antikaw militarist'in yazılarını manidar bulan biri değilim fakat kimseye de bi zararını görmedim şurda. fanatikçe ağzından salyalar akarak kimseye saldırdığına tanık olmadım. kendisini eleştiren adamın çapı ne dersen de: yazıyla sıfır!
saç olur sakal olur, hırka olur işlik olur, öpülmesi mana ifade eden şeyler değildir bunlar. müslüman, hristiyan, musevi, hindu, budist vs hangi inanca mensup olursanız olun böyle saçmalıklar yapıyorsanız inançlı değil, yobazın önde gidenisinizdir. saçmadır.
camus'nün "yabancı"sını okuduğumda mersault'un kayıtsızlığı karşısında yer yer donup kaldığımı hatırlıyorum. nasıl olduğunu kendisinin bile anlamadığı bir cinyate karışmış ve hakim karşısına çıkartılmışken kendisini savunmak için tek söz bile etmeyen mersault'u...
yaklaşık 2 senedir herbirinin ayrı ayrı sebebini ve çözümünü bildiğim bazı sorunlar var hayatımda. bazıları fazla büyük, gittikçe daha da büyüyorlar. bense en az bir mersault kadar büyük bir umursamazlıkla sadece seyrediyorum.
daha da güzel olanı, kıpırdamaya ne niyetim ne de isteğim var.
dünya ve türkiye tarihini rijit bir kavimler, milliyetler ve devletler tarihi olarak okumayi sevenler tarafindan beğenilmesine şaşmamak gerek. milliyetçiliği negatif ve dişlayici yanlarindan arindirarak pozitif bir ideoloji mertebesine yükselten, milletlere bir takim değişmez hars'lar ve kültürel genetik kodlar atfeden geleneksel türk muhafazakarliğinin ve faşizan ideojiler yatağının çok sık rastlanan bu varyanti, çağdaş temsilini ilbey ortayli'da buluyor. ve belki tersi, türk muhafazakarliği popüler türk tarihçilerinin şahsinda kendisini temize çekmeye ve akp'nin dolduramadiği alanlara yaslanarak yeniden ayağa kalkmaya gayret ediyor. ancak bütün bunlarin dişinda sanirim asil trajik ve tehlikeli olan çoktan tarihin ve bilimin çöplügüne atilmiş bu basmakalip sözlerin, "asker millet", "din her zaman devlet kontrolündeydi" vb. kültürel genetik kodlar sabuklamalarinin ve tezlerin "saygin bilim adami" kisvesiyle yeniden ve yeniden hortlaması ve ilgi görmesidir.
dediğim gibi aslinda çok şaşirtici değil bu. her zaman kamuoyunun ve ortalama sağduyunun temsilcisi olan, kisa bir süre önesine kadar akp'nin kültürel alanda yaptiklarini öven, şimdiyse bu işler belediyeciliğe benzemez diyerek mhp cenahlarina meyleden, konjonktüre göre "tarih tezleri" üreten ilber ortayli, neredeyse bütün "tarihçilik" kariyeri boyunca da bu çizgide çalışmış, resmi ideolojiye ve resmi milliyetçiliğe paralel çizgide malzeme üreten bir tarihçidir. akademik planda inalcik, barkan, ortayli ekolü büyük hocalari köprülü'nün ikinci tarih kongresinde hasan cemil karşisinda geri atip güneş dil teorisi işlerine yol verdiğinden beri de bu çizgide resmi bir milliyetçilik türetme gayretiyle çalişmiştir. ama mhp eğitiminde yaptiği konuşma da basit bir retoriğin ötesinde ortayli'nin bir tarihçi olarak maalesef gerçek düşünceleridir. resmi türk tarihçiliğinin zirvelerinden kabul edilen bir figürün 150 yillik bayatlamış sakızlarla siyaset üretmesi ise başka bahis.
velev ki yirmi iki yabanci dil bilsin. dillerin sahipleri arasinda barişa ve kardeşliğe meyletmedikten sonra ne farkeder karacoğlan.
Varolan tüm siyasi partileri elinin tersiyle politik arenanın dışına iterek ülkenin üzerine güneş misali doğmuş, aydınlığın resmi, adalet ve kalkınma partisi genel başkanı sayın recep tayyip erdoğandır.
şimdilerde toplumda bir kesimin modası. içerisinde, mensup oldukları yavan ideolojilerden temsilciler olmadığı için akil insanlar listesine burun kıvıran bu kesimin, bugüne dek ülke hayrına herhangi bir icraatı da gözlenememiştir ne yazık ki. neyse ki, ezberledikleri üç beş kestirmeci sloganı her mecrada haykırarak siyaset yaptığını sanan bu çapsızların akil adamlar'ı beğenmiyor oluşu, ne derece doğru isimlerle yola çıkıldığı hakkında kıymetli ipuçları veriyor.
Çok değil, 2 dönem sonra ak partinin gerçek kılacağı uluslar arası durum. Bunu 20 yıl önce birisi söyleseydi neremizle güleceğimizi şaşırırdık, şimdi sadece o günün gelmesi için sabırsızlanıyoruz.
Kimi zaman yurdundan binlerce kilometre uzakta olsa da vatan aşkı kalplerinden bir an olsun eksilmemiş, ülkesine o mesafeden bile büyük hizmetler sunmuş ve sunmaya devam eden kahramanlardır.
Tabirimi maruz görsün, teşbihte hata olmaz derler. Dalin şampuanla yıkanmış bir bebek kadar naif ve sevilesi, narin bir kelebek kadar kırılgan ve hassas kişiliğiyle tüm Türkiye halkının sempatisini kazanmış duygusal kişilik. Ak parti kadar bu ülke üzerinde de çokça emeği olan, daha uzun yıllar ülkesine ve milletine hizmet etmesini dilediğimiz sayın arınç, Türkiye siyasal tarihinin hiç unutulmayacak kıymetli bir figürüdür.
elbette tüm ülkücü cenaha maledilmemesi gereken, fakat kimi çevrelerde fısıltı halinde konuşulmaya başlanmış, türkiye'yi kaosa sürükleyecek birtakım eylemler bütünüdür. başlatılan barış sürecini sekteye uğratmak amaçlı bazı uğursuzların provakasyonlar peşinde koştuğu söylenmektedir. her kim iseler artık, hiçbir şekilde barış sürecini baltalayamayacaklarını düşünsem de, sürekli ülke sevdalısı olduğunu söyleyen bu ruh özürlü psikolojik arızaların bir an önce tespit edilerek haklarında yasal işlem başlatılmasını temenni ediyorum. türkiye halklarının böyle ucuz oyunlara gelmeyeceğini kimse unutmasın!
Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. fakat Yüz yıla yaklaşan cumhuriyet serüvenimiz boyunca milletimizin başına gelmiş en büyük lider olan sayın recep tayyip Erdoğan hakkında layıkıyla bir şeyler yazabilmek gerçekten çok güç. Smegolün yüzüğe olan bağlılığını andıran bir tutkuyla halkımızın kendisine gösterdiği teveccühü fazlasıyla hak ettiğini söyleyerek başlayalım. Bir lider düşünün ki, anadolunun şirin ilçesi kasımpaşanın bağrından kopup siyasetin hırçın dalgalarına karışmış, baskıya zulme boyun eğmemiş, ülkesi ve milleti için hapislerde yatmış fakat hiçbir zaman vatan aşkı eksilmemiş bir hizmet sevdalısı olsun. hiç şüphesiz ki bu büyük lider, dürüstlüğü, dobralığı, naifliği ve olanca sempatikliğiyle Türkiye halklarının kalbinin baş köşesine gelip oturmuştur artık. En ufak bir övgüye aman efendim mahçubiyete düçar ediyorsunuz ben kulunuzu diye karşılık verecek kadar tevazu sahibi sayın başbakanımızın nesilden nesile aktarılacak portresi yaklaşık böyledir.
yüzeysel bir aklın, olmayan siyasal vizyonun göstergesidir. Fakat bilinmelidir ki, Türkiye siyasal arenasının rakipsiz siyasal devi ak parti ve onun genel başkanı sayın recep tayyip Erdoğan üzerinden girişilen bu çabalar uzun vadede boşa çıkacak, kimseye bir fayda getirmeyecektir. Oktay Vural gibi bütün popülerliğini ak parti'ye borçlu olan siyasetçileri bundan 5 yıl sonra kimse hatırlamayacakken, Akp dünya siyasetine yön veren bir parti olarak evrensel belleğe çıkmamacasına kazınmıştır. Ve elbette bu gurur tüm Türkiye halklarının.
küreselleşen dünyada hiçbir geçerliliği kalmamış bir ideolojinin artık tarihin çöplüğüne fırlatılma zamanının geldiğini belirten önemli bir tespit. özellikle de türkiye gibi hızla gelişen dünya ülkelerinde milliyetçi ideoloji ayak bağından başka bir şey değildir. zira ülkemizde seçmen kitlesi artık önemsiz bir kalabalığı oluşturan chp ve mhp gibi partiler de bu tespiti doğrular niteliktedir. ne mutlu türküm diyene ezberleriyle büyük devlet olunmuyor artık. aşın kendinizi biraz!
ileriki dönemde Türkiyenin başkanlık sistemine geçişiyle birlikte, şayet kendisi de kabul ederse, abdullah öcalanın devlet başkanı başkan olması durumudur. Bu sayede hem kürt yurttaşlarımızın devlete olan güven ve bağlılığının sağlamlık kazanması hem de demokrasi alanında büyük bir adım atılmış olması mümkün olacaktır.
Hülya avşar gibi popüler bir ismin bu listede olması bazı kesimlerce haklı bir tepkiyle karşılanmış olsa da, en büyük özlemimiz olan barışa katkı sunmak için büyük bir özveri örneği göstererek bu işe soyunan akil insanlara, başta biz sözlük yazarları olarak destek olma çağrısıdır. Tüm halklarımızın benzer bir sağduyuyla yaklaşması gereken bu hassas süreçte en zor görev akil insanlara düşmüştür. Vefakat onlara teşekkür etmek yetmez, her daim yanlarında olduğumuzu da hissettirmeliyiz. bu görev en çok biz bilinçli sözlük yazarlarına düşmektedir.