artık bir gelenek haline gelmiş, ritüel haline gelmiş mevzudur.
batıdan Karadenize giden hemen hemen herkesin korkulu rüyasıdır osmancık radarları.
adı osmancık'tır ama sondaki "cık" aldatmasın, bölüm sonu cenavarı gibidir aq.
senede 4 5 kere karadenize gider gelirim, bu aq memleketinden geçerken birinci vites geçerim.
bu sene ilk defa ikinci viteste geçtim, 314 liracık yapıştırmış osmancık ilçemizin güzide radar kulelerinden biri.
e amına kodumun sistemi, günümüzde el frenini indirdiğin anda zaten 30 40 yapan arabalar varken o hız sınırı nedir aq !
anladık. marmaradan karadenize geçen balıklar için boğazın orta yerinde ağ atmış gibisiniz. anladık. ama ilçenin başından sonuna 4 radar kulesi nedir aq !
zaten bi ucunda osursan diğer ucunda duyulacak kadar kısa bir mesafe ilçenin geçişi. o dört radar kulesi nedir aq !
bu güne kadar bir sürü radar cezası yedim. hatta belki o kulelerin bir kısmı benim yediğim cezalarla alınmıştır. ulan 56 km hızla radar mı yenir eee ammmuuuğagoduklarım !
56 ile radara girdim demeye utanıyorum lan !
koşarak girerim aq.
o kuleler var ya o kuleler, bunu düşünenin g.tüne girsin !
- efenim osmancığa radarlar kuralım
+ neden
- herkes burdan geçiyor limiti düşük tutarsak devlet bütçesinin dörtte birini burdan çıkarırız
+ afferin lan yapın hemen ne güzel düşünmüşsün
- ehehehe tamam kıymetlimiss
+ yapmışken 4 tane yapın, ileride doları yükselirse yapamayız bi daha
- haklısınız efendimisss hemen ehehehehe
hdp kongresinde apo sloganları, pkk sempatizanı hareketler, gösteriler filan, çok şey gördük.
Bu ülkede, insanlar ne zaman akıllanır bilmiyorum. adamlar istanbul'da, gözümüzün içine baka baka pkk diye bağırıp, apo diye götlerini yırttılar.
bizim askerimiz nerde operasyon yapıyor ! doğuda, dağda tepede.
bu dağdakilere yön verenler kongre düzenliyor, dağdakiler olmaya aday olanlar ve hatta belki dağdakiler gelip istanbul'un göbeğinde halay çekip apo diye kıçını yırtıyor.
o kongre salonunun kapısından girip apo diye çırpınanlar, kapıdan çıkarken kelepçelenip ebesinin .mını görene kadar ceza yatmadığı sürece, o partinin çaycısından tut, başkanına kadar hepsi içeri tıkılıp skilmediği sürece pkk sorunu ile uğraşıyoruz demesin kimse.
askerimizi de boşuna dağa sürmesin kimse.
o nassınısktimin çocukları, gelsin Samsun'dan Artvin'e kadar herhangi bir il ya da ilçede yapsınlar o kongreyi, görelim.
mikrofonu sapıyla beraber götlerine sokmazlarsa, her birine birer mikrofon sokulmazsa ben de birşey bilmiyorum.
ama yemez. götleri yemez.
bu ülkede pkk sorunu yok. bu ülkede pkk ve yandaşlarına göz yumma sorunu var.
Podyum ya da Fsm civarında üç beş bişeyler içip laflayacak ve yazarkadaş varsa oluşabilecek zirvedir.
Hesaplar ggb tarafından ödenecek olup, evlere servis imkanı 5, zorlasan 6 kişiye kadar mümkündür.
yahu arkadaş, yıllar önce sözlüğün tüm zirvelerinde ortalığı yıkıp geçen, gül yüzlü bir ablamızı kaybetmiştik. (bkz: ille de heaven)
onu anımsayıp bir entry yazdım, eksi oy vermiş biri. rüyana mı girdik bebeğim, canını mı sıktık !
ölüm var ölüm, hatırla !
yoksa bir kampanya var da bizim mi haberimiz yok ?
ver eksi, ol seksi !
küfür edicem de, bu aralar çok uhrevi bir alemdeyim, tutuyorum kendimi.
ya da ne kadar içiyor zirvesi olabilir. gün olarak 21 haziran cuma gününü düşünüyorum.
teşrif etmek isteyenler buralara yazabilir. mekan, ulaşım filan görüşülür. hadi bursa !
