ghost writer
108 (çalışkan)
altıncı nesil yazar 1 takipçi 3.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    aras kargo

    139.
  1. Saygısız, terbiyesiz personeli olan firma.
    0 ...
  2. sevgiliye yılbaşı hediyesi

    7.
  3. fırından sıcak ekmek almak

    3.
  4. güzel bir güne başlangıç için iyi sebeplerden biri. *
    0 ...
  5. counter strike

    207.
  6. internet cafelerde oynamasını özlediğim lise yıllarımda tüm sınıfça oynayıp birbirimizi oyun üzerinden öldürme çabamız ve gelen hesabı kaybeden tarafa ödetmek... assult'ıyla dust'ıyla özlediğim yıllarımın vazgeçilmez oyunu.
    0 ...
  7. bütün kızlarla samimi olan erkek

    7.
  8. cinsiyet farkını sorun etmeyen, iletişim sorunu yaşamayan erkektir, bütün kızlarla samimi olması, muhtemelen sevgilisiyle arasını açabilecek halde olduğunun farkına varmayan erkektir.
    0 ...
  9. ramsey kuralı

    1.
  10. Bir diğer adı da ramsey fiyatlandirma dır. Birden fazla mal ya da hizmetin fiyatlandırılmasında talep esnekliginin dikkate alınarak fiyatların marjinal maliyetin üstünde veya altında belirlenerek ortalama maliyetin ortalama fiyata eşitlenmeye çalışılması yöntemidir. Bu yöntemde, talep esnekliği düşük olan ürünlerde marjinal maliyetin oldukça üstünde, talep esnekliği yüksek olan ürünlerde ise marjinal maliyete daha yakın fiyatlar belirlenerek tekelin ortalama maliyetlerini karşılayacak bir ortalama fiyata ulaşması amaçlanmaktadır. Bu tür bir fiyatlandırma yöntemi ürünler arasında çapraz subvansiyona imkan sağlamaktadır.

    Bir başka deyişle;

    Ramsey kuralına göre etkin vergilendirme için talep esnekliği katı olan malların daha yüksek vergi oranlarından, talep esnekliği yüksek olan malların ise daha düşük vergi oranlarından vergilendirilmesi gerekmektedir.
    1 ...
  11. kısır ile çiğ köfte farkı

    1.
  12. biri altın günlerinin diğeri sıra gecelerinin olmazsa olmazıdır.*
    0 ...
  13. banu avar

    62.
  14. istanbul üniversitesi işletme fakültesinde kültür kulübünün düzenlediği edebiyat haftasına 14 aralık 2009 tarihinde katılacak olan gazeteci. sınırlar arasında, hangi avrupa?, avrasyalı olmak kitaplarının yazarı, avrasya televizyonunda banu avar'la dünya düzeni programının yapımcısı, yönetmeni, sunucusu...
    1 ...
  15. kızları güzel gösteren detaylar

    332.
  16. kızların güzelliği detaylarında saklıdır diye düzeltesim geldi bir an * ufak bir gülümseme herkesi güzel gösterir, insanın içindeki iyi niyeti açığa çıkarır belki, kızları erkeklerden farklı kılan özellikleri , belkide yaratılışlarından kaynaklı zariflikleridir, bu yüzden belkide dudaklarını daha tatlı yapan rujları sürerler, ya da narin kulaklarını iki inci küpeyle ödüllendirirler, çeşit çeşit kıyafetleriyle pürüzsüz vücutlarını renklendirirler, burdan varmak istediğim nokta aslında çirkin kadın yoktur kendine bakmayan kadın detayların farkında olmayan kızlar vardır.Detaylar aynadır farkı yansıtır diyerekten de bitirmek istiyorum...
    4 ...
  17. kültür kulübü

    1.
  18. istanbul Üniversitesi işletme Fakültesi içinde bulunan 1991'den bu güne faaliyetlerini sürdüren, kültür, sanat etkinliklerini kampüse taşıyan bir öğrenci kulübüdür. Kulüp dahilinde fotoğraf, tiyatro, sinema, dans, müzik toplulukları başta olmak üzere birçok topluluk bulunmaktadır. söyleşi, workshop, kitap atölyesi, bahar festivali gibi birçok aktiviteye de ev sahipliği yapmaktadır.

    (bkz: Kendini tanıman için Kültür Kulübü...)

    http://www.kulturkulubu.com
    0 ...
  19. yaran hikayeler

    11.
  20. karınca tito

    italyan yazar Lucianno düşünce suçlusuydu. 4m2 lik bir hücreye mahkum oldu hem de tam 17 sene için ! O kahrolası hücreye yerleştiği birinci gün herşey normaldi.

