iki farklı hayvanın birleşmesinden ortaya çıkan yeni bir tür.( yasak aşk'da denebilir )
farklı türler arasında gerçekleştirilen hibridler kısır olurlar fakat aynı türün farklı ırkları arasında gerçekleştirilen melezlemelerde ise dölverimi devam etmekle birlikte yavruların bir kısmında anne-babalarının değil daha uzak atalarının genetik özelliklerinde yavrular ortaya çıkabilir.
(bkz: liger)
fotoğraftaki hali 922 kilo olmakla birlikte şuan bir tonu geçmiştir,aslan baba ile kaplan anneden doğan bu melez canlılar ölene kadar büyürler.
türünün ismi ise farketdiğiniz gibi; lion ve tiger isimlerinin birleşiminden meynada gelir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/913809/+
(bkz: tigon)
kendisi ligerden daha ender bir türdür. erkek kaplan ve dişi aslanın çiftleşmesi sonucu hayata gelir ve tigonlar, ligerler gibi ebeveynlerinin üç dört katı değil, onlardan biraz daha küçük olurlar. http://i.hizliresim.com/4qpWGp.jpg
( liger ve tigonlar bir biri arasında çiftleşebilir, titigons ve liligers türlerini oluşturabilirler...sonsuz kombinasyonla yeni türler üretilebilir )
(bkz: coywolf)
amerikanın kuzeyinde sayıları bir milyonu aşmış olan, kurttan küçük, çakaldan büyük, ikisine göre daha dayanıklı, ortama daha iyi adapte olan, avlanma konusunda çakallardan ziyade kurtların sürü mantığını benimsemiş olan, kurt, çakal kimi zaman kurt, evcil köpek hibridi olan hayvan türü. http://i.hizliresim.com/yoGJrL.jpg
(bkz: grolar bear)
evrimin tersine yönlenmesinin en büyük örneklerinden biri, boz ayılardan evrimleşen kutup ayılarının son zamanlarda iyiden iyiye artan küresel ısınma sonucu, yaşam alanlarından taşıp boz ayılarla yasak aşk yaşamaları ile ortaya çıkın hibrid hayvan.
davranış ve avlanma konusunda boz ayılara yatkınlardır. şu ana kadar vahşi doğada çok nadir görünmüş olsada, bir tanesi 2006 yılında alaskada bir insan türü tarafından öldürülmüştür. http://i.hizliresim.com/nmb9nN.jpg
(bkz: savannah cat);
evcilleşme konusunda köpek dışında rakip tanımayan ve en belirgin özelliği ise; diğer kedi türlerinden çok farklı olarak insan türüne bir köpek kadar sadık olabilmesi ve sizinle beraber duşa girebilecek kadar suyu sevmesi. ( inanılmaz fahiş fiyatlara satılması bir yana, evlat edinmekten eksik kalmayan prosedürleri vardır ) http://i.hizliresim.com/nmbpV5.jpg
not: daha sonra diğer hibrid hayvanlar için ekleme yapılacaktır
13 gün önce yayınlanan makalede tardigrad'ın dünya dışından gelip, gezegenimizde yaşayan bir tür olduğu kanaatine varıldı.
bu tardigrad nedir, kimdir ? ( önce kısa bir özet geçelim )
su ayısı olarakta bilinen bir çok ekstrem nedenden dolayı ünlü olan bir mikro organizma.
şöyle ki bu astronot kılıklı canlı; 151 derece sıcaklıkta güneşlene bilen, -272 derece soğukta paten yapan, atmosferin 300 katı atmosfer basıncına bana mısın bile demeyen, dünya ortamından en az bin kat fazla ultraviyole ışınlarına kafa tutan ve sıkı durun... uzayda yaşamayı başarabilmiş tek canlı... evet adam bildiğin havasız atmosfersiz ortamda bile sıcak bir aile ortamı bir yuva kurmayı başarmış.
dünya yok olsa bunların umrunda olmaz, her şekilde yaşıyor elamanlar.
