abicim eğer bu dizi kendi saatinde tek geçmeyen varsa varya hiç gözünün gördüğüyle kulağının deliğinin tuttuğunun bir olmadığının farkındamı acaba. yaşım 30. yerli yabancı tek geçerim.
hep hayalini kurduğum makina. içimdeki şu zamanı biryerlee hapsetme isteği bir çocuk sevince oldu hep. avm lerde mutlaka bir slr makina almışımdır elime hep. geelde ilk aradığım model bu oldu. bu makinayı seviyorum galiba.knedime yakın hissediyorum . bu makinayla ilgili ne hayaller kurmuştum oysa . e buğün bu haylimden vazgeçmem gerektiğini anladım. bana göre değil galib. ama hayırlsı diyorum . belkide hayırlısı budur. ula bu parasılık ne hayallerimi yedi gıkım çıkmadı da bir haalimden daha vazgeçsem çokmu.
ah ulan 500d . ben seninle zmanı hapsetmenin hayallerini kurarken sen tut tun hayallerimi hapsettin bu fiyata. niye düşmüyorsun abi. alsaydım seni elime. baksaydım gözünden aleme. yakalsaydım kareleri. içine geçmişimi doldursaydım. belki daha iyi anladım . dünya yalan. ah ulan d 500 . bir uhde de sen olmaydın keşke.
yollardan efendim. evet yanlış okumadınız yollaradan. kontrolden çıkyor. sonramı. ne olacak . kamyon devrilecek tabi. kavağa çıkmak ta deniyor.ergenlik belirtileri yani. olay vukuu olduğunda gelinen durum ıslak kilotla hamamlık sıfatından boy abdsetli sıfatına geçmek gelir. halk arsında cünüp olma hali yada rüyası azmış kamyon devrilmi çama çıkmak kıç dışarda uyumuş ta denir.
yazar hemen banyo yapıp okula geç kalmalıdır. zira o öpüşen kızlar şuan derste de öpüşüyor olabilir.
yazın. ama yazın. zamanınız vasa seçici olun. müthiş insanlar vede onalrın müthiş eserleri var burda. ben baş yapıt diyorum. zaten sizi bulurlar. gelişirsiniz. gelişmişseniz geliştirisiniz. vede şöyle devam eder
1-eksiyi artıyı önemsiyorsan futbol siyaset rakçı kızlar ve türban meslesine bulaşma.
2- yok önemsemiyorum diyorsan da bulaşma. zira mutlaka birilei kırılmak yada kırmak istiyor. ikisinden biri olma.
3- sözlükten her çıkşında buğün hangi kelimeyi öğrendim sorusunu sor. gün içinde yersizde olsa biryerde kullan.. yok öğrenmediysen üzül.ama çok değil.
4-gereksiz sitelre gireceğin zaman mutlaka buraya gir. çünkü o ihtiyacını yani gereksiz google amcaya birşeyler yazıp boşa zaman harcama ihtiyacını burda da yapabilirsin.
5- kimseyi ahlaki dini vatani hsuslarda eğitmeye yada doğru yolaa sokamaya çalışma.kaynak verebilirsn.
6- kimsye borç kontor banka kartı ve şifersini yollamaya çalışma. öğrenciysende bunu yapma.
7- kadın isen erkek erkek isen kız peşine düşme.
8- nick ini unutmak sitemdiğin yazarlara geskiz yada boş mesaj at. mesajlar ksımından ismini kolayca bulursun.
9-yıllar sonra ilk yazın ile son yazını karşılaştır . hala aynı kelime dağarcığına sahipsen zorlama. git sanayide bir yere çırak ol . birşeyler kap yani.
önemli olan 1 milyon entry girmek değil yeğen. öneml olan i mesleyi kavarabilmek denilesi yazar.ulan bir milyon entry girmişin . giremssin demedim. yazar olamssın dedim.
işin aslı öyle değil . yahu arkadaş. hükümeti devirdiniz yine. bereke paşa filan değilsiniz yoksa darbe üstüne darbe. chp binasında mı yaşıyorsunuz siz yahu. çıkın dışarı birazda türkiyede yaşayın.
sadce gidip çalışmadığnızı yada örenci olduğunuzu belgeleyeceksiniz.size bir anket evercekler. kaç odalı evde kalıyon ayda ne kadar et yiyorsun. tualet evin içindemi dışındamı. sizce hangisi olmalı. v.b şeyler.