Başkanlığını Binali Yıldırım beyefendinin yaptığı, Özhaseki beyefendinin yardımcılığını üstlendiği, son günlerde revaçta olan kulüptür.
Denetimi kimin yaptığını söylemeye gerek bile duymuyorum.
özel radyoların ilk açıldığı yıllarda yerel bir radyoda ve henüz 15 yaşındayken radyo programı yapmaya başlamış bir programcının anıları bu başlıkta toplanacaktır.
20 yıl ve 10 farklı yerel/bölgesel radyoda geçen en ilginç anlar, bazen sanatçılarla ve bazen de hayranlarla yaşananlar, ilişkiler, inanması güç bazı geceler burada bu başlık altına toplanacak.
yazıyorum sözlükte bari izi kalsın hayatımın önemli bir bölümünün.
özel hayatlara saygı gereği, şehir ve şahıs isimleri kesinlikle gizli kalacak. üçüncü kişilerin isimleri de değiştirilerek aktarılacaktır.
muhtemelen bu gece başlarım. önce tabi o yaşta nasıl radyocu oldum, onunla başlarım..
şimdiden iyi okumalar dilerim..
eskiden bayramlarda filan köye gittiğimizde duyardık yaşlı ninelerden, dedelerden.
ezana, ezen derlerdi. hep bi naif gelirdi bana bu. samimi gelirdi. hâlâ öyle.
- yeenimm ezen okundu mu ezen ?
aşırı samimi bir soruydu. köyümü özledim evet.
yaşlanırsam, yani başıma bir iş gelmeden o yaşa erişirsem, mahalledeki tıfıllara ben de öyle sorucam.
ezen okundu mu ezen ?
yıllardır bitmeyen bir muhabbet bu.
derbi olacak. vay efenim fener cincona çakacak. yok efenim aslan kanaryanın ossuruğunu düğümleyecek. oouu kartal hepsini zükecek.
ulen, yıllardır bu derbi akşamları sol frame başlıkları hep aynı minvalde. hiç değişmez.
değişen tek şey futbolcu adları ve teknik traktör adları. açılan başlıklar hep aynı.
yok öyle oldu yok böyle oldu. yazın bir kenara. 5 yıl sonra bakın. başlıklar hep aynı olacak.
olm ben bu taraftar işlerinde takımdan başka kazanan görmedim. siz birbirinizi skerken, fenerli futbolcuyla gsli futbolcu gece kulübünde karşılıklı para eziyolar lan !
çıkışta hangisinin evi yakınsa hatunlarla o eve gidiyolar. siz burada kulübün sözlük avukatı gibi bir birinize iddialar savurup küfürler sokarken onlar orda hayatını yaşıyor olm !
ne bu alıp veremediğiniz yahu? futbolu sorgulayın tartışın. pozisyon sorgulayıp tartışın. taraftar davranışı filan tartışın.
ama ;
(bkz: mal cincon taraftarı)
(bkz: ezik fenerli)
(bkz: yolunmuş kartal)
bunlar nedir müdür ?
küfürlü olanları da var ama yer vermiyorum. neticede çoluk çocuk dolu burası. okuyup terbiyelerini bozacak lügat öğrenmesin sabiler yazık.
elinize ne geçiyor ?
yarın savaşa girsek aptal cinconluyu kurtarmayacak mısın lan ! fenerli bu diye kafasına mı sıkacaksın ?
duyar kasmıyorum. kasanı da !
yeter be.
gs liyim bu arada.
beklediğim bir maç sonucu oldu.
alt oynayıp 500 bastım.
benim için fb gs ve real ile barça maçları para kazanma maçları olmaktan ötesi değil.
yıllardır bu bankanın maaş müşterisiyim. biri normal diğeri gs bonus olmak üzere iki adet kredi kartım var ve düzenli ödeniyor.
biraz önce cep şubesinden kredi kartı ekstremi incelerken "aidat bedeli" adı altında 90 tl kesildiğini gördüm.
aradım müşteri hizmetlerini.
maaş müşterisi olduğumu, hesabım olmayan bankaların bile bu parayı kredi kartımdan almadığını belirttim.
kullandığım kartların aidat ödemesi olan kartlar olduğunu ve bunun iade ya da iptalinin mümkün olmadığını bana defalarca anlattı. ancak 25 tl bonus verebileceğini belirtti.
haspama bak lan. 90 liramı alıp bonus diye 25 lira kakalayacak bana.
istemiyorum ve kartlarımı kapatmak istiyorum o zaman dedim. siklemez bir tavırla kapatalım dedi. blöf yaptığımı filan zannetti galiba.
