yeditepe istanbul dizisinden:
ömer - ağbi sen aşk hakkında bir şey bilir misin ha?
remzi- aşk mı? aşk lunaparktaki tahta ata benzer, hani jetonla çalışır ya böyle, hani atarsın içine, bir ileri bir geri, bir ileri bir geri, sanki bir yere gidiyormuşsun gibi bir his, böyle bir coşku, ayakların yerden kesilir, halbuki bir yere gittiğin yok. tahta at çakılı oraya. jeton bitince rüya buraya kadar. anladın mı?
her kızın ilk aşkı babası olurmuş ya , sen olamadın.. hep eksiktin. kızım diye sarılmadın bana, babam diye sarılamadım sana. Beni ilk aldatan erkek sendin. Sana ihtiyacım vardı sen yoktun, gittin.. hayallerin vardı , baba olmaya hazır değildin, gençtin... döndüğündeyse her şey bitmişti. Baba geri dönen iyi olamaz ki, sen öğrettin bunu bana.
zorunludur uzaklık.. o gelemez sen gidemezsin ve böyle geçecek daha 11 ay vardır. beklersin ama düşünürsün geldiğinde herşey aynı olacak mıdır? paylaşılamayan sevinçler , üzüntüler, paylaşılamayan hayat döndüğünde tokat gibi carpacak mıdır yüze? sorarsın kendine.. bulamazsın cevapları.
Düşünürsün.. içinde bir yerlerdedir hep.. ama bir türlü seslere dökülemez. Belki dökülse bitecek gidecektir herşey.. Fakat olmaz susarsın. kabul edemezsin, itiraf edemezsin, bir yara olarak kalır sadece en içte.
MFÖ-yalnızlık ömür boyu
MFÖ-yalnızlar garı
Nil-yalnız kalpler durağı
Nil-yalnızlardayım
Yalnız kuşun şarkısı
yalnızlığım
Erkin koray-yalnızlar rıhtımı
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar
afilli yalnızlık..
geçen sene 100 küsür kişinin kutladığı doğum günü hadisesini bu yıl facebook ta dogum günü hanesini gizlememden mütevellit yalnızca 4 kişi kutlamıştır.. öpüyorum sizleri *
bir yarımı bünyesine mart ayı itibariyle zaruri olarak rehin almış iç ülke.. Giderken Hakkarinin 2. a sı ince söylenir demiştin.. Ne kadar inceltsemde olmuyor , güzelleşmiyor , yumuşamıyor zihnimde ki anlamı..
Parça parça kaybediyorum kendimi ve seni. Bir bilinmezlikte yitip gidiyorsun. Hangi yıldıza bakıyorsun? Bizimkiler yok oldu. Göremiyorum onları. O kadar muhtacım ki sana , bir ses sadece , yalnızca o cılız sesi duyabilmek için tüm benliğimi feda edebilirim.
Davan var. Davamız var. Peki bu dava yüreğimizin bu denli yanmasını gerektiriyor mu? Devrim mutlulukları vaat ederdi hani? Neden ben mutsuzum? Neden kalbimin parçalara ayırılmasına engel olamıyorum? Nerede bizim güneşli günlerimiz.. hani neredeler?
Devrim , dava , doğrular , yanlışlar , düzen , sistem... hepsinin canı cehenneme !
Ben yalnızca seni istiyorum !