sonra serbestsin ağa.
adamlar sigortasız iş yapanların peşinde. işpirtoculuk yapıyon . yada vergi vermiyon. nasıl yaşyon sen diyor adam. nele geçiniyon. illegal birşey mi yapıyon diyor. ne yani ne yapıyon diyor. uygulama bu. sadce sosyal yardmlaşmaya gidiyon kimlik fotokipisi ile git . iş bitsin yahu.
kendilerine doğru diye öğretilen terbiye edilen yaşam şekli olarak olmazssa olmaz olarak sunulan elbiselerini yüznden kendilerini modern zannedenler tarafından geri kafalıkla suçlanan kişiler.kimisine göre dekolte üstüne dekolte patlatanlarla aynı kağıdın iki farklı yüzü . maksat ilgi çekmek. kadının doğası gereği yani.
e tabi bir kağıdın iki yüzündeki bu farkı görmek farklı bir modernleşmek.ilgi toplamanın başka bir yolu gibi dursada bana göre bok yemek. isteyen istedği gibi açılır saçılır kapanır. kime ne
insanların doğru bildikleri yaşam tarzlarını yüzlerine karşı aşağılayıcı bir şekilde söylenmemeli. çünkü ona göre o doğru. onu sen doğurmadın büyütmedin. emek harcamadın. sana laf söylemek düşmez.. söylersen eğer genelde tualete giderler butür ihityaçalar için. ortalık yere edilmez öyle.
hayatişte ne yaparsın arkadaş. korkma. arabeske bağlamayacam . ama bir dinle.
herşeyin bir artısı bir eksi si vardır daima. birde bunun ortası vardır . oda eh işte dir. yani entry gibidir usta. sen yazarsın. sana göre pek güzel yada ıyyy iğrenç yada eh işte dir. ama sana göredir ha. aaa bir bakarsın ulan bunu nasıl olmuşta yazmışım lan ben dersin. bakarsın ki en beğenilen entrini girmiş eline sağlık mesajları mesaj kutunu çökertmiştir.
neye göre kaybediyoruz . neye göre kaybeder insan. ulan kumarda kaybettik. vursaydık volye çaksaydık dokasana hakim beyde vermeseydi ofsayd ı alırdık en kralından makina çıkardık otobana asvaltı ağlatırdık. ulan dingil asvalt ağlamaz lan . asvalt kahkaha atar. zira seni o asvalttan kazırken e normal olarak gıdıklanacak. kolay değil o kadar can verilmiş orda. yani milyonlarca kişiyi güldürüsün .
hhaaaa. aşktamı kazandın .cinsin erkek se bir dişi cinsin bir dişi ise bir erkek hayal et şimdi. ne olduğunu bilmiyor ikisinin arasında birşeysen yada kafan karışıksa kafana göre takıl.
yani hoşalndığın cinsin en güzelini en yakışıklısını düşün. sana sırılsıklam aşık. vede elde etmişin . hahh ne olacak sanıyorsun .eğerki dünyanın en güzel yada dünyanın en yakışıklı erkeği değilsen hertürlü karşı cinseten kıskanmalar fialn ne oluyor. böyle hayal etmemiştin oysa.
e kardeşim güven denen birşey yokmu. ulan neye güvenecen lan. sen dünyanın en yakışıklı adamı yada en güzel kadını olsan ne yapardın. haaa insanlık ölmedi diyen arkaşalrımı kutluyorum. ama pek azını. çünkü pek çoğu şimdi söylediğne kendi de inanmıyor.
eee. lafı nere getirdin be kaptan dedin duydum seni. tamam . orta halli bir bayana tutul ağa. kumarda kaybet onda kazan . kumarda kazanmakta vardı diyecen.
e orta halli bir kızda kaybettin kumarda kazandın . ulan aşkta kazanmak vardı diyecen.
zaten aşkta kazanan kumarda kaybedermiş kumrda kazanan aşkta kayberdermiş lafı mutluluk için değil yaşanan üzüntüyü taif etmek içindir.
eee sonuç. eğer her ikisinde de kaybediyorsan belki bek çok şeyi kaznıyorsun. belki yaşamayı belki aldatılmayı belkide bambaşka bir umudu.
bunun adına polianncılık de sen istersen . ne dersen de ağa. karışmam avutmaya da çaşılmam.
ama herşeyin bir eksi si bir artısı birde eh iştesi vardır. tıpkı entry gibi. adamına göre değişir.
