Ciddi bir şekilde merak ettiğimdir. Cidden ne olması gerekmektedir. Baştaki yönetenler; başbakanı, iç işleri bakanı, milli güvenlik bakanı, dış işleri bakanı, Mit müsteşarları...
Evet bu saldırıyı tabiki bu insanlar yapmamıştır. Fakat bu onların sorumlu tutulmaması gerektiğini mi gösterir?
Kahroluyoruz, üzülüyoruz, içimiz kan ağlıyor. Ama herkes için. Suruçta ölenlere, 10 ekimde tren garı ölenlere, 17 şubatta çoğu asker ölenlere, 13 martta ölen tüm sivillere,7 hazirandan sonra başlayan çatışma ortamında ölen tüm asker, polis ve sivil vatandaşlara... Suruçtan başlatıyorum zira o kadar çok olay yaşadık ki artık karıştı hepsi.
7 haziran 2015'ten sonra kaça ulaştı kaybettiğimiz canlar. 4 hanelere ulaşmışızdır bile belki.
Ankara'da başkentimizde bütün devlet dairelerinin ortasında, devletin gücünün simgesi olan şehrimizde son 5 ayda 3 patlama oldu. Yapanların Allah tümden belasını versin.
Ama burda cidden düşünmeniz gereken bu saldırı neden ve nasıl önlenemedi? Amerika vatandaşlarını uyarırken bizi yönetenler napıyordu? Hani 17 şubattan sonra yeni bir güvenlik politikası izleniyordu.
Erdoğan her yerde Fransa'ya Obama'ya biz yönetenler ülkemizde ölen her canın hesabını vermeliyiz bundan sorumluyuz demeyi bilirken sizin istihbarat servisleriniz çalışmıyor mu diye sorarken nasıl bunca olay yaşandıktan sonra çıkıp 'Vatandaşlarımız endişe etmesin' diyebiliyor?
Daha yazacak çok ama çok şey var ama ne gerek var diyor insan bir yerden sonra, çünkü yine hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Yine birkaç gün konuşup unuttuktan sonra yeni bombaların patlamasını beklicez. Yine yine yine....
ygs hakkında bu kadar çok konuşulurken girecekleri belki tebessüm ettirir diye geçen sene başımdan geçen bir olayı anlatmak için açtığım başlıktır.
huyumdur her zaman sınava tek başıma giderim. Aileden biri gelince beraberimde gereksiz baskı hissederim sanki ki zaten anamı babamı dışarda 160 dakika bekletmemin anlamı yok.
yanında kimse gelmeyince eşyalarını bırakacağım kimse olmadığından yanıma para dışında hiçbir şey almadım. gireceğim okula da minübüsle gidecektim zaten. sabah sınav heyecanından olacak masamdaki 5 lirayı 50 lira zannedip çıktım. bunu fark etmem tabi minübüste oldu. her neyse öğrenci fiyatıyla gidiş geliş yeter diye düşündüm.
Minübüse bindim. şerefsiz şoför üzerimde üniforma olmadığı için 1,80 gibi bir şey istedi. ben de sinirlendim ama ne de olsa dönmeye de yeter diye verdim. okul vardığımda aklıma birden bozuk paraları nereye koyacağım sorusu geldi, bunu daha önce düşünememiştim.
okulun önünde emanet eşya alan adamın teki vardı ama gel gör ki adam bunu 3 lira karşılığında yapıyordu. cebimde de 3,20 var. adama versem sadece 20 kuruş eve dönmeme yetmeyecekti. ben de adama vermektense bir yere saklama riskini aldım. tuttum bir ağacın dibine koydum ama ellerim kirlenmesin diye üzerine toprak falan örtmedim.
sınavdan çıktığımda sınavdan bir tokat yemiş olmanın üzerine ağacın dibindeki paralarımın çalındığını gördüm. ve şimdi cebimde tek kuruş para olmadan eve dönmeliydim. ve onca yolu yürüdüm kendime ve parayı çalana küfürler ederek. Eve tabi doğal olarak olması gerekenden epey geç varınca- o kadar uzakta okula veren ösymnin de amk- annemler ortalığı velveleye vermiş. yani sınavı kötü geçti de kendine zarar mı verdi acaba diye düşünmüşler. neyse öyle vardık eve onca yolu yürüyüp. burda bitiyor hikaye.
ösym muhtemelen ettiğim küfürleri duymuş olacak ki bu sene sabah toplu taşımayı bedava yaptırmış. doğru ve geç gelen uygulama. hayır sanki pasomu içeri soksam ne olacak.
neyse bu da herhalde en uzun entrym oldu şimdiye kadar ki. vesselam.
türkiye'de hala yargı yoluyla hakkını alabileceğini düşünen masum insan olarak nitelendirilmeme yol açmış beyanımdır.
yargı yoluyla hakkını alamıyorsan bu devletin hukuk sisteminin ne kadar bozulmuş ve yozlaşmış olduğunu gösterir. evet dediğin şey pratikte birçok örnekte karşımıza çıkıyor. Fakat biz ailecek başvurduk sonuçlandı mı evet sonuçlandı ve hakkımızı uzun bir uğraştan sonra aldık.
