son zamanlarda dinlediğim ve bırakamadığım çok güzel şarkı.
mutlu eden bir şarkı değil ama mutsuz eden bir şarkıda değil.
bir insanı seversiniz ama niye sevdiğinizi bir mantık çerçevesine oturtamazsınız ya işte öyle bir şarkı.
işbu başlık ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketlere ithafen açılmıştır.
evet yaklaşık 17 - 18 yıllık eğitim öğretim hayatınız bittikten sonra hayat nasıl devam ediyor ? bu soruyu boş duramayan bir insan olarak değerlendirmek ileride mezun olunca arkadaşları ne gibi zorluklar bekliyor gibi sorulara kendi çapımda tespitler yaparak cevap vermek için açtım.
öncelikle mezunsunuz bunu kafanıza sokun ve öğrencilik hayatınızdaki rahatlığı beklemeyin. çünkü çevrenizde hep var olan ama mezum olunca ortaya çıkan tanıdıklarınız daha iş bulamadın mı,sanki üniversite okuyunca noluyor gibi sorularla sizi psikolujik olarak yıpratacaklar. çevrenizde en azından bir tane böyle insan olacak.
mezun olduktan sonra nasıl olsa iş yok bari yüksek lisansa başlayayım gibi bir kaygıyla yüksek lisansa başlayacaksanız özellikle ders çalışmayı sevmiyorsanız yüksek lisansa başlamayın. tekrar söylüyorum başlamayın.ama diyorsanız ki benim bir farkım olsun lisansı artık herkes okuyor bunu da yapayım siz bilirsiniz.
mezun olduktan sonra zaman denilen şey öyle bir hale geliyor ki sürekli bir şeylere yetişememe hiçbir şey yapmasanız bile zaman yetirememe durumunu oluyor. hele ki hedefiniz dışında bir şeyler yapmaya başlamışsanız ayvayı yediniz. işsiz olup yığınla işi olan insan psikolojisine hoş geldiniz.
benim size vereceğim tek tavsiye ki ben kendimi asla tavsiye verebilecek akılda hissetmemişimdir sadece fikir verebilirim ne istemiyorsanız onu yapıyorsanız bırakın. sonra istediğiniz şeyle o şey arasında kalıp hayatı cehenneme çeviriyorsunuz.
mezun olduktan sonraki hayat bir makinaya bağlısınız siz nefes aldıkça o makina zehir püskürtüyor.
~yazdığımı sözlük yazarlarının itirafları başlığında da değerlendirebiirmişim aslımda.
~
love hurts şarkısında sesinin kime benzediğini bir türlü bulamadım. kim olduğu beynimin ucunda olup bir türlü dilimin ucuna gelememiş güzel şarkının sahibi güzel grup.
eski çalıkuşunu da izlemiş biri olarak yeni 2013 versiyonunu kamran ve feride için izliyorum. izleyenlerin çoğunun da böyle düşündüğüne eminim.
kitabı birebir uyarlasalardı zaten sallantıda olduğu söylenen güzel dizi direkt baydı ama yeaa bu ne şeklinde yorumlara maruz kalacaktı. bu yolla devam etsin
feride nin yalnızlığını hissettim. kamranın içindeki boşluğu belirsizliği vs.
daha çok burak özçivit daha çok fahriye evcen. evet işte bunlar hep çalıkuşu.
bu soruyu kendime sorarken buldum kendimi bir an.
dedim bir başlık açıyım sözlükte ama gördüm ki benden önce sorulmuş bu soru. şu an harbiden soruyorum:
şivan perver kim lan?
(bkz: kıyafetten tahmin yapmaya çalışmak)
eğer okuduğum kitapların her birini bir sanatçıyla özleştirirsem
bu kitap kesinlikle serdar ortaç olurdu. hayatımızda var olan gereksiz boşluklar için ideal bir hacme sahip ona lafım yok.
şöyle bir şey
şimdi netten dizi izlesem
izleyemem...
kotam dolar.
izlemesem....
değişiklik mi yapsam?
hayat...
kararlar...
bizi biz yapan
belki de doğru karar veriyorumdur
belki de...
ne bileyim ben.