kimse kusursuz değildir. ama hiçbir insan oğluda aşağılık derece kusurlu değildir normal şartlarda.
herkes sakıp ağadan dem vurur. hani evlatları yada patatesten başka yemek yiyemiyor efsanesi varya . ondan bahsetmiyorum.
herşey aşk yada para değil . yapayalnız ve parasız yaşayan kaybetmeyi alışkanlık haline getirmiş vede bir lokantada ucuz bir yemek yerken tv ye takılan bir 1998 yapımı bir sinema cd si döndüğünde bedava sinema izleyecem hesabını yapıp bu dünyada hiçbir insanın mutlu olamayacağı kadar mutlu olan insanlar var . evet var. hıncal uluç gibi şiirin sonuna nerden mi biliyorum? diye yazmayacam.
aşkın olur mutlaka derttir. paran olur mutlaka derttir. ha ne yaptın kaptan diyorsun evet kabul ediyorum . bu ikisi yoksada başka bir derttir. ama aynı kapıya yada aynı sayıya tekamül eder. bana göre sıfır a çıkar.yada durağın adı sondraktır.
hiçbir dünya işi için üzülmeye değmez öğrendim. yani...
aşkta ve kumarda kaybeden insan , aşkta ve kumarda kazanan insandan başka şeyler kazanmıştır ama dünyayı sevdiğimiz için bu bize acı gelir.
bu dünyada kime bakarsanız bakın en çok kazanan en çok şanslı bildiğiniz kişlere inceleyin irdeleyin . ya komuşnun tavuğu kaz değil. vede siz tavuğunuzu pislik yerken görüyorsanız kaz sandığınız komşunuz tavuğunada bakın . zira oda aynı şeyi yiyebiliyor.şimdi tutupta tavuktan tiksinme ağa. gerçek bu.
yani aşkı ve kumarı kafaya takma. kaznanlar düşünsün. kazandıysan da kafana kazanamayanları takma onlar gördğün gibi boşu boşuna düşenebiliyor.
ağa etrafına iyi bak. keşke şöyle olsaydım böyle olsaydım . yada onun olacğına benim olsaydı dediğin şeylere bak . ve sende olmayıpta onda olanları görünce kendine hayıflanmayı bırak onalara caıyacaksın.hayat bir flim gibi ağa.
önce ışık. sonra motor sonra kayıt.
en iyi bir teselli ver i orhan gencebay söyler. batsın bu dünyayı da. flimi izlerken üzülürüz onlara.
selvi boylum al ayazmalım ı izleyip te duygulanmayan varmı. herkes kadir inanır a üzldü. . işte hayat böyle gereksiz şeylere üzülürüz oysaki kadir inanırda orhan gencebayda paranın yada neyi istiyorlarsa anasını ağlatırlar. ulan müslüm baba der kendine jilet atar. tiner çeker. halbuki müslüm limuzinlerin içinde alemde esrar çeker. kime acırsın ağa.
ışık. motor kayıt. gez göz arpacık. sıkarsın hedefe . vuramassan üzülürsün.ama merminin gidip nereye saplandığını bilmeden . belki az ilerde daha büyük biri erde yatmış seni bekliyor. belki eh işte diyeceksin. belki o avın kıymetini bilmeden ıyy iğrenç diyeceksin. belkide beğeneceksin ağa.
dünyayay nasıl baktığına bağlı. dünya yalan . koca bir sıfır. sıfırım aşk olsa ne yazar. para olsa ne. dahası şin en güzel yaı her kimsen . neysen . zenginsen fakirsen aşıksan deliysen divaneysen her ne kadar derdin varsa bir bak etrfaına . sıkıntına derdine sahip çık.
çünkü kşın ortasında savrulan bir tohum tanesinin üşüdüğünden dahi haberdar olan ve zamanı gelince ona can verip tonlarca ağaç yapabilecek güçte olan ve hiçbirşeyin tesadüf olamadığını her nefesimizde bize birkez daha ispatlayan tüm gezenlerin galaksilerin güneşin ayın bir yaratıcısı var.
işin özü şudur. seyreyle mevlayı neyler. ne eylerse güzel eyler. lütfuda hoş kahrıda. vesselam....
hasta erkektir.kınamamak gerekir. hoş görmek lazım gelir. sonuçta özürü vardır yani.insan yani.ins varya o işte. bunu kızda yapar. onun içinde aynı şey geçerlidir. yani saygısızlık ahlaki bir rahatsızlık olmuş ve biz bunu özür olarak görmek zorundayız artık.