şimdi gelelim makaleye;
başka bir gezegende yaşarken buralara kadar gelmiş, burada da yaşamaya başlamış olduğunu düşünmelerinin en büyük kanıtı ise, dna'sının dünyamızda yaşayan diğer tüm hayvanlardan farklı olması....( çok zorlu bir gezegenden geldiği kesin )
hatırlatma;
( rus soyuz füzesiyle fırlatılan avrupa uzay aracı foton-m3’teki tardigradlar 270 km irtifada uzay boşluğuna bırakılmışlar. sadece uzay boşluğuna değil, başardıklarını gören bilim adamları, minik hayvancıkların suyla temas eder etmez hiçbir biyolojik değişiklik göstermeden derin uykularından uyandıklarını ve hatta normal şekilde çoğalmaya başladıklarını fark etmişler )
arkeolojik kazıda bulunan testinin içinde,soyu tükenmiş olduğu bilinen 800 yıl öncesine ait kabak tohumları bulundu.
ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim.
işin ilginç tarafı ise; winnipeg kanada'da bir grup öğrenci yüzyıllardır gömülü olsa bile, bu tohumların toprağa uygulanabilir olabileceğini kanıtladı.
soyu tükenmiş bu kabak türü bir testinin içinde 800 yıl bekledikden sonra tekrar toprağa kavuşup yetişti.
bu keşfini kutlamak için kanada'da bir şölen dahi düzenlendi.
bir gurup tarihçi, bu kabak türünün lanetli olduğu için yerli kabileler tarafından yok edildiğini ve son kalan tohumlarında saklandığını söylüyor. tabi şu ana kadar.
--öncelikle belirtmek isterim. herhangi bir türkçe kaynak bulamamam, bilim konusunda türkiyenin ne denli geriden geldiğinin bir kanıtı--
avustralya genetik mühendislerince yapısı değiştirilip tasarlanan yosun(alg). sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserli hücreleri öldürme amacına ulaştı. bilim adamları tarafından oluşturulan bu yosun nanopartiküller , kültürlenmiş kanserli insan hücrelerini % 90 oranında öldürmeyi başardı.
daha sonra tümörlü farelerde test edilen nanopartiküller. farelerdeki kanseri tamamen geriletip yok etti.
güney avustralya üniversitesi'nden nico voelcker, almanya'nın saksonya eyaletininde bulununan dresden üniversitesi araştırmacıları ile beraber çalıştı.
nature dergisi farelerde tümör/kanserli hücrelerin yok edildiğini yayınladı.
nico voelcker ; ''insanlarda kanserin tedavisi kesin olarak bulundu'' demek için henüz erken. fakat bu keşfin kanser tedavileri için büyük bir potansiyele sahip olduğu su götürmez bir gerçek.
hollanda lahey'de 300'le 350 yıl önce gönderilmiş fakat sahiplerine ulaşamadığı için, bir gün elbet teslim edilir umudu ile saklanmış 2600 adet mektup bulundu. (her biri, kapalı ve mühürlü)
göndericilerin aristokratlar, casuslar, tüccarlar, yayıncılar,müzisyenler,dini sürgünler, avrupa çapında seyahat eden kaşifler ve köylüler olduğu düşünülüyor.
fransızca, ispanyolca, italyanca, hollandaca ve latince yazılmış. donmuş bu mektuplar; oxford ve mit üniversilerinde, akademisyenlerden oluşan uluslararası bir ekip tarafından incelenme altına alındı.
bu eserler,artık hayatta olmayan kişilerin ağzından 17. yüzyıl avrupa toplumunun önemli bir bölümü hakkında bize yeni şeyler anlatacak.
tarihsel sesleri duymak için harika bir fırsattır.
onlarca kanser türüne bir damla kanla teşhis koyan yeni bir teknik geliştirdi.
vu üniversitesi tıp merkezi amsterdam birçok kanser türünün teşhisi noktasında olağan üstü bir çalışmaya imza attı.
hatta bilim adamları yüzde 96 başarı oranı ile sağlıklı veya kanser hastası ayrımı yapabildiklerini duyurdular.,
200'den fazla kanser çeşidinin var olduğu dünyamızda, insanlık için devrim diyebiliriz.
ne yazık ki piyasaya 2020 yılında sürülecek.
bu test ile kanserin hangi organda aktif olduğu veya olacağı tespit edilebiliyor.birçok tümör çeşidinde test ettiklerini söyleyen araştırmacı tom würdinger, yüksek oranda başarı yakaladıklarını söyledi.
