yıllardır yaptığım ve neticesinde çok iyi sonuçlar aldığım eylemdir. Doktorlar asla tasvip etmese de o an acıdan kıvranıldığında tek çözüm olarak gözükmektedir.
'' bende böyle düzenin mına koyarım '' diye devam eden malesef hayatın içinden, herkesin başına dönem dönem gelen, sevip sevilmeyip, sevenide sevememe hadisesi sonrası söylenen cümle. yani ben dahil mutlaka herkes hayatının bi döneminde dertlenmiştir böyle "ulan benim istediklerim beni istemiyo, beni isteyenleri de ben istemiyorum çünkü tipi kayık hepsinin, nasıl is bu? " diye. ardından da takma kafanı deyip içmeye gidilir.
iz bırakanlar unutulmaz sözünden yola çıkarak herkeste, herşeyde hayatın her alanında kendinizden bir iz bırakma isteğidir. insanın ancak böyle unutulmaz, böyle ölümsüz olacağı kanaatindeyim .
genelde cadde de fink atan, gümüş renkli , spor, üstü açık araba kullanan esmer ve yakışıklı erkektir. bazılarının yanlarında bir kız arkadaşıda olur. iett ile seyahat eden herkesin dikkatini çeker bunlar. kimisi hatuna , kimisi yakışıklı esmer erkeğe bakar. kafalar hep oraya dönüktür.
o kadar makyajı kıçıma yapsam, kıçım daha güzel olur diye düşündüğüm, türk erkeklerinin şişire şişire bir hal olduğu kadınlardır. bunların en başında bana nicole kidman gelmektedir. kadın ölmüşte gömmeyi unutmuşlar gibi hortlak gibi dolanmaktadır ortalarda. geri kalanları sayıp tepki çekmek istemiyorum, lakin o kadar abartmaya ne gerek vardır bilmiyorum. mesela ben, ama abartıldığı kadar varım yani.*
bir yerden sonra insanın gerçekten kendi kendine telkin vermesi, boşver deyip geçmeye çalışması, ama olmamasıdır. kaderim heralde amk deyip bir sigara yakılır yine hüzünlü yanar sigara, yağmur hüznü oynatır yerinden, ve telkin devam eder , "kaderindir herhal bu" . aynaya bakılır çokmu çirkinim lan denilir. yalnızlık kader midir ? yoksa kaderi insan kendimi çizer?
nişanlanan kızın bekar arkadaşlarının yüzüğünün kurdelesinden bir parça alarak suyla birlikte mideye indirmesidir, bekarların, bunu yaptıklarında evleneceklerine inandıkları bilinir.
müslüm gürses'in eski bir yeşilçam filminde beni yerlere yatıran repliği.
mafya işlerine bulaşan müslüm gürses, adamlara aynen şöyle söylüyordu yamulmuyorsam,
- bana adam dövdürebilirsiniz, bana adam öldürtebilirsiniz ama cinayet işletemezsiniz uleyn!
bankaların müşterilerine güzel bir geçirme metodudur. bir hesapdan başka bir hesaba para transferinden kaynaklanan bankanın alacağı paydır. aynı şube içinde yapılan havalelerde sabit olabileceği gibi havele olunan miktar üzerinden belirli bir yüzde esasına dayalı olarak da talep edilebilir.
başlığın tam metni;
sevgilisi varken cinsel ihtiyacını başka kadınlarla gideren erkek olacaktı aslı.
ben dahil güzel ülkemde bir çok kızın yarasıdır bu arkadaşlar.
sevgilin var, seviyosun iliklerine kadar. sevildiğinide hissediyorsun. hissettiriyorda bunu sana.
sen sadece cinsel ihtiyaca dayalı bir ilişki yaşamak istemiyorsun. masumsun ya ,öperkende severkende vs. kendine göre saygı duyulmasını istediğin prensiplerin var. evlenmeden cinsel ilişkiye girmemek gibi. ama erkek bu. illede ihtiyacım var sevişmekten kasıt, seks yapmak istiyorum diyor. madem sen kaba tabirle vermiyorsun , ben beyin olarak değil, bedensel olarak bu ihtiyacımı başka kadınlarda gideriyorum, ama kalbim senin diyor. ruhum senin diyor. çık işin içinden.