kapatma talebi oluşturmak isteyip istemediğimi sordu. kapatalım dedim ki net olarak kapatmak istiyordum zaten. talep oluşturduk.
kartlarınız kullanıma kapandı dedi. ve hemen ama hemen ekledi ;
bankanızın size özel teklifi var, kartınızı bir yıl düzenli kullanmanız karşılığında aidat bedelinizi iade ediyoruz filan dedi.
peki az evvel neden bunu yapmadınız dedim.
aldığım cevap bir yıldır düzenli kullanıyorsunuz oldu.
kısaca, bu lanet banka önce 90 liranızı alıyor.
siz farkedip isteyince 25 lira bonus teklif ediyor.
kabul etmeyip kapatmak istediğinizi söyleyince umursamıyor gibi davranıp kapatalım diyor.
kapatıyorsunuz ve anında geri vites yapıp iade edelim paranızı kartınızı da açalım ama bir yıl daha kullanmaya söz verin diyor.
kodumun uyanıkları.
bizim muhasebe ile görüşüp, maaş hesaplarını da bu bankadan aldırmak için ne gerekiyorsa yapmak farz oldu.
bunlar da değişik bir çiftlik soyguncusu.
zeka pırıltısını çok da gözümüze sokmadan yansıtan insanlara bayılıyorum. caner omur isimli bu arkadaş, bunlardan biri.
taklitlerinden en beğendiğimi de başlık olarak kullandım.
gülümsemek için izlenir.
Kastamonu'nun Tosya ilçesinde, okul tarafından babasına yakılması için verilen kitapları yaktırmayıp, kitaplar okunmak içindir diyerek sergi açan ve ailesine katkıda bulunmak için satan delikanlı, adam gibi adamdır.
Fakat absürd saçmalıklarla sol frame işgalinde bulunan ünlü sözlük yazarlarımızın dikkatini çekmemiştir bu adam gibi adam.
röportajı izledim ve içim cız etti. utandım. o çocuktaki (çocuk demeye utanıyorum o ayrı) kitap okuma ve çevre bilincinin yüzde biri sende ve bende olsa keşke.
helal olsun.
o meşhur röportaj : https://www.youtube.com/watch?v=NUjV3oNDpJE
bazı konularda konuşamayabilir. hafıza yetersiz gelir. istediğiniz işleme yanıt vermeyebilir.
kadın olanları duruma göre kendiliğinden kapanıp açılabilir.
güncelleme sonrası düzelir diyorlar ama daha beter olabilir.
islam dinine yapılacak olan güncellemedir.
v 1.01 olan sürüm güncellemesi sonrasında geçerli olacaktır.
fakat aynı günahı işleyen, örneğin baklava çalan çocukların günahı sabittir.
ha ama lider çocuğu çalmışsa değil baklava, milyon dolar olsa sevaptır.
eyyy günah.. şüpheeesiiizzz biz neyin sevap olduğunu senden öğrenecek değiliiizzzz !
çok akıllı olduğum günler de olmuştu. fakat sanırım uzun zamandır deliyim.
hayat boyu hep arkadaşlarım, ailem, çevremdeki herkes tarafından olumlu ve hayır demeyen biri olarak tanındım. ve haklılardı, öyleydim.
sırayla kazık atmaya başladılar.
önce arkadaşlarım, sonra ailem.
bak bişey diyeyim mi, hani derler ya babana bile güvenmiceksin, çok doğru.
bi de derler ya, babama güvendim anamı s.kti diye. aynen öyle.
fakat sırayla herkes kazık atmaya başladı. ailem var lan dedim, ne olur ki, başka kimse olmasa da olur dedim.
emin ol, hayatımdaki en sağlam, en büyük ve en yağlı kazığı ailemden yedim.
30 lu yaşların tam ortasında, cami avlusuna bırakılan bebekten farkım kalmadı.
yapayalnız kaldım lan. sudan çıkmış balığa döndüm bildiğin. aptallaştım.
toparlanamadım uzun bir süre. çalışmaya verdim kendimi. ilk etapta maddi olarak doğrulmak gerekiyor böyle zamanlarda. yalnız yaşamaya başladım. alışamadım buna da.
üç işte ve hatta dört işte çalıştığım anlar oldu. günde 3 saat uyuduğum zamanlar oldu. bak bunu ajitasyon olsun diye anlatmıyorum. bir başarı hikayesi de değil zannettiğin gibi. ancak belimi doğrulttum.
uyuyamıyordum zaten. çalışmakla geçirdiğim zamanlarda her şeyi unutuyordum ya da en azından dikkatim başka şeyde oluyordu.