şöyle bir şey varmı? bu varya şu adam . hani elinde sevgilisinin eli olan herif var ya. şu kızları kesiyor lan. şimdi bunu kestiği kızlar fark ederse elinden tuttuğu kızı aşağılamış olacak . hadi gel dikkat etsin yanındaki insana böyle saygısızlık yapmasın .
evet sizde güldünüz?çünkü komik bu değilmi ? sen yapmadın mı lan dingil diyen arkaşım sen geç şöyle . hah orası iyi orda kal. karışma kalabalığa . evet abicim . bende o saygızılığı yaptım. ama sevgilin gözünün içine baktığımda ona nasıl böyle bir şey yaptığımı kendime yediremedim. tamam oda takılıyordu bende takılıyordum. oda dalgasınd ben maytabımda.ama bir geçek var ki ciddiye alındığn kadar ciddiye alınırsın. o kaçamak bakışları senin elnden tuttuğun byan yapsa v bunu ordki erkekler fark etse senin konumun neresi olur. yerin dibi mi dedi birisi. yada şöyle misallayelim .başınıza illaki gelmiştir. sevilinin elinden tutan bir bayanın sizi kesmesi. aklınıza ilk şumu geliyor. acaba bu kız iş mi? yada yanındaki herife acınası bir saniye bakışımı ? bende yapmayayım sende yapma bizde yapmasınlar canım? hastayız biz diyorum . etraf büyük salgın . alınan her nefes bir zehir . ama ama ama ama ama zaten biz böyle bozulmuyormuyuz abicim. vesselam.
kesin ve net cevabı ustad dile getirmiş esasen. tartışmaya kapanmış bir konudur bu . buyrun efendim.
Kader, sadece islam dininde değil, başta Hristiyanlık ve Yahudilik olmak üzere daha birçok din ve felsefî sistemde tartışılan bir konu haline gelmiştir. Nedense insanlar hür bir iradeye sahip olmakla yapılan işlerin, söylenilen sözlerin önceden bilinmesi arasında daima bir tezat olduğuna inanmışlar ve akıllarını hep şu sualle meşgul edip durmuşlardır: Eğer yapacağımız şeyler önceden biliniyorsa bizim irademizin, yaşamamızın ne anlamı var? islam tarihinde Mutezile mezhebi gibi ifrat içinde bocalayıp, kader anlayışını tamamen reddedip;insan kendi fiilinin hâlıkıdır; diyen insanların yanında, Cebriyye mezhebi gibi tefrit içinde kalıp, iradeyi tamamen görmezlikten gelerek, insan rüzgâr önünde sağa-sola savrulan bir yaprak gibidir diyen insanlar da olmuştur. Fakat sırat-ı mustakîmdeki,itidal yolundaki Ehl-i Sünnet ise, Kesb ve irâde kuldan, yaratma ise Cenâb-ı Haktandır demişlerdir. Bediüzzaman Hazretleri de bu kader mevzuunu Yirmialtıncı Söz;de Mâturîdî akidesine dayalı bir anlayışla ele alıyor. 28. Mektubun Yedinci Risalesi olan Yedinci Meselesi;nin 3. işareti;nde ifade edildiği üzere ;sırr-ı kader ve cüz-i ihtiyarînin halli için, koca ;d-ı Taftazanî gibi bir allâme, kırk elli sayfada, meşhur Mukaddemât-ı isnâ Aşer namıyla telvih nam kitabında ancak hallettiği ve ancak havassa bildirdiği aynı mesâili, kadere dair olan Yirmialtıncı Sözde, ikinci Mebhasın iki sayfasında tamamıyla, hem herkese bildirecek bir tarzda beyan; etmiştir.
Her şeyden önce kader meselesi imanî ve vicdanî bir meseledir. Evet, vicdânidir ve bu nedenle akılla kavramaya çalışılmamalıdır. Meselâ, biz bir gül koklamak istediğimiz de gülü ağzımıza değil de burnumuza götürürüz. Çünkü o gülün kokusu ancak burunla alınır. Aynı şekilde kader ve irade mevzuunu anlamak için de;insan ruhunda iyiyi kötüden tefrik edebilen melekûtî bir mekanizmaya; yani vicdana başvurulmalıdır. Bir de şunu belirtelim ki kader konusunun iyi bilinmesi için Zât-ı Uluhiyetin iyi anlaşılması gerekir. Evet, kader mevzuunda çıkmaza girenler, yol yorgunluğuna düçâr olanların çoğu Zât-ı Uluhiyeti tam anlayamamış kimselerdir.
