Gelmiş geçmiş bütün kahramanlara inat çıkarıldığını düşündüğüm anime/manga. şimdiye kadar bütün kahramanlar hep önce dayak yiyip en son düşmanı yenerdi Saitama ise tek yumrukta yeniyor. 1. sezonu (12 bölüm ekstralar dahil değil) var şimdilik Nisanın ortalarında 2. Sezondan bölümleri başlıyacak.
her bölümü film tadı veren mükemmel bir dizi. her sezonun 6 bölüm olması konunun saçma sapan uzamasını engelliyor. normalde sezonluk dizilerde görülen kalitesiz görüntünün aksine her bölüm için ayrı bir uğraşılmış. oyuncu kadrosu baya kaliteli. baş rolde cillian murphy (tommy) muhteşem bir oyunculuk gösteriyor, sigarayı içişiyle sigara içmeyenleri bile sigaraya başlatabilecek bir potansiyeli var. dizide en dikkat çeken şey şarkı seçimleri ve şarkıyı sahnelere kullanışı.( tommy arthur ve johnun beraber yürürken arkaya verilen bir şarkıyla gaza gelmeme ihtimaliniz yok). tek sinir bozucu şey ana karakterin deliliğini, kazanma hırsını aşkıyla ve çocuğuyla azaltıyorlar, insana "bir salında adam dünyayı katletsin" dedirtiyorlar.
Saçma bir düşüncedir. insan hiçbir zaman zevkine hırsızlık yapmaz(baştakiler dışında). Sistemin sınıf farkları yüzünden oluşan bir şeydir. ceza verilmesi doğrudur ama elini kesmek gibi hayatını etkileyecek cezalar verilmesi saçmadır.
Kutsanmış kişilerdir. Biraz soğukta burunlarının kızarması, biraz uykusuzlukta göz altlarının hafif morarması, hastalıklı soluk bir tenle etrafta dolaşmaları mükemmel bir şeydir. Bu kişiler bir de makyaj yapmayıp kusurlarını kapatmaya çalışmazlarsa tapılacak hale gelmişlerdir.
Fm 08 en efsanesiydi bence maçların izlenimi çok sarıyordu. Call of duty serileri bana göre modern warfare 1 e kadar (1-2-3-4) efsaneydi ondan sonra baya tadı kaçmaya başladı. Don’t starve ve trine serisi grafikleri ne kadar kötü olsa bile mükemmel oyunlar.
Ana karakteri holden Caulfield olan konu anlatımının çok iyi yapıldığı bir kitap. Kötü yorumlar almasının sebebi, kitabın ana karakteri holden sıradanlığa ve yapmacıklığa karşı bir düşünce içinde olmasıdır. Bu kötü yorumlar yapanların çoğunluğu bence hayatlarında hep kusursuz görünmeye çalışan gündelik hayatta hep yapmacık bir maske takınan tiplerdir. Bu kitabı okuduğu zaman kendine söylediği yalanları gördükçe, kendini kandırdığını farkettikçe kitaba karşı bir nefret duygusu oluştuğunu ve kitaba karşı kötü yorumlar yaptığını bariz bir şekilde belli ediyorlar. Eğer belli bir kalıba girmeye çalışıyorsanız veya olduğunuz kişiden nefret edip başkalarına özenmeye kendiniz olmayıp başka biri gibi olmaya çalışıyorsanız bu kitabı boşa okumayın sizin için zaman kaybı olur.
Sylvia şarkısı ile tanıştığım, her bir şarkısının sözleri ve bestelerinde ayrı bir keyif aldığım amerikalı müzik grubudur. daha çok hospice albümü ile tanınmıştır ama bana kalırsa uprooted albümü en iyisidir.
o bilinmezlik, tanıma, bilme isteği sayesinde oluşan heyecandır. bir süre sonra o da eskir ve başka yeni şeyler arar bulmaya çalışırsın sonu olmayan bir istektir.
“Belki” olma ihtimali bile insanı beklenti içine sokup mutlu olmasına, bir şeylere tutunmasına yardımcı olur. “Keşke” ise sanki bir bahane gibi geliyor insana.
Yapısı bakımından ağır bir kitap olduğu için ilk okuduğunuz kitap olmamalı. Bu başlığı açan yazarımız galiba ilk ve son okuduğu kitap kürk mantolu madonna olmalı.
Twitter’da dolaşırken gördüğüm twit. yorumlara ve atılan twite tahammül edemedim. Sorun bunların bu şekil de düşünmeleri değil. Bu abaza kız düşkünü kesimin bu gibi insanlara bu cümleleri kurdurtabilecek kadar götlerini kaldırmasıdır. Normalde yüzlerine bakılmayacak karaktersiz insanların bu sosyal medya sayesinde kendilerini bir şey sandırtıyorlar. Gözünüzü seveyim şu abaza kısım şöyle insanlara yazıpta götlerini kaldırmayın.
Tam arkadaş olunacak kişidir. Kızların olduğu ortama girince yavşaklık yapmaz, marifetmiş gibi konuştuğu kız sayısını etrafta haykırmaz, kız düşürmek için değişik hallere girmez iyidir böyle tipler.
Her şeyden kaçıp gitmek istiyorsun uzaklara ama ne kadar kaçarsan kaç peşinden geliyor pişmanlıkların. Gerçeklerle yüzleşemiyorsun yüzleşmek yerine kaçmayı tercih ediyorsun en kötüsü de kendi yalanlarına inanmış bir şekilde yaşıyorsun korkuyorsun gerçeklerden korkuyorsun..
Bir gün biri gelir sadece bir insanı değil yaşadığın kötü her şeyi unutturur. Gelmeyeceğini bile bile insan bekliyor olmayacağını bilse bile insan inanmak istiyor.
Genellikle zengin çocuğun fakir kıza aşık olması kurgusu üstüne kurulmuştur. Her seferinde tam mutlu olacakları zaman kötü bir şey olur küserler ve bu 100 bölüm boyuncu devam eder. işin saçmalığı bunu bile bile heyecanlanan merak eden insanlar oluyor.
Yaptığı her aktiviteyi paylaşan insanlarla dolu bir sosyal platform. Geçen saat 01:00 civarında arkadaşım dışarının fotoğrafını atıp (tabi saat etiketi de koyarak) uyku tutmuyor yazmış ben de merak edip sordum bir sıkıntın mı var diye bana verdiği cevap yok kanka bakkala gitmiştim dışarıdaymışım gibi gözüksün diye attım dedi. insanların geldiği son nokta bu.