Yaptığım şeyin saçmalıgının farkındayım, ama ve bitti arkadaşımın ısrarı sonucu söyliyeyim:)
meta sözlükde bulununan letsfly adlı yazarla aynı kişi olduğumu belirteyim. zaten yazılan girdilere şöyle bir göz gezdirseydi yada sorsaydı ve bitti bunlar hiç yaşanmazdı. çünkü hemen hemen tüm girdilerin aynı olduğunu görürdü.
avustralya'nın batısında yeni bir sürüngen türü keşfedildi.60 cm boyundaki bu yeni tür oldukça zehirli.
nadir bulunan bu yeni tür için;natural history museum baş yazarı londra üniversitesi prof. simon maddock "genetik olarak bir birlerine en çok benzeyen yılanlardır.şaşırtıcı bir şekilde, bu tür ile yılanların genetik akrabalığı yok" dedi.
karşınızda the kimberley death adder. http://www.sci-news.com/b...tamydros-snake-03237.html
avustralya'nın batısında halen birçok tanımlanmamış hayvan ve bitki türü olduğu söyleniyor.
google'den aldıkları 500 milyon dolarlık ikinci yatırımın ardından magic leap, artırılmış gerçeklik konusunda devrim yarattı. eğitim,oyun ve bir çok alanda dünyayı degiştirmeye hazırlar.
tanıtım videolarına bakınca bana kesinlikle hak vereceksiniz.
tesla'nın otomatik pilot sistemi ürpertici derecede mükemmel. şerit değiştiriyor,park ediyor,insan reflekslerinden kat ve kat hızlı tepki verebiliyor,istenilen her yere yol alabiliyor. hatta gergin yada stresli bulursa asla kontrolü size vermiyor.
insan sürücüye ihtiyaç bırakmayan bu devrim artık hayatımızda çoğu kavramı alt üst edecek.
yapay zeka konusundaki ilerleme ve geliştirmeleri teşvik etmek için verilen ödül.
*üçüncülük ödülü 5.000 $
*ikincilik ödülü 25.000 $
*birincilik ödülü 100.000 $
sonuçlar turing testi yapılarak belirlenir.
katılımcılar kapalı bir odada, karartılmış camın karşısında duran kişiyle sohbet eder. konuştuklarından dördü insan biri programdır. katılımcıların konuştukları arasında, hangisinin insan olmadığı sorulur. çoğunlukla felsefi sorular yönlendirilir.
3 eylül 2011’de yapılan oylamada 1334 oyun sonuçları verilmiştir. katılanların % 59,3'ü cleverbot programı'nın gerçek insan olduğunu düşünmüştür. insan rakipler ise % 63,3 oran elde etmiştir. techniche’de daha sonra yapılan basın konferansında carpenter, "bu sonuç beklentilerimi, hatta rüyalarımı aştı. dün yapılan soruşturmanın sonuçları % 50'yi geçtiği için, cleverbot’un turing testini başarıyla geçtiğini iddia edebiliriz."
"artık çember her geçen dakika daralıyor. şu an elimizde belki 100-200 genç var artık ne yapacağımızı… artık bunları teslim mi alacaklar? bunlar teslim olmak da istemiyorlar. bunlar direnecekler."
ortamlarda direniyoruz deriz a.q, göt korkusu sardığını kim bilecek.
insan vücudu, virüs kaptığında. virüsü yok etmek için vücud sıcaklığını arttırır.
yüksek sıcaklıkta virüsün öleceğini bilir.
biz insanlar,belkide dünyayı hasta ediyoruzdur.
dünya'da sıcaklığını arttırıp, insan denilen virüsü öldürmeyi, bu hastalıktan kurtulmayı planlıyor olamazmı ? - olabilir
tüm sözlük ahalisini davet ettiğim kampanya,yanlız cesaret isteyen bir eylem.
