gezdimgordumyenildim
71 (misyonunun farkında)
on birinci nesil yazar 331 takipçi 6750.57 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yabancı hakemde fenerli çıktı

    1.
  1. Ayıp ya göz göre göre yapışmaz ki.
    1 ...
  2. tüm hakemlerin fenerli olması

    1.
  3. hakemin feneri tutması

    1.
  4. Kaç para aldığı merak ettirendir.
    0 ...
  5. mükemmel olağan üstü dünya derbisi

    1.
  6. Olum ne izletiyorsunuz lan siz bize.
    0 ...
  7. en son ne zaman escort a gittin

    1.
  8. Fiyatlar baya pahalnmış. Ne zaman 250 TL den 5 bine çıktı. Bu işte bir iş var. Bizi sikiyolar.
    1 ...
  9. fenerlilere basketbolu sevdiren galatasaraydır

    1.
  10. fenerbahçelilere basketbolu sevdiren Galatasaray'dır.

    Futbolda son 18 yılda sadece 2013-14 sezonunda 1 şampiyonlukları var. 2010-11 sezonunu saymıyoruz çünkü CAS ve UEFA'ya göre şike yapılmıştır.

    Futbolda öyle bir hegemonya kurduk, öyle ezici bir dönem geçirdik ki adamlar artık mutluluğu Basketbolda arar oldu ????

    Yani size basketbolu Galatasaray'ın futbol hegemonyası sevdirdi. Siz böyle basketten devam edin, futbolda görüp görebileceğiniz başarı bundan fazlası değil. Basketçiler sizi
    1 ...
  11. ne çok galatasaray düşmanı varmış

    1.
  12. Günümüzde yaşadığımız dıurum. Çakal sürüsü Galatasaray'ın yenilmesi ile hemen inlerinden çıktı. Ülke için de üzülmüyorlar. Kansızlar. Bu ülke yarın zor durumda kalsa ilk ülkeyi satacak bu kansız ibneler
    Biz kim kiminle oynarsa önce Türk takımlarını tutarız.
    Bugün eğlenin gün sizin gibi...
    0 ...
  13. cimbom yenilince ortaya çıkan götler

    1.
  14. Bunlar böyle kansız ibnelerdir. Kafam çok iyi sağlam girecem bazı ibnelere bu ibneler Cimbom yenilirken ortaya çıkarlar. Galatasaray kazanırken akbaba gibi beklerker.
    1 ...
  15. uludağ sözlüğün küllerinden doğması

    1.
  16. Yıkılmadım ayaktayım demiştir. Online yazar 20 başka sözüm yok.
    0 ...
  17. goat ne demek

    1.
  18. greatest of all time mı açılımı

    Boynuzlu mu açılımı

    Morinho ne demek istedi ..
    0 ...
  19. irlandalıların köle olarak satılması

    1.
  20. 1650'lerde 10 ila 14 yaşları arasındaki 100.000'den fazla irlandalı çocuk ebeveynlerinden alınarak Batı Hint Adaları, Virginia ve Yeni ingiltere'de köle olarak satıldı.

    Bu on yılda 52.000 irlandalı (çoğunluğu kadın ve çocuk) Barbados ve Virginia'ya satıldı.

    Ayrıca 30.000 irlandalı erkek ve kadın da en yüksek teklifi verene götürülüp satıldı.

    Yahudi Medyası irlandalı köleleri gerçekte oldukları gibi adlandırmaktan kaçınacaktır: Yahudilerin köleleri.

    irlandalıların başına gelenleri anlatmak için "Sözleşmeli Hizmetçiler" gibi terimler üretecekler.

    Ancak 17. ve 18. yüzyıllardaki çoğu durumda irlandalı köleler insan sığırlarından başka bir şey değildi.

    Örneğin, aynı dönemde Afrika köle ticareti yeni başlıyordu.

