geçenlerde çalştığım dükkana şehir dışından biraz köylüce* bir müşteri geldi. böyle 30 - 35 yaşlarında. her zamanki gibi rutin siparişleri vermeye başladı bu abim. 5 tane ondan, 10 tane bundan falan fıstık şiparişlerini bana yazdırdı ve hemen masamın karşısında bulunan sandalyeye oturdu. istanbul'a şehir dışından otobüsle geldiğinden olsa gerek çok yorulmuş garibim hemen sandalyenin üzerinde sızıverdi.
neyse ben hesabı çıkardım "hüseyin abi senin hesap xxx lira tuttu buna bi senet yapalım" dememle birlikte adam birden sıçradı. ha ha olur tamam yaparız falan dedi. işte o ara ayılmak için masanın üzerinde duran ve benim arabama aldığım torpido parlatıcısına gözü kaydı. garibimin demek ki o kadar içi geçti ki şişeyi kaptığı gibi hemen fıst fıst fıst eline boşalttı ve benim bir damlası bile elime bulaşsa elli kere elimi yıkadığım o iğrenç şeyi başladı yüzüne, ensesine sürmeye.. gözlerini kısarak da "oohh valla ilaç gibin geldi laa mikenmel gohuyomuş bu abisini" falan demeye başladı. * lan arkadaş o anda bozuntuya da veremedik. abi o parlatıcı kolonya değil falan desem "aliminyum parlatıcısı mı agasını" diyecek. o yüzden ağzımı açmadan senetlerini yazdım ve gitti olan benim parlatıcıya oldu.
başta posta gazetesi olmak üzere bilumum gazete, dergi, internet köşesinde görebileceğiniz kendisine modacı diyen kişi veya kurum. yaptığı işe, herkesin yapabileceği bir iş değildir gibi bir felsefe biçen zaman kaybı, übermensch. *
şimdilik aktarcaklarımız bu kadar sayın birand gelişmelerle tekrar karşınızda olacağız. business administration anatolian university/eskisehir.
nefise karatay'ın babası. gökçeada'nın en güzel sakızlı muhallebisini yapan yer. ama dibek kahvesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, o konuda madam çok iyi. dükkanın içi klasik köy kahvesi görünümündedir fakat onlardan bir farkı duvarlara boydan boya yapıştırılmış kağıt ve fotoğraflardır. gerçekten görüntü olarak hoş duruyor. gökçeada'ya yolunuz düşerse bi uğrayıp görün derim.
türkiye'nin en batı noktası olan incirburnu'nun bulunduğu çanakkale ilçesi. hala bakir kalabilmiş bitki örtüsü ve doğası açısından ömrün geri kalanının yaşanabileceği ender yerlerden biridir. ayrıca ada'ya gelindiğinde nefise karatay'ın babası olan orhan karatay'ın ünlü sakızlı muhallebisini ve madam'ın evinde dibek kahvesi içmeden dönmeyin.
klasik bir kanal 7 ve samanyolu tv filmi olup iğrenç bir müziği vardır. 1994 te çekilmesine rağmen bazı sahneleri 1974 te çekilmiş zannediyorsunuz. o değilde son sahnede türbanlı genç kız yüzünü döndüğünde yaşlı kadın çıkınca altıma sıçtım amına koyim. Velhasıl kelam izlemeyin abiler ben izledim bi bok yok.
daha bilgili olduğu kesin olan nesildir. wikipedia'dan baktığın, hatta bakmaya bile üşenip ctrl+p yapıp yazdırdığın bir bilgi, iki saat araştırıp bulduğun bir meydan larousse'un bilgisinden ne kadar kalıcı olabilir ki. *