riskleri var tabi, fakat değmezmi ?.....bence deger, hemde sonuna kadar.
nedir ve nasıl yapılır ?
buyrun efendim. https://www.youtube.com/w...a5ds&feature=youtu.be
''ön yargılarımızı degiştirmek atomu parçalamaktan zormudur ? '' sorusuna güzel bir deneysel yanıt olmuş.
hayatta en basit alışkanlıklardan biri olan bisiklet sürme yeteneğinin dahi degiştirilmesi ortalama zekaya sahip bir insan için 8 ay kadar sürebiliyorken.
kesin olduğunu varsayıp inandığımız doğruları nasıl degiştirebiliriz ?
bir dakikanızı ayırsanız evlat edinmenin, can dostlarımız için ne denli önemli olduğunu anlarsınız.
sahiplenmeden öncesi ve sonrası. http://imgur.com/a/3wqz3
tüm saf ve gerçekciliğiyle sadakatin,dostlugun sevginin ne demek olduğunu yaşamak/anlamak isterseniz ki umarım isterseniz,ücretsiz olarak hayvan sahiplene bilir. gerçek bir can yoldaşı edinebilirsiniz.
dün yayınlanan bir video ile, ingilterede tanıtımı yapıldı.
dünyanın tüm mutfaklarını hafızasında barındıran süper aşçı robot,yemek konusunda usta aşçılara taş çıkaracak cinsten. https://www.youtube.com/w...wtrM&feature=youtu.be
hurriyet gazetesi haberi başlığı değil bilimsel bir makaledir. makale yeni yazıldıgı için hürrüyet duymamış olabilir tabi.
ayrıca bu süreç tahminimce çok sağlam paralarda yürür,yaşam dengesini bozulacağını sanmıyorum. bu işleme tabi tutulacak insanlar bir elin parmağını geçmez.
bir insan uzun yaşayacaksa buna değmeli.
albert einstein yaşasa kötümü olurdu.....yani mesele biz değiliz, anladın sen onu.
mükemmel düşünülmüş yepyeni çok ama çok beğeni toplayacak bir kısa film.
kahramanımız ,elindeki aletle zamanı bir dakika geriye alabiliyor. deneme yanılma yöntemi ile, parktaki kıza asılıyor.
her insan ateist doğar ve daha sonra çoğu insan en yakınındaki inanca sığınır.
inancının doğruluğu yada yanlışlığı elbette uzun uzadıya tartışılabilir. ama bu uçsuz bucaksız sonu gelmez tartışmalar her defasında aynı kara duvara toslar.
inanıp inanmamak kişinin elinde olmayan bir durum bence, mecbur kalırsınız....evet mecbur.
bu mecburiyeti dayatan toplum degil, sizsinizdir. beyninizin üzerinizde oynadığı zorunlu bir oyun.
en basit örneğiyle, uykuya dalan beyin yavaş bir şekilde solunumu, dolaşımı, sindirimi ve çalışmakta olan birçok sistemin hızını yavaşlatır. ardından yine aynı beyin " oha lan neler oluyor ölüyorum herhalde" deyip ani bir refleks ile verir uyarıyı organlara.
bu anda irkilirsiniz hatta sıçrar. daha sonra yanlış alarm oldugunu anlayıp hiç bir şey olmamış gibi uykuya devam eder taktire şayan beynimiz.
çoğumuzun başına gelmiştir bu durum.
sizce inanç için yapılan eylemler neden yaş ilerledikçe artar, camiler neden genelde yaşlılarlala doludur, hac seyahatine giden insanların yaş ortalaması neden altmışlardadır.
dedelerinizin oturup ateizmi tartıştığını en son ne zaman gördünüz.
insanlar hayatlarının baharında ölümün hiçte yakın olmadıgını düşündüğü zamanlarda ağızlarını yaya yaya " yok abi yeaaa, gerçek islam bu degil. ne yaratıcısı herşey ortada işte tanrı yok din yalan. yaşasın ateizm " muhabbeti yapar
( istisnalar kaide'yi bozmaz )
her düşünceye saygım var.bunlar benim düşüncem.
