Doğru kişi olduğu sürece seviyeli ve yerinde bir nişanlılık olacaktır. Bu süre zarfında evlendiğinizde eşinizin bir çok ritüel ve davranışına zaten alışmış olursunuz.
Eskiden çıldırdığım ama artık mutlu olacak olgunluğa yetiştiğim mevzuat. Büyük ihtimal kıskanıyorlar; eleştirenlerin çoğunun tavırlarında bunu sezdim. Dışarıdakiler sadece dışarıdan baktıkları için asla gözlerindeki perde kalkmayacak ve hep kötüye yoracaklar kafalarını.
Kaldı ki; övgü ve iltifat dolu sözlerin ardındaki kem gözleri ve kötü niyetleri de sezebiliyorum. Mutlu olmak bir kenara bilakis rahatsız oluyorum. Herkes işine bakmalı.
Bir de şey var; Her darbe yediğinde değişip, değerlerini yok sayacağına ant içen ve 15 dakika sonra her şey olağan gibi kulaklığını takıp müzik dinlemeye devam eden bir kitle.
Genel olduğuna katılmamakla beraber böyle bir kitle olduğunu düşünüyorum.
Çünkü kulaktan duyma islamiyet bir hayli yaygın bazı toplum, kuruluş ve cemaatler arasında.
Bundan dolayıdır ki Hz. Ömer(radiAllahu anh)'in içinde olduğumuz zamana ilişkin sözü aklıma gelir;
'Dininizi iyi araştırın; aksi takdirde yaşadığınızı din zannedersiniz.'
insanlardaki kulaktan duymayı benimseme hali ancak doğru ilimle def edilebilir.
işte toplumun bu iffetsizliğinden dolayı 4 yaşımdaki kardeşimle kalabalık minibüste savrulurken; 'çocuğu kucağıma verebilirsiniz' diyen bilmem ne niyetli amcalara güvenmiyorum.
Her türlü istek ve arzularına koşulsuz iki dudak bükmesiyle ulaşmış kızlardır. Bundan dolayıdır hep bir doyumsuzluk. Hep bir kendini nimet sayma egosu.
Gerek ebeveyn gerek koca olarak haddinden fazla şımartmayın. Kadının içinde olmayan şımarıklığı aşılayabilirsiniz zira. Hem eski halinden eser kalmaz hem nasılsa daha iyilerine layığım düşüncesiyle sepetlenebilirsiniz dostlar! Kendi kuyunuzu kazmayınız.