Üstad Hazretleri kader ve irade arasındaki dengeyi şöyle izah ediyor: Allahu Teâlâ, yaptıklarından dolayı mesul ve mükellef olmaları için insanlara bir irade vermiş. Aynı zamanda yaptıkları iyilikleri kendilerinden bilip gurura kapılmamaları için de karşılarına kaderi çıkarmış ve ;Haddinizi bilin, iradeniz var ama, yaptığınız fiilleri yaratan Allah;tır; dedirtmiş. Evet, Halbuki sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Yüce Allah&tır(Saffat 37/96) âyetini illâ da kaderle alâkalı olarak anlamak lazım ise işte bu minvalde anlamak gerekir.
Kaderle alâkalı diğer bir mesele de felsefe alanında teodise veya kötülük problemi olarak da bilinen kâinattaki şerlerin, kötü şeylerin varlığı meselesidir. Ey insan! Sana gelen her iyilik Allahtandır. Başına gelen her fenalık ise nefsindendir (Nisa 4/79âyet-i kerimesinde beyan buyurulduğu üzere ;insan, seyyiâtından tamamen mesuldür. Çünkü seyyiâtı isteyen odur Şöyle bir misal verecek olursak; iyilikler üzerimizden akıp geçmektedir ve biz onlara kolaylıkla ulaşabiliriz. Ama diğer taraftan kötülükler taşların altında saklı gibidir ve maalesef insan o kötülükleri taşların altında bulup gün yüzüne çıkarmaktadır. Cenâb-ı Hak güzeldir, güzel olanı sever ve daima kulları için iyilik murad buyurur. ;nun yaratmasında herhangi bir çirkinlik yoktur. Hepimizin de bildiği gibi yağmur bizim için bir rahmettir ve herbir yağmur damlasıyla yeryüzüne melekler iner. Bu nedenle tedbirini almayan ve yağmurdan, sel sularından zarar gören insanların yağmurun aleyhinde konuşmaya hakları yoktur. Kaldı ki aynı insanlar kuraklık olduğu zaman yollara dökülüp yağmur yağdırması için Allah;a dua ederler. işte bu durumu Üstad ;kisb-i şer, şerdir; halk-ı şer, şer değildirsözüyle ifade ediyor. Aynı mesele bu risalenin 4. Mebhasında ve 12. Mektubun 2. Suali;nde daha teferruatlı bir şekilde anlatılmaktadır.
Evet, kader sonuçları itibariyle çirkinlikten uzaktır. Üstadın verdiği misalde, birisi hırsız olmamasına rağmen hırsızlık suçundan hapse atılıyor. Evet, bu şahıs hırsızlık yönüyle masum fakat birisini öldürmüş ve insanlar bunu bilmiyorlar. Hâkim, şahsın bu katl suçunu bilmeksizin onu hapse atıyor ve o da cezasını çekiyor. Evet, insanlar zulmeder ama kader daima adalet eder.