ölüme yaklaşan her beyin kontrolu ele alır,her canlı sonsuza kadar yaşamak ister. yaşamak için başkalarını öldürebilme potansiyeli tüm hayvanların doğasında var.
hayatta kalmak önemlidir, hemde herşeyden önemli.
fiziksel olarak sonsuza kadar yaşayamayacagının farkına varan beyin. ölüm ve ölüm korkusuna karşı yeni metotlar ve düşünceler geliştir.
beyin için kabuledilemez bir durum ölmek, yok olmak.
nasıl olur; sonsuz bu evrende yok olunca var olmuş bile olmucağız o zaman. somutun dışında soyut olan herşey nasıl yok olur. duygular, düşünceler, anılar, acılar, mutluluklar ve aşklar nasıl sonsuza kadar yok olabilir beyin için.
bu korkular beynimizin korkuları.
ve bu korkular karşısında beyin, ölümden sonra yaşama, inanmaya zorlar insanı ( dinin ortaya çıkış noktası ) ve inanın beynin isteyipte başaramayacağı hiç bir şey yoktur.
o beyin ki, dünyanın tüm kitaplarını içine alsa tırnak uçu kadar bölgeyi doldurmaz.
o beyin ki , kendine bir yaratıcı tasarlar.
öyle bir işletim sistemi düşünün binlerce işlemi aynı anda yapar ve bir mili saniye takılmaz.
bunu okurken belkide sevgilinizden gelecek mesajı düşünüyorsunuz aynı anda ocaktaki çayın kaynayıp kaynamadıgını,yarın ne giyeceginizi ,maaşa kadar cebinizdeki parayı nasıl idare edeceginizi..... aceba saçımı kestirsem mi ?
beyin uykuya dalma anında nasıl sizi sıçratıyorsa, ölüme yaklaştığınız her dakika yaratıcı inancına o denli yaklaştırır.
hayatının en güzel yıllarını yaşayan genç inançsız bir insana, yaratıcı fikrini aşılamak ne denli zor ise.
ölmekte olan ateist bir kanser hastasını inançlı bir insan yapmaya çalışmak bence o denli kolaydır.
burda ölümden bahsediyorum, saf ve gerçek ölümden yok oluştan. koskoca evrende bir toz zerresi dahi olmadıgının bilincinde olan bir beyin . ölüm karşısında kendini kutsallaştırır.
adana-ankara arası ilk defa hava aracına binen inançsız ev arkadaşımla uçmaktayken, basit bir hava boşluğuna giren uçağın sarsılması sonucu. allah allah naralarından sonra en az beş defa besmele duyduğumu daha dün gibi hatırlarım... ama o hatırlamaz, ona göre uçakta tek panik yapmayan kişi kendidir.
beyin çoğu zamanda bu denli trajikomiktir işte.
en baba ateist düşünce, ölümün eşiğine adım atınca kuruyup gider.
ölüm soğuktur; topragın altında kokuşmaya başlıcağınızı, tüm kanınızın çekileceğini, göz yuvalarınızın, kurtçukların yuvası olacağı gerçeğini bilen beyin. bu korku ile ölümden sonra acı hissetmeyeceginizede inandırır sizi.
nedense aklıma jeannette magdelene geldi. ameliyata hazırlanan bir kadının narkozla uyutulduktan sonra ameliyat sırasında uyanması, tüm bilincinin açık olmasına ve bütün acıları hissetmesine rağmen hareket edememesi, ameliyat boyunca çığlık attığını ama kimsenin duymadığını. operasyon boyunca acıyı hissettiğini ispatlaması.
insanı inanılmaz ürpertiyor gerçekten.
peki öldüğümüzde acıyı halen hissedebiliyorsak ? hiç bunu kendinize sordunuzmu ? ölü bir insanın yüzündeki donukluğu belkide o an attıgı çığlıklarla birleştirdinizmi ?
inanç bir mecburiyettir, istesenizde istemesinizde beyin kontrolü sizden alır.
zamanını bekleyin.
inanmanızı istiyorsa beynin bir bildigi vardır, dikkate alın derim. kim bilir, belkide kendi yaratıcısından izler taşıyordur.