nasıl kaldırır bir kız bunu. iğrençlikten başka birşey değilde nedir. bu tip kişiler bana göre, doyumsuzluğu ile doğru orantılı olarak değişen bunun yanında kendi sevgilisinde aradığını bulamama gibi bir sorun yaşayan ikisi arasında bölünen bireylerdir. eldekinin kıymetini bilememek olarak yorumlanabileceği gibi bununla hiç alakası olmayan milyon farklı sebeptende olabilir. sex belki önemlidir ilişkilerde. sevgili eğer evlenmeden asla şeklinde bir mantıkla yetişmişse o zamana kadar beklemek zorundadır kişi. sabretmelidir. illede ben çükümü düşünürüm diyorsa erkek, hiç sevmemiştir. nasıl ki kız nefsine yenik düşüp iki dakikalık zevk için kendini başka kollarda tatmin etmiyorsa, erkekte yapmamalıdır.. sevgilisi olan insan aldatmaz, çünkü sevgiye kıyamaz. bu durumda olay sadece çapkınlık ve eğlence üzerine bir maceradan başka birşey olmaz.
yeni nesil metroseksüel erkektir efendim. erkek bakımlı olsun, temiz, titiz olsun ister kadınlar. lakin işin bokunu çıkaracak derecede olmamalıdır bu iş. sadece solaryumla kalsa iyi .bazıları göğüs kıllarınıda üzerinden bir miktar kırpar , nuri alço tarzında birde zincir takarlar. tamam dış görünüş önemli değil derler, lakin bu tarz nedir arkadaşım ? of birde bu kişi sevgili ise insana inanılmaz yapay gelir. hani kimi erkekler suratında bi ton makyaj var yüzünü göremiyorum der ya kızlara , erkekte de aynı öyle duruyo bu solaryum işi. yüzünü göremiyor insan karşındakinin.
yapmayın , etmeyin, giriyorsanızda şu daha çekici görüneyim diye solaryuma ,teniniz turuncu bir hali almasın beyler. valla çok itici duruyorsunuz. bu iticiliğin yanında, artı size biraz piçlik ve fırlamalık katıyor bu solaryum davası. yanılıyorsunuz, kadınlar her zaman piç adam istemez, efendi mazbut adamları seven kadınlarda vardır. netekim kadınlar bir çiçektir ve çiçekler su ister.
kadıköyde özellikle gözlemledim. bu kızların bir çoğu kilolu arkadaşlar. tepki alacağımı biliyorum ama söylemeden edemedim. kilolarını saklamaya siyah renk bile yetmiyor. sürekli siyah giydikleri ve koyu tonlarda makyaj yaptıları için özellikle kilo alıyorlar sanırım . sonrasında diğer bünyelerde "bir gotik yar sevdim kilosu benden fazla" gibi söylevlerde uyandırmaktadır. yani eğer birgün gotiklik kavramı kabuk değiştirirse ve giyim tarzı olarak açık renkleri benimserse işte o gün dünya obezite oranı biraz aşağılara çekilecektir kendiliğinden. ve türkiye olarak obezitede birinci sıraya oturmamız işten bile olmayacaktır. az biraz boğaza dikkat kızlar.
kızlarımızın talibinin çok olduğunu anlatmaya yarayan cümle . bir kızı ne mühendisler ne doktorlar ister ama gider çapulcunun birine varır denmek istiyorda olabilir. içinde biraz abartı barındırır.
ben demiyorum efendim astrologlar diyor. bu yakın durulası burçların en birincisi aslan burcudur. özellikle kadın olanları evlere şenliktir.. nerde gördün bir aslan bırak kendini yaslan der astroloji.
