başlık biraz karışık olmuş olabilir, açıklayayım. baş harfleri dışında birebir aynı okunan faaliyet ve maliyet kelimelerinde faaliyet'in iki a ile yazılırken maliyet'in tek a ile yazılması durumu.
bu iki kelime de arapça kökenli. diyeceksiniz ki kelimelerin kökleri farklı, evet doğru. faaliyet faal'den, maliyet ise mal'dan geliyor. ve burada anlamadığım durum da şu. mal kelimesi, a uzatılmadan okunurken maliyet neden maaliyet şeklinde okunuyor?
sözlükte bizleri aydınlatacak temiz, saf, bilgili yazarlar mutlaka vardır.
malesef içinde bulunduğum durum. tam olarak şöyle;
**akp'den nefret ediyorum ve seçimlerden tek isteğim, akp gitsin de kim gelirse gelsin ve rahat bir nefes alalım.
**tatava yapma, bas geç olayını mantıklı buluyorum ve desteklemek istiyorum.
**adana'da anketlerde mhp önde görünüyor. tatava yapmayıp basıp geçmek istiyorum fakat mhp büyükşehir belediye başkan adayı hüseyin sözlü, 20 yıldır ceyhan'ın belediye başkanı ve hiçbir yararını göremedim.
**chp'nin adana'daki oyu da azımsanmayacak kadar çok, acaba chp'ye mi versem diyorum, o zaman da akp seçilirse mhp'ye vermediğim için kötü hissedeceğim.
not: hayatımda daha önce bu 3 partiye de oy vermedim. ilk kez oy kullanmıyorum. görüşüme en yakın parti chp. mhp'yi politika olarak sevmiyorum, akp'den ise nefret ediyorum.
brazzers şirketinin, fenerbahçe'ye sponsor olma durumu.
fenerbahçe'nin emenike transferinden sonra, gerçekleşme ihtimali artmıştır. zira malumuz üzere porno sektöründe uzun penisli aktörler, kpss'den en çok atanan kişilerdir. talep fazla olduğu için havada kapılıyorlar. insanın genetik yapısı itibari ile de siyahi arkadaşlarımızın penislerinin beyazlara göre daha gösterişli olduğu aşikar.
hal böyle olunca brazzers, forvet hattı emenike-sow-webo'dan oluşan bir takıma değil de messi-xavi-iniesta üçlüsüne mi sponsor olacak?
şu anda cnn türk'te suç ve delil programına konuk olan adlı tıp uzmanı profesör. ölüler ve yaptığı otopsiler hakkında deneyimlerini paylaşıyor. kayserili olduğundan mütevellit kayseri şivesine sahip ve tıbbi terimlerle konuşurken hafif komik bir anlatıma sahip oluyor. Konuşurken yüzü gülen bir insan. Bilgili olduğu kadar sempatiktir de.
dün gece kanal 7'de ikinci serisi gösterilen filmdir. "baba 2" deyince tabi insan ister istemez marlon brando'yu, al pacino'yu arıyor ama filmin ibret dolu hikayesine kendinizi kaptırdınız mı ne mafya ne ince bıyık don carleone görür gözünüz. bu dünyanın ne kadar boş olduğunu anlarsınız*. filme önyargılı başladım ama itiraf etmeliyim ki işlediği konu bakımından orijinal baba serisinden çok daha güzel bir film. yapanların ellerine sağlık.
edit: baba 2'de marlon brando'nun oynamadığını zaten biliyorum zeki arkadaşlarım. ama o dönemde yaşayan, baba'nın ilk filmini izledikten sonra ikinci filmini izleyen insanların hepsi marlon brando'yu aradı o filmde. film hakkında bilgi sahibi olmayıp filmi izleyenler de keza öyle. ironi vardı orada sadece.
3-5 fazla tık almak için okurunu kanser eden, akabinde bir dolu küfür yiyen haber sitesidir. bu bataklığa girdiyseniz bile 1-2-4-5..... şeklinde ilerleyin sayfalarda. zira 3. sayfada ayakkabı ve ya saat reklamı var.
jailbreak'siz iphone'lara ve ipad'lere ücretli uygulamaları bedava indirmeyi sağlayan program. çoğu insanın haberi yoktur bu programdan ama programla tanışan bir daha bırakamıyor. telefona ve ya bilgisayara indirilebilir. ben telefon versiyonunu denemedim hiç, bilgisayardan kullanıyorum. itunes'ın arayüzünü kullanmışlar. program çince fakat zaten kullanacağınız şeyler arama çubuğu, indirme butonu ve telefona aktarma butonu. bu üçünü öğrenince olay bitiyor*.
arama çubuğundan herhangi bir uygulamayı aratıyorsunuz, program size o uygulamanın paralı ya da parasız olduğunu göstermiyor. her türlü indirebiliyorsunuz yani. indirdikten sonra da direkt olarak usb kabloyla telefonunuza alıyorsunuz uygulamayı. her iphone sahibinin bulundurması gereken bir uygulama. özellikle jailbreak yapmaktan çekinenler için harika buluş.
not: 25 pp'yi bilgisayarınızda çalıştırabilmeniz için itunes'un yüklü olması gerekli.
