gerçekleşmeyecek olaydır. bir fenerbahçeli olarak istemem de. her şeyin bir adabı var.. kazanırız, seviniriz hepsi güzel şeyler.. ama bayrak dikmenin hiçbir mantıklı açıklaması yok..
2008 ya da o tarihlerde olmuştu buna benzer bir olay.. ali sami yen\'de kazanmıştık yine, maçın bitmesinin üzerinden dakikalar geçmesine rağmen sabri sarıoğlu ve birkaç galatasaraylı futbolcu orta sahanın göbeğinde bekliyorlar. muhtemelen duyum aldılar bir yerlerden, fenerbahçe bayrak dikecek diye*.. sonra semih şentürk gitti ve \"beklemeyin burda bayrak falan dikmeyeceğiz\" dedi de garipler soyunma odalarına gidebildi..
(bkz: #23370973) bu entry'me "derdini sikeyim butonu" bakınızı vermiş yazar.
ben de merak ettim, acaba ne yazıyor bu adam sözlükte, atom mu parçalıyor, kuantum fiziğiyle ilgili kolay bulunmayacak bilgiler mi veriyor diye.. baktım ki bdp'nin en güzel kadın milletvekilini seçiyormuş * (bkz: #23354280)
başlık biraz karışık olmuş olabilir, açıklayayım. baş harfleri dışında birebir aynı okunan faaliyet ve maliyet kelimelerinde faaliyet'in iki a ile yazılırken maliyet'in tek a ile yazılması durumu.
bu iki kelime de arapça kökenli. diyeceksiniz ki kelimelerin kökleri farklı, evet doğru. faaliyet faal'den, maliyet ise mal'dan geliyor. ve burada anlamadığım durum da şu. mal kelimesi, a uzatılmadan okunurken maliyet neden maaliyet şeklinde okunuyor?
sözlükte bizleri aydınlatacak temiz, saf, bilgili yazarlar mutlaka vardır.
malesef içinde bulunduğum durum. tam olarak şöyle;
**akp'den nefret ediyorum ve seçimlerden tek isteğim, akp gitsin de kim gelirse gelsin ve rahat bir nefes alalım.
**tatava yapma, bas geç olayını mantıklı buluyorum ve desteklemek istiyorum.
**adana'da anketlerde mhp önde görünüyor. tatava yapmayıp basıp geçmek istiyorum fakat mhp büyükşehir belediye başkan adayı hüseyin sözlü, 20 yıldır ceyhan'ın belediye başkanı ve hiçbir yararını göremedim.
**chp'nin adana'daki oyu da azımsanmayacak kadar çok, acaba chp'ye mi versem diyorum, o zaman da akp seçilirse mhp'ye vermediğim için kötü hissedeceğim.
not: hayatımda daha önce bu 3 partiye de oy vermedim. ilk kez oy kullanmıyorum. görüşüme en yakın parti chp. mhp'yi politika olarak sevmiyorum, akp'den ise nefret ediyorum.
aynı zamanda ekşi yazarı olan, uludağ sözlüğe ayda yılda bir giren, girdiği 290 entry'de herhangi bir kışkırtma, kutsal değerlere hakaret vb. bulunmayan, buna rağmen bazı andavallar tarafından troll diye yaftalanan, uludağ sözlükte isim yapma gibi komik bir gaye içerisine asla girmeyecek olan yazar.
+ sana kız vermem.
- haklısınız, ben de sizin yerinizde olsam vermem.
+ peki öyleyse niye istiyorsun?
- neyi istiyorum efendim?
+ kızımı istemiyor musun?
- aman efendim siz verdikten sonra niye istemeyeyim.
bir mantıksızlık göremediğim başlık. "genellikle alevi gençlerin ateist olması" demek, alevi gençlerin ateistliğe daha meyilli olmaları ve buna bağlı olarak ateizmi daha çok seçmeleri demektir.
not: bütün aleviler kardeşimdir.
not 2: bir önceki notu yazmak zorunda hissetmeme sebep olan sisteme lanet olsun.
başlığıyla akşam akşam güldürmüş haberdir. "papa'dan ateistlere iyi haber" ne ya. tanrıya inanmayan, cennete cehenneme inanmayan bir insan ne yapsın papanın fetvasını.
