--spoiler--
Sandalcının birinin ünü tüm istanbul'a "Çapkın" diye yayılır..
Eeee!.. Söylenti o ki, sandalına binen hiçbir kadının elinden
kurtulma şansı yoktur.
Bunu duyan zamanın biraz da feministi, dişli bir kadın:
-Olur mu canım öyle şey. Ben bindiğim gibi inerim.
O hırsla gider bulur sandalı ve biner:
-Çek Göksu'ya!
Çekmeye başlamış sandalcı, kürekleri..
Kadın da sandalcıyı incelemeye almış tabii..
Sandalcı kadına hiç bakmadan kürek çekerken, kendi kendine de mırıldanıyormuş..
+Derler, derler, derler!
Bir, üç, beş..
Kadın dayanamamış:
-Ne derler be adam? Ne derler?!
Sandalcı kadına bakmış, bıyığını burmuş ve gülmüş:
+Valla güzelim, sen bu kayığa bindin ya! Vermesen de, verdi derler!
--spoiler--
sevgilinin ismi denilince akla şöyle bir şey gelir, 2 kişi ve bu insancıkların elbet bir kağıda, ağaç kavuğuna, ders çalışırken kitabın köşesine, not alırken gizli bir yere 2 isimden biri birlikte yazmadan durulmaz. Kendi tahlilimdir, önce sevgilinin adı yazıldıysa sevilendir, kendini önce yazıyorsan ben merkezcisindir.