"kimse kimseyi kaybetmez.
giden başkasını bulur kalan kendini."
buna benzer pek çok sağlam sözleri var. örneğin "bizim vazgeçtiğimiz her şey güzeldi" beni içimden en çok vuran sözlerdendir.. bir dizi projesi ile karşımıza çıksa ne güzel olur. bu emekler heba olmamalı sanki.
Bu devirde hangi birini yazayım. Kanunlar zaten erkeğe gerizekalı diyor. Tanıdığım biri evlenip boşanmış 3 ay evli kalmışlar. 7 yıl oldu hala para ödüyor. Ödemezse cezaevine girecek. Kadın başkasıyla beraber yaşıyor üstelik. Istanbul sözleşmesi yüzünden. Kadın hakları diye bir yerlerini yırtanlar var ya. Onlara anlatın bunu
Yaz Sonu romanıyla okurlarına yeniden merhaba dedi.
"Hiçbir yaz onun kadar ısıtmadı içimi"
"Geleceksin biliyorum,
vedalara alıştığımız nice yazlardan sonra.
Bak bu yüzümdeki ilkyaz güneşi,
bak bu senin ılık rüzgârların,
ağaçlarında tomurcukların,
denizlerinde mavilerin, göğünde kuşların,
sokaklarında çocukların ve hep umutları yarınların.
Biliyorum geleceksin
kırılmış aynadan gülümseyen yanıma.
Biliyorum geleceksin, yaz olacak…
Erzincan'lı Türk senarist, yazar. Oku Hareketi kurucusu. Aslen karadenizli. Metropol Rüyaları romanı ile tanındı. Sultanın Gözyaşları ve Mahallemde Akşamlar isimli romanları yazdı. Bu yıl Yaz Sonu isimli yeni romanıyla okur karşısına çıkacakmış.
Aynı zamanda belgesel film yazıp yöneten kişi. En son yaptığı bir istanbul sinematografisine denk geldim. 1950'lerin istanbulu'nu anlatıyordu. Mahallemde Akşamlar konulu. Oldukça güzeldi.
mottosuyla okurlarla buluşacakmış. haberin detayında kitabın tanıtım bülteninde şu kısım hem içe dokunur hem de kitabı okutacak cinsten.
"geleceksin biliyorum,
vedalara alıştığımız nice yazlardan sonra.
bak bu yüzümdeki ilkyaz güneşi,
bak bu senin ılık rüzgârların,
ağaçlarında tomurcukların,
denizlerinde mavilerin, göğünde kuşların,
sokaklarında çocukların ve hep umutları yarınların.
biliyorum geleceksin kırılmış aynadan gülümseyen yanıma.
biliyorum geleceksin, yaz olacak…
b. ergin borobey, “temiz sayfa diye bir şey yoktur.” dediği hikâyesinde sıcak yaz günlerini kucaklarken, bizleri sahil kasabasında eski kitapçı dükkânı işleten yusuf’un kırık bir aşk hikâyesine misafir ediyor. ani bir tesadüfle tanışılan aşkın, dolunaylı gecelerin, henüz keşfedilmemiş sıcak duyguların ve pürtüksüz coşkuların bir güz alacasında nasıl silinip gittiğini anlatıyor…"
"Geleceksin biliyorum,
vedalara alıştığımız nice yazlardan sonra.
Bak bu yüzümdeki ilkyaz güneşi,
bak bu senin ılık rüzgârların,
ağaçlarında tomurcukların,
denizlerinde mavilerin, göğünde kuşların,
sokaklarında çocukların ve hep umutları yarınların.
Biliyorum geleceksin kırılmış aynadan gülümseyen yanıma.
Biliyorum geleceksin, yaz olacak…
mimist adlı kullanıcının yazmış olduğu ifadeleri yazarın kendisine sorduk. şahsı tanımadığını ve yazdığı şeylerin çoğunun da yanlış bilgiler olduğunu söyledi.
"bir yazar olarak pek çok insanla muhatap oluyoruz haliyle, onlardan biri olabilir. ancak ağzımdan çıkmayan ifadeleri sanki ben söylemişim gibi oraya uluorta yazmak hem hoş değil hem de sağlıklı insan davranışı değil."
bu konuyu açıklığa kavuşturma adına yazmak icap etti.