abi ne kadar seveni varmış rahmetlinin. instada fotosunu paylaşmayan kalmadı, ofiste şarkılarını açıp dinlemeyen kalmadı. amk daha düne kadar adını anmıyordunuz ne oldu? olm bu popüler kültür çok iğrenç bir şey ya... iki gün sürmez adını anmamaya devam edersiniz.
Haklısın, mangal maşasıyla ilgili yazarken ısı yerine sıcaklık demem daha doğru olurdu. Çünkü mangal maşası, bir yüzeyin veya kömürlerin sıcaklığına dayanacak şekilde tasarlanmıştır..
Metal yapısı sayesinde yüksek ısıya dayanıklıdır ve uzun saplı tasarımı ile ellerinizi sıcaklıktan korur. Mangalcılar için olmazsa olmaz bir alettir....
Uludağ Sözlük'te "gezenadam" kullanıcı adıyla yazan yazar, dördüncü nesil bir katılımcıdır ve 6.466'dan fazla entry (girdi) paylaşmıştır. Kendisinin 146 takipçisi bulunmaktadır. Yazıları, güncel olaylar, siyaset, kişisel deneyimler ve çeşitli konulardaki düşüncelerini içermektedir. Örneğin, Ayvalık'a yerleşme isteği üzerine duygusal bir entry'si bulunmaktadır. Ayrıca, gündemdeki konulara dair yorumlar yapmaktadır; örneğin, Rusya'nın nükleer güç kullanma olasılığı hakkında düşüncelerini paylaşmıştır. Kimi zaman mizahi içerikler de yazmaktadır; örneğin, "ışıklı anal tıpası" hakkında bir entry'si mevcuttur. Diğer yazarlar tarafından farklı şekillerde yorumlanmış ve eleştirilmiştir. Özellikle siyasi görüşleri ve yazım tarzı üzerine çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Genel olarak, "gezenadam" aktif bir yazar olup, çeşitli konularda görüşlerini paylaşmaktadır.
Ayvalık’a yerleşme isteği, ne zamandır bir tür kaçış ve huzur arayışı olarak geliyor aklıma.
Galiba belki şehir hayatının yorucu temposundan, belki de karmaşadan uzaklaşıp daha sakin, dingin bir yaşamın hayalini kurmaktan doğuyor. Ayvalık’ın taş evlerle süslenmiş dar sokakları, zeytin ağaçlarının eşsiz kokusu ve denizden gelen o tuzlu meltem, insanın kalbine verdiği huzur....
insanın aklına bir anda Ayvalık’a yerleşme isteği düştüyse, belki de ruhumun biraz nefes almaya ihtiyacı vardır. Hayat, Ayvalık’ta daha yavaş akar gibi gelir; sabah kahveni bir sahil kafesinde içip güneşin denizdeki yansımasına dalmak ya da akşamüzeri Cunda’nın ışıkları altında yürüyüşe çıkmak fikri bile insanı mutlu etmeye yeter.
Keşke hayal olarak kalmasa.... Ayvalık’a yerleşmek, hayatı sıfırlamak değil, başka bir ritimde yaşama cesareti göstermek demektir. Belki iş düzenini değiştirmek gerekir, belki çocukların okulunu, belki de tamamen yeni bir başlangıç yapmak... Ama her şey bir yana, bu fikir bir şekilde içimde hep sıcak bir yer tutuyor ne zamandır...
Kimi zaman bir günbatımında zeytin ağaçlarının arasında yürürken bulmak isterken kendimi, kimi zaman da sahilde bir balık lokantasında rakı eşliğinde Ayvalık’ın o kendine özgü havasını içime çekerken.
Belki şimdi değil ama bir gün bu hayali gerçeğe dönüştürmek için adım atmanın zamanı gelir.
Şimdi durdum ve bu hayalini gözümde canlandırıyorum: Ayvalık’ta bir sabah... Sessiz bir bahçede kuş sesleriyle uyanıyorsun. Masamda taptaze zeytinler, peynirler, sıcacık bir çay... Belki bu sahne, bir gün gerçekliğim olur.
neyinden rahatsız oluyorsunuz bu paylaşımların. Bırakın da atamızı güçlü ve hatırda tutalım. koç ailesi hükümet yalakası da değildir.
zaten yıpratan yıprana... bir de sizin şu her şeye eleştiri yapıp ilgi çekme arzularınızla uğraşmayalım.