arda turan'ın, "çalım atmayı bana serdar özkan öğretti" demesiyle benzerlik gösteren iddia. arda şu anda atletico madrid'de, serdar özkan ise hmm şey, bilmiyorum hangi takımda oynadığını.
sürekli artış gösteren popülasyondur. öyle ki, bu zeka ürününü gören diğer esnaflar da taklit etmeden duramıyor. köşem döner salonu, köşem kasap, köşem manav, köşem kuaför... ayrıca mekanın köşede olup olmamasına dikkat edilmemektedir.
hiçbir kaynakta belirtilmemiş olmasına rağmen günyüzü gibi ortada olan gerçektir. internette john ve michael ile ilgili geniş çaplı bir araştırma yaptım fakat hiçbir şey bulamadım. birlikte çekilmiş fotoğrafları bile yok. michael'ın paul mccartney ile olan yakınlığını biliyoruz zaten**. fakat john lennon'la ilgili ne söylediği bir söz bulabildim ne de birlikte görüntülendikleri bir kare*. bu biraz ilginç bir durum.
michael jackson'ın john lennon'a hayran olduğunu nerden çıkarıyorum? elimde beni ikna etmeye yarayan birkaç delil var.
birincisi, the beatles zamanından bir john lennon bestesi olan it's all too much şarkısında kullanılan gitar sololarını michael, black or white da bire bir kullanmıştır. benzerlik değil, direkt melodiyi kendi şarkısına almaktan bahsediyorum. dinlerseniz iki şarkıyı, hak vereceksiniz.
ikinci delil, john lennon'ın solo kariyerinden bir şarkı olan god'ın sonlarında yakarış kısmı vardır. "i don't believe in hitler, i don't believe in jesus, i don't believe in elvis, i don't believe in beatles.." diye devam eder. bu bölüm, michael jackson tarafından biraz üzerinde oynanarak earth song'da kullanılmıştır. "what about yesterday, what about the seas, the heavens are falling down.." şeklindedir bu şarkıda. sözler değiştirilip, melodide de küçük oynamalar yapılmış fakat fikir olarak bire bir alıntı yapılmıştır. bu iki şarkıyı da dinlersiniz, bana hak vereceğinizi düşünüyorum.
üçüncü delil ise, john lennon'ın yine the beatles zamanlarında bestelemiş olduğu i am the walrus şarkısı ile michael jackson'ın they don't really care about us şarkısındaki benzerliktir. i am the walrus'taki "i am he as you are he as you are me and we are all together" bölümü ile they don't really care about us'ın "skin head, dead head, everybody gone bad.." diye devam eden bölümü benzerlik göstermektedir.
tüm bu bu benzerlikler üzerine bir de michael jackson, john lennon'ın come together şarkısını coverlamıştır. bir şarkıyı coverlamak, şarkının sahibine hayran olduğunuz anlamına gelmez fakat bu kadar benzerlik üzerine bir de cover yapması; hayran olması ihtimalini kuvvetlendirir.
ve son olarak; michael jackson, the beatles'ın bütün şarkılarının telif haklarını satın almıştır. bu ne demek? yani şu anda ihtiyar paul mccartney, konserlerinde kendi yazdığı let it be'yi bile söylerken michael jackson'ın şirketine para ödemektedir. the beatles şarkılarının telif hakları davasında paul mccartney her ne kadar bütün şarkıları satın almak istese de michael her seferinde paul'un teklifinden daha fazlasını önermiştir ve en sonunda şarkıların haklarını satın almıştır. çok sıkı dost olan paul ve michael'ın bu olaylardan sonra araları biraz açılmış; paul, michael için, "onu bu hareketinden dolayı asla affetmeyeceğim" demiştir.
tekrar john ve michael'a dönelim. bu ikili ile ilgili hiçbir ortak yön bulamasam da, bu benzerlikler; michael'ın çok sıkı bir john lennon hayranı olduğunu gösterir. bu kötü anlamda değil. sonuçta john lennon da kendi tarzını oluşturana kadar ilk albümlerinde hep elvis presley ezgileri barındıran şarkılar yapmıştır ve bunu kendisi de itiraf etmiştir.
çizgi film duffy duck'ın türkçe dublajını yapan kişidir. gördüğüm en iyi dublaj yapan insan olmakla birlikte dublaj tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
teknolojiyle ölçülmemesi gereken kriterdir. binlerce yıllık insanlık serüveninden geldiğimiz bu noktada hala açlıktan insanlar ölüyorsa; dil, din, ırk, renk ayrımı yapılarak insanlar rencide ediliyorsa insanlık pek de gelişmemiştir benim gözümde. ayfonundan çek-in yapıp "teknoloji müthiş yeaa" demekle olmuyor bu işler malesef.
çoğu yazarın kurtarıcısıdır. bu yazarlar, bilip bilmeden her şeye sorunsal ve önerme derler. küçüklüklerinde de her sakallıya dede demişlerdir. derhal kelime dağarcıklarınızı geliştirip, türkçe'de başka kelimelerin de olduğunu farkedin gençler.
uzun yüz yapılı insanlara oldukça yakışan gözlük tipi. bu yaz eskişehir'de 10 liraya güneş gözlüğü satan mekanların gözdesi. herkesin takıyor olması gözlüğün karizmasını olumsuz yönde etkiliyor. genç john lennon'lar rahatsız.