Üstad, kader ve iradenin birbirine münafi olmadığını gösterdiği ikinci Mebhasın başında bu kısmın ehl-i ilme has olduğunu belirtiyor. Haşiyede de böyle derin, önemli bir akaid, inanç meselesini Risale-i Nur;un tam olarak hallettiğine vurguda bulunuyor. Üstad cüz-i ihtiyarînin mahiyeti meçhuldur diyor. Evet, öyle bir ihtiyarın, iradenin var olduğunu biliyoruz ama nedir, nasıl bir şeydir tam bilemiyoruz. Üstad bu ihtiyarın aynı zamanda bir emr-i itibarî olduğunu söylüyor. Evet, Allahu Teâlâ;nın kudretine, iradesine nisbetle bizim sahip olduğumuz irade çok küçüktür. Sahip olduğumuz ilim de sınırlıdır. Fakat muhteşem irade ve ilmiyle Cenâb-ı Hak her şeyi bilir. Bununla birlikte Üstad;ın ifadesiyle ilim mâlûma tâbidir. Şüphesiz Rabbimiz o muhteşem, her şeyi kuşatan ezelî ilmiyle külliyâtı, cüz;iyyâtı; olmuşu, olacağı; açık, gizli her şeyi ama her şeyi bilir. Fakat Biz yaptığımız işleri O bildiği için yapmayız; bizim yapacağımızı O önceden bilir. Dediğimiz gibi bu önceden bilme yapılacak işleri belirlemez. O, Muhit;tir; hadis-i şerifin ifadesiyle ilm-i ezelî, manzar-ı âlâdan, ezelden ebede kadar her şey, olmuş ve olacak, birden tutar, ihata eder bir makam-ı âlâdadır. Bunu bir misalle açıklamaya çalışalım; farzedelim siz yüksek bir binanın çatısının bir köşesindesiniz ve aşağıyı açık-seçik bir şekilde görüyorsunuz. Baktınız ki iki tarafınızdan iki araba çok süratli bir şekilde birbirine doğru geliyor. Evet siz bunu yukarıdan görüyorsunuz. Yavaşlama emâresi yok, ışık yok, polis yok ve siz diyorsunuz ki Başka yolu yok, birbirini görmeyen bu iki araba biraz sonra birbiriyle çarpışacak ve bunu bir yere kaydediyorsunuz. Şimdi soruyorum; insanların size gelip Bunların çarpışacağını neden yazdın, sen yazdığın için bunlar çarpıştılar, kaza oldu; gibi bir şey demeye hakları var mı, yok mu?
Gayet müdakkik âlimlere mahsustur; diye not düştüğü bölümde Üstad, cüz-i ihtiyarînin temelini teşkil eden meyelan kavramından bahsediyor ve burada Mâturîdî ve Eş;arî mezheplerinin bu mevzuuya nasıl yaklaştıklarını açıklıyor. Daha sonra cüz;î iradenin, küllî iradenin taallukuna nasıl bir şart-ı âdi olduğunu gösteriyor. Bakara sûresinin baş tarafında yer alan ;Allah kalblerini mühürledi, hastalıklarını artırdı, onları karanlıklar içinde bıraktı; gibi ifadeler de bu mevzuuyla alâkalıdır aslında. Evet, yukarıda da geçtiği üzere insan irade eder, işi yapmaya ehil hale gelir ve Allah da bu işi yaratır. Cenâb-ı Hakkın insanların yapacağı işleri yaratması insanların iradelerine, niyetlerine, seçimlerine, fiillerine maddî, görünen, haricî bir vücud giydirmesi manâsına gelir. Bunu da bir misalle açıklayalım; herhangi bir asansöre bindiğiniz de yapmanız gereken tek bir şey vardır; o da herhangi bir tuşa basmak. Evet, küçücük bir tuşa basarsınız ve o sizi alır bazen yirmi kat yukarıya bazen de yirmi kat aşağıya götürür. Bunun gibi irade de küçük, emr-i itibarî bir şey olsa da asansördeki tuş gibi büyük bir güce sahiptir. işte bu irade insanları bazen alâ-yı ılliyyîne çıkarır, bazen de esfel-i sâfilîne indirir.
gel teskere gel. ulan . biz askerde böyle şafak saymadık be. ne yıllık izinmiş ama. ulan argadaş şöyle eli enseye çekip gıvrıla gıvrıla yatmayalı nekadar oldu hesaplamaya uzmanlık gerek galiba. tıraş olmadan geçireceğim bir kaç gün mü. ooo . çok güzel. heleki sabah hın bir köründe haydi olum kalk ta işine git diye dalga geçen telefonun alarmına uykulu gözlerle telaş yapmadan bakacak olmak paha biçelemez galiba sanırsam.
abi ülkede evet işsizlik var. iş buldunmu atlayacanda. atlayıncada adamlar sana bir güzel atlıyorlar ha. yinede çok şükür rabbıma. allah olmayana nasip eder inaşallah.
yazmıyordum. yazmayacaktımda esasen . ama gelin görünki kınalı kuzularım bu kardeşiniz yıllık izinde be artık. bak gerçek diyorum ha. inanın ya. ammaaan. boşver . bende inanmıyorum ya. . neyse . bakakta görek demi. yani yani yani. hhaa bu arada . bu yazılmazssa içimde kalır. ha ha ha . hi hi hi hi ho ho ho ho. ohbe. vesselam. (bu ne lan . çorba gibi oldu heee.)
