en son entrymi bir sene önce girmiş olmama rağmen, bugün haberi görünce olay hakkında yorum yapmadan kendimi alamadığım durumun baş kahramanı olduğu söylenen, 1994 doğumlu gelişimini henüz tamamlayamamış bir tek hücreli. benim izlediğim video kısa hali miydi yoksa orijinali miydi bilmiyorum aslında; ama benim gördüğüm kadarı ile videodaki kişinin kimliğini belirleyecek herhangi bir unsur bulunmuyor. bu çocuğa iftira atılmış olabilir diyenler de var bu bakımdan haklı olarak. tabi bu da ihtimal dahilinde ama zaten konunun asıl ele alınması gereken kısmı; bir cana kast edilmesinden alınan zevk, önünde canı yanan bir varlığa kayıtsız kalabilecek kadar katılaşmış ve insanlıktan uzak bir ruh halidir. bunu yapanın kim olduğunun ne önemi var ki ülkemizde? ha can aksoy yapmış ha başkası yapıp ona iftira atmış. bir kaç sene önce de benzer bir durum yaşanmıştı ve hepimiz para cezasıyla nasıl kurtulunduğunu izlemiştik. bu olayı görünce asıl düşündüğüm; nasıl bir dünyada yaşadığımızdır. ve neden? neden yani böylesine saçma bir dünyadayız? insanlar neden bu kadar kaybolmuş hissediyorlar kendilerini? kedi köpek kuş horoz insan fark etmez. herhangi nefes alan bir canlıyı ödürmeyi geçtim, bir de bu olaydan zevk alabiliyor insanlar. benim aklım gerçekten almıyor. çok korkuyorum böyle bir dünyada yaşamak zorunda kaldığım için. çünkü kimse bana yarın sevdiklerimin boynunu pat diye gelip kesemez kimse diye bir söz veremiyor. ortalık manyak doldu resmen. gereken insanların tedavi olmalarını tavsiye ediyorum. hatta korkarak temenni ediyorum.
ay son girdiğim entrylerime baktım da, ya itiraf ya da yaran facebook şeysi. lan ne ara bu kadar pasif bir yazar oldum ben yeaaa? bütün yaratıcılığım gitti. zaten sözlükte de eskisi kadar vakit geçirmiyorum. mutsuz oldum bak şimdi.
bu ibne turkcell ne zaman onunla aramız bozuk olsa, o zaman mesaj yağmuruna tutuyor beni. takip mi ediyorsun amına koduğum? delirtmeye mi çalışıyorsunuz beni anlamıyorum.*
yere düşürüp kırma sayısı katlandıkça, yeni telefon alma ihtimali de buna bağlı doğru orantıyla düşen kızdır. yok efendim nerden tanıyayım ben böyle tipleri. hiç sevmem*
hangi üniversite olduğuna göre değişir. (bkz: koç üniversitesi)
afedersiniz ama koç üniversitesine bok girersiniz beyinsizseniz.
konuyu gündeme getiren yarışmacı kızımız tam bir beyin yoksunu olduğundan kaynaklanmıştır o durum. yoksa bırakın "yüce divan"ı ondan bir önceki soruda bile emin olmadığı için joker hakkı kullanmıştır. (not:kendisini zaten sevmeme ve dalga geçme gibi bir durumum var idi şimdi herkes farketmiş oldu yarışma sayesinde.)**
ayrıca şöyle bir bilgiyi de paylaşmak isterim; koç üniversitesi ile yeditepe üniversitesi arasında "ikisinin de paralı olması" dışında bir ortak özellikleri de ben deniz geheim5tir efenim.
şimdi arada fark yok denemez tabi ki ama şu anda gözde umay dalkalı ile aynı üniversitede okuyan insan, önceden de koçta okuyordu. yani oraya girebilecek kapasiteye sahiptir. yani bütün özel okullar aynı olmadığı gibi okuldaki herkes de aynı değildir. nokta.
biraz gurursuz olsam nolurdu yani. ortada bir neden yok ama triplerdeyiz kim daha önce pes edecek diye.
hayır etrafımda gözümün içine bakan bir sürü tip var ve kimse umrumda değil resmen. gece oluyor ya, deliriyorum o zamanlar.
tek bir harf bile yollasa rahatlayacağım cidden, gerçi o zaman istediğimi vermiş olacak. çok iyi tanıyor beni be sözlük hofff.
ayrıca buna benzer bir entryi bir ay falan önce başkası için yazmıştım. ben birisiyle ilgilenirken, ilgi kesilince benden; yemin ederim uyuyamıyorum yaa. neden böyleyim amına koyayım.
babama göre, recep ivediktir. evet bence de garip biliyorum ama; babannesi mi ne ölüyordu galiba bir filminde bu sahne için, "güldürdü ama sonunda da ağlattı" yorumunu getirince kesinlikle evlatlık olduğumu da düşünmeye başlamadım değil, itiraf edeyim. **
fatih sultan mehmetin, "bizans kalesine taş firlatip kaciyormus gibi" sahnesi var bu filmin yaa. siz neyin kalitesinden, yok efenim turk sinemasindaki oneminden falan bahsediyorsunuz?
savas oluyor orda, mavi gozlu kadin yanindaki sevgilisine diyor ki diger herifle aramizda ne oldugunu sonra anlatirim sana. goren de caddede kitchennettete sarap icip dedikodu yapiyorlar sanar. boyle sikik sahne mi olur ya?
bu filmi begenenlerin aklindan suphe ederim.
tanim: bos yere gecen 3 saat.
ayrica mavi gozlu kadin saclarini kesiyor erkek gibi gozukmek icin, sonra basina ortu ortuyor hep. mal misiniz nesiniz anlamadim ki? ne farki kaldi uzun sacli halinden amk? ayrica sanki sesinden anlasilmayacak. bir uzun sac var zaten bir insanin cinsiyetini ayirt edebilmek icin kriter.
en sikko sahnesi de, son sahnesi. bayragi diken adama yaklasik 4 5 tane ok geliyor ama yikilmiyor, hadi cuneyt arkın triplerine soktunuz adami onu anladim, o oklari atan adamlar nereye kayboluyor sonraki sahnede? 5 kisiye bir kisiyi (ustelik kac tane ok yemis bir kisiyi) alamiyorlar mi ordan? hadi alamadilar yemedi gotleri, peki nereye kayboldular bir anda adami oldurmek isteyip kaleden asagi mi atladilar? ben omrumde boyle gerizekalilik, amatorluk, basitlik gormedim. bravo lan size. begenenlere de bravo, eksileyeceklere de.