yok bunun bir yöntemi falan bırakıcaksan bırakıcaksın.o paketi alıp bine böleceksin sonra ben bıraktım diyeceksin önce kendine sonra ''yok canım sen içersin'' diyenlere.sonrada 1 aydır 2 tane ıctım yok bır fırt aldım yok.tamamen irade meselesi.bıraktıktan sonra insana ööle bir gurur katıoki anlatamam..''aaa sen sigaramı içiosun ben bıraktım :D''
ya herşeye sahip olmak yada hiçbirşeye,ya iyi bir ailesi olmalı yada hiç olmamalı,ya cok zengin olmalı yada parayı tanımamalı,ya cok güzel olmalı herkes peşine düşsün yada yüzüne bile bakılmamalı..bunun bır ortası yok heralde insanın içinden gelen garip bişey olmalı
aşagıda sayılan bütün özellikleri taşıması lasım ki bunlar sadece küçük bir kısmı
1-parası cok olmalı ve parayı sokağa atmaktan hiççççç çekinmemeli
2-kötü kokmayı sevmeli
3-etrafındaki insanlarında kötü kokmasını sevmeli
4-sevdiği yada seveni olmamalı (nasılsa kısa zamanda ölcek ne gerek var yani)
5-açık ortamlarda oturmayı sevmeli
6-herzaman için cebinde paketi taşımak için boş bir yer bulundurmalı yada çanta taşımalı
7-bayansa sürekli oje sürmeli
8-bay ise eldiven falan taksın mümkünse
9-kültablası temizlemeyi sevmeli yada onunla yaşamayı öğrenmeli
10-.........
ben beş, o altı yaşındaydı.
sopadan yapılma atlara binerdik.
o siyah giyinirdi, ben beyaz...
dövüşü hep o kazanırdı.
bang, bang. vurdu beni.
bang, bang. düştüm yere.
bang, bang. o korkunç ses.
bang, bang. bebeğim vurdu beni.
mevsimler geldi, zaman değişti.
büyüdüğümde ona benimsin dedim
hep güler ve derdi ki,
beraber oynadığımız zamanları hatırla.
bang, bang. vurdum seni.
bang, bang. düştü yere.
bang, bang. o korkunç ses.
bang, bang. alıştım seni vurmaya.
müzik çalar, insanlar şarkı söylerken,
kilisenin çanları benim için çaldı.
artık o yok,neden bilmem."
ve hâlâ arasıra ağlarım.
hoşçakal bile demedi,
yalan söylemeyecek vakti bile ayırmadı.
bang, bang. vurdu beni.
bang, bang. düştüm yere.
bang, bang. o korkunç ses.
bang, bang. bebeğim...
vurdu beni.
türkiye'nin en yüksek 7. cirosuna sahip bünyesine pamukbank'ı ve emlakbank'ın yarısını katmış emekli vatandaşları ziraat bankası'yla yarı yarıya paylaşmış halk bankası'nın yaklaşık 50 kişiden oluşan telefon bankacılığı birimi.
-ay su cok soguk ısınsın gırerız
-ay sımdı cıkınca ööle sulusulu her yanın kum oluyo gerek yok hadı elım sende..
-ay ben muayyen gunumdeyımde azıcık heran patlayabılırım
-ay kucukken falezlerden atlıycam bıde baktım bırini cıkardılar denızden adam bogulmus,o son atlayısım oldu
Fransızca konsorsiyum (consortium) sözü, "1. Uluslararası kuruluşların ve bazı hükûmetlerin ekonomik yardımları yürütmek üzere oluşturdukları yardım kurulu, 2. Köprü, yol, baraj vb. büyük projelerin gerçekleştirilebilmesi için birden fazla şirketin bir araya gelmesi." anlamlarında kullanılmaktadır. Sözün daha çok ikinci anlamı için şirketler birliği karşılığı önerilmektedir.
Fransızca stopaj (stoppage) sözü "yırtığı, söküğü örme" temel anlamına gelmektedir. Türkçeye ise bir ticaret terimi olarak geçmiştir: "Ücretlerde, serbest meslek gelirlerinde ve sonraki yıllara devredilen taahhüt işlerinde ödemeler sırasında bu ödemelerin belirli bir kısmı ödemeyi yapanlarca tutulduktan sonra kişiler adına vergi dairelerine yatırılan miktar." Sözün bu kullanımı için Kurumumuzca ön kesinti karşılığı önerilmektedir.
1. Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan asker sınıfı: "Kıyıdaki barakadan bizim leventler birer birer çıkıp denize dalarlardı."- C. Uçuk. 2. sıfat Uzun: "Kuvvetle büyüyen levent kavaklardan başlar; sırasıyla meşe, ayva, köknar ve çamlarla biterdi."- S. F. Abasıyanık. 3. sıfat, mecazi Boylu boslu, yakışıklı (kimse).
yok ööle bişey.susuyosun saf sanıyolar üstüne cıkmaya calısıolar,susuyosun sana konusuyolar,susuyosun ve hıc bısey olarak hayatına dewam edıyosun.bosta olsa konusta varlıgın bellı olsun derım ben..
bıde kenan dogulunun bogaziçi die bi şarkısı vardır onda gecer
BEN SENi SUSACAK KADAR
BEN SANA SUSAYACAK KADAR
BEN SENi BENi SUSTARACAK KADAR SEVDiM
işte susacaksan böyle susta mecnun sansınlar
plazma tv'lerden genç şarkıcıların kliplerini para karşılığı bambi tv kapalı devre yayın sisteminde gösteren şirket
dilli kaşarlı tost ve portakal suyunun en guzel gittigi cafemi desek lokantamı
insanların tanımadıgı kişilerin yanında hiç çekinmeden oturabildikleri paylaşım mekanı
Anadoluda halk inançlarina baktiginizda karsimiza "Hizir" diye bir ulu kisi çikar. Bu kisi, darda, bunda kalanin, yardim bekleyenin imdadina yetisir. Bir isin altinda kalkamayinca yetis ya hizir diyerek sesleniriz. Bu ulu kisi gelir bizi kurtarir. Bu ulu kisiyi nerede dara düssek aklimaza gelir, rüyalarimiza girer. Ak sakalli, elinde bastonu, sevimli Ihtiyar kiliginda hayel ederiz. Bu ulu kisiyi halk bazen bir Peygamber bazen bir ermis, kah bir Evliya olarak görülmüstür. Öykülerde Hizir Aleyhselam, Hizir Nebi gibi Isimler almistir. Bazen sunu deriz "Hizir yardimcin olsun" Hizir gibi Yetistin, Hizir Eli degmis, Kul bunalmazsa hizir yetismez" gibi deyimleri kullaniriz.
'''o beyaz sakallı dede bı gun karsıma cıkıcak dıe hep korkmusumdur.o zamanda yetişş anneeeee die bagırırım heralde..'''