    Aradan birkaç hafta geçti.
    Lucianno düşünmeye başladı "burada 17 sene nasıl geçer."

    Aradan aylar geçti. Sanki her geçen gün biraz daha mahkum oluyordu zavallı hücresinde. Bir sabah bir karıncanın burnunu ısırmasıyla uyandı Lucianno. Onu büyük bir titizlikle parmağının ucuna alıp "acaba" dedi. Acaba bu karıncayı yetiştirip kendime bir dost yapabilir miyim? Dedi. Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu ve bunu denemeye değerdi. Karıncayı yanı başında duran küçük sehpaya koydu. Karınca karıncalığını yapıp kaçmaya çalıştıysa da Luci bırakmadı onu. Etrafını çevirerek karıncanın kaçmasına engel oldu. Onunla konuşmaya ve onu eğitmeye kararlıydı. Başarabilse yalnızlığı sona erecekti. Karınca ile tam 3 sene uğraştı. Karşılıksız da olsa konuştu ve dertlerini anlattı ona. Bir de isim taktı karıncaya Tito.

    Bir sabah Tito'sunun ona günaydın demesiyle uyandı Lucianno.

    Bu duyabileceği en muhteşem sesti. Büyük bir heyecanla yatağından dışarıya fırlayıp bağırmaya başladı: konuştun Tito sen konuştun. Nihayet konuştun. Günaydın günaydın binlerce günaydın dostum.

    Artık bir dostu vardı Lucianno'nun ve bunu hiç kimse bilmiyordu. Tito'nun varlığı yazarın en büyük sırrıydı. Kimse duymamalıydı. Gardiyan duymamalı bu rüya bitmemeliydi. Bu büyük dostluk tam 17 sene sürdü. Hiç kimse bilmedi Tito'yu. Lucianno Tito'ya tüm bildiklerini öğretti. Konuşmayı okumayı yazmayı dans etmeyi şarkı söylemeyi fikir üretmeyi. bildiği herşeyi öğretti. Kah ağladılar kah güldüler.

    Aradan tam 17 yıl geçti ve bir gün asık suratlı soğuk yüzlü gardiyan kapıyı araladı. Hazırlan yarın çıkıyorsun dedi beton sesli gardiyan. Gardiyan gittikten sonra Lucianno ağlayarak karıncaya döndü "bitti Tito. Bitti büyük dostum. Yarın çıkıyoruz yarın özgürüz." Dedi. Tito da ağladı. Yazar Tito'ya sordu "söyle dostum yarın çıkar çıkmaz ilk ne yapalım?" Tito: "gidelim bir bara ve hayvan gibi içelim." Dedi. Gülüştüler. Sabaha kadar uyumadılar. Hayal kurup bu fare kapanından farksız lavabolu dikdörtgenin ilk defa tadını çıkarttılar. Bir anda sanki hücre genişlemiş gibiydi.

    Sabahın ilk ışıklarıyla son kez açıldı demir kapı Kapıdan çıkarken son kez geri döndü ve ranzasına baktı italyan yazar. Sadece şu iki kelimeydi ağzından dökülen. "vay bee." dışarı çıktılar.

    Tito Lucianno'nun omuzundaydı. Sabahın körüydü ve mevsim kıştı. Kar lapa lapa yağıyordu. Lucianno bavulunu havaya fırlattı ve "özgürlük" diye bağırdı. Tito da bağırdı. Yağan kar umurlarında değildi. Yürüdüler kara inat yürüdüler. Özgürlük sıcaklığına kar mı dayanır kış mı? .

    Nihayet bir barın önüne geldiler. Tito sordu: "şimdi biz buraya girebilecek miyiz?" avazı çıktığı kadar "biz artık özgürüz" diye bağırdı Lucianno. içeri girdiler. içeride sızmız kalmış üç beş adamla kasanın başında uyuklayan barmenden başka kimse yoktu. Bir masaya oturdular.

    Bir ara Lucianno'nun gözü masanın yanındaki aynaya ilişti. Hapisten çıkarken yaptığı gibi yeniden mırıldandı "vay bee". Saçları bembeyaz olmuştu yüzü buruş buruştu. Yaşlanmıştı Lucianno. Tebessümüne aradan sızan birkaç damla gözyaşı karıştı. "barmen bize iki bira getir" diyebildi titrek bir sesle. Barmen yerinden fırlayıp biraları getirdi. Bir adamın iki bira istemesinin sebebini bilmiyordu. Bilmesi de gerekmiyordu bilmek de istemiyordu zaten. Biraları bıraktı ve kuş tüyü kasasına geri döndü.

