Babam komada Geçen hafta cumartesi tam bir hafta oldu beyinde pıhtı attı Kahvede okey oynarken.
Babam bize asla keşke dedirtmedi biz ondan razıydık insan 100 yaşında ölse bile geç geç yaşlanır..
72 yıllık bir hayat içinde keşkelerin olmadığı bir hayat aslında babam bize güzel şeyler bırak mücadele bıraktı mutluluk bıraktı huzur bıraktı Ama keşke bırakmadı...
Düşünsenize Ben şimdi burada bir şeyler yazıyorum ama orada Entübe şekilde hayata tutunmaya çalışıyor...
Şu mu olması gerekiyor hayatta ölüm Toprak ve keşkeler...
Kavgayı bırakın en güzel zamanlarınızda vakit erken iken babanıza sarılan Annenize sarılın evlatlarınıza sarılın Hayat o kadar kısa ki bazen keşke diyorsun ama keşkeler yetmeyecek kadar kısa bu zamanda...
Sen türbanlı eşi türbanlı olan adam Sen ateist hayatı Seküler yaşayan adam sen karamsar mutsuz sen boş yaşayan adam hepinizin gideceği yer aynı kavgayı bırakın barışın sonunda filmin sonunda bütün karakterler ölüyor...
Fotokopi; bir iz değil, bir silinme şeklidir....
Kendi varlığını başka bir varlıktan çalarak sürdürür...
Fotokopi makinesi, modern çağın samimiyet katilidir.
Fotokopi, üretmeyenlerin sığınağıdır....
Ne geçmişi taşır, ne geleceğe umut verir....
Depremler yer kabuğundaki hareketler sonucu oluşmaz, tamamen allahın insanlara ahlaki yozlaşmaya karşı bir uyarısı olarak algılanmalıdır... Yani bilimsel olarak bakıldığında da buradan yola çıkarak, din ile doğrudan bir bağlantısı olduğunu söylemeliyiz.
hayatımın büyük çoğunluğunda sen vardın be Yusuf. sürekli mezarına gidip dua etmek zoruma gitmiyor ama burada olmaman çok zoruma gidiyor.
ben ölümleri kabulleniyorum ama artık kadere inanmıyorum. kader olsaydı ve iyi bir şey olsaydı iki çocuğunu öylece bırakıp gitmezdin...
Yusuf oğlum bana baba sürekli ağlıyorsun neden artık ağlarsan seninle konuşmayacağım diyor...
Yusuf çok yalnız kaldım çok çaresiz kaldım...
Yusuf gittiğinden beri artık Allah'a inanmıyorum...
bu kadar acı fazla bir Yusuf hani lan hep beraberdik düşünce birbirimizi kaldırırdık...
niye bu kadar yalnız bıraktın beni çaresiz bıraktın beni zayıf bıraktın beni..
bugün çocuklarına karne hediyelerini gönderdim merak etme onlar her zaman gözümün önünde olmasa da bir eksikleri var mı yok mu bir şekilde öğreneceğim öğrenirim de bırakmam merak etme.
kaderi neden inanmıyorum biliyor musun eğer Kader olsaydı zaten sen ölmezdin Kader olsaydı Allah olsaydı iki çocuğunu biri 8 biri 5 yaşında bırakmazdın Allah da buna izin vermezdi zaten...
Yusuf nereye kadar bilmiyorum ama yokluğuna alışamıyorum galiba böyle gidecek...
eğer oradaysan ya benim sesimi artık duy ya da artık bir daha hiç ama hiç ses etme.
ben çok dürüst ve gerçekten efendi bir evlilik yaşadım... mutsuzum mutsuzdum ama hep olmam gerektiği gibi davrandım çocuklarım için sustum ve sabrettim....
ama artık gerçekten nokta dediğim zamanlardan birindeyim yeter artık diyorum yeter artık sevilmediğim Yeter artık değer görmediğim....
ya gel çek al beni buradan ya da artık hiç gelme artık seni de beklemekten vazgeçtim...
dile kolay 10 yılın sonunda anladım ki ben sevgisi tüketilmiş ve sadece evlatları için yaşayan bir adammışım. karım beni aslında düşündüğüm kadar değil hiç sevmiyor. bir insan kocasının giydiği çoraptan, kullandığı parfüme kadar her şeyi eleştirir mi?
birileri şimdi der, seni önemsiyor ki sana bunları söylüyor diye. hayır! olay bu değil, olay bi insanı nedensizce olduğu gibi sevmektir. neden ya neden katlanmak bu kadar eleştiriye? neden sürekli sabah günaydın hayatım deyip öpmeye çalışıp en küçük bir tepki almamak? neden ya bu kadar sevgi açlığı? ben artık katlanamıyorum....
ben artık çok ama çok mutsuzum... sevgimin, öz verimin en küçük değerini almıyorum. bıktım gerçekten bıktım....