trt1 de çarşamba akşamları yayınlanan an itibarı ile 5, bölümü dönen yen, süper ötesi dizi. günümüzde moda olan dizilerden tamamen faklı bir formatta çekilen süper ötesi dizi. ilk 4 bölümünü yotube abimiz sayesinde defalarca syrettim. hepsi çok komik. bsyıldım ys. bu dizi bitmesin abi.
bir zamanlar öğretmenler gününün bana anımsattığı öğretmenim olmasına karşın beraber takıldığım bir hocamın öğrencilerin getirdiği güllerle hanımına gül reçeli yaptırmsından ibaretti. hani güler eğlernir sonra afiyetle gül reçeli yerdik abi biz.
ama şimdi öyle değil paşalar. hani bir söz varya ben bir selvi boylu yarden ayrıldım deyu. şol cennetin ırmaklarını bilirmisiniz. bu deyu ordaki deyu dan işte.
zehra. öğretmenler günün kutlu olsun gülüm. ya arkadaşlar biliyorum git başka yerde ağla diyorsunuzda hep buraya kusacak değiim ya . birazda ağlayayım yani çokmu gördünüz bu arkadaşınıza.
not: adı geçen zehra varya kocaman bir of. bir iç çekmesi. bir bir birşey. tarif ederken siz okuyacaksınız diye kıskandığım kıskanırken kudurduğum biri dayılar. vesselam....
anne yada baba olacaksınız. iyi evlat yetiştireceksiniz. birgün gerçekten yaşlanıp deriniz kırıştığında artık ayaklarınız tutmaz gözleriniz görmez kulaklarınız duymaz kafanız düşünemez olduğunda dahi size sarılırıp anne yada baba. sen ne kadar tatlısın. ne kadar güzelsin diyen birileri mutlaka olur.
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan râzı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.'
yani işleri zordur.
cesarette Marifet, arzu etmediğini geri çevirmekte değil, bilakis çıldırasıya
arzu ettiğinden, hakkında deli divane olduğundan vazgeçmekte. yani birşeylerden vazgeçebilme değil. aptallıktan bahsetmiyoruz. yada cahilliğin getirdiği cesaretten değil. harbi cesaretten . yani adam gibi.
mutluyum, çünkü galip gelmedim
cana ferahlık veren o gizemli sarnıçtan
arklar açmalıyım bahçesine kalbimin.
mutluyum, çünkü galip gelseydim
madalyam olacaktı, yüreği kangren yapan
ve bir gururum, kendini okşatan.
mutluyum, çünkü yenilmeseydim
ey hırs, ben senin ürkek ülkenim-
diye bitmeyecekti şiirim.
gidenleri öp benim için, çünkü benim
ceylan bakışlı bir kırlangıçtan
bile mahcup ruhum var.
buruk bir ömrü yaşasa da bedenim
mutluyum, çünkü hâlâ kılıçtan
utanan bir boynum var.
Hoştur bana senden gelen
Ya hilat yahut kefen
Ya taze gül yahut diken
Kahrın da hoş lutfun da hoş.
Gelse celalinden cefa
Yahut cemalinden vefa
Ikisi de cana safa
Kahrın da hoş lutfun da hoş...
. çok heycanladırır lakin bana bir yemek birde 40 kontor borcu var. ısmarlamassa avurdunu sıkarım onun. gideceksen ödeşte git kızım. ütüp ütüp gitmek varmı.
vaudeville for vendetta nın yerini kimse alamaz. çünkü o hala yerinde.(dikkat çok tehlikeli. altına don giymeyi sevmez o.) o hep bir efsane olarak kalacak .ha şu olur başka bir efsane çıkar piyasaya. okuruz . severiz. ama onun yerine birisinin geleceği ihtimal dışıdır. niyemi? tesadüfen seçeceğiniz bir kaç yazısında kelime dağarcığının genişliğine dikat edin . yada saymaya çalışın. kaç farklı kelime kullanmış. bir sayın yahu.(zamanınız varsa tabi).hani "adam döktüyor " derler ya. bu adamda taramalı gibi kalem var abi. adam resmen saydırıyor abi.
merhaba diyerek başlamak istedim lakin bir anlam taşımayacağı için mazeretini yazmak daha mantıklı geldi bana.hani etik açıdan hiç bir hususa önem vermeden pervasızca aramızdaki hukuğu çiğnemiş olmandan mütevellit, biraz laf kalabalığı yaparak zaman geçirme telaşıma malzeme olduşun olmasa, aklıma gelecek değildin.umarım senin tarafında kalan o dar dairenein içinde eftiklenirken inşallah kaybolmamışındır; hani o insanların hayallerinin dahi ulaşamayacağı şu pembe rekli hayalallerinin içinde. hayallerinin içinde dedimde şımarırsın şimdi. yani başkasının kurduğu hayallere özenmenden bahsediyorum kızım ya. yani hani senin başkalarına özentin varya . yani amaaaan kime anlatıyorum . tamam tamam senin senin. inandık. hepsi senin hayalin.
eee. şimdi benim sana ne yazmam gerekiyor kızım yaaa. sana anlatacak aylar biriktirmiştim bir vakte kadar . tamda o vakitlerde liradan sıfırlar atılınca bir hayalim kaldı oda sen değilmişin. bilmiyorum kaçıncı sıfırdın ama sende silindin işte . dahası artık uzun samsunda içmiyorum . eeee. esrarda içmiyorum.eeee hapta atmıyorum . işin güzel yanı ayık geziyorum. mesela elma yiyorum elma tadı alıyorum . yada çay içiyorum . aaa oda ne çay tadı. yahu meryem varya inan bir ara seni kendime kahraman ilan ettiğim zamanlar olmuştur haaaa. HELAL OLSUN diyorumda hakkım bana kendi hakkını zıkkım edeceğinden kararı hakkımın bizzat kendine bıraktım . benden duymuş olma ama senin hakkında heeeç olumlu düşünmeyor.(bizde biliyoruz "düşünmüyor" yazmasını)neyse .
nerde kalmıştık. haa ağzımın tadı bile değişti diyorum . sende nasıl bir insansın insan yıllarca yanında zerhoş adamın zil zurna olduğunu nasıl anlamaz. benim şüphem acaba seninde mi kafan benim gibi bir milyondu o vakitler diye düşünmedim değil.
madem zamanı geldi söyleleyim bari. bana adam olmaz demiştiniz hani. adamlıktan bir haber konuşmuştunuz öyle lafın bir ucu nereye gelir gelmez bilmeden kınayarak. ben gördüm kimin nasıl adam olduğunuda vazgeçtim sizin o adamlık vasfınıza nail olmaktan. benimki şöyle adam gibi olsun yeter bana.sizin gibi adam olmaktansa öyle çakma bir adama benzemek yada adam gibi adam olmak ne hoşmuş öyle. tavsiye etmemi bekleme sende ol ama gel görki mevalana kapısı değil o rütbe her cinsi almıyorlar .
ama üzülme . bir işe yaradın ama. ben bu dünyada milyarlarca insanın yaşadığının farkına vardım senin sayende. aaa. bak insan hemende insan gibi davranıyor dedim . önce şaşırdım sonra alıştım .hemde sadri alışık tadında. insan gözünü seninle açmaya görsün işte . sonradan görmüş olduk ama gördük işte kızım. uuttuğunu biliyorumda bir gelenek vardı her sana yazılan şiirin arkasına şunu yazardım.
--sadece gamzeli için--
şımarma haaaa. amaaan hhaaaaa. aman haaaaaaaaaaa.dünya başına göçse sadece bir amanım olur sana. aman haaaaa. aman haaaaaaaaaa.
bu entry i girdiğime buğün akşam utandım meryem.
buna inanamıyorum ismail yk gibi yazmışım. atın beni denizlere yalan dünya ismail yk ya kalsın. gerçekten özür dilerim ya bu ne abi.
insanların yabancılaştığı toplumlarda aslında kaçınılmaz sondur yalnızlık. Ancak yalnızlığın çeşitleri vardır; insan ya toplumun ben olduğu dünyada öteki rolü üstlendirilip yalnız bırakılır, ya da dış dünyası ile iç dünyasını birbirinden ayırıp iç dünyasında yalnız olmayı seçer.
Bazı insanlar iyi bir işe, eşe, dostlara sahip oldukları halde -kısacası toplumda iyi bir konumda oldukları halde- yalnızdırlar. Bu insanlar, dış dünyaları ile iç dünyalarını birbirinden ayırıp iç dünyalarında yalnızlığı seçmiş kimselerdir. Bu yalnızlığın milâdı, insanın kendine doğru bir yolculuğa çıkmasıdır. insanın kendine doğru bir yolculuğa çıkarken başkasını yanına alması düşünülemez, bu yüzdendir ki; “yalnızlık paylaşılmaz.”
