son zamanlarda başında oldukça fazla zaman geçirdiğim, bağımlılık yapan oyun. basit görünümüne aldanmamanızı ve kendisine bir şans vermenizi tavsiye ederim. aslında oyunda o kadar fazla detay ve gizem var ki, her oynayışınızda yeni bir şeyle karşılaşıyorsunuz. bu da oynanabilirliği tavan yaptırıyor. bu arada oyun oldukça zor ve en ufak hatayı affetmiyor. dolayısıyla oyunda ilerleyebilmek için oldukça sabırlı olmak gerekiyor. sonuç olarak oynayınız, oynatınız efenim...
yanlış: "zira ailelerin de evlatlarını bu bölümde okutmama isteği bölümün kronik başarısızlığından ve ona hak tanınan dalların yetersizliğinden dolayı ortaya çıkmaktadır."
doğru: zira ailelerin de evlatlarını bu bölümde okutmama isteği, bölümün kronik başarısızlığından ve bölüm öğrencilerine hak tanınan dalların yetersizliğinden ortaya çıkmaktadır.
- (,) kullanımı
- "dolayı" kelimesi gereksiz yere kullanılmış
- "...ve ona hak tanınan..." derken kime hak tanınan? ailelere mi? dolayısıyla tipik bir anlatım bozukluğuyla karşı karşıyayız.
- opsiyonel olmakla birlikte "ortaya çıkmaktadır" yerine "kaynaklanmaktadır" tercihi daha şık olurdu.
not 1: sözelci değilim ama sözel bilgiler herkese lazım.
not 2: toplum hayatında iş bölümü diye bir şey var, bilmiyorum daha önce duydun mu?
not 3: devlet eliyle düşürülmeye zorlanan bir skorlama (?)
adalet bakanının hsyk nezdinde herhangi bir yaptırım uygulama yetkisi bulunmamaktadır. hsyk'nın başkanı ve doğal üyesidir, diğer üyeler gibi onun da tek oyu vardır.
ayrılmamızın üzerinden 6 ay geçti. ciddi düşündüğüm ilk kişiydi. genel olarak çok uyumlu bir çift olsak da, arada benim ilgisizliğim ve biraz da onun kızsal kaprisleri nedeniyle tartışıyorduk. yani öyle ciddi bir sorunumuz yoktu. ama hayatımın aşkının o olduğundan bir türlü emin olamadım. çünkü çocukluğumdan beri beklediğim o büyülü, ulaşılmaz, ayaklarımı yerden kesecek aşk bu olmamalıydı. ilişkimiz ciddileştikçe bu düşünce, yerini kararsızlığa ve sonra da şüpheye bıraktı. buna diğer sorunlar da eklenince hislerimi ve ilişkimizi iyiden iyiye sorgulamaya başladım ve nihayetinde kaçınılmaz son geldi. artık yeni bir başlangıç yapacaktım. kimseye öyle kolay kolay bağlanmayacak, bol bol gezecek, eğlenecek, bohem bir hayat sürecektim. belli bir süre öyle de oldu. şimdi ise beni çok seven, değer veren ve yavaş yavaş bu ilişkinin adını koymak isteyen başka biriyle birlikteyim. ben de ona çok değer veriyorum, şimdiye kadar tanıdığım en iyi insanlardan biri ve benim için evlenilecek insan profilinde. sanırım ben de onu seviyorum. peki hayatımın aşkını buldum mu? keşke, demek isterdim... daha kötüsü ise, son 1 aya kadar beni beklediğini bildiğim eski sevgilim son zamanlarda daha sık aklıma geliyor ve ne kadar uğraşırsam uğraşayım o kaçınılmaz sorudan kurtulamıyorum: yoksa hayatımın aşkı o muydu?
uzun zamandır duymadığım, burada gördüğümdeyse belli belirsiz tebessüm etmeme sebebiyet veren nostaljik espri... ilk ve orta öğretim kurumlarında oldukça popülerdir kendileri.
yalnız unutulmamalıdır ki, güzel kıza açılan kapı obez* kızın gönlünü hoş tutmaktan geçer.
*obez kız: güzel kızın yanındaki huysuz ve çirkin kız olarak geniş anlamda yorumlanmalıdır. çünkü buradaki obez kız ile çirkin ve sıska kız arasında işlevsel manada bir fark bulunmamaktadır.
o kişide ciddi bir sıkıntı olduğuna delalettir. şahsen ben iki gün evden çıkmayınca asosyalliğe bağlıyor, çevreye yabancılaşıyorum. işin kötü yanı, insan bu durumda her geçen gün daha da içine kapanıyor ve dışarı adım atmak istemiyor.
özellikle yolculuk ve cinsel aktivite öncesinde kendini gösteren bir çelişkidir. ihtiyatlı insanlar açısından pek sorun olmasa da, biraz üşengeç olanların başına büyük dertler açabilir. mesela otobüsle çıkacağınız üç saatlik yolculuk için wc'ye gitme gereği duymayıp, verilen tek arada da yerinizden kalkmaya üşenir veya wc'ye 1 tl ödemek istemezseniz, yolculuğun sonlarına doğru bu çelişki iyiden iyiye artarak fizyolojik etkilerini göstermeye başlayabilir. sonra kendinizi " ne de olsa en arkadayım, şu pet şişe pekala işimi görür." gibi düşüncelere dalmış bir şekilde bulabilirsiniz.
umumiyetle türk kızlarının ihtiyaç duymayacağı yöntemlerdir. zira belirli bir süre sonra isteyerek ya da istemeyerek zaten erkeği kendinden uzaklaştırmayı başaracaklardır.
çok içten, samimi bulmadığım bilakis orijinal gözükmek adına yapıldığını düşündüğüm yersiz davranış. kelime oyunları bir kenara bırakılıp işin özüne odaklanılsa, söz gelimi inançlar doğrultusunda ilişkiye yön verilse neyse de, "dostlar alışverişte görsün" düsturuyla hareket edilince olmuyor be arkadaş...