üstelik sustum bir de. var ya car car konuşan ben sustum lan. farketmeden hem de. yani sustuğumu farketmedim. farkettiğimde aradan epey zaman geçmiş oluyordu.
herkes bana, ben herkese tuhaf gelmeye başladım. hayatı gözlemlemeye başladım. değerleri, inançları, arkadaşlığı, yaşamı. kısaca her şeyi.
ve hayat mottom oluştu. her şey çok saçma
bütün yaşam felsefem bu oldu. her şey çok saçma
mantıklı şeyler olduğunda izliyorum sadece. ki bu nadiren oluyor. saçma şeyler olduğunda ise gülüyorum. hoşuma gidiyor çünkü. her şey çooook saçma..
insanları izleyin.
bir süre sonra göreceksiniz saçmalığı. ya da ben deliyim kadın erkek ilişkisi. inceleyin süreci. yaşananları inceleyin. çook saçma. etkileme çabaları. yemeğe çıkmalar. yatak süreci. sonrasında kavgalar. ve ayrılık. sonra her şey sil baştan.
ne saçma.
iş süreci. para kazanma vs.
gün 7 buçukta aydınlanıyor. sen sekizde bilemedin dokuzda iştesin. o bir saat de yolda geçiyor.
hava kararırken çıkıyorsun. sonra da hayat diyorsun. hafta da bir gün sana ait. şanslılar için bu 1 buçuk bilemedin 2 gün oluyor.
yani hayatının yedide birini yaşamak ve hayatını sürdürebilmek için yedide altısını feda ediyorsun. hesabı uzatırım. ama çok saçma.
ya da ben deliyim
çok uzun zaman oldu sözlükten gideli. ille de heaven bu hayattan gideli beri uğramıyordum bile. güzel insandı. hâlâ bile burası bana onu hatırlatır. ve beraberinde bir iki güzel insanı daha.
böyle değildi eskiden. am göt meme başlıkları revaçta değildi. forum tarzı entryler anında silinirdi. ya da tanım içermeyen bir sürü entry çöplüğü yoktu önceden. tamam yine troll yazarlar vardı ama şimdikiler gibi şerefsiz değildiler. vatana millete bayrağa anaya bacıya askere ölüye diriye atatürk'e ya da peygambere ve dahi dini inançlara böylesine saygısız başlıklar yazılamazdı. saygı vardı saygı.
bir yazar diğerine ayar verdiğinde, ayarı yiyen bile beğenirdi güzelse. elinden gelirse karşılık verirdi. keyifli olursa izlerdik olan biteni.
zirve yapardık. deli gibi içerdik. bir arabaya 8 10 kişi biner birimizin evine gider yine içerdik. sızardık. sabah topluca kahvaltıya gidilirdi. en azından büyük bir bölüm böyleydik.
çoğu yazar birbirini bir şekilde tanırdı. soğuk değildi sözlük. iyiydi.
salakça entryler 3 5 dakika içinde silinirdi. her gün en az 1 2 silik yemiş entrym olurdu benim.
deneme amaçlı 3 5 saçma salak şey yazdım. kimse silmedi. utandım ben sildim lan !
özenmemeli uludağ sözlük.
buradan moderasyona çağrımdır. özenmeyin küfürlü saçma sapan sözlüklere.
bir çok eski yazar sözlüğe girip hemen kaçıyordur ali baba çiftliğini görünce.
genel olarak filmlerde görülen ikilemdir. filmin kahramanı bu ikilemde mutlak kalır ve risk alarak birini keser ve 1 saniye kala kurtarırlar eyaleti.
fakat bana kalsa hiç düşünmem..
ne yapacağım belli.
özlemek..
eski bir dostu. bir kadını. güzel bir kadını...
onun dilindeki çikolatayı. viskisini.
gözlerini. çekingenliğini.
umarsızlığını bir de. zevk alan tarafını...
dokunulmadan hissedilen tenini..
çocukluğunu özlemek gibi.
yumiyum gibi. tipitip gibi.
minti gibi..
özlemek..
insani. ama ağır.. özlemek. sesini dahi özlemek.
kokusunu.. bakışını..
dilindeki çikolata olmayı..
elindeki viski olmayı özlemek...
birazdan gerçekleşecek hadisedir. bursa'da 105.3 frekansında ya da herkes http://www.radyovenus.com adresinden dinleyebilir.
moderasyon için süper ucu sivriltilmiş laflar da hazırladım. .
bunu siz istediniz dostum..
