aksiyon sahnelerinin tadı arka sokaklar'ın bir tık üstündedir ve böylece cringe yaşamazsınız fakat bayağılığı görürsünüz.
ama dizinin en güzel yanı başladığından beri her bir sahnesinin çizgi roman karelerinden oluşuyor gibi olmasıdır. bir sahneyi durdurun karakterlerin söylediğini baloncuklara yerleştirin. ta daaa çizgi romanınız hazır. hemen hemen her yönüyle beğendiğim nadir dizilerden.
öte yandan ilk başladığından beri sezon sezon izliyorum ve tamamen altyazısız izlemeye başladığım ilk dizi. bu da ayrı bir yere sahip bende hehe
giriş ekranında aslında "beni hatırla" butonu olarak işe yaraması gereken bir yanlış ifadedir. şifre hatırlamak tarayıcının görevidir. şifremi sözlük zaten bilmektedir. otomatik giriş yapmış ol, girik kalgibi şeyler yazsa yine doğru olacaktır. fakat şifremi hatırla demek çok saçmadır. ve uzunca zamandır orada öylece sessizce durmaktadır.
ilk olarak ben ilişki testi'nde tanıdım. böyle komik mi değil mi ikinci bölümde algıladıktan sonra aslında ben de bu tarz davranıyorum bazen galiba dedim. sonra ilişki testi programlarında güncele yetiştim, kendi kanalında rabarba'ları izliyorum şimdi. aslında daha çok solitaire oynarken çok güzel eşlikçim. bittikten sonra wordament'e sarmayı düşünüyorum ama neyse.
biraz alıştıktan sonra sevdim biraz. ama biraz. ki çok sevemem bir komedyeni. bi ara denk gelirse instagram'dan mesaj atıp nah bloklarsın lan beni demek istiyorum. sonra bloklasın. öyle içten içe çok komik olmayan ama süregelen bir mizah yaşayalım. çünkü galiba tarzı bu biraz. *
türkçe'nin çok sayıda eş sesli kelimesi olmasından dolayı, özellikle de bugün insanların kelime haznelerinin daralması yüzünden yanlış anlamlar çıkarılabilecek bir söylemdir. fakat şu unutulmamalıdır ki, sabit duran binayı allah sabit tutar, yıkılan binayı allah yıkar. geri kalan olgular bir sebeptir. biz yalnızca yapılması gerekeni yapmalıyız, doğru olana yönelmeliyiz. söz gelimi bina yapılırken hata yapılmışsa * hata kabullenilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. halka karşı imtihan olarak nitelendirilen şeyin tanrıyı suçlarca dile getirilmesi tövbe etmeyi, hatadan dönmeyi gerektiren bir davranıştır.
birkaçtır gündemdeki olayları gördükçe ne zamandır dinlemediğim kurban'ın son albümünden rastgele şarkılarını hatırlıyordum. biraz önce açtım hakim'i kapağını görünce direkt bunların bi fan sitesi vardı ne alemdedir acep hesabım hala duruyor mu bakayım dedim ki sitenin olmadığını gördüm ehehe.
zırt bırt olmadığı takdirde gayet ayağı yere basar, iyi bir eylemdir.
genellikle insanlar ideolojisini değiştiren kişilere "nası da çark yapıyo" gibisinden küçümseyici tepkiler verirler fakat genellikle yersiz bir tepkidir. insanız sonuçta; düşünüyoruz, hareket ediyoruz, bir şeyler yaşıyoruz. bunların sonucunda illa ki ders çıkartarak önceki düşündüklerimizin hatalı olabileceğini görüp hatayı kavrayarak yeni bir adım atıyor, başka fikirlere bürünüyoruz.
bu kötü bir şey değildir. fakat her seferinde rüzgar nereden eserse o yana duran insanlar yüzünden insanlar fikirlerini değiştirmenin, inatlarından vazgeçmenin çok kötü bir hareket olduğunu düşünmektedirler. bu da aslında ilk adım yanlışsa yanlışlığa saplanıp kalmanın ve çıkmaya çabalamaktan dahi korkmanın bir ayrı götürüsüdür **.
tabii ki "iyi"den "kötü"ye geçmek de olabilir fakat kişinin kendi hür iradesi sonucunda aldığı kararlara göre saygı duyulmasını gerektirir.
bir deli kuyuya taş atar ve kırk akıllı çıkarmakla uğraşır.
bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için shakespeare’e gönderdiğinde yazarın verdiği cevap;
-dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın. *
şimdiye kadar görmüşlüğüm yoktur ama galiba öğrencilikte biraz kaşarlandığımdan dolayı böyle hadsiz şeyler konuşan profesörlerle, hocalarla konuşmak kendileriyle tartışmak için tekrar lisans hayatına başlamak istemiyor değilim.
konuşmak istediğim şeyler de gerçekten sorgulamak. tanım yapmasını istemek. zaten bir şeylerin anlamı ortaya çıktıktan sonra münakaşaya girmeye gerek kalmayacaktır.
aslında hepsi birbirinden farklı aşk hikayeleridir.
biraz şey gibi karpuz vs. elma vs. hindistan cevizi
hepsinde ayrı bir tat ayrı bir aşk vardır; okudukça, ehlinden gördükçe daha bir etkilenirsiniz.
ve herkesin bir meyve damağı vardır.
tasavvuf der ki; herhangi bir şey allah rızasından uzaktaysa kişi ondan uzak durmalıdır. bu bir lokma bir hırka da olsa. kişi ne yaparsa yapsın niyetini allah rızası için yapmalıdır. tasavvufun geriye kalan öğretileri bu yola girmek içindir.
dinsizlerin dinsizliği dinsizliği dayatmıyoruz iddiasıyla dayatmaları dinlerin tutarsızlığından önemli değildir. öte yandan evet dinlerde tutarsız birçok yön vardır. bu hak katında geçerli din olmayışlarının sebebiyledir. hak katında tek geçerli din islam'dır. bu yüzden tutarsız değildir.
türk olsa soyadı şekerdağ olurdu ve sitesini kimse kullanmazdı. hatta muhtemelen kendisi de böyle işlerle uğraşmayıp pancar yetiştiricisi falan olurdu. yahut şekerleme sektöründe bir fabrikatör falan olurdu.