    Nefret edilen Katolik teolojisinin lekesini taşımayan ve satın alınması daha pahalı olan Afrikalı kölelerin, irlandalı akranlarından çok daha iyi muamele gördüğü iyi kayıtlara geçmiştir.

    1600'lü yılların sonlarında Afrika köleleri çok pahalıydı (50 Sterlin).

    irlandalı köleler ucuzdu (5 Sterlin'den fazla değildi).

    Eğer bir plantasyon sahibi bir irlandalı köleyi kırbaçladıysa, damgaladıysa ya da döverek öldürdüyse, bu asla bir suç değildi.

    Bir ölüm parasal bir kayıptı ama daha pahalı bir Afrikalıyı öldürmekten çok daha ucuzdu.

    ingiliz ustalar, hem kendi kişisel zevkleri hem de daha büyük kâr elde etmek için irlandalı kadınları kısa sürede yetiştirmeye başladılar.

    Kölelerin çocukları da köleydi ve bu durum efendilerin özgür işgücünün boyutunu artırıyordu.

    irlandalı bir kadın bir şekilde özgürlüğüne kavuşsa bile, çocukları efendisinin kölesi olarak kalacaktı.

    Dolayısıyla irlandalı anneler, bu yeni özgürleşmeye rağmen, çocuklarını terk etmeyi pek tercih etmiyor ve köle olarak kalmaya devam ediyorlardı.

    Zamanla, (((ingilizce))) ve Yahudi, pazar paylarını artırmak için bu kadınları (çoğu durumda 12 yaşında bile olmayan kızları) kullanmanın daha iyi bir yolunu düşündüler:

    Yahudiler ve Ebedi Angloslar, belirgin bir ten rengine sahip köleler üretmek için irlandalı kadınları ve kızları Afrikalı erkeklerle çiftleştirmeye başladılar.

    Bu yeni "melez" köleler irlanda'daki hayvanlardan daha pahalıydı ve aynı zamanda Yahudilerin yeni Afrika köleleri satın almak yerine para biriktirmelerini sağlıyordu.

    irlandalı kadınlarla Afrikalı erkeklerin çiftleştirilmesi uygulaması onlarca yıl boyunca devam etti ve o kadar yaygınlaştı ki, 1681'de "irlandalı köle kadınların köle olarak satılmak üzere Afrikalı köle erkeklerle çiftleştirilmesi uygulamasını yasaklayan" bir yasa çıkarıldı.

    Kısacası, sadece Yahudilere ait Royal African Shipping Company gibi nakliye şirketlerinin kârlarına müdahale ettiği ve (((John Locke)))'un şirketin büyük hissesine sahip olduğu için durduruldu.

    ingiltere, bir asırdan fazla bir süre boyunca on binlerce irlandalı köleyi göndermeye devam etti.

    Kayıtlara göre, 1798 irlanda isyanı'ndan sonra binlerce irlandalı köle hem Amerika'ya hem de Avustralya'ya satıldı.

    Hem Afrikalı hem de irlandalı tutsaklara korkunç kötü muameleler yapılıyordu.

    Hatta bir ingiliz gemisi, mürettebatın bol miktarda yiyeceği olsun diye 1.302 köleyi Atlas Okyanusu'na attı.

    irlandalıların köleliğin dehşetini en az 17. yüzyılda Afrikalılar kadar deneyimlediği konusunda pek şüphe yok (hatta daha da fazla).

    Batı Hint Adaları'na yaptığınız seyahatlerde gördüğünüz o esmer, bronz yüzlerin büyük ihtimalle Afrika ve irlanda kökenli olduğuna dair de pek şüphe yok.

    Beyazların hepsi köleydi; Yahudiler yoksul ingilizleri, iskoçları, Gallileri ve diğer şüphesiz Beyazları kaçırıp kargo gemilerinin ambarlarında Amerika'ya gönderiyorlardı!

    Bu Beyaz Köleler, Amerika'daki tüm ırklar arasında en kötü Amerikan deneyimini yaşadılar!

