hayatında canlı bizon görmemiş dolayısıyla bizon kokusu hakkında en ufak bir fikre bile sahip olmadığını tahmin ettiğim; vasıfsız fakat bir o kadar da yersiz özgüven sahibi kızları "hatun" diye niteleyen kezbanımsı canlı beyanı.
yaklaşık 2 sene önce ileri demokrasi adıyla önümüze koyulmuş olan, suni demokrasi nutuklarının bir diğeri olacak, akp hükümetinin paketi.
belki diyeceksiniz şimdiden bir yargı bildirmek zor ama şu haberden sonra bu paketin içindekilerin vaat olarak kalacağına ve bir başka oyunun sahneleceğine olan inancım tam ; paketin açıklanacağı toplantıda hangi gazeteler yok ?
demokratikleşme paketi açıklıyorum diyorsun, şu şu gazeteler ve haber ajansları izlemeye, dinlemeye gelmesin diyorsun, ilahi haşmetlim ...
kendisini sadece mackolikten takip edenlerin "mancini basarili olur- olamaz" ahkamlarini okumak uzucu. yine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlari goruyoruz.
yardimcisinin twitter uzerinden bana yazdigina gore mancini'ye yapilan tekliften henuz haberi yok. yani basindaki "bitti, yardimcilariyla para sorunu var" haberlerine itibar etmemek lazim.
4 senedir kendisinin yonettigi her maci izleyen bir manchester city ve besiktas taraftari olarak sunu soylemeliyim : umarim galatasaray'in teklifini reddeder.
-seni seviyorum adnan.
+bende seni seviyorum nalan. ama aramızda bir mercedes ile tofaş kadar fark var.
-o kadarcıkmı be ikisinide alırım sana adnan.
+hıamına...
insanlar tembel, hep kaçış yoluna meyletme, hep az uğraşa ulaşma çabası. mümkünse o da çok çabalamadan.
kaşar peynirinin bile dilimlenmişi satılmaya başlanmış anla yani o derece.
her şeyin hazırı, her şeyin yapılmışı, bunun insana düşen payı da belirlenmiş standartları olan hayatlar. aslında hayat demek te zor, hayat seçilerek yaşanan anlar bütünü olması lazımdı, bunları biz seçmedik. belirlediler, seçtirdiler, yaşatıyorlar...kim tatmin oluyor acaba bundan?
onu da güncelledik her şey gibi, hayatın kriterlerini belirleyen bir sunucu bir server var sanki. her şey ordan upgrade, genç kızların zevkleri de, yeni yetmelerin zevksizlikleri de bir yerlerden güncelleniyor. orda hazırlanıyor, belirleniyor, al yaşa buyur. kaşarı da biz dilimledik sen de ye afiyetle.e domates? onu da koyduk içine ye sen ye...
geriye baktığınızda geçen yılların "ne de çabuk" geçmesine hayret etme sebebimiz; su tadında, hava renginde, laf ağırlığında yaşıyor olmamız. elektrik faturası yatırma kuyruğunda beklerken ne kadar insiyatif kullanırsak hayatta da o kadar kullanmaya başladık. o sırada neye önem veririz ki? vermeyiz tabi ki bir sıradır, ondan tek beklentimiz dizi/maç başlamadan bizi eve ulaştıracak hızda ilerlemesidir başka bir şey değil, zamanı dolacak bitecek gidecek, işlem tamam. işte insiyatifin yok olamaya başladığı hayattan beklentiler de bu şekilde azalıp dilimlenmiş kaşara talim ettikçe hayat da böyle tatsız tuzsuz, "vay anasına ya cem karaca öleli o kadar mı olmuş, ne çabuk geçmiş lan haskym..." tadına doğru yelken açar gider. soru sorma ye sen ye...yarayışlıdır, ota boka iyi gelir, şekere tekere..nereye koyarsan oraya. son aşama: kulak arkası...
ancak filmlerde gördüğümüz, çok ileri bir zamanda ve acaip bir teknolojideyiz mesajı vermenin en güzel belirteci olan cd lerin güvercin kovmak için kullanıldığı ancak güvercinlerin bile bunu takmadığı zamana geldik.
geldik te gidiyoruz bile...aa şimdi de sıra bize gelmiş diyenlere/diyeceklere de sözüm şudur: "vay lan biz nereye geldik" demeye kalmadan, kendinizi bunlara benzer şeyleri yazarken bulacaksınız, yazı hala yazılan bir şey olarak kalmış ise son güncellemede...
şu anda izmir dokuz eylül üniversitesinde okumaktayım. daha yeni başlayacağım ve şimdiden kızları kucaklarına atlayacak sanan bir takım abaza arkadaşlar gördüm ve tanıştım. komik insanlar, güldürüyorlar insanları. gülmek güzel. (bkz: :))
provakatör bir adama oy verilmez. insanları kışkırtmaktan başka bir iş yaptığı yok. hani 600 tl dağıtacaktı. hani benim 600 tl param ne oldu benim parama.