işte benim babam bu.
adam dışarda her durumda çok nazik ama gel gör ki evde kaplan kesiliyor. ortada bir şey yokken bir anda bağırıyor, anlamadığı olay hakkında atıp tutuyor, atışma olduğunda saçmaladığını anladığı an ya konuyu değiştiriyor yada daha çok bağırıyor.
bunlar az çok tolerans gösterilebilirim.
ama her kavga içerisinde başlıkta da yazan dışarıya farklı içeriye farklı olma suçunu bana isnat ettiğinde çıldırıyorum.
yahu dışarda ki beni sinir etmek için özel bir çaba sarf etmiyor, durduk yere bağırmıyor, lafımı dinliyor , yaptığı her şeyi her sıkıştığında yüzüme söyleyip savunma yapmıyor.
babanın yokluğu kötü eyvallah ama size karşı bu evde adalet falan yok, adalet arıyorsa sıktı-r git kendi evin olduğunda orada adaleti sağla gibi absürd laflar ediyorsa emin olun katil olmamak için zor duruyor insan.
Bu gün yaşadığım olayı direk aktarayım. Eminim başlıktaki soruya cevap olacaktır.
Eve perde alınması gereklidir. Evin hanımı(annem) bu kutsal görevi yerine getirmek için çıkar yola. Dükkan dükkan gezer, beğendiklerini (fiyatlarıyla birlikte) bir köşeye yazar. Bu sırada evin reisi(babam) evden çıkıp hem hava almak hem de evin hanımı nerede kaldı bakmak ister.
Evin reisi dükkana adım atar dükkanda ki perdelere ufaktan bir göz atar. Bir tane beğenir, hanımına da begendırır ve alır gelir.
hayatımda kan bağım olmayan ve aşık olduğum bir kızdan bu sene (ve de ömrümde) aldığım ilk iltifattır.
iltifat alma olayı şöyle gerçekleşmişti.
arkadaşla biz okul dışından bir kaç parça bir şey almıştık. arkadaş kahve içmek istediğinden kahve de almıştı. okula geldiğimizde çaktırmadan sıcak su olan bir kettle'dan şu koymuş ve aceleyle sınıfa çıkmıştık. sınıfa geldiğimizde sadece bana iltifat edecek o güzel kız vardı. neyse işte hemen selam verdik ve ardından bir şeyler ikram ettik kıza. ardından başladık tıkınmaya. o sırada arkadaş kaşığı düşürdüğünü farkeder. bunun için kalemini kullanmayı düşündüğü sırada ortaya ben atılıp içtiğim sütün pipetiyle karıştırdım. o sırada kız garip bir biçimde
-ya geneticist man sen çok iyi birisin
demişti.
o anda (arkadaşının demesiyle) kıpkırmızı olmuşum. :)
hala hatırladıkça yüzüm güler, içim kıpır kıpır olur. (şu an heyecandan yerimde duramıyorum o kadar diyeyim.)
-üniversiteyi okurken öss'yr hazırlanıp kalma tehlikesi yaşamak.
-sene başlangıcından tam 3. ay sonra sınıfta ki aşık olunan kıza açılmak için hamle yapmak ve sonuçta açılamadan reddedilmek. (hala kızı her gördüğümde acısını hissederim)
Sınıfın çoğunluğu düşük not aldığı halde bir tane nispet yapmayı seven, kibirli bir tipin 90 aldığı halde orta yetde "az aldım"demesı.
(90 alıp üzülmesine lafım yok ama bu üzüntüsünü insanların gözüne sokmaya daha doğrusu bir nispet yapma çabasında ayarım.)
Yanlız moralinizi ve espirinizi bozmak gibi olmasın ama lgbt'nin sol eylemlerine bol bol katılan ve baştaki hükümeti sevmediğinden yola çıkarak onların hayır verdiğini dolayısıyla bizlerede ibne/lezbiyen demiş oluyorsunuz.
Tespit yaparken iyi düşünün yoksa salak saçma şeyler çıkıyor ortaya
Youtube'da yeni keşfettiğim anınymous gamer'dır. Tüm youtube'da gamer'ların fotolarının olmasına karşın bu zatın fotoğrafı yoktur. Kendisi hakkında bilinen iki şey North Carolina'da yaşadığı ve 28 yaşında olduğudur.
Biraz kanal içeriğinden bahsedeyim. Kanalında oyunu öğretmekten çok güldürmek için kullanır. Kendine has şarkıları da vardır.
Eğer canınız sıkkınsa bu arkadaşın videolarını izleyin. Biraz gülüp kendinize gelirsiniz.