

    7.
  42. "nir" hecesi için yapılan hededir. "pey" kısmında yakalanırsanız iğrenç çıkarsınız fotoda.

    ps: gerçi bıyıklı kullar için "pey" hecesi daha uygun olabilir; ağzı yayvan ve bıyıkları büyük gösterir. (bkz: hey yavrum hey be)
    5 ...
  43. fotoğraf

    115.
  44. ânı sabitleyen araçtır.
    ama çok da başarılı sabitleyemez
    titreyen bi gözyaşı damlası
    titremeye devam eder mesela o "sabit" karede
    veya gergin bir dudak
    gerilmeye devam ediyordur
    ama en beteri
    güzelliğin büyümesidir fotoğrafta
    hele ki bakılan aşık olunan ise
    aşıkının gözlerini
    her bakışta daha çok deler
    çok acımasız olur
    geçen her saniye
    gözler daha bi güzelleşir
    yanaklar daha bi güzelleşir
    kollar bile
    güzelleşir
    ve ânın birinde
    olduğu gibi yutar bakan zavallıyı
    kendine köle yapar
    geçmişe
    ve geleceğe dönüşür
    yani fotoğrafın ânı olduğu gibi sabitlediği
    yalandır
    kafasına göre takılır...
    2 ...
  45. defne joy foster

    651.
  46. ölüm bilinçliydi
    gözlerine bakarak onu yenemezdi
    ki o ölümün arabıydı
    mücadele etseydi
    yenerdi şüphesiz
    o yüzden
    sırf o yüzden
    savunmasız yakalandı
    mücade edebileceği bir ring sunamadı ona ölüm
    bi kanser olarak gelemedi mesela
    o kadar korktu
    ama yine de
    ölüm
    ölümdü
    geldi ve aldı
    gözleri kapalı
    burnunda kan
    hiperaktif mutluluk şekerlemesi
    yakıştı ama ona bu duruş
    ölümü korkutmak
    istemese de
    elini çabuk tutturmak
    kaç kişiye nasip olur?

    not: trollüğün dahi insanlığın asgari müşterekleri doğrultusunda bir edebi vardır; troll müsveddelerini bu doğrultuya davet ediyorum.
    2 ...
  47. defne joy un eşine ihanet ederken öldüğü gerçeği

    14.
  48. hıncal uluç un defne joy foster yazısı

    46.
  49. vefat etmiş bir insan hesabını artık allah'a vermek durumundadır. bunu hangi ortamda olursa olsun (sözlük, gazete vb.) sorgulayan insan bunun hesabını ileride yine allah'a verir çünkü vefat eden insan doğmuş bulunan söz hakkını kullanamamaktadır o şahsa karşı.

    ölenin söz hakkını allah kullanır zamanı geldiğinde...

    not: ölmesini beklediğim en son üç beş insandan bir tanesiydi defne joy. rahmet diliyorum...
    4 ...
  50. heberler

    21.
  51. dün izlediğim bölümünün "hava durumu" kısmında garip ve yakıştıramadığım bir tavırla karşılaştığım zaytungvari program.

    mevzubahis kısımda hava durumu sunucusu "burç kayması" konusu üzerinden bölgelere girdi ve bölge bölge türkiye'yi gezmeye başladı. her üzerinde durduğu bölgede burç sembolleri haritada o bölge üzerinde gözüktü; örneğin "marmara bölgesi'nde koçlar oğlak oldu, iç anadolu'da aslanlar yengeç oldu ve karizmaları sıfır oldu" minvalinde şeyler söyledi.

    güneydoğu bölgesine gelince de "o burç bu burca, şu burç bu burca, o da buna dönüştü ama sonuç olarak hepsi birden yılan burcuna dönüştü tarzında skandal bir cümle ile bitirdi.

