aslan gibi mücadele etmiş ve rakibinin bütün dalaverelerine karşı şampiyonluğu sadece averajla kaybetmiş. sonra da olaylar meydana çıkınca, ne diyor aykut yok bu şampiyonluğu alanın kursağında kalırmış. hiç kalmaz adamım rahat ol sen.
trabzonspor'a anasının ak sütü gibi helaldir bu şampiyonluk.
eğer maçlar satın alındıysa ve fb de şampiyonluğa ancak bu sayede ulaşabildiyse karşısındaki rakipleri oynamadığı için gol üstüne gol atan, coştukça coşan alex de souza'nın gol krallığı da elinden alınmalıdır. yok futbol profesörüymüş yok kralexmiş falan hikaye yani bunlar. benim karşımdaki da oynamasın ben de atayım golleri.
adını feriha koydum cansu'nun üvey annesi sanem hanım'ın kocasını aldatmasına vesile olan kişidir. mesleği kaptanlıktır. ali kaptan'a göre son derece kibar ve kadın ruhundan anlayan bir tiptir.
ayrıca son bölümlerde feriha'ya da yavşamaktadır bu.
ezik bir tiptir. parasızlıktan değil haa. anasından, babasından, çevresinden utanmasından.
kaldı ki annen iyi evlere temizliğe gidiyor, günde yüz kağıdı garanti, baban kapıcılıktan sağlam girdi sağlıyor, e elektrik su kira da yok. daha ne olsun. çok mu türk filmi izledin sen. at şu eziklik psikolojisini artık üzerinden be.
evet canlar, selçuk inan vizyonu geniş, muhakemesi kuvvetli ve yetenekleri çok üst düzeyde olan birisi olsaydı trabzonspor gibi şampiyonlar ligi elemeleri oynayacak bir takımdan gs gibi inter toto'ya bile katılamayan takımlara gelmezdi. avrupa arenasında kendisini ve yeteneklerini sergileyerek ingiltere'den, ispanya'dan üst düzey bir takıma transfer olmayı hedeflerdi.
ülkesi ve insanlık adına yararlı bir birey olabilmek için günler geceler boyu çalışmaktan gözleri bozulmuş olan ve bu sebeple gözlük takan aydın gençlere hayasızca hakaret eden zihniyettir. bu davranışının sebebi ise gayet tabi ki kıskançlıktır.
derslerinde başarılı, sorumluluklarının bilincinde, lys'de derece yapabilecek kadar yüksek iq'lu aydın gençleri her nedense inek gibi alakasız bir hayvana benzeten tiplerdir. bu kişiler bu davranışlarını gayet tabi ki kıskançlıktan yapmaktadırlar.
şahsan ben öyle burada adlarını anarak tahkir etmek istemediğim birtakım kişiler gibi sürekli sözlükte takılan işsiz güçsüz biri olmadığımdan günde 40 mesajı daha önce girmemiştim. geçen artık nasıl olduysa olmuş, can sıkıntlı bir anımıza denk gelmiş demek girmişiz 40 mesajı, bu meşgale bölümü açıldı. vallahi iki saat anlam vermeye çalıştım bu olanlara beyler.
"Körle yatan şaşı kalkar" deyişinin olumlu hale çevrilişi olan bir realitedir.
Gerçekten de iq'su yüksek seviyelerde gezen insanlarla argadaşlık eden kişilerin çoğunun iq'larında hatırı sayılır bir yükselme olmaktadır. Zeki argadaşlarının keskin zekası bu insanlar üzerinde de olumlu etkide bulunmaktadır.
Şahsan benim argadaşlarımın çoğu bu konuda bana teşekkür etmişler ve benimle argadaşlık etmeye başladıklarından beri çok daha zeki, kavrayışlı, yaratıcı ve empati yeteneği gelişkin bireyler haline geldiklerini iddia etmişlerdir. ben de "bir katkım olduysa ne mutlu bana" cevabını vermişimdir adeta bir mütevazi gibi.
şahsan ben birkaç gündür türk eğitim sistemiyle alakalı fikirlerimi dile getirmekteydim. yazar argadaşlardan biri bu yazdıklarımla kimi argadaşların izzeti nefsini kırmış olabileceğimi söyledi ve kendimi o an çok kötü hissettim. bu tür argadaşlardan samimiyetle özür diliyor, af dalep ediyorum. böyle bir niyetim yoktu.
hele bir de liseyi takiben süper bir üniversite kazanmışsanız tadından yenmez bir olaydır.*
bununla birlikte liseye veda demiş de olsak liseli kardeşlerimizin internet ortamlarında aşağılanmasına hala aynı sertlikle karşı duracağımızın altını çizeriz, orası ayrı...
yahu düşünün şimdi argadaşlar. adam çok iyi bir öğrenci. giriyor sınava, süper puan yapıyor, ondan sonra gidecek de yok tarih yok felsefe yok halkla ilişkiler yok sosyoloji okuyacak. Gülerler adama be.
lys'de Yüksek puan çakan adam gider, efendi gibi bilgisayar veya elektrik-elektronik mühendisliklerini ya da tıp'ı seçer, okur paşalar gibi. O olmadı makineye, inşaata girer. o olmadı diğer farklı mühendislikleri tatbik eder. Bilim dediğin bunlardır işte.
Düşünün yani, biri gidecek bilgisayar dizayn edecek, müthiş kodlar yazacak, insan klonlayacak, öbürü yok "üç tarafımız denizlerle çevrilidir", yok "anadolu'nun kapısını kim açtı"dır, yok hekel'dir, immanuel gant'tır geyik yapacak. Neymiş sonra, ikisi de üniversite mezunuymuş. Yemezler.
Not: lys'ye geçen girdim. Muhtemelen Boğaziçi bilgisayar'dayım. Saygılar.
not 2: muhtemelen derken puanım yeter mi yetmez mi diye değil haa... onu mu seçeyim tam karar veremediğimden...
gerçekleştirene yurtiçi yurtdışı bütün üniversitelerin kapısını aralayabilecek olan başarıdır. yapanı milyonda 1'lik dilime bile sokabilir.
ayrıca 2011 lys'de muhtemelen benim göstermiş olduğum başarıdır. evet argadaşlar, sabah beri birkaç kez kontrol ettim ve baktığım kadarıyla gerek fizik gerek kimya gerekse de biyolojiden full çakmış durumdayım. sanırım çocuğu koyma denilen gonsepti gerçekleştirdim kesin olarak.
matemtiğin de büyük ihtimal full olduğu düşünülürse, büyük derece geliyor beyler.*
galatasaraylılar'ın transferde güvendikleri en büyük iki etkendir. şöyle ki,
ikide bir başkanları ünal aysal transfer bitirmek için özel uçağıyla bir yerlere gider durur. bilindiği gibi kendisi en son madrid'e gitmişti ama üçün birini gs'ye kazandırmak dışında bir başarısı olamamıştı.
teklifte bulunulan oyuncuların gelmesi için ise en büyük neden fatih terim'in galatasaray'ın teknik direktörü olmasıdır. buna da gazetelerin yaygın kullanımıyla "terim faktörü" adını veriyoruz.
gelgelelim ki, bu iki koz da galatasaray'ın bonservisi bulunan ya da ünlü olan herhangi bir futbolcuyla anlaşabilmesini henüz sağlayamamıştır.