    Lucianno omzundaki dostunu bardağın içine attı. içtiler Tito da içti. içtikçe keyiflendiler. Bir ara Tito bardaktan fırlayıp masanın üzerinde dans etmeye başladı. Elini yüzüne koyup masanın üzerine abanmış olan Lucianno büyük bir gururla kendi yetiştirdiği dostunun dansını izledi. Bir an durdu ve "ne günlerdi be Tito" dedi. Dertleştiler biraz sonra yine dans etmeye başladı.

    Tito dans ediyor Lucianno korkunç bir keyifle bu muazzam manzarayı izliyordu. Bunu mutlaka birilerine anlatmalıydı. iyi bir şey yapmanın belki de en keyifli yanıydı onu biriyle paylaşmak. Ama Lucianno bu keyfi 17 sene hiç yaşamadı.

    Özgürlüğünün bu birinci gününde yıllarca gizli tuttuğu bu büyük ve onur verici sırrı birileriyle paylaşmalıydı.
    Etrafına baktı.
    Barmenden başka kimse yoktu. "barmen barmen!" diye seslendi.

    Barmen yarı uykulu Lucianno'nun masasına geldi. Lucianno dans eden Tito'yu işaret ederek büyük bir heyecanla "barmen şuna bir baksana şuna bir bak." dedi.

    Barmen sessizce parmağını Tito'nun üzerine götürdü.
    "çok affedersiniz beyefendi" diyerek karıncayı ezdi...*
    4 ...
  21. cem garipoğlu nun frank sinatra dinlemesi

    1.
  22. Avukatının " zavallı çocuk " diye bahsettiği cem garipoğlu ' nun yaptığı vahşice cinayetten sonra, teslim olurken ruh halini anlatacak bir şarkıdır belkide...

    Frank Sinatra - my way

    benim tarzım ( tuttuğum yol)
    Ve şimdi son burada , son geldi
    Ve bu yüzden final perdesiyle yüz yüze geldim
    Arkadaşım ki ben ona sevgili derim
    içinde bulunduğum durumumu açıklıcam
    Bütün yollarda seyahat ettim
    Ve bundan daha da önemlisi kendini yolumu tuttum

    Birkaç pişmanlığım var
    Ama sonrasında aslında ifade etmeye deymeyecek kadar azlar
    Yapmak ve görmek zorunda olduklarımı yaptım ve gördüm hiçbir bağımlılığım olmaksızın
    Tüm işlerimi planladım sapa yol boyunca dikkatli adımlarla
    Ve bundan daha da önemlisi kendini yolumu tuttum

    Evet zaman vardı daha bildiğinden eminim
    Düşündüğümden daha çok mahvaolurken
    Ama tüm bunlar arasında şüphe varken ortada
    Hepsini yok ettim, bitirdim
    Hepsiyle yüzleştim hayatta kaldım yıkılmadım ayaktayım

    Sevdim güldüm ve ağladım
    Boşluğu doldurdum kayıp hissemi
    Ve şimdi, gözyaşlarım dindiğinde bunu çok eğlenceli buluyorum

    Onları yaptığımı düşündüğüm için
    Utanmadığımı söyleyebilirmiyim?
    Hayııır ben değilim yolumu buldum ben

    Bi adamın fikri neyse zikri de o mudur?
    Eğer değilse o zaman hiçbir şeyi yok demektir
    Gerçekten hissettikleri ise söylediği şeyler birinin diz çökerek söylediği kelimeler değildir o zaman
    kayıtlar gösteriyor rüzgara kapıldım ve kendi yolumu çizdim!
    Evet bu benim tarzımdı
    1 ...
  23. cinlerden 3 harfli diye bahsedenler

    14.
  24. cinlerden 3 harfli diye bahsedenler özellikleçarkıfelek, süper aile, riziko, kelime oyunugibi yarışmaları çok izlemiş kişilerdir. bunlar sunucunun anlatış şekline uymaya çalışırken, cevapları artık unutmuşlardır.

    - şimdi sırada 3 harflı bir kelimemiz var, lamba da yaşayan birşey ?
    + harf aliyim, yok yok 3 harfli olanı hani şey
    - ney?
    + şey işte 3 harfli *
    0 ...
  25. kız çocukları laik olmaya zorlamak

    0.
  26. insan laik olmaz devlet laik olur diyerek cevaplanası başlık.

    (bkz: laiklik)
    1 ...
  27. bye yerine by diyen msn insanı

    64.
  28. slm * nbr * diyenlerden beklenebilecek bir harekettir, normaldir, türkçeyi katleden niye ingilizceyi katletmekten çekinsindir.
    1 ...
  29. bir insanı son kez gördüğünü bilmemek

    3.
  30. zamanı kontrol edemeyeceğinin farkına varmakla sonuçlanır genelde, keşke dersin ardından, keşke o ana geri dönebilsem ve içimdekileri söylesem, doya doya veda edebilsem... ve daha kötüsü de vardır bir insanı son kez gördüğünü sezmek işte o an napıcağını şaşırır ayrılmamak için çırpınırsın, elinden kayıp gittiğini seyrederken...
    3 ...
  31. tüm margarinlere sana yağı denmesi

    1.
  32. ürünle özdeşen bir marka olduğu için akkıllarda bu şekilde kalmıştır. genelde pazara ilk giren markaların başına gelen bir olaydır.