    Yahudiler Beyaz Köle Ticaretini Kolaylaştırdı!
    (resim:#1)
    1 ...
  21. yeni bir sözlük buldum

    1.
  22. Yeni bir sözlük buldum. 1 erkeğe 3 kız düşüyor. Adını soranlara IBAN karşılığı gönderirirm.
    0 ...
  23. sözlüğe yardım kampanyası

    1.
  24. Birazdan IBAN atacağım. Sözlüğümüzü yalnız bırakmayalım herkes bir şeyler göndersin.. ben pavyonda pardon sözlüğe gönderirim.
    0 ...
  25. orta çağda avrupa da tuvalet alışknlığı

    1.
  26. Avrupada; ilk, Orta, Yeni ve Yakın Çağ'larda, 1900'lü Yılların ortalarına kadar Rahatsız Edici pis kokular, bu kokuların yıkanıp temizlenerek değil; parfüm esans ve yelpazelenerek bastırılma yolları.!!!

    Paris'teki Versay Sarayı'nı ziyaret etseydiniz muhteşem sarayın helâsının olmadığını görürdünüz.
    Orta Çağ'da yıkanmak, temizlenmek, diş fırçası, parfüm, deodorant ve tuvalet kağıdı yoktu.

    Koskoca Sarayda bile helâ yoktu, sarayın pencerelerinden insan dışkıları dışarıya atılırdı, bu yüzden saray bile çok pis kokardı.!!!

    Bir bayramda, saray mutfağı hiç hijyen olmadan 1500 kişiye ziyafet hazırlayabilirdi.

    Günümüz filmlerinde o dönemden insanlarının titrediğini veya yelpazelendiğini görüyoruz...

    Sebep sıcaktan değil, insan vücudundan ve eteklerin altından yayılan pis kokuların (hijyen ve taharetlenme olmadığı için özel bölgelerin kokusu çok iğrenç oluyordu)
    Ayrıca soğuk ve akan suyun neredeyse hiç olmaması nedeniyle duş almak, yıkanmakta alışılmış bir şey değildi.

    Sadece soyluların vücuttan ve ağızdan yayılan kötü kokuyu dağıtmak ve ayrıca böcekleri korkutmak kaçırmak için onları yelpazeleyecek köle ve uşakları vardı.

    Versay'a gitmiş olanlar o zamanlar, sadece monarşi tarafından desteklenen soyluların ünlü baladlarında tuvalet ve banyo olmadığını büyük ve güzel bahçelerin tuvalet olarak kullanıldığını yerinde görmüşlerdir

    Orta Çağ'da, çoğu düğün Haziran ayında (onlar için yaz başında) yapılırdı
    Bunun nedeni basittir Gelin veya damadın ilk banyosu Mayıs ayında yapılırdı; bu nedenle Haziran ayında, insanların kokusu fazla hissedilmezdi.
    Ancak, bazı kokular rahatsız etmeye başladığından (regl kokusu) kadınlar özellikle gelinler, kokuyu bastırmak için vücutlarının yakınında güzel kokan çiçek buketleri taşırlardı.
    Gelinlerin düğünlerde ellerinde çiçek buketi tutmalarının sebebi budur ve sonraları önce avrupada sonra tüm dünyada gelinlerin ellerinde çiçek buketi tutmaları bir gelenek olmuştur.

    Banyolar, sıcak suyla dolu tek bir büyük küvette yapılırdı. Ailenin reisi temiz suda ilk yıkanma ayrıcalığına sahipti Sonra suyu değiştirmeden diğerleri yaş sırasına göre eve gelirler kadınlar yine yaşlarına göre ve en sonunda çocuklar aynı suda yıkanırdı
    Bebekler bile en son yıkanırlardı. Küvetteki su o kadar kirlenirdi ki, bebeklerin küvette kaptığı mikroplardan hastalanarak öldüğü resmi kayıtlara geçmiştir.

    Evlerin çatılarındaki ahşap kirişler hayvanlar için en iyi yerdi. Köpekler kediler fareler ve hamam böceklerinin evi ısıttığına inanılırdı ancak, yağmur yağdığında, çatıdan inen sızıntılar hayvanları yere inmeye zorlardı.

    Parası olanların teneke tabakları vardı. Bazı yiyecek türleri bu teneke tabakları oksitlendirerek, paslandırarak, birçok insanın zehirlenerek ölmesine sebeb oluyordu.

    O zamanın hijyen alışkanlıklarının nasıl korkunç olduğunu biraz hatırlayalım.
    Domatesler asidik oldukları için uzun süre zehirli kabul edildi,
    Teneke bardaklar bira şarap, viski içmek için kullanıldı; bu kombinasyon bazen kişiyi "yerde" cansız bırakırdı (alkollü içeceğin oksitle karıştırılmasıyla oluşan bir tür narkolepsi) salgılardı, bazen sokaktan geçen biri o kişinin öldüğünü zannederdi bu yüzden cesedi alıp cenazeyi gömmek için hazırlık yapılırdı.

    Sonra ceset birkaç gün boyunca mutfak masasına konurdu ve aile ölü adamın uyanıp uyanmayacağını görmek için onu izler yer içer ve beklerdi. 2-3 gün beklenir, bazen ceset günler sonra kokunca onu gömerlerdi.

    Bu nedenle ölülerin uyanması (uyanma) tabutun yanında nöbet tutma adeti vardı.

    ingiltere her zaman tüm ölüleri gömecek bir yerin olmadığı küçük bir ülkedir.

    Bu yüzden bazen eski tabutlar açılır kemikler çıkarılır çuvallara yerleştirilir ve aynı mezar başka bir ceset için kullanılırdı.

    Bazen tabutları açarken, kapakların içlerinde ölü zannedilen adamın aslında ölmediği, yanlışlıkla diri diri gömüldüğünü gösteren çizikleri de fark edebilirdiniz.

    Bunun nedeni tabutu kapatırken, ölen kişinin bileğinden bir şerit bağlama mecburiyetiydi. Tabutta açılan bir delikten geçen bir tel yatan cesedin eline bağlanır oradan da bir zile veya çana bağlanır adam ölmediyse bileğine bağlanan teli çeker, zil veya çan ses çıkarır, adamın ölmediği anlaşılır ve adam tabuttan çıkarılırdı.

    Gömüldükten sonra, biri birkaç gün mezarın yanında görevde kalırdı
    Eğer adam uyanırsa, kolunun hareketi zili çalacak, ben ölmedim diyecektir
    Tüm bunların kayıtları mevcuttur ve mezarcı tarafından kurtarılmış olacaktır,
    Bu bugün bile Avrupa'da kullanılan diebell (ölü zili) adlı deyiminin de kaynağıdır.

    işte bize medeni diye yutturulan avrupa ve halkının ahvali budur.!!!
    2 ...
  27. wanda nara izzet altınmeşe benzerliği

    1.
  28. ilk sözlüğe girdiğim entry nasıl görürüm

    1.
  29. Cevabını Bir türlü bulamadığım Bir soru?
    1 ...
  30. 3 dünya savaşı loading

    1.
  31. ABD'den Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i küplere bindirecek bir hamle geldi. Görevi yeni Başkan Donald Trump'a devretmeye hazırlanan Joe Biden giderayak Ukrayna'ya NATO tarafından sağlanan uzun menzilli füzelerini Rusya'nın Kursk bölgesinde kullanılması için izin verdi. Putin daha önce yaptığı açıklamada böyle bir hamleyi "NATO'nun savaşa resmen katılması" olarak kabul edeceği tehdidinde bulunmuştu.
    1 ...
  32. musleranın morinho ya verdiği ayar

    11.
  33. Malum takım taraftarını delirtmiş. Yalnızca morona değil hepsine sokmuştur....

    Ülkede Muslera büyüklüğü diye bir şey var...
    1 ...
  34. thalidomide faciası

    1.
  35. TIP TARiHiNiN KARA LEKESi:
    THALiDOMiDE FACiASI

    Bundan yaklaşık 60 yıl önce on binlerce bebeğin hayatı bir daha asla değişmeyecek şekilde etkilendi. Tıp dünyasında gözünü para hırsı bürümüş bir şirketin ihtirası sebebiyle 10 bin bebek öldü ya da sakat kaldı.

    insanların hayatını kabusa çeviren olayın temelleri Almanya Aachen'de ekim 1957’de atıldı. O dönem isim yapmış bir grup doktor “Thalidomide” etkin maddeli “Contergan” adını verdikleri bir ilaç geliştirdi.

    Reçetesiz satılan Contergan'ın prospektüsünde “hamile kadınlar, anne ve çocuklar tarafından güvenle kullanılabileceği” yazıyordu. Hamilelerde uyku problemlerini ve sabahları ortaya çıkan kimi rahatsızlıklara iyi geliyordu. Oysa yeterli testler yapılmamış, hatta kimi denemelerde toksit durumlar fark edilmişti. ilaç yine de piyasaya sürüldü ve dönemin en çok satan ürünlerinden oldu.

    1957-1961 arasında dünyanın her yanında satıldı. Ancak sonuçları ağır oldu: 90.000’den fazla düşük, 10.000’den fazla sakat ve ölüm doğum.

    Thalidomide sebebiyle sakat doğan bebeklerin elleri ve ayakları gelişemiyor, kasıktan ya da omuzdan kolsuz – bacaksız deforme uzuvlar ortaya çıkıyordu. Bebeklerde körlük ve sağırlığa da rastlanıyordu.

    ilaç piyasaya çıktıktan dört yıl sonra 1961 yılında Hamburg’lu bir çocuk doktoru olan Widukind Lenz tarafından mercek altına alındı.

    Lenz, özellikle erken hamilelik dönemindeki Thalidomide kullanımı ve kusurlu doğumlar ile ilgili kanıtları Grünenthal’a sundu. Kasım ayının ortalarına doğru firmanın artık kaçacak deliği kalmamıştı, Contergan toplatılmaya başlandı. Grünenthal ilacın yıkıma uğrattığı ailelere toplam 100 Milyon Mark ödemeye mahkum edildi.

    ABD ve Türkiye, Thalidomide’in mağduru olmayan nadir ülkelerden. ABD, Almanya'dan ilaç almadığı için bu tehlikeden kurtuldu. Türkiye ise istiklal Madalyası sahibi Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün'ün çabalarıyla bu tehlikeden uzak kaldı. Thalidomide etken maddesinin zararları konusunda bilgi sahibi olan Aygün, Sağlık Bakanlığı'nı uyararak ilacın Türkiye'ye girişini engelli. Bu sayede çocuklarımız kurtuldu.

    Halen Almanya’da yaşları 48 ila 52 arasında değişen yaklaşık 2700 Contergan mağduru yaşıyor.

    Faciaya sebep olan Grünenthal şirketi ise halen faaliyette. Grünenthal, geçmişte Nazilerle de iç içe olmuş bir şirket. Firma direkt Nazi partisi üyesi Witz kardeşler tarafından parfüm ve temizlik ürünleri geliştiren bir kimya şirketi olarak kuruldu. Bu şirket savaş sonrasında Nazi doktorlarının toplandığı bir kuruluş oldu.

    Heinrich Mückter (1914-1987), Hitler’in ari ırk çalışmalarının hevesli doktorlarından biriydi. Tifo için aşı geliştirmekte olan Mückter bu uğurda yüzlerce mahkumun ölümünden de suçluydu. Tifo virüsü vücut dışında yaşayamadığı için Nazilerin rehin aldıkları masum insanlara enjekte ediliyordu. Bu psikopat adam yüz binlerce insanın hayatını kabusa çeviren Contergan adlı ilacın da mucidiydi.