    altına doldurmuş bir bebekten ince ince tüten ve geç fark edilen; fark edildiğinde de ciddi tiksinti veren bok kokusu gibi ince ve derin bir ırkçılık koktu bu tavır. bebeğin altını açtığımız zaman ise "koynumuzda beslediğimiz pis yılanlar, bölücüler, hedi hödü höyt"lerle karşılaşacağımızdan eminim; o yüzden açmamayı yeğliyorum ve başlarda beğenerek izlediğim bu programı, bir bölgeyi komple "yılan" burcuna çevirdiği için kınamakla yetiniyorum.

    not: ama bebek altına doldurdukça bezi ağırlaşır; yürüyemez hale gelir. değiştirilmesi gerekir...
    0 ...
  52. parti ajanı

    1.
  53. milliyet

    88.
  54. "parti ajanı" takma adlı bir şahsın yazdığı, "bir davetin anatomisi" başlığıyla cadde ekinin üçüncü sayfasında yayınlanan "köşe" (sayfanın yarısını kaplıyor nerdeyse) yazısı bu ciddiyette köklü bir gazeteye yakışmayacak sayıda dilbilgisi ve yazım hatalarıyla doludur:

    http://cadde.milliyet.com...700/BIR_DAVETIN_ANATOMISI

    --spoiler--
    hemen göze çarpanlar:

    - ... milletin "ah bizim partiye de boy gösterse" dediği isimler... ("partiye" değil "partide" olacak...)

    - barmen hesap uzatırsa tüm tadı tuzu kaçar. şayet, geliş sebebi bellidir:... ("tüm tadı tuzu" ilginç bir kullanım. ama olay o değil. "şayet, geliş sebebi bellidir" ne anlama gelmektedir??)

    - mekanda bulunma sebebi genellikle zorunludur. ("zorunlu sebep"?? "genellikle zorunluluktan orada bulunur." gibi birşey daha kabul edilebilir olurdu.)

    - elinde içkisi (eğleniyor)muş gibi yapsa da... (parantez kullanımı yanlış. bu tarz bir kullanımda, parantez içindeki kelimeyi kaldırdığımızda geri kalanların kusursuz bir cümle oluşturması gerekir. bu bağlamda "elinde içkisi muş gibi yapsa da" geride boynu bükük kalıyor. "muş gibi" yerine "van gibi" de yazılabilir o halde; ki bir mahsuru olmaz.)

    - ... eğlencesine geleni de vardır, 'rica' niyetine geleni de. (bu cümlede, şahsın "rica sonucu" mu oraya geldiği yoksa "bir şey rica etme niyetiyle" mi geldiği anlaşılamıyor.

    - ... taksinin arka koltuğunda elini tutabileceğim bir el varsa... (yazar bir "elin eli"ni tutmak istiyor?)

    - ... bu diyarlarda işler böyle.. ("bu diyarda işler böyle" daha doğru bir kullanım olur.)
    --spoiler--

    bunlar ilk göze çarpanlar. derinlemesine incelenirse düşük cümleler ve dil bilgisi sorunları iyiden iyiye kendini gösterecektir; buz dağının alt kısmı şeklindeki "dil kullanım becerisi" yoksunluğu şeklinde.

    şayet bu yazı bir lise öğrencisi tarafından yazılmışsa mazur görülebilir (ki mümkündür, yazar ismini kullanmamıştır) ama o zaman dahi böyle üçüncü sayfada kocaman sütun işgal ettirilmez. yazı editör tarafından "canım benim ileride iyi bir yazar olacaksın, mesafe katediyosun, yazmaya devam!" şeklinde güdüleyici bir cümle eşliğinde geri gönderilir. (lise çağında muhteşem türkçe kullanan öykü yazarları ve şairlerin bulunduğunu da ayrıca belirtmeliyim.)

    ha yayınlayacaksan da editöryal incelemeden geçirip düzeltirsin; öyle yayınlarsın.

    bu haliyle bu yazı okurlara yapılmış büyük bir hakarettir.

    böyle bir hakaretle, bu derece köklü bir gazetede karşılaşmak ise hem dehşet verici; hem komiktir. (bkz: grotesk)
    0 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük