Sen yoktun .
Terkedilmiş bir istanbul vardı
Yaslanmış gökyüzünün umarsızlığına ,
Eylül rüzgarlarıyla sararan
Bayram kartpostallarına benzeyen .
Sen yoktun .
Bir çocuk ağlardı istasyonlarda ,
Gece yarıları uykumu böler hıçkırıkları ,
Trenler geçerdi göz bebeklerimden ,
Kirlenirdi bembeyaz umutlarım .
Sen yoktun .
Yokluğunda kalkardı ada vapurları ,
Gölgelerimiz gezinirdi ağaçlıklı yollarda ,
Kayalıklarda seslerimiz çınlardı ,
Deniz seni sorardı bana .
Sen yoktun .
Tüm dünyayı değiştirebilirdim ,
Oysa aynalarda eskiyor yüzüm .
Ne yana baksam karşımda bir anı ,
Meğer istanbul ne çok benziyormuş sana .
Sen yoktun .
Omuzlarımda paramparça bir yürek ,
Göğüs kafesimde karmakarışık bir kafa ,
Kıvranarak olayların burgacında ,
Gezinirim sensizlikle , deliliğin sınırlarında .
Sen yoktun .
Kanayan bir sevda vardı ,
Yeryüzü ıssızlığında .
onun buna, bunun şuna, berikinin ötekine, ve diğerinin de berikine talip olabildiği ve çeşitli kombinasyonların denendiği modernitenin toplum ahlakını işgal biçimlerinden birinin en masum gösterildiği halidir.