    ALINTIDIR
    0 ...
  36. giderek kendini daha az ifade eden insan

    1.
  37. Artık amaçları azalmış, tükenmeye başlamış, hevesi kalmamış insandır.
    1 ...
  38. akita coin

    1.
  39. Piyasaya hızlı bir giriş yapıp 100 de 70 zarar ettiren diğer bir coin.
    0 ...
  40. shima coin

    1.
  41. Ulan 100 k ya çıkıp sabah 10 k ile uyanmak ta ayrı bir sıkıntı.
    0 ...
  42. turizm çalışanlarının aşı olmaya başlaması

    1.
  43. Adımızı yazdırdık. Öncelik sırası bize geçti. Hayırlı olsun.
    0 ...
  44. evlilik teklifi aldım kabul etmeli miyim

    1.
  45. canlı gömülme korkusu

    1.
  46. Modern tıbbın ortaya çıkışından önce yaygın olan kaygılardan biri canlı gömülme korkusu Taphofobi..

    Ölmüş oldukları sanılarak defnedilen kişilerin kendilerine geldiklerinde yaşadıklarını haber verebilmesi için mezar başlarına mezar içine uzanan iplere bağlanan çanlar asılırdı.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2132497/+
    2 ...
  47. aşk ve tahterevalli etkisi

    1.
  48. zeki mürenin çanakkale şehitler abidesine katkısı

    1.
  49. Çanakkale Şehitler abidesine bakın. Ona bakınca Zeki Müren'i de görürsünüz.
    1958'de abide inşaatı parasızlıktan yarım kalmıştı.
    Bağış kampanyası başlatıldı.
    Zeki Müren konserlerini hemen yarıda kesti. Önce gazinolardan para toplamaya başladı.
    Tüm sözleşmelerini iptal etti.
    Çünkü Türkiye'de turnelere çıktı.
    Abide için konserlere başladı.
    Şehir şehir şarkı söyledi.
    Tüm parayı abidemizin inşaatına verdi.
    Bugün Çanakkale'de Şehitler Abidesi varsa, kimbilir kaç tuğlasında, kimbilir ne kadar harcında Zeki Müren'in katkısı var.
    Dertli gönüllere giren Zeki Müren
    Ruhu şad olsun.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2131692/+
    2 ...
  50. sağlıklı olmak için 4 kural

    1.
  51. Lufen: 4 kurala uyalim,
    1 maske.
    2 mesafe.
    3 hijyen.
    4 akp kongresi.
    2 ...
  52. fatih sultan mehmedin naaşının unutulması

    1.
  53. Peygamber müjdesine mazhar Fatih Sultan Mehmet’in hayatı pek iyi bilinir de vefatı ve sonrasında yaşananlar çok bilinmez.

    Fatih’in ölümünden sonra bu vefatın –teamüller gereği- herkesten saklanmasıdır.

    Ancak yeni Padişah’ın Payitaht’a celp edilme sürecinde maalesef Fatih’in naaşı unutulmuş ve üç gün boyunca naaş bekletildiği –daha doğrusu defin işlemi unutulduğu için- koskoca Fatih’in cesedi kokutulmuştur.

    Konuyla ilgili saray görevlisi Baltacılar Kethüdası Kasım Bey’in yeni Sultan 2.Bayezid’e yazdığı şu sözler bu konudaki en acıklı kanıttır;

    Ol halde hünkâr müteveffa oldu (öldü), üzerinde üç gün üç gece mum yanmadı. Vardım Kapıcılar Kethüdasına söyledim. Ol dahi ishak Paşa’ya söyledi. Emir eylediler, mum yaktım, rayihasından (kokusundan) kimse yanına varamadı. Ben fakir usta ile bilece içini ayırtladım.”
    3 ...
  54. çiftlik banka 100 bin lira yatırmak

    1.
  55. Ben allahtan 10k yatırıp 13 k alıp çıkmıştım..

    ilk iyi para kaldırıldı .
    0 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük