he öyle mükemmel oyunculuklar, mükemmel görüntü yönetmenliği filan beklemeyin. kötü olan bir şey yok ama mükemmeli de talep etmeyin derim. her saniyesinde ağladım diyen var, ben son on dakika perttim.
"madem altın orda, sen ne bok yemeye buraya kurdun devleti" denilesi devlet. bunlar hep strateji hatası, sonra yok neden çöktük filan... avareller, altın manzaralı devlet kurunca başlarına kuş konduracaklarını sanmışlar herhal.
harbiden geberdiyse verilesi tavsiyelerdir. malum sözlük başında dinden de uzak kalmıştır yazarcık. şimdi sevgili merhum(e) yazarcık; iki melek gelicek, fazla yüz verme. sana peygamberini soracaklar ağzında bi iki şey gevele... baktın çok üstüne geliyorlar, yalnızlıktan dem vur. sonuçta bunlar hep çift, isyan et filan. kitabını filan sorarlarsa uludağ sözlük filan deme hepimiz .öt yoluna gitmeyelim. ekşi dersin, en iyisi sen onlar sormadan ekşi de, yansın .bneler.
büyük ihtimalle kızların "çekici bir yer bulabilir miyim?" diyerek düşünüp arandığındaki "son umuda" denk gelen yazarların tespitidir.
mevzu şöyle güzel kardeşim. kız seni kesmiş. bakmış bir bok yok. süzüle süzüle aşağı inmiş. malum türkiye standartları... eee sen geceyi yine sol elinle geçirdiğine göre, o ayakkabıyı değiş kardeşim.
3 idiots ile kıyaslamalar vardı, bu kadar büyük beklenti hayal kırıklığı olabilir -ki ben de bu oldu. bu filmi izlemeye hindistan'a giden arkadaşım var (şaka değil, mal!) "geberdik gülmekten" diyerek gaza getirdi, yok öyle birşey bir iki sahnede tebessüm ettiğiniz doğrudur. film gayet başarılıdır, büyük beklentilerle izlemezseniz beğenirsiniz.
yatak odası diyalogları kitabının kahramanları olan ahmet ve ipek'in roma tatilini konu alıyor. bir veya iki kere güldüm. vasatın çok altında. laf olsun torba dolsun, vakit kaybı. yatak odası diyaloglarını bir kere daha okuyun daha iyi.
18 Ekim'de açılmış olan bar. Açılışı ile iyi bir yer olacağı belli oldu. Açılışında Efkan Şeşen, Burhan Berken gibi sanatçılar sahne aldı. Taksim, Sadri Alışık sokaktaki mekan gidilesi olmuş, haberiniz olsun gençler. Bu arada 24 Ekim'de de Efkan Şeşen konseri varmış
sevgili yazar, ergen, abaza, erkek kardeşim! bu sözlük camiasına on yılımdan fazlasını vermişim. beş-altı sözlüğün temelinde entrylerim yatar. buna rağmen şu lanet sanal dünyanın lanet sözlük camiasından bir adet! evet yanlış duymadın! bir adet güzel kız görmüş değilim. aralarında en güzelinin benim kadar bıyığı vardı, o zamanlarda ben pala bıyıklı sayılırdım hesabını sen yap. canım kardeşim. bırak bu yolları, yolun yol değil! üniversiteye hazırlan, o güne kadar eline, diline, beline sahip çık! sonra bir sabah bi uyanmışsın yanında sana bıyık buran biri var. demem o ki sevgili ergen abaza erkek kardeşim vazgeç bu yoldan. allah aşkına vazgeç! yalvartma beni! huy değiştirsin! *
sözlüklerin kalıcı olmasından mütevellit saçma olan tespittir. adı üstünde sözlük olan bir yapı ile haber alma-verme sitelerini bir tutan şahs-ı bünyelerin ortaya atması normaldir, fakat bu normallik tespitin saçmalığını değiştirmeyecektir. mallık da bazı bünyeler için gayet normal olabilmektedir vesselam.
gelini ile sizli bizli konuşan kaynana veya kayın babanın derin bir konuya gireceğini belirten cümle. büyük ihtimalle adam çapkındır, siz de kardeşsinizdir ama iş işten geçmiştir, artık kasmaya da gerek yoktur hani.
sözlüğü her açışında ergen muhabbetine dahil olan yazarın sözlüğe olan yakarışıdır. her sözlük yazarının elbet bir gün kuracağı cümledir de kendisi. sözlük ile geçirdiği saatleri ve nasıl keyif aldığını hatırladığı, "hey gidi günler hey", "eskiden buraları dutluktu" kıvamında cümleler kurduğu, hafiften gözler nemlendiği anlarda kurulur bu cümle. o değil de baba oluyorum gençler!
olay kişilerle değil sistemle alakalı olduğu için o da amerikanın kucağına oturur, kürtlere çözüm süreci gibi zırvalar sunarak tüm ülkeyi uyutur, hukuk sisteminin anasını beller, kendine hayali düşmanlar yaratırdı, hırsızlık yapardı.
bu coğrafyada yaşayan ateistlerin ister istemez içinde bulundukları durumdur. genel kabulün yaşayışa olağan yansımasıyla ortaya çıkan hadisedir. bir ateist de olsanız, bir yere girdiğinizde allah'ın selamını verip girer, çıkarken allah'a emanet ol diyerek çıkarsınız. öldüğünüzde ise büyük bir ihtimalle kefenle ve dualarla uğurlanırsınız. hatta bazıları kurban bayramında kurban keser, bir kısmı da müslüman arkadaşları için ramazanda iftar verir. ezan okunduğunda saygıdan da olsa müziğin sesini kısarsınız, velhasıl-ı kelam ne kadar ateist olsanız da müslüman coğrafyasında yaşadığınız için anca bir müslüman ateist olabilirsiniz. ayrıca bu hadise "müslüman hristiyanlar" "müslüman yahudiler" v.b çoğaltılabilirdir.
çaylağın kıstasını nesillerin de belirlemesi göz önünde bulundurulduğunda, nesilden nesilen farklı tanımlanacak atışmalardır. onuncu nesil de çaylaktır mesela *
anlamaya çalışanın tecrübesi (geçmişi, ezberleri) ile kısıtlı gözlemler silsilesi... kimi bıyığından anlar, kimi parkasından, kimi sakalından, kimi duruşundan, kimi muhabbette, kimi eylemde... eğer damarınızda sosyalizm aşkı varsa bir görüşte anlarsınız. dosttur, candır, eştir, arkadaştır, en önemlisi yoldaştır. omuz omuza mücadele etmeyen, bir kapsülden nasiplenmeyen, alim de olsa anlamaz arif de.
d7000'in bir üst modeli olarak sunulan, d7000'ne hiç mi hiç benzemeyen iyi mi iyi makina. full frame makinaya geçmeden önceki son durak olarak tavsiye edilebilir fakat full frame bir makina alma imkanınız varsa boşa konuşmayalım. bi canon eos 5d mark ii değil sonuçta.
içinde tiyatro, tango, gitar, bağlama, şan, halkoyunları, yazarlık atölyesi, resim, ahşap boyama v.b. gibi derslerin ücretsiz verildiği, bilgi alınıp satılan bir mal değildir sözünü düstur haline getirmiş, kapısında "kimliğini dışarıda bırak da gir" sözünün yazılı olduğu garip bir yer. gidilesi, görülesi. https://www.facebook.com/otekilerkultur adresinden kendilerine de ulaşılabilirmiş.