Fakat yok sen sadece sana söylenene inanıp harekete geçmiyorsan, mala bağlamaya devam et. fark ettiysen mal olmaya demedim. Şahsi görüşüm kimsenin mal olmadığı yönündedir ama piyasada evet mala bağlayan senin gibi çok insan var maalesef.
Geçenlerde oxfordun yılın kelimesi olarak da seçtiği emojinin iğrençliğidir. Bazı tipler ise tutup bunu her bir yere defalarca koymaktadır.
Ama gerçek şu ki emojinin kendisi de kullanan insanlar da itici gelmektedir. Samimiyet belirtisi olarak kullananların çokluğu da bilinmektedir. Fakat bilinenin aksine bu emoji hem ciddiyetsizliği hem ota boka kullanılmasından doğan sinir ediciliği ile başlı başına iğrençliktir.
türkiye'de asgari ücret ve amerikan dolarının 2002'den bu yana ilişkisini gösteren grafiktir. bu grafikle asgari ücrete yapılan zamın ne kadar niteliksiz olduğu gösterilmiştir.
Önemli olan paranızın miktarı değil paranızla satın alma gücünüzdür ifadesinin haklılığını ortaya koymuştur. dolayısıyla yapılan 300 liralık zam hükümetin her boka yaptığı zamın sebebi olma dışında hiçbir işe yaramamıştır.
insanlarımız ölüyor, her gün şehit haberleri geliyor insanlar evinde içecek su yiyecek yemek bulamıyor, insanlar birkaç cümle sarf ettiği için tutuklanıyor, düşüncelerinden dolayı insanlar ya öldürülüyor ya tutuklanıyor ya da siyasal sosyal linç uygulanarak orantısız bir baskı yaşatılıyor insanlar ölmesin diyenler terörist vatan haini sayılıyor....
Böyle bir ortamda ise sakinliğimizi koruyamadığımız için birileri çıkıp sövüyor bize.
işbu entryde size sunacağım listedir. Okuyacak yazarlara söyleyeceğim ise bu listenin tamamen benim görüşlerim ışığında hazırlandığıdır. Ayrıca burada ismi bulunan kişilerin bir çoğunun ayrı birer değerli insan oldukları fakat gereğinden fazla şişirildiklerini düşündüğümü de belirtirim.
Biraz önce katıldığı bir programda hangi şarkıcıları dinliyorsunuz sorusu üzerine verdiği cevap sonucu öğrendiğimdir. Şaşırtmıştır. Benim kulağım acıyor deneme amaçlı dinlemeye çalışınca tutup kulaklığı fırlatıyorum, söylendiği kadar kötü mü diye dinlemek istedim adamı olmuyor şarkının sonuna asla gelemiyorum siz nasıl beceriyorsunuz?
Öncelikle yaşadığım rezalet sgk'ya mı sağlık bakanlığına mı veya eczaneye mi ait bilemiyorum. Rezaletin olduğu kesin nereye ait olduğunu sizin takdirinize bırakıyorum.
Efendim boğaz ağrısı şikayeti ile aile hekimime gittim. Nitekim doktorum da üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı koydu ve antibiyotik yazdı. Yazdığı antibiyotik ise klamoks-bid 1 gr 10 tb idi.
ilacımı almak üzere eczaneye gittim. Eczanede ilaç için benden 7,02 tl istendi. Dekontumu isteyip ödedim ve eve döndüm. Dekontu inceleyince ilacın normal satış fiyatının 6,76 olduğunu fark ettim.
Evet sigortalı olduğum için ilaca değerinden fazla para ödemiştim.
Sigortanın indirdiği olarak fiyat farkı 2,71; ilaç katılım payı olarak 1,35; reçete katılım payı tutarı ise 3 tl idi. Dolayısıyla totalde 6,76lık fiyatı olan ilaca sigortalı olduğum için 7,02 ödedim.
Burda yapmak istediğim ise kuruşların hesabı değil sistemin salaklığına parmak basmaktır.
Üstüne ilacı yazdırmak üzere ödediğim muayene ücreti de cabası.
Sayıları artandır. Böylelerinin bulunduğu ortamda yaptığınız her espri sonunda linç edilmeye mahkum olacaksınızdır. Bu durum ise şu resimde ne de güzel ifade edilmiştir. Buyursunlar efenim. https://galeri.uludagsozluk.com/r/934465/+
Son zamanlarda ülkemizde sayısı büyük bir ivmeyle artandır.
Bu güruha ait varlıklar kendilerinden olmayana herhangi bir şekilde ne saygı ne de sevgi duyar. Sorgulamaksızın düşünmeksizin kendisinden değilse hakaret eder, nefret eder, hor görür. Çoğu insani duygularını da kaybetmiştir. Hoşgörüyü sağduyuyu ve saygıyı her şeyin üstünde tutan birisi olarak tez zamanda piyasadan silinmesini dilediğimdir.
Kendini bilmez birkaç andaval yazarın açılmış çoğu başlığa yazıp kaçtıkları ibaredir. E amk dedirtir. Önemli olanın enrty alıntı olmamasını fark etmesi gerekmektedir.