    (bkz: jenerik marka)
    1 ...
  33. türklerin boğulmada dünya birincisi olması

    8.
  34. karadenizin hırçın dalgaları ve denizin içe doğru çekmesiyle birlikte bütün bu zorluklara rağmen türklerin deniz sevdasına yenilmeleriyle meydana gelebilecek durum.
    0 ...
  35. ulu ozanlar derneği

    1.
  36. carpe diem'in yaşatıldığı bir sözlük derneğidir. * *
    (bkz: ölü ozanlar derneği)
    0 ...
  37. sobalı evde büyüyen çocuk

    158.
  38. ateş yakmakta uzman olan, buz gibi havada sıcağın içine işlediğini hissetmiş, alevin ışığının tavana yansımasını izleyerek sıcaklığında verdiği huzurla uyumuş, kestane çizip soba üstünde onları pişirirken kestane kebap diye bağıran, zaman zaman eline is bulaşmış ve kömürün kokusunu iyi bilen çocuktur...
    6 ...
  39. douglas mcgregor

    1.
  40. neoklasik yönetim teorisyenlerinden biridir.1960 da yönetimin insan boyutu adlı kitabı yayınlanmıştır.bu kitapta x ve y olmak üzere iki farklı insan tipini ele almış ve karşılaştırmıştır.

    (bkz: x ve y teorileri)
    1 ...
  41. x ve y teorileri

    1.
  42. douglas mcgregorun insan kaynakları yaklaşımıdır.

    x teorisi;

    - tipik insan çalışmaktan hoşlanmaz,
    - bu nedenle yönetilmeli, denetlenmeli ve gerektiğinde cezalandırılmalıdır
    - tipik insan cezalandırılmaktan kaçar,
    - tipik insanın gerçekleştirmek istediği şeyler yoktur, sadece iş güvencesine sahip olmak ister.

    y teorisi;

    - çalışmak her insan için oyun ve dinlenme kadar doğaldır,
    - tipik insan tembel değildir, örgütsel amaçlara varmak için başkaları tarafından yönetilmesi gerekmez,
    - tipik insan öğrenmeye ve sorumluluk almaya isteklidir,
    - tipik insan çalıştığı işyerine katkıda bulunmak ister.
    1 ...
  43. zengin yakışıklı sadık zeki koca arayan kız

    16.
  44. uçakta; hem koridor olsun, hem cam kenarı olsun diyen kızdır.*
    - benim kocam hem zeki olucak hem yakışıklı olucak hem sadık olucak bi de zeki olucak...
    + tatlılardan ne alırdın canım,töbe töbe bir s.gider misin ? *
    1 ...
  45. zirvelere katilamayan yazar

    17.
  46. altıncı nesil yazardır.ne de olsa daha kimseyi tanımamaktadır, yakın zamanda zirvelere katılmayı merakla bekleyen yazardır.* *
    0 ...
  47. oje süren erkek

    27.
  48. tırnaklarını kemirme eğiliminde olan erkektir, tırnaklarındaki estetiği kemirerek bozmamak için acı oje sürme eyleminde bulunan erkektir.
    1 ...
  49. mekan

    5.
  50. istanbul'un bakırköy semtinde meydanın biraz yukarısında kalan, kapalı ve açık alanı bulunan, geniş, ferah, orta düzeyde bir kafenin adıdır.
    3 ...
  51. csi ny

    37.
  52. pazartesileri chucktan sonra saat 21.00 de cnbc-e de çıkan dizidir, merakla izlenebilecek bir günümüzün sherlock holmes dizisidir.
    3 ...
  53. iş aramak yerine kendi şirketini kurmak

    5.
  54. risk almayı göze alan bir harekettir. (bkz: girişimci)
    9 ...
  55. safinaz ın kabasakal a aşık olması

    5.
  56. çoğu türk kızının örnek aldığı eylemdir, nerde kabasakal gibi kıllı, kaba, kendini düşünen vs. hayvan herifler varsa onlara aşık olurlar.
    2 ...
  57. facebook ta kendi adına grup açan sığır

    8.
  58. kendisini tatmin etmek amaçlı bu eylemi yapan sığırdır, bu sığırlara halk arasında megaloman hatta yer yer narsist denir.
    2 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük