açılan başlığın neye göre silindiğini merak eden yazarın sorusudur. öncelikle ben böyle yarakürek bir iş görmedim. türkler adına başlık açılıpta, altına mavra yapıldığında problem yok. ya da ateist birinin saçma sapan, sadece ortamı kirletmekten başka boş kafayla açmış olduğu başlıklarda da bir sorun yok. peygamber efendimize açılan hakaret içerikli başlıklarda da bir sıkıntı yok. lakin kürt adına başlıkların anında silinmesi, altına kendi fikirlerini sunan yazarların bir kısmının uyarılmadan silinmesi söz konusu. bundan ziyade daha önceki saydığım konular alanında bu kadar ilgili olunsaydı belkide uludağ sözlüğün boku çıkmamış olurdu.
başa gelecek kötü durumların tetikleyicisidir. dün gece hiç tanımadığım bir galatasaraylıyı sırf fenerliye benziyor diye "tebrik ederim" dedim. "dalga mı geçiyorsun lan?" deyip dövdü beni.
yapılan hataların cefasını, alınan ahların yalnız kalmaya tekabul ettiğini düşünen insan işidir. belki hatanın büyük çapta olmaması sadece karaktere ters hareketlerin yapılmasından dolayıda bu suçluluk psikolojisinin içine girebilir insan. depresyon başlangıcı olarakta addedilebilir.
bir beşiktaş taraftarı olarak açtığım başlığa binaen (bkz: fenerbahçeyi tebrik etmek) bir galatasaraylı magandanın eziktaş diye hakaret etmesinden yola çıkarak öne sunduğum teoremdir.
galatasaray ile olan maçına müteakiben fenerbahçeli arkadaşları tebrik etmektir. sahada 12 kişilerdi, hakem düdüğü çalmadı, o oldu, şu vurdu vs laflar etmek ve geçmiş mevzuları gün yüzüne çıkarıp laf etmek oldukça saçmadır. tabiki sadece bu maçla alakalı bir durum değildir, genel olarak yapılmaması gerekmektedir. galatasaraylı kardeşlerimize geçmiş olsun diyoruz.
ergenliğin sadece liseye ait olmadığını belirten ergendir. ortam içinde sulu şakalar yaparak, her muhabbetin için am,göt, meme triosundan birini sokar.
diyelim bir ilişkiye başladınız. fakat içinizde sevginin belirtileri yok lakin kız çok iyi ve onu üzmek hiç istemiyorsunuz. ayrıca sizi deli gibi seviyor. velhasıl bir bok yediğinizi anladınız işin ciddiyetinin günbegün artmasından mütevellit huzursuzluk duyuyorsunuz ve ayrılmak istiyorsunuz en hafif kırıklıkla olsun, hatta elden gelse üzüntü bile yaşanmasın ama bunun imkanı yok. sonucta siz bi hıyarsınız kızı bağlamışsınız ve kendi götünüzün keyfi için bırakmak istiyorsunuz bencilce. ve değişik formül, taktik vs. kullanarak bunu gerçekleştirebilirsiniz.
maço tavırla arkadaşlarına salça olarak kıskanıyorum ayağına yatabilirsiniz.
kızı boğacak derecede ilgi manyağı edip, hayatının her anına müdahale edebilirsiniz. böyle olursa soğuyacaktır. tek suçunuz cok üstüne düştüğünüz olacaktır.
ya da tam aksi kuğul hareketler sergileyip, ilgisizmişcesine davranacaksınız. ama bundan önce bu iki zıt huyun orta kesiminde bulunmanız lazım. sonra sen cok deyiştin, ne oluyor? sorularına maruz kalmamak için.
girdiği entrylerle sizi etkileyen yazarın eski sevgiliniz olduğunu öğrenmeden önce aşık olmak. bulursanız sizindir, bulamazsanız asla sizin olmamıştır.
başından vurulduktan sonra hakkında açılan başlıklara, girilen entrylere bakıp analiz sonucu oluşturulan sorudur.
Şunu bildireyim ki ben milliyetçi biriyim. lakin bu durumu göz önünde bulundurupta ibrahim tatlıses'i sevmemeyi kendine empoze edenler var. Şahsen severek dinliyorum parçalarını. yaşadığı vurulma anından sonra kendisine allah(cc)dan yardım, şifa gibi dileklerin bulunmasından sonra aldığım eksilere binaen soruyorum ki; ibrahim tatlıses gibi gerçekten türkü alanında imparator lakabına layık görülmüş sanatçıyı hiç dinlemeyen, kişinin kederli anındaki derdinde yaşadıklarına ibrahim tatlıses'in parçalarıyla gem vurabilen, onu dinlemeyen var mı? delikanlı gibi söyleyin. sonuçta bu durum herkesin başına, eşine, dostuna vs gelebilecek bir durum. sevip sevmemek, görüşü bir yana insan neticede. biliyorum ki yine eksi alacam ama bu kadar acizleri görünce acırım. bunu yazmamın sebebi açılan onca başlığın sadece milliyetçilere mâl edilmemesi.