-duydun mu, iyi olursak öbür dünyada tanrı bizi cennete alabilirmiş. ?!^!'^+'^%
kesinlikle her insana saygı duyulması taraftarıyım ben de. ama malesef üzülerek ben de zaman zaman akp'lileri küçümsüyorum. şöyle bir bakınca eğitimden anlamayan milli eğitim bakanı, sporsun s'sini bilmeyen gençlik ve spor bakanı, ingilizce ile uzaktan yakından alakası olmayan ab bakanı falan.. hükümet olarak küçümsenecek tipteler bir defa. her şeyi bildiğini sanan başbakandan hiç bahsetmiyorum bile. deprem vergilerini duble yollar yapıp bunu oya çeviren, van depreminde halk "ne oldu bizim şu 99'dan beri verdiğimiz vergiler" diye sorunca "valla biz onu yol yaptık" diye savunma yapan bir hükümet bu. açık olmak gerekirse seçmenin de çok kültürlü olduğu söylenemez. akp'nin mitinglerinden yansıyanları gördük.
küçümsemek kesinlikle kötü bir şeydir. savunmuyorum. ama durum bu.
not: chp'li değilim, kemalist değilim, ülkücü değilim, bdp'li değilim vs.
nasıl daha önce yazılmamış anlam veremedim. the beatles'ın en süper şarkılarından biridir*. ilk dönem şarkılarından biridir. 3'lü armoni yaptıkları birkaç nadir şarkıdan biridir, aklıma because geliyor şöyle bir düşününce örnek olarak. john lennon ağırlıklı bir bestedir. çok fazla bilinmemesinin nedeni, albümlerde yer almayıp sadece single olarak piyasaya sürülmesidir. zaten hiçbir albümde yer almamasına hiçbir zaman anlam veremedim. canlı performanslarda john, nakarat kısmının hakkını veremez hiçbir zaman, zira gerçekten çok yukarılara çıkarak söylemiştir kayıtta. ed sullivan'a konuk oldukları programda da canlı olarak söylemişlerdi bu şarkıyı. ayrıca john lennon'ın küçük oğlu sean lennon'dan da dinlenmesi gerekir çeşitlilik bakımından. sözlerini yazalım, tam olsun;
That boy
Took my love away
He'll regret it someday
But this boy wants you back again
That boy
isn't good for you
Though he may want you too
This boy wants you back again
Oh, and this boy would be happy just to love you
But oh my-i-i and
That boy won't be happy
'Til he's seen you cry
This boy
Wouldn't mind the pain
Would always feel the same
if this boy gets you back again
(#21260369) entry'sinde önce islam'ı bir güzel savunmuş, en alttaki edit'le de gerçek düşüncelerini açığa vurmuş olan insanımsı. islam'ın felsefesini anlayamayacak kadar laledir kendisi.
hepimizin yüzüne vurulması gereken gerçektir. ortada 22 yaşında ölen gencecik bir insan varken bile "o esad'ın askeriydi, esad yanlısıydı" deyip içini rahatlatan insanlar var. aynı şekilde ali ismail öldüğünde "o ateistti" dedi bazı kesim. insan bu ya, makine değil aynısını tekrar alasın. anlamıyorum ben mi çok fazla kafa yoruyorum olaylar üzerinde ama hayır. bir insanın hayatından daha önemli ne olabilir ki? hanginizin saçma sapan ideolojisi, siyaseti bir insan hayatının önüne geçebilir? düşüncesi, inanışı ne olursa olsun; anayasal hakkını kullanarak protesto yapan bir insanı polis nasıl öldürebilir? bakın bu soru bile komik aslında. anayasal hak olmasa öldürme yetkisi varmış gibi. o kadar ilginç bir dünyada yaşıyoruz ki, anlamakta güçlük çekiyorum. bu ölen gencecik insanların ailelerini görmüyoruz hiçbirimiz.