printer demeyi bizde biliyoruz canım. evvela türkçemize sahip çıkılması babında yazıcı demeyi uygun gördüm. düşünüldüğünde hakikaten gözle görülür benzerlikledir bunlar. .
misal yazıcıya kağıt sıkışır, çıkarmak için uygun ayarda baskı yaparak çekmek gerekir. öyle birden asılırsanız kağıt yırtılır . bu kez daha çok uğraşmanız gerekir. az baskı uygularsanız yine hiçbir şey elde edemeyeceğinizi bilirsiniz. yaparsanız bu kez gene daha çok uğraşmanız gerekir. ne alaka diyene,
yazıcıyı erkek, kağıdı da yapmasını istediğiniz şey olarak düşünürseniz, aradaki benzerliği kavrayabilirsiniz.
hele bir erkeğe baskı yapmayı deneyin bakalım. *
kaza haberini hayretler içinde sunan bir haber spikerinin , olay yerindeki muhabire bağlanmasıdır. genelde ismiyle hitap ettiği muhabir tarafından, kimi zaman sklenmeyen adam konumuna düşer bu gibi durumlarda.
spiker: evet sayın seyirciler şimdide gelişmeleri almak için olay yerindeki muhabirimize dönüyoruz,
evet osman söz sende. ( sonrasında monitöre bakmaz, önündeki dosyaları toparlayıp salak salak bakınır)
muhabir: teşekkürler mehmet . evet gördüğünüz gibi mehmet. bura ana baba günü gibi. kazada otobüsün alkollü sürücüsü hız sınırını aşarak karşı yönden gelen araca çarpmış durumda. arkadan gelen diğer araçta buna çarptı. en son bir kurye motosikleti çarptı, zincirleme kaza dedikleri bu olsa gerek. hep beraber grup yaptık burda, gangbang olayına girdik anlayacağın sen ne diyosun?
spiker: evettt, teşekkürle.... lan? sen ne dedin osman ?
muhabir: (pis pis güler sırıtırarak) kovulduk ama değdi mehmet. (kameramanın enseye bir şaplak atar) neyse sktiret. (kameraya tekrar dönerek) skerim kanalını da kazasını da, gidicem eve, koyucam kahvemi oohh mis gibi meheheh.
download delisi şahısların mottosu. önüne gelen , her bulduğu dosyayı bilgisayar bünyesine indirme isteği ile bu durumun sonu hüsran olabilir. antivirüs programı kullanmıyorsa babayı almış demektir.
futbol denen spordan hiç çakmayan bağyanların içine düştüğü durum. tamam cezmi ersoy '' sevmek, onun tarafına geçmektir'' demiş ama bana göre yanlıştır. birbirleri üzerinde hakimiyet kurduklarını ispat etmeye çalıştıkları bariz ortadadır. genelde takım değiştiren taraf, ipleri de yavaştan teslim etmiş sayılır. yapmayınız , etmeyiniz.
söyleyemedim , yasaklarda gibi insanı tarumar eden şarkılardan biri..
ucum yok, bucağım yok , saklımdasın ey yar haberin yok ..
gidenin ardından bundan güzel bir özlem cümlesi olamazdı herhalde. insanın bağıra bağıra söylesi gelir, durduk yere dinlendiği zaman adamın a.. koyan şarkıdır.
annendir, babandır , arkadaşındır, ofis arkadaşındır. sabahın köründe sen, bu hafta bitermi lan diye o lanet pazartesi sendromundayken, adamın biri iş yerinde şarkı söyler, yüksek sesle konuşur, " madem enerjiğim herkes enerjik olsun" tavrını takınır. sabahın köründe uykusunu iyi alamamış , suratsız olan insanlar ise bu duruma gıcık olur ben gibi. hatta " bok mu var sabahın köründe bu kadar neşeli olucak , sussana az oğlum " diye de tepkilerini de belirtirler. kanaatimce bu, neşeli olmak değil, sabah sabah sarhoş olmaktır. hele ki günlerden pazartesiyse.