Chp'den nefret ediyorum çünkü akp, mhp, bdp ve diğer tüm partilerden de nefret ediyorum. Kısacası siyasetten nefret ediyorum. Bir tane yalan söylemeyen, öncelikli olarak halkını düşünen, dürüst bir siyasetçi yok çünkü. Siz hala akp'li, chp'li, mhp'li, bdp'li olun. Başlardaki adamların umrunda bile değilsiniz. Gelen cebini dolduruyor giden cebini dolduruyor.
Rezil falan değildir. Papa'nın bu kişinin hayatına olumlu ya da olumsuz etkisi olmadığından mütevellit, bu konuyla ilgilenmez.
ikinci bir konu ise papalık ve halifeliğin pratikte hemen hemen aynı şeyler olmasına rağmen işleyişte hiç de öyle olmamasıdır. Papalık, hıristiyanların geleneklerini yaşatmaya devam eden, çok da ciddi yetkileri olmayan, sadece uluslararası prestiji olan bir mevkidir. Fakat islam dünyasında bu iş hıristiyanlardaki gibi işlemiyor. islam ülkelerindeki çakma din adamlarının verdiği fetvalara bakabilirsiniz.
türkçe'siyle dalga geçenlerin sevgilileri "sn msglsn glb .s.s" seviyesinden ibaret olduğu için, burayı okuyup üzülmemesi gereken kızdır. E tabi senden kötüleri var diye kötü olmaya da devam etme diye tavsiye verilmesi gereken kızdır ayrıca.
Ekmek parasını alın teriyle kazanmak isteyen sünnetçidir. Kolay işi herkes yapar. Ama bu arkadaşımız, "bunun neresini keseyim ahahah" diyerek daha büyük penisleri kesmek istediğini, alacağı parayı ancak o şekilde hakedebileceğini söyler. Büyük insandır.
the beatles'a ait mükemmel bir şarkı. duygusal sözler ve duygusal bir melodiye sahiptir. evi terkeden kızlarının arkasından ağıt yakan ailenin şarkısıdır bu. sevmemek mümkün müdür... ayrıca bu şarkıda john ve paul armoni değil düet yapmaktadırlar. the beatles albümlerinde düetlerin az olmasından mütevellit değerli bir eserdir bu yönden de. kendimce sözlerini türkçe'ye çevirecek olursam;
çarşamba sabahı gün doğarken saat 5'te,
usulca odasının kapısını kapattı,
"keşke daha fazla kalabilseydim" yazmıştı bıraktığı notta,
mervivenlerden aşağı, mutfağa doğru gitti, mendilini tutuyordu.
sessizce dış kapının anahtarını çevirdi,
dışarı doğru adımını attı.. artık özgürdü...
"o" (hayatımızı ona adadık)
"evi" (hayatımızı ona feda ettik)
"terk ediyor" (ona paranın satın alabileceği her şeyi verdik)
kızımız evi terkediyor, ve sonra yıllar boyunca yalnız yaşayacak...
baba horlarken eşi geceliğini giyiyordu,
orada, merdivenin tepesinde duran mektubu buldu,
yıkıldı... kocasının omzunda ağlıyordu, "babası, kızım gitti!"
neden bize bu denli düşüncesizce davrandı?
bize bunu nasıl yapar?
"o" (asla kendimizi düşünmedik)
"evi" (hiçbir zaman düşünmedik)
"terk ediyor" (bu hayatı elde etmek için çok çabaladık)
kızımız evi terkediyor, ve sonra yıllar boyunca yalnız yaşayacak...
cuma sabahı saat 9'da, bizden çok uzaktayken;
yaptığı iş görüşmesini kapmayı bekliyordu,
motor ticaretinden bir adamla buluşmuştu...
"o" (ne yanlış yaptık?)
"çok" (yaptığımızın yanlış olduğunu bile bilmiyorduk)
"mutlu" (mutluluk, paranın satın alamayacağı bir şeydi..)
içinden geldiği halde sürekli inkar edilen bir şey,
yıllar boyunca..
kızımız evi terkediyor.. hoşçakal...
vajinaya biriken gazın** dışarı çıkmasına çok şaşırmayın. şaşıracaksanız da karşı tarafa belli etmeyin bunu. gayet normal bir durumdur. utandırmayın kızı. kız tecrübeliyse de mal durumuna düşmeyin.